İstanbul’daki En Güzel 12 Saray ve Kasır

0
27665

İstanbul, Bizans’tan Osmanlı’ya uzanan tarihi geçmişi ve mimari zenginliğiyle şehri ziyaret edenleri büyüleyen bir güzelliğe sahip.

Farklı dönemlerde inşa edilen ve farklı mimari akımlardan etkilenen İstanbul’un birbirinden güzel saraylarını ve kasırlarını sizin için bir araya getirdik.

İstanbul’da gezielcek yerler denince akla ilk gelen yapılar saraylardır. İşte İstanbul’da mutlaka görmeniz gereken saraylar ve kasırlar:

1) Çırağan Sarayı, Beşiktaş

ciragan

Çırağan Şenlikleri olarak bilinen meşale şenliklerinden adını alan Çırağan Sarayı‘na 17. yüzyılda Kazancıoğlu Bahçeleri deniyormuş.

Taş işçiliğinin en güzel örneklerini barındıran saray, zamanında önemli toplantılara ev sahipliği yapıyormuş.

Günümüzde ise ilave edilen yapılarla otel haline dönüştürülen Çırağan Sarayı’na pek çok sosyal aktivite ve etkinlik gerçekleştiriliyor.

Sarayda yer alan ilk yapıt, Fatma Sultan adına eşi Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından inşa edilmiştir.

1834 senesinde sarayın olduğu alan Sultan II. Mahmut tarafından yeniden yapılandırılarak bölgede yer alan yalı yıktırılmış.

1857’de ise Abdülmecit, Sultan II. Mahmut’un yaptırdığı sarayı yıktırmış, fakat vefatından dolayı yeniden inşa edilen saray yarıda kalmış.

Saray 1871’de Abdülaziz tarafından tamamlanmış.

Görenleri adeta büyüleyen sarayın işlemeli kapısı ise Vortik Kemhacıyan tarafından yapılmış.

Dünyanın en nadide malzemeleriyle inşa edilen Çırağan Sarayı’nın inşası için 2.5 milyon altın harcanmış.

1909 senesinde Meclis-i Mebusan hizmet binası olarak kullanılmaya başlanan Çırağan Sarayı, 1910 senesinde çıkan yangında tamamen yanmış.

O yıldan itibaren başlayan restorasyon ve yenileme çalışmaları ise 2006 senesinde tam anlamıyla bitirilmiş.

Günümüzde Kempinski otelcilik tarafından işletilen Çırağan Sarayı’nda konaklayabileceğiniz gibi düğününüzü burada yapabilir, her pazar günü saat 12.00 – 16.00 arasında servis edilen kahvaltıya katılabilirsiniz.

Çırağan Sarayı’nda 320 TL olan kahvaltı fiyatı, 6 – 11 arası çocuklar için %50 indirimli, 0 – 5 yaş arası çocuklar içinse ücretsiz.

Düğün fiyatlarınınsa oldukça yüksek olduğu sarayda düğün için gerekli malzemelerin tutarı 20 bin TL ile 300 bin TL arasında değişiyor.

İstanbul’un Beşiktaş ilçesinde, Çırağan adlı cadde üzerinde konumlanan Çırağan Sarayı’na ulaşmak için Sarıyer, Kabataş, Beşiktaş ve Taksim’den kalkan belediye otobüslerini kullanabilirsiniz.

2) Dolmabahçe Sarayı, Beşiktaş

dolmabahce

İstanbul’un belki de en güzel lokasyonunda konumlanan Dolmabahçe Sarayı, zamanında Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetildiği bir sarayken günümüzde ise müze olarak hizmet veriyor.

Beşiktaş-Ortaköy Gezi Rehberi‘nde de bahsettiğimiz Dolmabahçe Sarayı henüz inşa edilmemişken, şu an bulunduğu lokasyonda Osmanlı Donanması demirlemiş.

Zamanla denizcilik şölenlerinin yapılmaya başlandığı mekan bataklık haline gelince, 1800’lü yıllarda doldurulmuş ve padişahların dinlendikleri has bahçelerden biri haline getirilmiş.

Sultan I. Abdülmecit döneminde inşasına başlanan Dolmabahçe Sarayı, 1855 senesinde tamamen bitirilerek padişahların konakladığı önemli yerlerden biri halini almış.

Cumhuriyet Dönemi’nde de pek çok yabancı temsilcinin ağırlandığı sarayın son misafiri ise Mustafa Kemal Atatürk olmuş.

Günümüzde Milli Saraylar arasında kabul edilen Dolmabahçe Sarayı, mimarisi, işçiliği ve koleksiyonlarıyla tarihe ışık tutuyor.

Aynı zamanda, Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının gerçekleştiği oda ve yatağı, görenleri bir kez daha hüzne boğuyor.

Atatürk’ün ölüm yıl dönümü olan 10 Kasım’da ziyaretçiler için ücretsiz olarak hizmet veren sarayın diğer günlerdeki giriş fiyatları ise şu şekilde; Selamlık 50 TL, harem ise 40 TL.  Selamlık+ Harem 60 TL iken Selamlık+ Harem+ Milli Saraylar Resim Müzesi ise 80 TL. İndirimli ise tüm birimlere giriş 10’ar TL. Dolmabahçe Sarayı’nda Müzekart yalnızca Harem Dairesi bölümünde geçerlidir.

Pazartesi hariç haftanın her günü saat 09:00 ile 16:00 arasında açık olan saray, Beşiktaş ve Kabataş arasında yer alan Dolmabahçe Caddesi üzerinde yer almaktadır.

Dolmabahçe Sarayı’na gitmek için metrobüsle Zincirlikuyu durağında inip, Taksim yönünde hareket eden otobüslere binebilir, Kabataş veya Beşiktaş‘a giden otobüsleri kullanabilir, Taksim – Hacıosman Metrosu‘nu kullanarak Taksim’e gelip buradan da fünikülere binerek Kabataş’a geçebilirsiniz.

3) Topkapı Sarayı, Fatih

topkapi_sarayi

Anadolu yakasının açık ara en güzel manzarasına sahip olan Topkapı Sarayı, 1460 ile 1478 tarihleri arasında, Fatih Sultan Mehmet tarafından inşa ettirilmiş.

15. – 19. yüzyıllar arasında, Dolmabahçe Sarayı yapılan kadar Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetim merkezi olarak kullanılmış.

Topkapı Sarayı inşa edildikten sonra ‘Yeni Saray’, Topkapı’ya taşınmadan önce ikamet edilen saraya da ‘Eski Saray’ deniliyormuş. Ancak, sarayın dışında İstanbul’un fethi için kullanılan topların sergilenmesinden dolayı yerel halk bu saraya ‘Topkapı Sarayı’ demeye başlamış.

İlk başlarda bine yakın insanı ağırlayan sarayın nüfusu zaman içerisinde 5 bine, festivallerde ise 10 bine kadar yükselmiş.

İlk inşa edildiğinde 70 bin metrekare alanı kaplayan Topkapı Sarayı, ilave edilen bölümlerle bugün 80 bin metrekare alan üzerinde yükseliyor.

3 Nisan 1924‘te müzeye dönüştürülen saray, aynı zamanda Cumhuriyet tarihinin ilk müzesi olma unvanını taşıyor.

Topkapı Sarayı, Bab-ı Hümayun, Sofa-i Humayun, Alay Meydanı, Enderun Avlusu, Divan Meydanı ve Harem olmak üzere altı bölümden oluşuyor.

Bu bölümlerde Aya İrini Kilisesi’nden İmparatorluk Darphanesi’ne, kaşıkçı elmasından Peygamber efendimizin sakalına, Çin koleksiyonundan kutsal emanetlere kadar tarihin arka odalarında saklı kalan her şeyi bulabilirsiniz.

Topkapı Saray’ının tam biletler için giriş ücretleri ise şu şekildedir; Topkapı Sarayı Müzesi + Aya İrini 80 TL, Harem bölümü ile birlikte 110 TL. Sadece Harem için 40 TL; sadece Aya İrini için ise 30 TL ücret alınıyor. MüzeKart Harem ve Aya İrini bölümlerinde geçerli değil.

Kışın (30 Ekim – 15 Nisan) saat 09:00 ile 16:45, yazın (15 Nisan – 30 Ekim) ise saat 09:00 ile 18:45 aralığında, salı günleri hariç ziyarete açık olan Topkapı Sarayı’na 18 yaşından küçükler ve 65 yaşından büyükler ücretsiz olarak girebiliyorlar.

Topkapı Sarayı’na bebek arabasıyla girmek müze içerisinde sigara içmek ve fotoğraf çekmek yasak olduğu gibi Kutsal Emanetler bölümüne girmek için de uygun kıyafetler giyilmesi gerekiyor.

Topkapı Sarayı’na gitmek için metrobüse binerek Cevizlibağ durağına gidin. Buradan Kabataş’a doğru giden tramvaya binerek Sultanahmet durağında inin. Sultanahmet’ten Topkapı Sarayı’na yürüyerek kısa süre içerisinde ulaşabilirsiniz.

4) Yıldız Sarayı, Beşiktaş

Zamanında av sahası olarak kullanılan bölge, sonradan kasırlar yaptırılarak yerleşik bir düzen haline getiriliyor.

Yıldız Sarayı ise, III. Selim’in annesi Mihrişah Sultan adına inşa ettiriliyor ve yapımı 1807‘de tamamlanıyor. Yıldız Sarayı, yapımından yıllar sonra önem kazanıyor.

II. Abdülhamit, Dolmabahçe Sarayı’nın denizden kuşatılma ihtimaline karşın Yıldız Sarayı‘na taşınıyor ve imparatorluğu 33 sene buradan yönetiyor.

Bir dönem Harp Akademileri binası olarak da hizmet veren bina, 1994 senesinden sonra halka açılıyor.

Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde saray hayatını en iyi biçimde yansıtması, orman havası ve eşsiz Boğaziçi manzarasıyla Yıldız Sarayı, hem doğal hem de tarihi güzelliklerinin bir potada eridiği ender mekanlardan bir tanesi olarak kabul ediliyor.

Günümüzde müze olarak kullanılan Yıldız Sarayı’na ücretsiz olarak girilebilse de şu an için tadilat nedeniyle ziyaret kapalı bulunuyor. Müze açıldıktan sonra; kışın (3 Ekim – 14 Nisan) saat 09:00 – 17:00 arasında yazın ise (15 Nisan – 2 Ekim) 09:00 – 19:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.

İstanbul’un Beşiktaş ilçesinde, Barbaros Bulvarı’na bağlı Serencebey Yokuşu‘nda konumlanan Yıldız Sarayı’na gitmek için Anadolu yakasından vapurla Beşiktaş’a gelebilir, buradan da otobüsle veya yürüyerek saraya ulaşabilirsiniz.

Metrobüsle gelecek ziyaretçiler ise Zincirlikuyu Durağı’nda inerek Beşiktaş yönünde hareket eden herhangi bir otobüse binip YTÜ Durağı‘nda inebilirler. YTÜ Durağı’ndan Yıldız Sarayı’na yürüyerek birkaç dakika içerisinde ulaşabilirsiniz.

5) Beylerbeyi Sarayı, Üsküdar

beylerbeyi_sarayi

Sultan Abdülaziz tarafından 1861 senesinden inşasına başlanan Beylerbeyi Sarayı, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde padişahlar tarafından yazlık saray olarak kullanıldığı gibi yabancı devlet yetkililerinin ağırlanmasında da rol üstlenmiş.

Mermer işçiliği, içerisinde bulunan eşyalar, boğaz manzarası ve yazlık saray olması nedeniyle sıcak havalarda da dahi serin kalma özelliğiyle Beylerbeyi Sarayı, İstanbul’da gezilecek yerlerin başında geliyor.

Hatta bu güzide yapıyı gezmekle kalmayıp, içerisinde kahvaltınızı dahi yapabilirsiniz. Boğaza nazır Beylerbeyi Sarayı’nda servis edilen kahvaltının fiyatı, yapının azametine göre oldukça uygun olsa da, yer bulmak (özellikle hafta sonu) yoğunluktan dolayı oldukça zor olabiliyor.

Pazartesi günlere kapalı olan Beylerbeyi Sarayı’na giriş ücreti ise tam 30 TL, indirimli 10 TL. Ayrıca, kahvaltı için de sarayı gezmek için de olsa bahçeye girmek istiyorsanız, giriş ücreti olan 5 TL’yi ödemek durumundasınız.

İstanbul’un Üsküdar ilçesinde, Beylerbeyi mevkiinde konumlanan Beylerbeyi Sarayı’nı saat 09:00 ile 17:00 aralığında ziyaret edebilirsiniz.

Saraya gitmek için; Üsküdar’dan kalkan ve Beykoz istikametinde hareket eden tüm otobüsleri kullanabilirsiniz. Avrupa Yakası’ndan metrobüsle gelmek içinse, Boğaziçi Köprüsü Durağı‘nda inmeniz, ardından kısa bir yürüyüş yaparak Üsküdar’a giden otobüslerin geçtiği durağa gelerek, Üsküdar’a varmanız gerekiyor. Devamında da Beykoz’a giden herhangi bir otobüse binebilirsiniz.

6) Adile Sultan Sarayı, Üsküdar

adile sultan

Adile Sultan Sarayı, 1858 senesinde, Salkis Balyan tarafından, Sultan Abdülmecit’in kız kardeşi Adile Sultan’a hediye amacıyla inşa ettirilmiş.

Sultan Abdülmecit’in ölümüyle birlikte kardeşi Sultan Abdülaziz tahta geçmiş ve Abdülmecit’in vasiyet niteliği taşıyan hediyesini vermek için işe koyulmuş.

1861’de harabeye dönen sarayı yıktıran Sultan Abdülaziz, konağın yerine günümüze kadar ulaşmayı başaran Adile Sultan Sarayı’nı yaptırmış. Adile Sultan Sarayı, Anadolu yakasında gezilecek yerlerin en önemlilerinden.

Bir süre restorasyon çalışmaları nedeniyle kapalı olan saray, 2007 senesinde tekrardan kapılarını ziyaretçilerine açmış.

Düğün, mezuniyet, toplantı, seminer, etkinlik gibi organizasyonlar için kullanılan Adile Sultan Sarayı’nda konukların ağırlandığı Oval Salon, 500 kişi kapasiteli.

Aynı zamanda içerisinde, 1 adet 200 kişilik toplantı salonu, 17 adet 30 – 50 kişilik seminer salonu, 1300 metrekarelik kokteyl alanı ve 1000 kişi kapasiteli bahçesi bulunuyor.

Boğazın yanı başında kahvaltı ve akşam yemeği hizmetleri de sunan Adile Sultan Sarayı’nda lezzetli yemeklerle eşsiz manzara bir araya gelerek insana tarifi zor duygular yaşatıyor. Saray, düğün organizasyonları için de sıklıkla tercih ediliyor.

İstanbul’un Üsküdar ilçesinde, Kandilli Mahallesi‘nde konumlanan Adile Sultan Sarayı’na gitmek için Kız Lisesi Otobüs Durağı‘nda inmeniz gerekiyor. Bu duraktan geçen İETT otobüsleri ise; Çavuşbaşı – Üsküdar ve Şen Evler – Üsküdar otobüsleri.

7) Malta Köşkü, Beşiktaş

Yıldız Parkı içerisinde yer alan ve sedir köşkü olarak 1871 senesinde inşa edilen Malta Köşkü, Çadır Köşkü olarak da biliniyor.

Zamanında V. Murat‘ı tahta çıkarmaya çalışan Ali Suavi Sultan, Çırağan baskınını düzenlese de başarılı olamamış. Bunun üzerine V. Murat bir süre Malta Köşkü’nde saklanmak durumunda kalmış.

Abdülhamit’in sürgün edilmesiyle birlikte 40 sene boyunca kullanılmayan Malta Köşkü, 1941’de Maliye Bakanlığı tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne devredilmiş.

1949 – 1960 arasında Avadis Çakır adlı bir işletmeci tarafından Markiz Pastanesi olarak kullanılan köşk, 1960 darbesinden sonra Tanzimat Müzesi olarak hizmet vermeye başlamış.

1982’de Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu’na devredilmiş ve 1995’te İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından geri alınarak restorasyon çalışmalarına başlanmış.

1997’de tamamlanan yenileme çalışmalarının ardından Beltur firması tarafından lokanta hizmeti verilmesi adına tekrardan açılmış.

Günümüzde enfes kahvaltılarıyla bilinen Malta Köşk’ünde hafta içi, saat 09:00 – 12:00 aralığında 38 TL’ye serpme kahvaltı menüsünden, hafta sonu ise 09:00 – 12:00 saatleri arasında 48 TL’ye açık büfe kahvaltıdan yararlanabiliyorsunuz.

Saat 09:00 ile 23:00 aralığında açık olan köşk, İstanbul’un Beşiktaş ilçesinde konumlanıyor. Bölgeye Beşiktaş Meydan’dan kalkan Ortaköy ve Sarıyer otobüsleriyle ulaşabilirsiniz.

Avrupa yakasından gelecekler, Eminönü – Beşiktaş veya Sarıyer – Beşiktaş yolunu takip ederek Yıldız Parkı’na, buradan da Malta Köşkü’ne ulaşabilirler. Anadolu Yakası’ndan gelecekler ise Boğaziçi Köprüsü’nden geçerek Beşiktaş yol ayrımından Yıldız Parkı’na, oradan da Malta Köşkü’ne ulaşabilirler.

8) Hidiv Kasrı, Beykoz

hidiv_kasri

Mısır Hidivi (Baş Veziri) Abbas Hilmi Paşa tarafından 1907 yılında Çubuklu sırtlarına inşa ettirdiği Hidiv Kasrı, paşanın Mısır’daki görevinden alınmasıyla bir süre kendisi ve ailesi tarafından ikamet etmek amacıyla kullanılır.

Abbas Hilmi Paşa’nın 1930’lu yıllarda İstanbul’u terk etmesiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından satın alınan konak, 1982’ye kadar atıl şekilde bırakılmış.

1982’de başlayan restorasyon çalışmaları 1984’te tamamlanmış ve Beltur firmasının hizmetinde kafe ve restoran olarak yeniden hizmete açılmış.

Hidiv Kasrı, aynı zamanda düğün organizasyonlarına da ev sahipliği yapıyor. Gerek mimarisi, gerek tarihi, gerekse manzarasıyla İstanbul’un en güzide yapılarından bir tanesi olan Hidiv Kasrı’nın büyüleyici manzarası eşliğinde kahvaltınızı yapabilir, kahvenizi yudumlayabilirsiniz.

Hafta içi, saat 09:00 ile 14:00 aralığında 38 TL’ye serpme kahvaltı yapabilirsiniz. Hafta sonu ise saat 09:00 ile 13:00 aralığında 48 TL’ye açık büfe kahvaltıdan faydalanabilirsiniz. Saatler, yaz ve kış döneminde farklılık gösterebildiği için eğer kahvaltının son saatlerine yetişecekseniz, önceden arayıp net bir bilgi almakta yarar var.

İstanbul’un Beykoz ilçesine, Çubuklu sırtlarında konumlanan Hidiv Kasrı’na otobüsle gitmek isteyenler, Üsküdar’dan Beykoz istikametine giden İETT otobüslerine binerek Kanlıca Durağı‘nda inebilir, buradan da yürüyerek Hidiv Kasrı’na ulaşabilirler.

9) Küçüksu Kasrı, Beykoz

kucuksu

Tarihi Bizanslılara kadar uzanan Küçüksu Kasrı, Osmanlı döneminde has bahçe olarak kullanılmış.

Sultan IV. Murat döneminde ‘Gümüş Selvi’ olarak adlandırılan bu bölge, bu dönemde farklı amaçlara hizmet etmiş.

Sadrazam Divitdar Mehmet Emin Paşa’nın I. Mahmut’tan aldığı izinle Küçüksu Kasrı’nın yapımına başlanmış. Mühendis Yusuf Efendi tarafından tasarlanan ahşap binanın inşası tamamlanmış ve 1751 senesinde organize edilen törenle hizmete açılmış.

Taş ve tuğlalar kullanılarak inşa edilen 3 katlı binada, Türk ev tipi mimarisi yansıtılmış.

III. Selim ve II. Mahmut dönemlerinde büyük restorasyon çalışmaları yapılan Küçüksu Kasrı’nın tam anlamıyla yapımı 1857‘de tamamlanmış.

Sultan Abdülaziz döneminde ise kasır, zengin bir görsellik kazanmış.

Cumhuriyet Dönemi’nde devlet tarafından konuk evi olarak kullanılan yapı, 1996 senesinde müze – saray haline getirilerek hizmete açılmış.

Küçüksu Kasrı içerisinde ortalama 30 TL’ye kahvaltı yapabilirsiniz. Ayrıca, dürüm, döner, fajita gibi seçenekleri de bulunuyor.

Pazartesi günleri ziyarete kapalı olan Küçüksu Kasrı’na giriş ücretleri tam için 15 TL, öğrenciler için 5 TL’dir.

Kasır, ziyaret için saat 09:00 ile 17:00 aralığında açıkken, yemek yemek için kullanılan kafe bölümü ise 09:00 – 02:00 arasında hizmet veriyor.

İstanbul’un Beykoz ilçesinde, Anadolu Hisarı‘nda konumlanan Küçüksu Kasrı’na toplu taşıma aracıyla gitmek isteyenler, Kadıköy’den Üsküdar’a giden otobüslere binerek Küçüksu Durağı’nda inebilirler. Bu durakla Küçüksu Kasrı arasında yaklaşık 200 metrelik bir mesafe bulunuyor.

10) Ihlamur Kasrı, Beşiktaş

ihlamur

Abdülmecit tarafından inşa ettirilen Maresim Köşkü ile Maiyet Köşkü‘nden dolayı Ihlamur Kasrı’nın Merasim Köşkü olduğu iddia ediliyor.

Kesme taştan yapılmış, dikdörtgen planlı iki yapıdan Maiyat Köşkü, mimari anlamda Merasim Köşkü’ne nazaran daha sadedir. Sultan ve harem kadınları tarafından kullanıldığı söylenir.

Havuzlu Ihlamur Mahalli, Muhabbet Bahçesi ve Hacı Hüseyin Bağı olmak üzere üç ayrı bölümden oluşan Ihlamur Kasrı, Sultan III. Ahmet döneminde has bahçeye dönüştürülmüş.

Bu iki kasır da Cumhuriyet Dönemi’nde kullanılmadıkları için isimlerinde değişiklikler olmuş. Maiyat Köşkü, Tarihi Köşkler Müzesi olurken, Merasim Köşkü de Tanzimat Müzesi ismini almış.

Pazartesi günleri hariç saat 09:00 ile 19:00 arasında ziyarete açık olan Ihlamur Kasrı’na tam giriş ücreti 15 TL iken, indirimli giriş ücreti ise 10 TL’dir. Sadece bahçeyi görmek için ise 5 TL ödeme isteniyor. 

Aynı zamanda, kasrın içerisinde kahvaltı yapma imkanınız da bulunuyor. Serpme kahvaltı için kişi başı fiyat 38 TL iken, açık büfe kahvaltının fiyatı ise 48 TL’dir.

İstanbul’un Beşiktaş ilçesinde, Abbasağa Mahallesi, Ihlamurdere Caddesi‘nde konumlanan Ihlamur Kasrı’na gitmek için birkaç alternatifiniz bulunuyor:

  • İlk olarak, Zeytinburnu – Kabataş hattında çalışan tramvaya binerek Fındıklı Durağı’nda inebilirsiniz.
  • Ayrıca, Taksim – Kabataş, Beyoğlu – Taksim, Çağlayan – Eminönü, Çağlayan – Yenikapı, Yeşilpınar – Taksim, Hasköy – Şişli, Ortaköy/Dereboyu – Taksim hatlarında çalışan fünikülerle de kasra ulaşabilirsiniz.
  • Diğer bir seçenek ise metro. Çağlayan – Eminönü, Çağlayan – Yenikapı, Kuştepe – Taksim, Çıksalın – Taksim, Hasköy/Şişli – Taksim ve Ortaköy/Dereboyu – Taksim hatlarında çalışan herhangi bir metroya binerek Osmanbey Durağı’nda inmeniz gerekiyor.
  • Ihlamur Kasrı’na IDO ile gitmek içinse, Kabataş – Bostancı, Kabataş/Adalar – Bostancı, Kadıköy – Sarıyer hatlarında çalışan vapurlardan birine binerek Kabataş IDO Vapur İstasyonu’nda inebilirsiniz.
  • Son olarak, IETT ile gitmek isteyenlerse, Gayrettepe – Eminönü, Fulya Mahallesi – Eminönü, Dikilitaş – Eminönü ve Taksim – Dikilitaş hatlarında çalışan otobüslerinden herhangi birine binerek Şair Nedim Durağı’nda inebilir, buradan da yürüyerek Ihlamur Kasrı’na ulaşabilirsiniz.

11) Aynalıkavak Kasrı, Beyoğlu

300 yıl boyunca Haliç kıyılarına demir atan Aynalıkavak Kasrı, Osmanlı Dönemi’nde Aynalıkavak Sarayı ya da Tersane Sarayı olarak adlandırılıyormuş.

İstanbul’un tarihine ışık tutan kaynaklar baz alındığında Aynalıkavak Kasrı’nın Bizans Dönemi’nde imparatorlar tarafından bir çeşit dinlenme yeri olarak kullanıldığı anlaşılıyor.

Haliç kıyılarından başlayarak Okmeydanı ile Kasımpaşa sırtlarına kadar devam eden bu koruya, İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet’ten başlayarak diğer Osmanlı padişahları da büyük ilgi göstermiş.

Kasımpaşa’ya tersane açılmasıyla Tersane Has Bahçesi adı verilen bölgeye, 17. yüzyıldan itibarense Aynalıkavak Sarayı denmeye başlanmış.

Osmanlı klasik mimarisinin en güzel örneklerini yansıtan Aynalıkavak Kasrı’nın deniz cephesinde iki, kara cephesinde ise tek kat bulunuyor.

III. Selim döneminden izler taşıyan kasırda sedir, kanepeler, mangal, kandil gibi eşyalarla süslenmiş odalar, günümüze ulaşmayı başaramamış bir kültürün izlerini taşıyor.

Aynı zamanda, kasrı 2. katında III. Selim anısına inşa ettirilmiş Türk Çalgıları Müzesi yer alıyor.

Milli Saraylar arasında yer alan Aynalıkavak Kasrı’nda, saat 09:00 ile 18:00 arasında restoran hizmeti alabilirsiniz.

Pazartesi ve Perşembe hariç diğer günler, saat 09:00 – 17:00 arasında ziyarete açık olan kasra giriş ücreti, tam bilet 15 TL iken, indirimli bilet ise 5 TL’dir.

Beyoğlu ilçesinde, Hasköy‘de konumlanan Aynalıkavak Kasrı’na gitmek için, Cebeci, Taksim (36T), Yeşilpınar – Eminönü (47), Binevler – Eminönü (47E), Nur Sitesi – Eminönü (47N) otobüslerini kullanarak Aynalıkavak Durağı’nda inebilirsiniz.

12) Maslak Kasrı, Sarıyer

Maslak Kasrı’nın bulunduğu alan ilk olarak 1800’lü yıllarda yapılaştırılmaya başlanmış ve Sultan II. Mahmut tarafından av ve dinlenme yeri olarak kullanılmış.

Günümüzdeki yapının ise bir kısmının Sultan Abdülaziz, bir kısmının da Sultan II. Abdülhamit tarafından inşa ettirildiği düşünülüyor.

II. Abdülhamit, şehzadelik döneminde kaldığı Maslak Kasrı’nda zamanının çoğunu kitap okuyarak ve marangozlukla geçirmiş.

II. Abdülhamit’in tahta davet edildiği yer olarak Osmanlı tarihinde önemli bir yere sahip olan kasrın bölümleri arasında; Kasr-ı Humayun, Paşa Dairesi, Limonluk, Çadır Köşk ve Mabeyn-i Hümayun bulunuyor.

170 dönüm alan üzerine kurulu yapılar, ahşap konut mimarisinin ve süslemeciliğin en güzel örneklerinden bir tanesi olarak kabul ediliyor.

Kasırdan, Boğaziçi’nin Karadeniz’le buluştuğu nokta görülebiliyor.

Kasr-ı Hümayun bölümü de eski arşivlere dayanarak yenilenmiş ve müze – saray olarak hizmete açılmış.

Ulusal ve uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yapan Maslak Kasrı’nda ziyaretçilerin hoşça vakit geçirebilecekleri kafeteryalar bulunuyor.

Düğün organizasyonlarına da ev sahipliği yapan kasırda evlenmek isteyen çiftlerin aylar öncesinden rezervasyon yaptırmaları ve Milli Saraylar Daire Başkanlığı Birimi ile iletişime geçmeleri gerekiyor.

Maslak Kasrı, Pazartesi ve Perşembe günleri haricinde saat 09:00 ile 17:00 arasında ziyaret edilebiliyor.

Yetişkinler için giriş ücreti150 TL iken bu fiyat, öğrenciler içinse 5 TL’dir.

Maslak Büyükdere Caddesi üzerinde konumlanan Maslak Kasrı’na gitmek için metroyu kullanabilirsiniz.

Atatürk Oto Sanayi Durağı‘nda inip birkaç dakika yürüyerek kasra ulaşabilirsiniz. Ayrıca, 4. Levent Metro’su önünden geçen minibüslere binerek kasrın tam önünde inebilirsiniz.

Önceki İçerikİstanbul’un En İyi 17 Esnaf Lokantası
Sonraki İçerikCumhuriyet’in İzinde Lezzet Durakları
Ezgi Opan
Blogger, içerik yazarı, editör, besteci, söz yazarı, gitarist, turizmci, seyahat tutkunu, müzik ve kedilere hasta☺️

CEVAP VER

Lütfen yorum giriniz!
Lütfen isminizi yazınız