Amasya’nın neyi meşhur?
Amasya denilince akıllara ilk olarak meşhur elma ve kiraz bahçeleri geliyor.
Amasya’dan ne alınır?
Amasya’ya giderseniz elma çayı, elma kurusu gibi envai çeşit elmalı ürünün yanı sıra Amasya bamyası, haşhaş ezmesi gibi yöresel lezzetler de alabilirsiniz.
Amasya kaç günde gezilir?
Kendinize planlı bir gezi programı çıkartırsanız şehri gezmek için iki gün yeterli olacaktır.
Osmanlı İmparatorluğu Dönemi’nde şehzadelerin eğitim merkezi olan Amasya tarih boyunca on üç farklı medeniyete ev sahipliği yapmış. Dokuz bin yıllık geçmişi ile Amasya ziyaretçilerine çok farklı kültürlerden izler sunuyor. Amasya tarih boyunca, Anadolu’da müzik ile tedavi uygulanan ilk tıp merkezine, Ferhat ile Şirin aşkına, Pontus Kaya Mezarlığı başta olmak üzere pek çok özel kültüre, tarihi yapıya ve efsaneye ev sahipliği yapmış.
İçindekiler
Amasya’nın ilçe merkezinde yer alan Pontus Kaya Mezarları’nın M.Ö 4. Yüzyılda yapıldığı biliniyor. Yirmiden fazla mezarın bulunduğu Pontus Kaya Mezarları kireç taşının oyulması ile yapılmış. Geçmişte, tanrılaştırılmış kralların ibadeti için kullanılan Pontus Kaya Mezarları Amasya’da görülecek yerler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Pontus Krallığı’nın en önemli üç kralının mezarlarının yer aldığı tepede nefis bir Amasya manzarasının yanı sıra Kızlar Sarayı Hamamları’nın kalıntıları da sizi bekliyor.
İlk olarak 1925 yılında II. Bayezıd Külliyesi içinde kurulan Amasya Arkeoloji Müzesi 1980 yılında bugünkü yerine taşınmış. Müzede Osmanlı İmparatorluğu Dönemi’ne ait sikkeler, el yazmaları ve pulların yanı sıra dünya üzerindeki tek İslami mumyalar olduğu bilinen mumyalar sergileniyor.
Hasan Dağı’nın üzerinde yer alan Amasya Kalesi şehrin en görkemli tarihi yapılarından biri. Pontus İmparatorluğu Dönemi’nde inşa edilen Amasya Kalesi sağladığı korunaklı ortam sebebiyle Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı imparatorlukları tarafından askeri ve savunma amaçlı kullanılmış. Pek çok farklı medeniyete ev sahipliği yapması dolayısıyla karmaşık bir mimari yapıya sahip olan kalede sarnıç, hamam, su deposu, zindan, mezar ve cami kalıntılarını görebilirsiniz.
Hazeranlar Konağı 19. Yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı İmparatorluğu defterdarlarından Hasan Talat Efendi tarafından yaptırılmış. 1970’li yıllarda kamulaştırılan konak günümüzde Etnografya Müze Evi olarak hizmet veriyor. Geleneksel Osmanlı Mimarisi’ni en güzel yansıtan tarihi yapılardan biri olan Hazeranlar Konağı’nın tarihi odaları ve sergilenen etnografik eserleri kesinlikle görmeye değer.
İki katlı ahşap bir binada yer alan Şehzadeler Müzesi’nde Osmanlı şehzadelerinin balmumu heykellerinin yanı sıra etnografik eserler de sergileniyor. Geleneksel halıların, hat sanatı eserlerinin, tezhip örneklerinin haricinde geleneksel Anadolu Türk evlerinde kullanılan aksesuar ve eşyaları görebileceğiniz Şehzadeler Müzesi’nde her şehzadenin yaşadığı dönemi anlatan kısa filmler de gösteriliyor.
Ferhat ile Şirin’in efsanevi aşkını yaşandığı yer olarak bilinen Amasya’da bu destansı aşka özel bir müze olmaması düşünülemezdi. Ferhat Su Kanalı’nın etrafında yer alan müzenin çevresi de güzel manzaralara ev sahipliği yapıyor.
Ferhat ile Şirin Aşıklar Müzesi konumu
İlhanlı Dönemi’nden günümüze gelen tarihi yapılardan biri Sabuncuoğlu Tıp ve Cerrahi Müzesi. Anadolu Selçuklu Mimarisi’nin en güzel örneklerinden biri olan müzenin bir zamanlar Anadolu’da müzikle tedavi yapılan ilk merkez olduğunu da söylemeden geçmek olmaz.
Sabuncuoğlu Tıp ve Cerrahi Tarih Müzesi konumu
20. Yüzyılın başlarında çekilmiş bir Amasya fotoğrafından esinlenilerek yapılmış Amasya Minyatür Müzesi. 2010 yılında açılan Minyatür Amasya Müzesi aslında şehrin küçük bir maketi. Şehrin önemli ve özel eserlerinin mimari özelliklerini daha yakından tanımanıza olanak sağlayan müze aynı zamanda Türkiye’nin en büyük maket Müzesi olma ünvanına sahip.
Amasya Saat Kulesi ilk olarak 1865 yılında sancak yöneticisi olarak görevli olan Ziya Paşa tarafından yaptırılmış. Ancak yapıldıktan kısa bir süre sonra yaşanan yangında hasar görmüş ve aslına uygun olarak yeniden inşa edilmiş. Tarihi Amasya Evleri ile yan yana olan Amasya Saat Kulesi şehrin en ikonik yapılarından biri.
Sultan II. Bayezıd’ın emri ile 15. yüzyılda inşa ettirilen külliye, cami, mektep, köprü ve medrese gibi bölümlerin yer aldığı kompleks bir yapıdan oluşuyor. Sonraki yıllarda Şehzade Osman Çelebi Türbesi’nin de eklendiği külliyenin mektep hariç tüm bölümleri günümüze ulaşmış.
Şehrin en eski Osmanlı camisi olan Gümüşlü Cami 12. yüzyılın ilk yarısında inşa edilmiş. Zaman içinde deprem, yangın gibi doğal afetler sonucunda hasar görmüş olsa da 17. yüzyılda orjinaline uygun olarak yeniden inşa edilmiş.
Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde adı geçen Burmalı Minare Cami 1200’lü yıllarda Selçuklu Hükümdarı II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in emriyle inşa edilmiş. Minik bir bilgi verecek olursam yaşanan deprem ve yangınlar sonrasında Burmalı Minare Cami’nin ahşap minaresi yıkılmış ve yerine yeni bir taş minare yapılmış.
Yeşilırmak üzerinde yer alan Alçak Köprü Roma İmparatorluğu Dönemi’nde Amasya Kalesi’nden karşı tarafa olan yaya geçişlerini kolaylaştırmak için inşa edilmiş. Zaman içinde nehrin su seviyesi yükselince şehrin en eski köprüsü olan Alçak Köprü’nün bir bölümü sular altında kalmış. Bu yüzdendir ki bu köprü zaman içinde halk arasında Alçak Köprü olarak anılmaya başlamış.
Geçmişi M.Ö 200’lü yıllara uzanan Aynalı Mağara’nın yüksekliği on üç, genişliği ise on metre. Halk arasında Güzelce Kız olarak da bilinen Aynalı Mağara’nın duvarlarında Helenistik Dönem’e ait olduğu düşünülen renkli resimler yer alıyor. Rivayete göre bir kral kızı olan Güzelce Kız o kadar güzelmiş ki hep peçeyle dolaşır yüzünü kimselere göstermezmiş. Evlilik yaşına geldiğinde ise babası etrafa haber salmış. Kralın tek bir şartı varmış. Kim kızının peçesini açar ve onun güzelliğini izlemeye dayanırsa kızını ona verecekmiş.
Amasya Meydanı’nda Güzelce Kız için özel bir bölüm kurulur ancak kimse kralın kızının peçesini açmaya cesaret edemez. Günler sonra fakir bir genç kralın izni ile Güzelce Kız’ın peçesini açar ve o an bir alev alır ortalığı. O esnada genç yanarak can verir. Sonrasında o genç kaya mezar içinde bir odaya gömülür. Mezara ışık vurdukça mezar Güzelce Kız’ın yüzü gibi parlamaya başlar. Yıllar içinde parlaklığından dolayı burası Aynalı Mağara olarak anılmaya başlar.
Sıla’nın Notu: Amasya’ya giderseniz Borabay Gölü’nü de mutlaka uğrayın derim. Özellikle karlı havalarda çok keyifli oluyor.
Amasya’ya giderseniz şehir merkezine kırk beş kilometre uzaklıktaki Merzifon İlçesi’ni de es geçmeyin derim. Merzifon’a giderseniz de Selçuklu Mimarisi’nin etkileyici örneklerinden olan Taşhan’ı, Merzifon Bedesteni’ni, Çelebi Sultan Medresesi’ni ve tarihi bir yerleşim yeri olan Karatepe Köyü’nü görmeyi ihmal etmeyin.
Ebru’nun notu: Merzifon’a giderseniz meşhur keşkeğinden yemeden dönmeyin derim.
Daha fazlası için: Amasya’da Nerede Ne Yenir?