Bolu Gölleri

0
3770

Yeşil ve mavinin kucaklaştığı, binlerce yıldır birçok medeniyetin yeşerip boy attığı bir şehir Bolu. Tarih, insan ve tabiatın el ele olduğu bu şirin Karadeniz şehrinde ulu dağların zirvesine kadim bir nasihati fısıldayan rüzgara kulak verin. O zaman Köroğlu’nun Bolu Beyi’ne verdiği selamı, Kırat’ın kişneyişlerini duyabilirsiniz.

Köroğlu’nun çıkıp yaslandığı dağlardan Bolu’ya bakınca haksızlığın karşısında duran bu yiğit Anadolu gencine hayranlık duyacaksınız. Friglerden Perslere, Büyük İskender’den Britanya Krallığına, Romalılardan Osmanlı’ya süregelen el değiştirme Bolu’ya bir çok tarihi yapı kazandırmış. Bunun yanında Bolu Osmanlı döneminde şehzadelerin atandığı sancaklardan. Hatta Kanuni Sultan Süleyman’ın şehzade olarak buraya atandığı biliniyor.

Tarihin ve doğanın böylesine cömert davrandığı bu şehir birçok yerli turistin de uğrak noktası. Ulaşım yollarının üzerinde olması da şehirde turizmi canlandıran bir başka etken. Ankara ve İstanbul’dan günü birlik gezi programlarının başlıca durağı olan Bolu bünyesinde barındırdığı birçok göl ve milli parktan ötürü Göller Şehri olarak adlandırıyor. Gelin Bolu’ya bu ismi kazandıran göllere şöyle bir bakalım.

Bolu’nun Şiir Gibi Gölleri

Abant Gölü

Dört mevsimin ayrı ayrı çok yakıştığı nadir yerlerden Abant Gölü. Ama özellikle gerçek bir bahara şahit olmak isterseniz buraya bahar aylarında gitmenizi tavsiye ediyoruz. Yeşilin binbir tonu, baharın fırçasını değdirdiği rengarenk çiçekler ve gölün üzerini kaplayan nilüferler ile adeta cennetten bir köşe gibi Abant. Bisiklete binmeyi ve yürüyüş yapmayı sevenlerdenseniz bu aktiviteler Abant Gölü’nün etrafında katbekat daha keyifli oluyor. Hatta oltanızı yanınıza aldıysanız gölden balık bile tutabilirsiniz.

abant

Bunun yanında kışın kar altında Abant bir masal diyarı gibi. Özellikle romantik kar tatili planlayanlar için Abant adı çoğu kimse için Prag’dan önce geliyor. Bu göl Türkiye’de kış mevsiminde tatil yapmak isteyen ve fotoğrafçılığa ilgisi olanlar için kartpostallık pozlar veriyor.

Gölcük Gölü

Bu göl fazla oksijenden başınızı döndürebilecek, huzur ve dinginliğiyle sonsuza kadar yaşamak isteyeceğiniz mekanlardan. Abant Gölü’nün kardeşi de diyebiliriz. Göl etrafında yapılabilecek en güzel aktivite ise kendinizi yeşil ve mavinin ahengine kaptırıp yavaş bir yürüyüş yapmak. Ben daha farklı aktiviteler istiyorum derseniz gölün etrafında bisiklet, ginger, golf arabası kiralayabileceğiniz yerler mevcut.

Öte yandan Gölcük Gölü ve içerisinde bulunan Devlet Konuk Evi fotoğraf severler için eşsiz mekanlardan. Mevsimin, saatin ne olduğu hiç önemli değil. Güneş hangi yönde olursa olsun bu olağanüstü manzaraya karşı geçip deklanşöre bastığınızda çok başarılı kareler elde edebiliyorsunuz. İki katlı evin, ağaçların göle yansıması ve oluşturdukları kontrast tüm shop programlarını bertaraf edebilecek kadar başarılı.

Yedigöller Milli Parkı

Adı üzerinde Büyükgöl, Seringöl, Deringöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, İncegöl ve Sazlıgöl adında yedi gölden oluşan bu milli park özellikle kampçıların uğrak noktası. Kayın ağaçlarından oluşan bitki örtüsünün yanında meşe, gürgen, ıhlamur, karaçam ve adını bilmediğimiz birçok ağaç yeşil ve kahverenginin her tonuyla göllerin güzelliğine eşlik ediyor. Bunun yanında geyik, ayı, kurt gibi yabani hayvanların bu bölgede yaşıyor olması yabani hayata ilgisi olan kampçıları buraya çekiyor.

Baharda yeşilin, son baharda kahverengi, turuncu hatta kızılın her tonuna burada şahit oluyorsunuz. Kış şartlarının zor ve çetin geçmesinden dolayı milli parkın kışın ziyaretçileri bir miktar azalsa da ilk ve sonbahar aylarında ziyaretçi akınına uğruyor.

Göllerin etrafında ateş yakmak dışında her şeyi yapabiliyorsunuz. Piknikler için ahşap masalar mevcut. Büyükgöl çevresi piknik için uygunken, Nazlıgöl kamp yapmak için daha uygun şartlara sahip. Burada göllere sıfır mesafede çadırınızı kurabilir kamp yapabilirsiniz. Çadırda kalmak istemeyenler için kiralık bungalov evler de mevcut.

Sülüklü Göl

Sülüklü Göl adını yıllar önce içinde bulunan, çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılan sülüklerden almış. Fakat daha sonra göle bilinçsizce bırakılan balıklardan dolayı sülüklerin bu göldeki varlıkları son bulmuş.

En güzel hali sonbaharda ortaya çıkan gölün hem kendisi hem de çevresindeki dağlar mükemmel manzaralar ortaya koyuyor.  Dağlar ve ormanlar arasında bir ışıltı misali duran gölün bu durumu fazlasıyla etkileyici.

Sülüklü Göl özellikle sonbahar aylarında kamp yapmak için çok uygun bir mekan. Çünkü bu aylarda göldeki su seviyesi düşüyor ve içinden yaşlı ağaç gövdeleri yükseliyor. Sabahları çiğin buharlaşmasına şahitlik edebileceğiniz bir ana denk gelirseniz sonsuza kadar burada yaşamak isteyebilirsiniz.

Öte yandan doğa fotoğrafçıları için mükemmel görüntüler veren göl her mevsim farklı renklere bürünüyor. Gölün bulunduğu alan özellikle yıldız pozlama yapmak isteyen fotoğrafçıların uğrak mekanlarından.

Çubuk Gölü

Kıyısında Çubuk Köyü bulunan bu küçük göl ilk bakışta terk edilmiş bir masal diyarını anımsatıyor. Sakinliği, sessizliği, dağların eteğindeki çam ormanları, yeşil ve kahverengi karışımının göle yansımasıyla kendinizi farklı bir dünyada hissettiriyor.

Gölü farklı kılan asıl nokta ise yel değirmenleri. Değirmenler bir dizi çekimi için yapılmış ve günümüzde kullanılmıyor. Yani Çubuk Gölü’ndeki bu değirmenler aslında terk edilmiş bir dizi seti. Değirmenler, küçük köy evleri, yeşil ve mavinin ahenkli şarkısıyla Çubuk Gölü görülmesi gereken yerlerden.

Sünnet Gölü

Abant ve Gölcük kadar bilinirliği olmasa da güzellik bakımından onlardan geri kalır yanı olmayan bir mekan burası. Göl derin bir vadinin heyelandan ötürü tıkanmasıyla oluşmuş. Bu bakımından başı ve sonu belli minyatür bir göl havası var. Göl çevresi sit alanı olduğundan etrafında yalnızca bir otel bulunuyor.

Bol oksijeni ve bitki örtüsüyle misafirlerine huzur vadediyor. Özellikle sonbaharda sararan kuru yaprakların hışırtısı eşliğinde yapılan bir yürüyüş adeta bir terapi gibi. Bunun için göl çevresinde 1,5 saatlik bir yürüyüş parkı da yapılmış.

Şirinyazı Göleti

Şirinyazı Göleti’ne vardığınız an karşınıza çıkan manzara dinginlik ve rahatlama vadediyor. Bu sakinlik karşısında ister istemez ömür boyu burada yaşanır diye düşünüyorsunuz. Kamp yapmak için sakin, pek de bilinmeyen bir yer arıyorsanız burası tam size göre!

Şirinyazı Göleti’nin yanında bir de köy olduğu için yürüyüş yapabileceğiniz patikalar mevcut. Çadırınızı göletin kenarına kurup unutulmayacak bir kamp macerası yaşayabilirsiniz. Kış şartlarının çetinliğinden ötürü Şirinyazı’ya bahar aylarında gitmenizi tavsiye ediyoruz.

Bolu’nun tüm güzelliklerini keşfetmek için Bolu Seyahat Rehberi yazımızı okuyabilirsiniz!

CEVAP VER

Lütfen yorum giriniz!
Lütfen isminizi yazınız