Semadirek Adası
Dedeağaçın neyi meşhur?
Dedeağaç, özellikle kentin simgesi haline gelen tarihi deniz feneri ve canlı limanıyla meşhurdur.
Dedeağaç vize istiyor mu?
Dedeağaç’ın bulunduğu Yunanistan Schengen bölgesinde olduğundan Türk vatandaşlarının seyahat için Schengen vizesi alması gerekir.
Dedeağaç’ta neler yapılır?
Dedeağaç’ta Ege Denizi kıyısındaki sahilde yürüyüş yapabilir, 1880 yapımı tarihi deniz fenerini ziyaret edebilir, Evros Deltası’nda kuş gözlemi yapabilir ve taze deniz ürünleri eşliğinde Yunan mezelerinin tadını çıkarabilirsiniz.
Ege’nin huzur dolu köşelerinden biri olan Dedeağaç (Alexandroupoli), tarihi zenginlikleri, doğa harikaları ve denize nazır keyifli sokaklarıyla keşfetmeyi sevenlere unutulmaz bir deneyim sunuyor. Osmanlı döneminden kalma izleriyle büyüleyen deniz fenerinden, egzotik kuşlara ev sahipliği yapan Evros Deltası’na kadar her köşesinde ayrı bir güzellik saklı bu şirin Yunan kasabası, hem kültür hem de doğa tutkunları için adeta bir cennet. Şimdi Dedeağaç’ın tüm gizemli noktalarını keşfetmeye hazır mısınız?
İçindekiler
Dedeağaç’ın yani Alexandroupoli’nin en popüler ve turistik noktası olan Alexandroupoli Deniz Feneri, Alexandrou Caddesi’nde yer alıyor. 1880 yılında inşa edilmiş olan Alexandroupoli Deniz Feneri, 18 metre yüksekliğinde olmasının yanında deniz seviyesinden 27 metreye kadar uzanıyor.
Fenerin çevresindeki alan, yürüyüş yapmak ve gün batımını izlemek için popüler bir nokta. 2013 yılında kültürel miras anıtı olarak tanınmış olan Alexandroupoli Deniz Feneri, ziyaretçilere açık olmasa da özel günlerde iç kısmı ziyaretçilere açılabiliyor.
Alexandroupoli Deniz Feneri konumu
Şehrin kalbi olan Dimokratias Caddesi yani Türkçe adıyla Demokrasi Caddesi şehrin en canlı noktalarından biri. Bu cadde, alışveriş mağazaları, kafeler, restoranlar ve barlarla dolu. Hem turistik gezi hem de alışveriş yapmak için en uygun noktalardan olan Dimokratias Caddesi, akşamları da oldukça hareketli. Cadde boyunca yürüyüş yaparken, yerel lezzetleri deneyebileceğiniz birçok mekanlar bulmanız da mümkün.
Dimokratias Caddesi (Demokrasi Caddesi) konumu
Dehan’ın notu: Özellikle Yunanistan’ın meşhur frappe’sini denemek için bu caddedeki kafelerden birine uğramanızı tavsiye ediyoruz.
1899 yılında inşa edilmiş neoklasik bir taş konak olan bu müze, müze olarak ilk kez 2002 yılında hizmet vermeye başladı. Müze, 17. yüzyıl sonlarından 20. yüzyıl başlarına kadar uzanan döneme ait yaklaşık 2.500 eseri barındırıyor. Bu koleksiyon, geleneksel kıyafetler, el sanatları, ev eşyaları, müzik aletleri ve dini objeler gibi Trakya’nın günlük yaşamını yansıtan çeşitli öğeleri içeriyor.
Dedeağaç Tarih Müzesi (Historical Museum of Alexandroupolis), şehrin merkezinde, belediye binasına oldukça yakın bir konumda yer alıyor. Toplamda 700 metrekarelik bir alana yayılan müze dört katlı. Müzenin her katında kronolojik sırayla düzenlenmiş sergilerle ziyaretçilere şehrin tarihini görebiliyorlar.
Müzenin bodrum katında arşiv ve kütüphane bulunurken, zemin katı dönemsel sergilere ve etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Ara katta, Sarakatsani halkının göçebe kültürüne dair Eleni Filippides koleksiyonu sergileniyor. Birinci katta ise, Alexandroupoli’nin tarihine odaklanan kalıcı bir sergi yer alıyor. Bu sergi, interaktif medya, projeksiyonlar, fotoğraflar ve diğer sunum materyalleriyle zenginleştiriliyor.
Dehan’ın notu: Müzenin kütüphanesi, Alexandroupoli ve Trakya’nın tarihine dair yaklaşık 1000 kitaptan oluşuyor.
Evros bölgesinin zengin tarihini görebileceğiniz Dedeağaç Arkeoloji Müzesi, Makris Caddesi üzerinde yer alıyor. Müzede Evros bölgesinden çıkarılan ve tarih öncesi dönemden Roma dönemine kadar uzanan arkeolojik buluntular bulunuyor. Bu buluntular 3 ana tema olarak sergileniyor. Ayrıca müzede zaman zaman geçiçi olarak kurulmuş sergiler de bulunuyor.
Dedeağaç Arkeoloji Müzesi konumu
1892 yılında, daha önce aynı yerde bulunan ahşap bir şapelin yerine inşa edilmeye başlanmış olan St. Nicholas Katedrali, 1901 yılında tamamlanarak , şehrin en önemli dini ve mimari simgelerinden biri haline geldi. Taş malzemeden yapılmış olan katedral kubbeli bazilika planıyla da dikkat çekiyor.
Ayrıca katedralde, 13. yüzyıla ait Panagia Trifotissa ikonu gibi önemli dini eserler bulunuyor. Buna ek olarak Panagia Mavroforousa ve Panagia Eleftherotria ikonları ile Aziz Nikolaos’un kutsal kalıntıları da burada muhafaza ediliyor.
Dehan’ın notu: Katedralin inşaatı, İstanbul’dan davet edilen mimar ve ustalar tarafından gerçekleştirilmiş, maliyeti ise dönemin halkı tarafından düzenlenen bağış kampanyalarıyla karşılanmış.
Dedeağaç’a yaklaşık 20 km uzaklıkta bulunan Evros (Meriç) Deltası Milli Parkı,Avrupa’nın en önemli sulak alanlarından biri. 2007 yılında milli park ilan edil bu park 200.000 hektarlık bir alanı kapsıyor. Delta, flamingolar, pelikanlar, akbalıkçıllar ve nadir yırtıcı kuşlar gibi 320’den fazla kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Ayrıca, 40 memeli türü, 28 sürüngen ve amfibi türü ile 46 balık türü bu ekosistemde yaşıyor. Özellikle doğaseverlerin kesinlikle görmesini önerdiğimiz bu parkın bazı noktalarına giriş yapılamıyor.
Evros (Meriç) Deltası Milli Parkı konumu
Dadia-Lefkimi-Soufli Orman Milli Parkı adıyla da bilinen Dadia Ormanı, hem bölgenin hem de Avrupa’nın önemli doğal alanlarından biri. Oldukça sıkı bir şekilde korunan bu orman 428 km²’lik bir alanı kaplıyor. Avrupa, Asya ve Afrika’nın kesişim noktasında yer alması sayesinde, üç kıtanın flora ve faunasını bir araya getiriyor olmasıyla da dikkat çekiyor. Parkta 60’tan fazla memeli türü, 12 amfibi, 29 sürüngen ve 104 kelebek türü ile 360–400 bitki türü bulunuyor.
Dehan’ın notu: Kuş gözlemcileri arasında oldukça popüler bir lokasyon olan Dadia Ormanı, etkileyici doğa manzaraları görmek için de ideal.
Ege Denizi kıyısında yer alan bu şirin sahil köyü, Şehir merkezine yaklaşık 12 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Hem doğal güzellikleri hem de tarihi dokusuyla dikkat çeken Makri köyü, temiz ve sakin plajlarıyla dikkat çekiyor. Özellikle yaz aylarında, bölge halkı ve turistler tarafından tercih edilen plajları, huzurlu bir deniz keyfi sunarken limanı, balıkçı tekneleri ve deniz manzarasıyla fotoğraf tutkunları için ideal bir destinasyon seçeneği oluşturuyor.
Ülkenin en büyük ikinci gölü olan Vistonida Gölü, Rodopi ve İskeçe illeri arasında yer alıyor. Kosynthos, Kompsatos ve Travos (Aspropotamos) nehirleriyle beslenen göl e Porto Lagos lagünü aracılığıyla Ege Denizi’ne bağlanıyor. Avrupa’nın en önemli sulak alanlarından biri olarak kabul edilen Vistonida Gölü ve çevresi, e 260’tan fazla kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Ayrıca, gölde 21 balık türü de yaşıyor. Göl çevresinde yürüyüş ve bisiklet parkurları olduğu için burada özellikle bahar ve yaz aylarında keyifli vakit geçirmeniz mümkün.
Ege Denizi’nin kuzeyinde, Yunanistan’ın Evros iline bağlı olan bu ada doğal güzellikleri ile dikkat çekiyor. Gökçeada’nın 37 km güneybatısında ve Dedeağaç’a yaklaşık 48 km uzaklıkta bulunan ada, antik dönemden günümüze kadar önemi koruyarak gelmiş. Yunanistan için eski dönemlerden beri dini açıdan da oldukça önemli bir lokasyonu olan bu ada “Büyük Tanrılar Kutsal Alanı” olarak bilinen arkeolojik kalıntıya ev sahipliği yapıyor. Bunun yanı sıra ada bölgenin en yüksek noktası olarak da bilinen 1.624 metrelik Fengari Dağı’na da ev sahipliği yapıyor.
Adada bulunan Fengari Dağı, doğa yürüyüşü ve dağcılık için ideal bir rota olurken Fonias ve Gria Vathra şelaleleri gibi doğal noktalarda Dedeağaç seyahatinizde Semadirek Adası’nda görmenizi önerdiğimiz yerler arasında bulunuyor.
Makri Köyü’nde bulunan bu plaj şehir merkezine yaklaşık 12 km uzaklıkta bulunuyor. yaklaşık bir kilometre uzunluğunda, ince kum ve çakıl karışımı bir sahile sahip olan Makri Plajı, sığ ve berrak denizi ile özellikle çocuklu aileler için güvenli bir yüzme fırsatı sunuyor. Büyük bir kısmı ücretsiz olan plaja giderken yanınıza gerekli malzemeleri ve yiyecek alabilirsiniz. Fakat eğer yanınızda yiyecek taşımak istemezseniz sahil boyunca restoran ve bar tarzı yerlerden de faydalanabilirsiniz.
Tarihi 19. yüzyılın sonlarına, Osmanlı dönemine dayanan bu liman özellikle 1870’lerde Edirne’yi Ege Denizi’ne bağlayan demiryolu hattının tamamlanmasıyla birlikte Dedeağaç, önemli bir ticaret ve ulaşım merkezi haline gelmiş. Günümüzde Semadirek Adası (Samothraki)’na gidecek olan feribotların kalktığı bu liman özellikle güneşin battığı saatlerde etkileyici bir görüntü oluşturuyor.
Dedeağaç’a yaklaşık 60 km uzaklıkta bulunan Soufli İpek Müzesi, bölgenin zengin ipekçilik geçmişini ve kültürel mirasını gözlemleyebileceğiniz keyifli bir müze. 1883 yılında inşa edilen neoklasik Kourtidis Konağı’nın içinde bulunan bu müze 1990 yılında ziyarete açılmış. Bölgede ipek üretimi ve ipeğin önemine dair çeşitli temalar bulabileceğiniz bu müze Dedeağaç’ta kesinlikle görmeniz gereken yerler arasında yer alıyor.