Muhteşem mimarisi ile Romalılar ve Mağribîlere dayanan zengin bir tarihe sahip olan Granada, tarih boyunca, Kuzey Afrika ve Avrupa‘dan gelen kültür ve fikirlerin harmanlanarak zenginleştirdiği bir şehir olmuştur.
Hala Mağribi köklerinden büyük ölçüde etkilenen Granada’da gittiğiniz her yerde nargile, kuskus ve tütsü kokusu almanız mümkün.
Uygun bütçeli sayısız müzesi ve görülmeye değer anıtlarıyla Granada, gezginler tarafından İspanya’nın en sevilen şehirlerinden biri olarak ön plana çıkıyor.
Birçok kültürün eşsiz bir karışımı olarak, lezzetli yemekleri ve çarpıcı mimarisiyle gezgin ve turistlere Avrupa’nın başka bir şehrinde bulunamayacak bir enerji sunan Granada’da görmeniz gereken yerleri, tatmanız gereken yemekleri ve deneyimlemeniz gereken en önemli aktiviteleri sizler için Granada Gezilecek Yerler yazımızda bir araya getirdik.
İçindekiler
Granada, Akdeniz kıyıları ile Endülüs’ün sahil arkası bölgeleri arasında Güney-Doğu İspanya‘da bulunan aynı adı taşıyan eyaletin başkentidir.
Şehir, İber Yarımadası’nın en yüksek sıradağları olan Sierra Nevada’nın eteklerinde yer almaktadır.
Kayıtlı tarihine göre bin yıldan fazla bir süredir, Granada İspanya’nın en önemli kültürel ve mimari miraslarına sahiptir.
Tarih boyunca Granada birçok Halife, Arap sultanları ve hanedanları tarafından yönetilen Granada, yaklaşık 8 yüzyıl boyunca Mağribilere ev sahipliği yapmış ve 1492 yılında Hıristiyanlar tarafından fethedilerek son Mağribi şehri olmuştur.
Elhamra’nın yanı sıra, dünyaca ünlü saraylar ve Nasrid Hanedanı’nın kaleleri ve tarihsel Mağribi Albaicin semti, UNESCO tarafından Dünya Mirasları Listesine alınmıştır.
Granada ayrıca 16.yüzyıldan kalma bir Rönesans katedraline ve daha birçok değerli mimari yapıya ev sahipliği yapmaktadır.
[awesome-weather location=”Granada” size=”tall” units=”C”]
Granada hem kış hem de yaz turizmi için oldukça uygun bir şehirdir. Granada’yı ziyaret etmek için en iyi zaman yazın mayıs ve haziran aylarıdır. Bunun yanı sıra Eylül ve Ekim aylarında da ziyaret için çok uygundur. Mayıs ayından haziran ayına kadar, hava ılıktır ve yeni açan çiçekler şehrin her yanını sarar.
Ayrıca bu mevsimde şehrin en büyük kültürel etkinliklerinden birçoğu Granada etkinlik takvimini doldurur. İspanya’da yaz iyi bir fikir gibi gelmesine rağmen, Avrupa’nın güney ucunda Granada’nın konumu temmuz ve ağustos aylarında oldukça yüksek sıcaklar yaşanır ve potansiyel olarak rahatsız edicidir. Kış aylarında, kayak tutkunları için iyi imkanlar sunan Granada, yaz aylarında ise Akdeniz ikliminin etkisinin hissedildiği iklimiyle plajları turist akınına uğrar.
Granada, İber Yarımadası’nın en yüksek sıradağları olan Sierra Nevada Dağı’nın eteklerinde yer almaktadır. Şehir için çarpıcı bir zemin sağlamanın yanı sıra, Sierra Nevada Güney Avrupa’nın en önemli kayak merkezlerinden biridir ve son yıllarda önemli uluslararası kayak şampiyonalarına ev sahipliği yapmaktadır. Kayak alanı, Avrupa’nın en iyi kayak erişim yollarından biri aracılığıyla şehre bir saatten az bir mesafededir.
Motril, Almuñecar, Salobreña ve daha birçok gibi tatil ve yerleşim kasabaları ile Granada’dan arabayla bir saatten az bir mesafe ile plajlara ulaşmak mümkündür.
Granada’da yaşayan aileler için geleneksel yaz tatili yeri olan Granada Sahili, alt tropikal iklimi ve egzotik meyvelere bezenmiş bitki örtüsüyle giderek yabancı ziyaretçileri ve bölge sakinlerini cezbetmektedir.
Granada’ya ulaşım özel araçla, trenle, otobüsle veya havayolu ile sağlanabilir. Granada Havaalanı, şehir merkezine 12 kilometre uzaklıktadır.
Granada Havalimanı‘na uluslararası uçuş tarifeleri çok azdır, ve şehre doğrudan bağlantılı iç hat uçuşları bulmak hem zor hem de ülkedeki büyük havaalanlarına kıyasla daha pahalı olabilir. Daha fazla tarife ve daha ekonomik uçuşlar Sevilla veya Malaga’daki havaalanlarından bulunabilir. Bu havaalanlarından daha sonra Granada’ya otobüs veya trenle ulaşmak mümkündür.
Granada’nın tren istasyonu, Avenida Andaluces‘te yer almaktadır. Otobüs istasyonuna kıyasla tren istasyonu biraz daha merkezi bir konumda, katedrale ve Granada’da gezilecek noktalara 15 dakikalık yürüme mesafesindedir.
Merkezden istasyona ulaşmak için taksi kullanabilirsiniz. Tren İstasyonu yakındaki şehirlere (Malaga, Sevilla ve Cordoba) kıyasla daha küçüktür.
Granada’da uzun yıllar süren bekleyişin ardından 2019’da yüksek hızlı tren bağlantısı açılmıştır. “AVE”, yani yüksek hızlı tren şimdi İspanya’nın geri kalanıyla bağlantı kuruyor.
Granada’nın otobüs istasyonu şehrin banliyö bölgesinde yer almaktadır. Otobüsler en büyük İspanyol şehirlerinden Granada’ya gider ve biletler yaklaşık 12 Euro’dan başlar.
Granada otobüs istasyonuna vardıktan sonra, Estación de Autobuses durağından Caleta ve Recogidas duraklarında inerek şehir merkezine ulaşmak mümkündür. Yolculuk yaklaşık 15 dakika sürer.
Alternatif olarak, gitmek istediğiniz yere ulaşmak için bir şehir otobüsüne binebilirsiniz. SN1 hattı doğrudan otobüs istasyonunun önünde durmaktadır. Ücretinizi (1,20 euro) doğrudan sürücüye ödeyin ve şehir merkezinde elverişli bir konumda bulunan hareketli Gran Via üzerindeki Catedral durağında inin.
Granada’nın yukarısında bulunan ve tamamen büyüleyici bir atmosfere sahip olan Elhamra Sarayı, Granada’yı ziyaret eden her turistin kesinlikle görmesi gereken büyüleyici çeşmeler, bahçeler ve avlular barındırır.
Görkemli sıva, fayans, berrak havuzları ve çeşmeleri ile İslam mimarisinin bu şaheseri, 13.yüzyıla kadar uzanır ve Kastilya yöneticilerinin daha sonraki müdahaleleri bile buradaki enfes uyumu yok etmez.
Elhamra adı, “Kırmızı veya Kızıl Kale” anlamına gelen Arapça bir kökenden gelir.
Aslen askeri amaçlar için yaratılan Elhamra, bir alcazaba (kale), bir alcázar (Saray) ve küçük bir Medine (şehir) idi. Bu üçlü karakter, anıtın birçok ayırt edici özelliğini açıklamaya yardımcı olur.
Elhamra mimarlarının en büyük endişesi, alanın büyüklüğü ne olursa olsun, her bir alanı dekorasyonla kaplamaktı. Hiçbir dekoratif unsur yeterli değildi. İç kemerlerin çoğu, yapısı olmayan sahte kemerlerdir; sadece süslemek için oradalar.
Duvarlar güzel ve son derece zengin seramik ve sıva ile kaplıdır. Ve kaplamaların zarif bir şekilde oyulmuş ahşap çerçeveleri vardır.
İspanya’nın en çok ziyaret edilen konumlarından biri olarak, Elhamra Sarayı günlük yaklaşık 6 bin ziyaretçinin akınına uğrar.
Biletler hızlı bir şekilde tükenebilir; bu yüzden hayal kırıklığını önlemek için çevrimiçi veya telefonla rezervasyon yaptırabilirsiniz.
20 euro‘dan başlayan turların en geniş kapsamlı olanının fiyatı ise 46 euro.
Elhamra Sarayı’nın içinde bulunan Generalife Bahçeleri, aslında sultanlar tarafından serinlemek için kullanılan yaz saraylarından oluşmaktadır.
Sultanların çeşmeler, göletler ve yeşil teras bahçeleri arasında huzur bulacağı kesinlikle muhteşem bahçelerden oluşan Generalife Bahçeleri, çeşmeler ve rengârenk bitkilerle cennetten bir köşeyi andırır.
Granada Kraliyet Şapeli, yani bilinen adıyla Capilla Real, Granada’nın kalbinde, Granada’nın en çok ziyaret edilen yerlerinden biri olan Katedral’in yanında yer almaktadır.
Kraliyet Şapeli, İspanya’nın Reyes Católicos (Katolik hükümdarlar) olarak adlandırılan hükümdarları Isabel I de Castilla (1451-1504) ve Fernando II de Aragón (1452-1516)’un son dinlenme yeridir.
Şapelde Katolik kralları, kızı Juana la Loca ve kocası Philip the Fair’in mezarı bulunmaktadır.
1505 yılında başlayan şapel inşaatı 1517 yılına kadar sürmüştür.
Gotik tarzda inşa edilen şapelin içindeki müze 1913 yılında kurulmuştur. Granada Kraliyet Şapeli, yirminci yüzyılın ikinci yarısında İspanya’da turizmin gelişmesiyle birlikte Granada şehrinin başlıca turistik yerlerinden biri haline geldi.
Katedral, İspanya’da inşa edilen ilk Rönesans kilisesidir ve Granada’nın en önemli anıtlarından biridir.
1518 yılında şehrin ana camisinin üzerine inşası başlanan katedralin yapımı 181 yıl sürmüştür.
Katedralin ilk planın bazı bölümlerinde görebileceğiniz Gotik tasarımları vardı, fakat Rönesans tasarımları daha önceki tasarımların yerini almıştır.
Mimari tarzların uyumlu karışımı, Granada Katedrali’ni Güney İspanya’nın en büyük anıtlarından biri haline getiriyor.
Albaicín, Elhamra’nın karşısındaki tepede yer alan Granada’nın en eski Arap mahallesidir.
13. yüzyılda, birçok saray ve villayı barındırmasıyla varlıklı bir bölge haline gelmiştir.
Mağribi Albaicín bölgesi, çok sayıda beyaz badanalı ev ile birlikte dar sokak ve meydanlardan oluşan bir labirent gibidir.
1492 yılında Katolik Krallar tarafından Granada’nın işgal edilmesinden sonra, Mağribi Albaicín bölgesindeki orijinal camiler yıkılıp kiliseler ile değiştirilmiştir.
Günümüzde, bu bölgede sadece 15.yüzyıldan kalma Dar Al-Horra olarak adlandırılan bir Mağribi Sarayı duruyor.
Albaicín bölgesi çok turistik ve bu nedenle kalabalık olmasına rağmen, bu Mağribi mahallesinde yapacağınız bir yürüyüş kesinlikle Granada şehir gezinizin bir parçası olmalıdır.
Sacromonte bölgesi, Granada’nın Valparaiso tepesinde yer alır ve Albaícin mahallesinin kuzey-doğu sınırında bulunur.
15. yüzyılda büyük bir Roman grup, yani İspanyol Çingeneleri (Gitanos), burada yaşamıştır. Sacromonte bölgesi şöhretini Çingeneler tarafından mağaradan dönüştürülen bu evlere borçludur.
15. yüzyılda, Valparaiso tepesi kutsal dağ statüsünü aldı, çünkü insanlar tepedeki mağaraların şehrin koruyucu azizi San Cecilio‘nun kalıntılarını içerdiğine inanıyordu. Sacromonte’nin gerçek anlamı bu nedenle “kutsal dağdır.”
El Bañuelo, Endülüs’teki en eski ve en iyi korunmuş Arap hamamı olarak bilinmektedir.
Hamamların tarihi Mağribi Fethi’ne yani, 11. yüzyıla kadar uzanmaktadır. O dönemde, hamam sadece yıkanmak için değil, aynı zamanda sosyal ilişkileri sürdürmek için önemli bir yerdi.
Granada’daki çoğu hamam Hristiyan işgali sonrasında yıkıldı. Bu hamamın ayakta kalması ise bu binayı benzersiz kılıyor.
Arap Hamamları üç odadan oluşmaktadır. Girişte, önce biraz daha büyük ve kemerli ‘sıcak oda’ (tepidarium) ve yanında ‘soğuk oda’ (frigidarium) bulunmaktadır. En önemli oda gerçek banyoları ile ‘sıcak odası’ (caldarium)‘dır. Bu oda kemerler, sütunlar ve mermerle güzelce dekore edilmiştir.
Bir başka çarpıcı özellik, el Bañuelo Hamamı’ndaki ışık ve havalandırma görevi gören tavandaki yıldız şeklindeki açıklıklardır.
Monasterio De La Cartuja (resmi olarak ‘Monasterio de Nuestra Señora de la Asunción’ olarak bilinir) Granada’nın kuzey tepesinde yer alan bir manastırdır.
Barok tarzında özel bir iç mekana sahip manastırın tarihi 1506 yılına kadar dayanmaktadır, ancak üç yüzyıl sonrasına kadar mevcut haline gelmiştir.
Manastır detaylarda ve genelde hem Gotik hem de Rönesans stillerine sahiptir.
İspanya’nın en güzel şekilde dekore edilmiş ve özel manastırlarından biri olan Cartuja Manastırı, oldukça sade bir dış cepheye sahiptir.
Manastır Granada merkezinin biraz dışında (30 dakika yürüme mesafesinde) olduğundan turistlerin daha az uğradığı bir mekândır.
Granada gezinizde yeterli zamanınız olursa, manastır kesinlikle görülmeye değer bir eserdir.
Alcaicería pazarı Granada’nın büyük çarşısı ve orijinal Mağribi ipek pazarıdır.
Başlangıçta, bu Arap ipek tezgahları, baharatlar ve diğer değerli eşyalarla dolu Plaza Nueva ve Plaza Bib-Rambla arasında bir dizi sokaktı.
Günümüzde, çarşının kalan tek kısmı Calle Alcaicería’da zengin bir tarih ve yerel kültürün yansıtıldığı ilginç ve egzotik öğeleri hala satılık bulabileceğiniz bir alandır.
Geleneksel olarak boyalı seramik, ahşap ve vitray lambaları ile meşhur pazardan hem kendinize hem de sevdiklerinize hediyelik alabilirsiniz.
Turist akınına uğrayan dar sokaklarıyla Arap Baharat Pazarı, ağırlıklı olarak küçük hediyelik eşya ve kumaş dükkânlarından oluşmaktadır.
Carmen de los Mártires, Elhamra Sarayı yakınında bulunan güzel bir parktır.
Birçok turist için bilinmeyen bir yer olduğu için bu parkta dinlenebilir, sakinliğin keyfini çıkarabilirsiniz.
Bu romantik park, İngiliz ve Fransız tarzlarının bir karışımını yansıtır.
Ayrıca, parkın Granada’yı panoramik olarak izleyebileceğiniz güzel bir manzarası vardır.
Sierra Nevada, Granada şehir yakınında bulunan yüksek dağ bölgesidir.
Aralık ve nisan ayları arasında karlı olan bölge, İspanyollar için önemli bir kayak merkezidir.
Sierra Nevada’nın önemli bir kısmı milli parktır; burada dağ keçileri, yaban domuzu, porsuk ve akbaba gibi özel türlerle karşılaşabilirsiniz. Ayrıca, yükseklik farkı sayesinde milli park bünyesinde birçok bitki türünü barındırır.
Granada’ya kış aylarında gittiyseniz Sierra Nevada uğranması gereken bir bölgedir.
Mayıs ile ekim ayları arasında ise Sierra Nevada, eşsiz manzarası ve bitki örtüsü nedeniyle dağ yürüyüşleri için idealdir.
Granada’nın muhteşem tarihi mekanlarını ziyaret etmenin yanı sıra yapabileceğiniz birçok aktivite bulunmaktadır. Bunların başında Flamenko dansı izlemek gelir.
Sacromonte mağaralarında Çingeneler, uzun süredir Flamenko geleneğine sahipler. Arap oryantal dansı ile geleneksel İspanyol Flamenkosu’nun bir karışımını izleyebileceğiniz Sacromonte mağaralarında bugün hala birçok Flamenko gösterisi düzenlenir.
Bisiklet ile veya yürüyerek gezebileceğiniz Granada’da, Arap Hamamları’nda yıkanmak da eşsiz bir aktivitedir. Bunun için hamam turları satın alabilir veya bu hamamları kendiniz keşfedebilirsiniz.
Granada’da uzun süre konaklayacaksanız, bir saat içinde Almuñecar, Salobrena ve Motril gibi popüler sahil kasabaları ile Costa Tropicana‘ya gidebilirsiniz.
Ayrıca, doğa yürüyüşleri, bisiklet ve kış aylarında kayak yapmak için Sierra Nevada size birçok eşsiz aktivite sunacaktır.
Granada, çoğu şehir merkezinde bulunan geniş bir otel yelpazesine sahiptir. Granada’da konaklama için en iyi ilçeler Centro (şehir merkezi), Realejo (şehir merkezi ve Alhambra arasındaki bölge) ve El Albaicín Arap bölgesi (bu alan oldukça dik yamaçlar ve dar geçitler ile tepede bulunur). Bu üç ilçeden ana cazibe merkezleri ve rahat restoranlar yürüme mesafesindedir.
Granada’da kalmak için en iyi alanlardan biri şüphesiz tarihi şehir merkezidir. Şehrin tartışmasız en turistik parçası olsa da, merkez kalmak için harika bir yerdir. Granada’nın tarihini ve kültürünü eşsiz bir şekilde yansıtan güzel restore edilmiş ve yeni yenilenmiş otel ve daireler ile doludur.
Bu bölgede, Hotel Casa 1800 konaklamak için inanılmaz güzel, konforlu; fakat turizm sezonunda pahalı bir butik oteldir. Yine bu konumda bulunan NH Victoria da tercih edilebilir.
Albaicin bölgesinde ise, Hotel Palacio Santa Inés ve El Ladrón de Agua İspanyollar tarafından önerilmektedir.
Daha uygun bütçeli bir konaklama için ise; Hotel Monjas Del Carmen ve Hotel Albero tercih edilebilir.
Granada, uygun fiyatlı yiyecekler bulmak için mükemmel bir yerdir. Tıpkı İspanya’nın geri kalanında olduğu gibi, tapas Granada’da da oldukça popülerdir.
Bir öğrenci şehri olarak Granada’nın yemek konusunda ana avantajı, içeceğinizin yanında ücretsiz tapas alma geleneğidir.
Birkaç içkiden sonra, sadece susuzluğunuzu gidermekle kalmayıp, aynı zamanda karnınızı da doyurabilirsiniz.
İspanyollar için öğle yemeği günün en önemli öğündür ve bu nedenle uygun fiyatlı bir yemek bulmak için en iyi zamandır. Yerel nüfus akşam yemeğini 9’dan önce yemez, ancak turistik bölgelerde akşam yemeğini daha erken sipariş edebilirsiniz.
Birçok bar ve restoran Plaza Nueva (özellikle Calle Elvira ve Calle Calderería), Gran Via, Plaza del Carmen Meydanı (Belediye Binası yakınında) ve Calle Navas çevresinde sokakların yakınında yer almaktadır.
Campo del Principe Meydanı çevresinde iyi teraslar bulunabilir ve Paseo de los Tristes‘in teraslarında Elhamra manzaralı güzel bir içki içebilirsiniz.
Granada’da yiyeceğiniz çoğu yemek bölgesel ürünlerden oluşacaktır. Ayrıca, yerel mutfakta lezzetli otlar ve baharatlar ile Arap etkileri oldukça baskındır.
Granada’daki tipik bölgesel yemeklerden biri Sacromonte omletidir. Diğer bölgesel yemekler arasında ünlü trevelez jambon, ‘Habas Con Jamon’ (Serrano jambonlu fasulye türü), ‘Olla de San Anto’ güveç, Endülüs soğuk domates çorbası (Gaspaço) ve ‘Choto Al Ajillo’ (bağırsak ile sarılmış bir çeşit sosis) bulunur.
Granada’da çok çeşitli kafeler, restoranlar, barlar ve gece kulüpleri bulunur. Öğrencilerin sık sık uğradığı barlar ve gece kulüplerini deneyimlemek için ‘Pedro Antonio de Alarcón’, ‘Homo de Abad’ and ‘Plaza de los Lobos’ caddelerine uğrayabilirsiniz.
Calle Elvira gibi Albaicin’in dar sokaklarında flamenko dansını izleyebileceğiniz barlar da dahil olmak üzere birçok bar bulunmaktadır. Ayrıca, Sacramonte mağaralarındaki Çingeneler bazen gece partileri düzenler ve mağaralarda flamenko gösterileri verilir.
Her müzik zevkine uygun barların bulunduğu Granada’da gece 10’dan sonra bile rock, indie ve heavy metal dinlemek için Soma, El Transistor ve El Peaton oldukça popüler barlardır.
Dünyaca ünlü DJ’lerin performans sergilediği La Sala El Tren, Granada’da başka hiçbir yerde bulamayacağınız eşsiz bir ses sistemine sahiptir.
Granada’da alışveriş ve hediyelik eşya bakmak için yeterli zamanınız olacaktır çünkü ana alışveriş bölgesi tarihi merkezi içinde yer alır.
Granada ayrıca Fas ve Afrika’nın diğer bölgelerinden ürün satın almak için İspanya’nın en iyi şehirlerinden birisi sayılır. Tipik turistik eşyalar – çay setleri, halılar, deri ürünleri, giyim, kilim – Sevilla, Malaga ve Cordoba gibi yakın şehirlere kıyasla Granada’da genellikle daha ucuzdur.
Alcaicería ve Plaza Nueva’daki Plaza Bib Rambla çevresinde çok sayıda hediyelik eşya dükkanı bulunmaktadır.
Eğer Cuesta Gomerez Caddesi‘ne kadar giderseniz, Granada’ya özgü çömlek, seramik ve diğer geleneksel el sanatlarının satıldığı El Suspiro isimli dükkandan alışveriş yapabilirsiniz.
Acera del Darro Caddesi‘nde, İspanya’da her türlü şeyi bulabileceğiniz El Corte Inglés adlı ünlü bir mağaza bulunur.
Gıdadan kıyafete kadar her çeşit ürünün bulunduğu bu mağazanın yanı sıra, Fajalauza seramikleri, Granada’dan almak isteyeceğiniz çok şık ürünlerdir. Hem mutfakta hem de dekorasyonda kullanılabilen seramikler genellikle beyaz dokunuşların görüldüğü mavi ve yeşil renklerde tasarlanmıştır.