Kırklareli’nde Gezilecek Yerler

0
5699

Eski ismi “Kırk Kilise” olan Kırklareli, ülkemizin kuzeybatı ucunda, Marmara Bölgesi’nin Trakya kısmında bulunur.

Doğusunda Karadeniz, kuzeyinde Bulgaristan, güneyinde Tekirdağ’ın Hayrabolu, Muratlı, Saray ve Çorlu ilçeleri, batısında Edirne şehri, güneyi ve güney batısında ise Uzunköprü, Havsa ve Lalapaşa ilçeleri yer alır. Şehir 6,650 kilometrekarelik bir alana yayılmıştır.

Kırklareli, ülkemizin batı sınırında bulunur. Kuzey yönünde Bulgaristan’la Türkiye’nin sınırlarını çizen Revze Deresi Vadisi, doğu yönünde ise Karadeniz vardır. Kırklareli’nin güneyinde Ergene Irmağı’nın ana vadisi ve yine batıda Ergene Irmağı’na dökülen Teke Deresi bulunur. Kırklareli’nin rakımı ise 200 metre civarındadır.

Bölgedeki akarsular arasında Revze Deresi ve Ergene Irmağı sayılabilir. Bitki yer yer orman ve step özellikleri barındırır; ancak genellikle ormanlarla kaplıdır.

Kırklareli’nde sanayi tesisleri D-100 karayolu çevresinde ve bilhassa Lüleburgaz ilçesinde yoğunlaşmaktadır. Bununla birlikte son yıllarda şehir ekonomisinde sanayinin oranı gitgide artmaktadır. Hem İstanbul’a hem de Avrupa Birliği üyesi Bulgaristan ve Yunanistan gibi ülkelere yakın konumu sebebiyle Kırklareli şehrinde turizm de canlanmaktadır.

Kırklareli tarih boyunca transit konumu sayesinde çok sayıda antik yerleşime ev sahipliği yapmıştır. Buzul Çağı’ndan hemen sonra oldukça uzun bir dönem su altında kalmış olduğu belirlenen bölgede insan yerleşimine ilişkin ilk materyal kalıntılar neolitik dönemi işaret etmektedir.

Tarihin ilerleyen dönemlerinde bölgeye yerleşen insan topluluklarının kabile isimlerini alan “Trakya” bölgesi, Kırklareli şehri de dahil olarak Roma döneminin ortalarına dek kısmen veya bütünüyle bağımsızlığını küçük prenslik veya krallıklar olarak devam ettirmiştir.

Geçiş rotası üzerinde olması sebebiyle Kırklareli Roma ve Bizans dönemlerinde birçok savaşa sahne olmuştur. Şehir ilk defa Sultan Murat Hüdavendigar zamanında, 1363’te Türk hakimiyetine geçmiştir. Bu tarihten sonra 5 asrı aşkın bir barış ve istikrar dönemi yaşayan Kırklareli, hem Balkan Savaşı hem de 1. Dünya Savaşı zamanında çatışmalara sahne olmuştur. Milli mücadelenin ardından Kırklareli 10 Kasım 1922’de nihai özgürlüğüne kavuşmuştur.

Kırklareli halkı genellikle Balkan ülkelerinden farklı dönemlerde göç etmiş muhacirlerden oluşmaktadır. Günümüzde farklı kültürlere sahip insanların birlikte mutlu ve huzurlu biçimde yaşadığı bu şirin Trakya şehrimiz tarihi ve kültürel mirası ile turistlerin ilgisini çekmeye devam etmekte.

Kırklareli’nde İklim, Ne Zaman Gidilir?

Kırklareli’nde İklim, Ne Zaman Gidilir?

Karasal ve Karadeniz iklimine birlikte sahip olan şehirde ortalama sıcaklık kışın 4, yazın ise 22 C’dir.

Yazları sıcak ve kurak geçerken kışları serttir. Ancak iklim, her mevsimde gezmeye elverişlidir. Kırklareli’nde her mevsimde yapılabilecek bir faaliyet bulabilirsiniz.

Kırklareli’nde Ulaşım, Nasıl Gidilir? & Şehir içi Ulaşım İmkanları

Kırklareli ulaşım anlamında ziyaretçiler için büyük kolaylığa sahiptir. Şehre karayolu, demiryolu ve havayoluyla ulaşmak mümkündür.

Otobüs ile Kırklareli’ne ulaşmak isterseniz ülkemizin hemen hemen tüm büyükşehirlerinden şehre sefer düzenleyen otobüs firmalarını tercih edebilirsiniz. Kent merkezindeki otogara geldikten sonra buradan kalkan şehir içi otobüs, minibüs ve ticari taksileri kullanabilirsiniz.

Kendi aracınız ile gelecekseniz mutlaka kilometre hesabını yapmalı ve buna göre yol hazırlığınızı yapmalısınız.

Tren yolculuğunu tercih edenler ise İstanbul’dan şehre doğrudan ulaşım sağlayabilir.

Havayolunu tercih eden ziyaretçiler Kırklareli’ne 1 saat uzaklıkta bulunan Çorlu Havalimanı’na uçakla gelerek buradan kalkan servislerle kolayca Kırklareli’ne ulaşabilir.

Kırklareli’nde Görülmesi Gereken Yerler

Kırklareli’nin Doğal Güzellikleri

İğneada

İğneada, Kırklareli

Demirköy ilçesinde, Bulgaristan sınırında bulunan İğneada, Demirköy ilçe merkezine, Kırklareli şehir merkezine ise 97 km uzaklıktadır. Ayrıca Edirne’ye 165 ve İstanbul’a 250 km mesafede olması sebebiyle sadece Kırklareli halkının değil çevre illerden gelen kişilerin de ilgisini çekmektedir.

İğneada Kırklareli

İğneada, yaklaşık 40-50 metre genişliğinde ve 10 km uzunluğunda temiz bir kumsala sahiptir.

İğneada, Kırklareli

Beldeye her yerden ulaşım asfalt yol ile kolaylıkla sağlanmaktadır.

İğneada Kırklareli

Belde merkezinde 252 yatak kapasiteli 5 yıldızlı bir otel, İl Özel İdaresi’ne bağlı bir motel, bazı kamu kurumlarının eğitim ve dinlenme tesisleri ile konutlar bulunmaktadır. Plajın çevresinde restoran, çay bahçesi ve pansiyon gibi yapılar mevcuttur.

İğneada, Kırklareli

Karadeniz’in en özel kıyılarından birine sahip olan İğneada’da Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında denize girmek için tüm şartlar elverişlidir. Kumu ve deniz suyu uygundur.

Karadeniz ve Balkanlardan gelerek doğu yönünde hareket eden kuş sürülerinin rotası İğneada üzerinden geçmektedir. Bu sebeple, kuş gözlemi yapmak isteyenler için İğneada’da yılın farklı dönemlerinde uygun fırsatlar oluşur.

İğneada Kırklareli

Büyüleyici güzellikteki ormanlarında, dağ bisiklet turu, oryantiring ve trekking etkinlikleri yapılabilmektedir. Bölgede bulunan Sisliona ve Hamdibey kaleleri ile Liman Feneri ziyarete açıktır.

İğneada, Kırklareli

Ayrıca ve deniz altında batıklar da su altı dalışla görülebilir. Bunlar dışında, kıyı boyunca at ile gezinti de mümkündür. Siz ve sevdikleriniz için birer at kiralayarak bölgeyi gezebilir, birlikte hoşça vakit geçirebilirsiniz.

Longoz Ormanları Milli Parkı

Longoz Kırklareli

Longoz / subasar tipindeki ormanlık alanın tabanı genellikle bol yağış alınan ilkbahar ve kış mevsimlerinde sularla kaplıdır.

İğneada’da bulunan bu milli park oldukça geniş bir alana yayılmıştır. Kırklareli il merkezinden yaklaşık 100 kilometrelik bir yolculuk sonrasında Longoz Ormanları Milli Parkı’na ulaşabilirsiniz.

İğneada Kırklareli

Bölgenin İstanbul’a uzaklığı ise 240 km civarındadır. Bu sebeple, İstanbul’dan çok sayıda ziyaretçi hafta sonlarını değerlendirmek için bu milli parkı tercih etmektedir.

Mert Gölü Kırklareli

Milli Parkın güneyde yer alan bölümü Hamam, Saka, Deniz, Pedina ve Mert gölleri ile bunların çevresinde sazlık alanlar, yaprak döken ormanlar, longoz ormanlarından oluşur.

Milli Parkın kuzeyinde yer alan bölge ise gezmek için oldukça uydundur. Burada bulunan gölün çevresinde çok geniş ormanlar bulunur.

Longoz ormanlarını yerinde görmek için İğneada’ya mutlaka gelmelisiniz!

Kırklareli’nin Tarihi Eserleri 

Tarihi Çeşmeler

Yazılı kaynaklara göre şehir merkezinde 15 geleneksel yapıda mahalle çeşmesi bulunuyor. Belediyenin çalışmaları sonucunda bunlardan dördünün günümüzde yıkılmış halde olduğu öğrenilmiştir. Kullanılmaya devam edilen çeşmelerin ikisi bulundukları yerden taşınmış, dördü ise onarımlar sonrası özgünlüklerini kaybetmişlerdir.

İl merkezinde Kadı Ali, Paşa, Kayyumoğlu, Hapishane, Kuru Paşa (Kayalık), Büyük Camii (Alman), Gerdanlı ve Kocahıdır çeşmelerini görebilirsiniz. Bu çeşmeler genellikle şehrin ticaret hayatının da yoğun olduğu yaşandığı çarşı meydanı çevresinde yer almaktadır.

Sokullu Mehmet Paşa Köprüsü

İstanbul-Edirne asfaltı üzerinde, Edirne çıkışı tarafında bulunan Sokullu Mehmet Paşa Köprüsü, Lüleburgaz Deresi üzerinde. Adından da anlaşılacağı üzere Osmanlı İmparatorluğu’nun meşhur sadrazamı Sokullu tarafından yaptırılmıştır.

Çevre taşları ve kaynak tarafındaki orta ayak detayları sağlam durumda olan köprü yerli ve yabancı turistler tarafından ziyaret edilmektedir.

Mansapta on iki köşeye sahip bir planın yarısı üzerinde resmedilen bir piramitten oluşan kısım, Lüleburgaz yönünde olan ayakta orijinal görünümünü muhafaza etmektedir.

Diğeriyse ilerleyen zamanlarda işinin ehli olmayan ustalar tarafından, maalesef piramit yerine koni biçimde yapılmıştır. Köprü hala araç trafiğinde açıktır ancak Edirne – İstanbul asfaltı ilçenin dışına alındıktan sonra köprü trafiği önemli ölçüde azalmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde Rumeli bölgesine çok sayıda köprü yapılmıştır. Bu köprüler özellikle sefer dönemlerinde ordunun hareketini sağlamak için inşa edilmiştir. Bu yapıların bir çoğu zaman kısıtlı olduğu için ahşap malzemelerden yapılmıştır.

Lüleburgaz Sokullu Mehmet Paşa Köprüsü de batı seferlerine çıkan orduya hizmet etmiş ve bölgenin imarına katkıda bulunmuştur.

Babaeski Köprüsü

Babaeski Köprüsü Kırklareli

İstanbul – Edirne yolunun Babaeski Deresi’ni geçtiği, Babaeski’nin Lüleburgaz çıkışında yer alan köprü 4 Murat devrine rast gelen 1633 senesinde yapılmıştır.

Kesme taş kaplı bir köprüdür. Nehir taştığı zaman köprünün zarar görmemesi adına, 6 kemerli köprünün kemer aralarına büyük boyutta delikler açılmıştır. Kuzeyde bulunan nöbete hücresi zarar görünce aslında uygun olacak şekilde yeniden inşa edilmiştir.

Halen kullanılmakta olan köprü günümüzde tarihe meraklı ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.

Pehlivanköy Akarca Köprüsü

Edirne – Uzunköprü otoyolu doğrultusunda, Ergene Nehri üzerinde bulunmaktadır.

14. yüzyıldan itibaren Balkanlarda hız kazanan Osmanlı ilerleyişi coğrafi engellere takılmaktaydı. Bu engellerden en önemlisi Ergene Nehri idi. Bu nehir üzerine Osmanlı ordusu çok sayıda köprü inşa etmiştir. Pehlivanköy Akarca Köprüsü de onlardan biridir.

Osmanlı ordusunun Bulgaristan, Sırbistan ve Macaristan yönündeki seferlerinde Ergene Nehri’ni aşmak için yapılan Pehlivanköy Akarca Köprüsü günümüze kadar ulaşmıştır. Köprü sağlam yapısı sayesinde günümüzde araç trafiğine açıktır ve kullanılabilir durumdadır.

Ortada bulunan büyük kemerli gözün etrafında yer alan yuvarlak kemerli gözlerle birlikte köprünün toplamda yedi adet gözü vardır.

Kitabesi kırıldığından ve üzerinde tarih bulunmadığından inşa tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Ancak köprünün kullanım amacı, yapılış şekli ve malzemesi düşünüldüğünde Osmanlı döneminde 16. yüzyılda yapıldığını tahmin edebiliriz.

Köprü bir anlatıya göre Pavlu isimli bir usta tarafından yapılmıştır. Yine bu anlatılara göre köprüyü inşa eden usta köprünün ancak usta bir yiğidin burada kurban edilerek köprü duvarının içine gömülmesiyle yapının ayakta kalabileceğini söylemiştir. Bunun üzerine işçiler kendilerine yemek taşıyan kadınlar arasında kura çeker. Kim kurada çıkarsa o bir kurban verecektir. Kurada yeni doğum yapmış, bebeği süt emen bir kadın çıkar. Bu kadın ertesi gün geldiğinde köprünün kemerine sıkıştırılır ve kurban edilir; hemen ardından kemer de bitirilir.

Köprüyü ziyarete gelen kişilere yöre halkı tarafından bu anlatı kimi zaman hatırlatılır. Yörede köprüye dair bazı inanışlar hala yaşamaktadır. Hatta öyle ki, her cuma gecesi köprünün ayağında ağlayan bir kadın sesi duyulduğu söylenmektedir. Köprünün iki taşı arasından da süt aktığı rivayet edilmektedir. Köprü, ilginç hikayesi ile ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.

Kırklareli Kadı Camii

Kırklareli şehir merkezinde Osmanlı döneminden kalan birçok eser bulunmaktadır. 1577 tarihli Kırklareli Kadı Camii de onlardan biridir.

Camii yakınlarında inşa tarihinden itibaren bir mahkeme kurulmuştur. Bu mahkeme sebebiyle camiye Kadı Camii adı verilmiştir.

Tarihi yapı, orijinal mimari özellikleri sebebiyle Kırklareli’nin sembol tarihi eserleri arasında yer alır.

Şehir merkezinde, Ahmet Mithat İlkokulu karşısında bulunan yapıya yürüyerek ulaşabilirsiniz.

Vize Küçük Ayasofya Kilisesi (Gazi Süleyman Paşa Camii)

Vize Küçük Ayasofya Kilisesi (Gazi Süleyman Paşa Camii) Kırklareli

Kırklareli’nin Vize ilçesinin Kale Mahallesi’nde iç ve dış surlar arasında yer alan yapı 6. yüzyılda Roma İmparatoru Jüstinyen döneminde kilise olarak yapılmıştır.

14. yüzyılın ikinci yarısında cami şeklinde yeniden düzenlenmiştir. Hala camii olarak kullanılmaktadır ve ibadete açıktır. Hali hazırda artık mevcut olmayan mozaikler, şekilleri ile Ayasofya ve St. İrene arasındaki kazıda bulunan parçalarla benzeşmektedir.

Asıl yapıya bütünüyle Bizans stilindeki üç mermer söveli kapıdan girilmekteydi. Bir zamanlar kadın heykellerinin ve kırık yazıların bulunduğu bina, taş ve tuğladan inşa edilmiştir. Kubbesi çapraz ve beşik tonozlu yapılmıştır. Minbere sahip olmayan yapıda mihrap da sonradan ilave edilmiştir.

Camiiye çevrilmiş olmasına rağmen yapının içinde hala kilise havası hakimdir. Bu ilginç özelliği sebebiyle Kırklareli’ne geldiğinizde Vize Küçük Ayasofya Kilisesi, yani Gazi Süleyman Paşa Camii’ni mutlaka görmelisiniz!

Kırklareli Festivalleri

Kırklareli konser, eğlence, festival, kültür sanat günleri ve benzeri etkinlikler açısında oldukça canlıdır.

Hem Türkiye’den hem de yabancı ülkelerden katılımlarla bu etkinlikler büyük ilgi görmektedir.

Mevsimi ne olursa olsun Kırklareli’nde beğeninize uygun bir etkinlik bulabilirsiniz.

Kaynarca Kültür ve Su Festivali (4-5 Mayıs)

Kırklareli’nin en canlı ilçelerinden biri Pınarhisar’dır. Bu ilçeye bağlı beldelerden Kaynarca’da, belediye tarafından düzenlenen festival büyük ilgi görüyor.

Toplamda 2 gün süren festival her yıl Mayıs ayında gerçekleşiyor. Önümüzdeki yıl dördüncüsü düzenlenecek festivalde çeşitli etkinliklerin yanı sıra bir çok sanatçı da sahne alarak katılımcılara müzik ziyafeti sunuyor.

Festival ile Kaynarca’nın bir “su diyarı” olduğu vurgulanıyor.

Pers İmparatoru Darius’un ünlü İskit seferi öncesi 700 bin kişilik ordusu ile burada konakladığı belirtiliyor.

Büyükmandıra Güreş ve At Yarışları (7 Haziran)

Kırklareli’nin Babaeski ilçesinin Büyükmandıra Kasabası’nın çayırında Haziran ayında düzenlenen geleneksel Yağlı Güreş ve At Yarışı etkinlikleri Kırklareli halkının ve çevre illerden gelen izleyicilerin büyük ilgisini çekiyor.

At Yarışları ile başlayan etkinlik öğle saatlerinden itibaren yerini büyük ilgi gören yağlı güreş müsabakalarına bırakıyor.

Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri öncesi bir hazırlık niteliğinde olan Şamdancıbaşı İbrahim Yağlı ve Kavasoğlu Güreşleri’nde ünlü pehlivanlar er meydanına çıkıyor.

Çocuklar için de festivalde oldukça ilginç ve eğlenceli etkinlikler düzenleniyor.

Trakya şehirlerimizin kültüründe önemli bir yer tutan yağlı güreş müsabakalarını yerinde izlemek isterseniz Kırklareli’nin Babaeski ilçesinde düzenlenen Büyükmandıra etkinliğine katılabilirsiniz.

Karahıdır Kiraz Şenlikleri (12-13 Haziran)

Önümüzdeki yıl dördüncüsü düzenlencek olan Karahıdır Kiraz Şenliği her yılın Haziran ayında çeşitli etkinlikler ile kutlanıyor.

Kırklareli şehir merkezindeki Karahıdır Mahallesi Çamlık Parkı’nda başlayan şenlikte çeşitli sanatçılar sahne alırken çocuklar için de özel etkinlikler düzenleniyor.

Şenlikte ayrıca Karahıdır’da yetiştirilen meşhur kirazların tanıtımı yapılıyor. Kiraz severler için Kırklareli’nin Karahıdır Mahallesi’ne uğramak unutulmaz bir deneyim olacak!

Demirköy Çilek Festivali (28 Haziran)

1982 senesinde o dönem Demirköy’ün kaymakamlığını yapan Osman Dıraçoğlu’nun bölgede çilek üretimi desteklemek üzere ön ayak olduğu Demirköy Çilek Festivali günümüzde de bölgeyi tanıtmak ve daha fazla yerli – yabancı turist çekebilmek için büyük bir özenle devam ettiriliyor.

Çok sayıda sanatçının sahne aldığı etkinlikte ayrıca Demirköy’ün meşhur çilekleri tanıtılıyor. Çilek severler için Kırklareli’nde yapılabilecek en iyi aktivite Demirköy’e gelmek olacaktır!

Karagöz Kültür Sanat ve Kakava Festivali (12-15 Eylül)

Kırklareli Belediyesi öncülüğünde bu yıl 29’uncusu düzenlenecek olan Karagöz Kültür Sanat ve Kakava Festivali her sene birbirinden renkli görüntülere sahne olarak katılımcılara unutulmaz deneyimler yaşatıyor.

Geçtiğimiz yıl “Kadın” temasıyla düzenlenen festivalde birbirinden değerli sanatçılar Kırklarelililer ve misafirlerle buluşuyor. 1600 yıllık geleneksel Kakava ateşinin tüm görkemiyle yanacağı festivalde, çok sayıda etkinlik yer alıyor. Bunlar arasında her sene farklı isimlerin katılımıyla konserler, konferanslar, sergiler ve söyleşiler bulunuyor.

4 gün süren festival bölgenin en dinamik ve en renkli aktivitelerinden biri!

Festivale başından sonuna kadar katılmak isterseniz bu rotayı bir kenara not edin: Özgürlük Parkı’nda start alan kortej uzun bir yürüyüş gerçekleştiriyor. Sırasıyla Karaumur Caddesi, Mustafa Kemal ve Fevzi Çakmak bulvarları, Özgürlük ve Demokrasi Meydanı ve İstasyon Caddesi… Kortej uzun bir yürüyüşün ardından festival alanına ulaşıyor. Saat ilerleyince festivalin sembolü ortaya çıkıyor: Kakava ateşi!

Karagöz’ün başlığı olarak bilinen “Işkırlak” geleneksel olarak her sene farklı bir sanatçıya teslim ediliyor. Işkırlak, geçtiğimiz sene ünlü tiyatro sanatçısı Demet Akbağ’a verilmişti.

Karagöz Festivali’ne katılarak hem açılış korteji ile Kırklareli turu yapabilir hem de dört gün boyunca doyasıya eğlenebilirsiniz.

Pavli Panayırı (15-20 Eylül)

1910 yılından bugüne kadar her sene Eylül 15-20 tarihleri arasında gerçekleştirilen geleneksel Pavli Panayırı yalnızca yakından geçen trenlerin sesi ile bozulan sakinliği ile bilinen Pehlivanköy’de gerçekleştiriliyor. Ergene kenarındaki düzlük alanda gerçekleştirilen panayır yerli ve yabancı çok sayıda ziyaretçinin ilgisini çekiyor.

Pavli Panayırı Türkiye’de hala geleneğini yaşatabilen en büyük panayırlardan biri olarak biliniyor.

Panayırda alışveriş yapmak isteyenler için çok sayıda seçenek bulunuyor.

Panayır süresince alanda kurulan lunapark alanı ise Roman eğlence kültürünü tam anlamıyla yansıtıyor.

Trakya’nın renkli, sıcak ve eğlenceli geleneklerini yerinde izlemek için Pavli harika bir seçenek!

Kırklareli’nde Ne Alınır?

Hayvancılık ve tarıma dayalı bir ekonomiye sahip olan Kırklareli özellikle peyniri ile ünlüdür. Şehre geldiğinizde birçok noktada meşhur Kırklareli peynirlerinden alabilirsiniz. Ayrıca yörenin kültürünü yansıtan çok sayıda çeşitte hediyelik eşyalar bulunur.

Kırklareli deyince akla ilk gelen ürün ise elbette Kırklareli peyniridir. Keçi, koyun ve inek sütünden üretilen Kırklareli peyniri eşsiz bir lezzete sahiptir. Hem şehir merkezinde hem de ilçelerde Kırklareli peyniri alabileceğiniz çok sayıda mekan bulabilirsiniz. Kırklareli peyniri, yapılıp tenekeye alındıktan sonra asgari 6 ay boyunca buzhanede bekletilir. Bu işlemin hemen ardından ise satışa sunulur. Yalnız koyun sütünden yapılanı olduğu gibi, koyun sütüne %15 oranında keçi sütü karıştırılarak yapılanı ve sade inek sütünden yapılan sert ve yumuşak peynirleri her zaman bulmak mümkündür. Lezzeti üst seviyede olan Kırklareli peyniri oldukça uygun fiyata alınabilir.

Kırklareli’nde Yeme İçme

Kırklareli şehri tarım ve hayvancılıktaki yeri sebebiyle yeme içme anlamında ziyaretçilerine sayısız alternatif sunuyor.

Et ve süt ürünlerinin yanı sıra bunlardan imal edilen ürünler Kırklareli mutfağının temelini oluşturuyor.

Türkiye’de meşhur olan Kırklareli köftesi ziyaretçilere damak tadı ziyafeti sunuyor.

Bunun dışında keşkek, plaska (tuzlu bir kek), zerde, kaymaçina (sütlü bir tatlı), çoban böreği gibi yöresel lezzetler öne çıkıyor.

Genellikle Balkan göçmenlerinin getirdiği eşsiz lezzetlerle şekillenen Kırklareli mutfağı hem şehir merkezi hem de ilçelerde birbirinden güzel restoranlarda ziyaretçilere sunuluyor.

Kırklareli Gece Hayatı

Yakın zamana kadar fazla aktif bir gece hayatına sahip olmayan Kırklareli’nde son yıllarda açılan yeni mekanların da etkisiyle dinamik bir gece hayatı bulunuyor.

Özellikle yaz aylarında canlanan Kırklareli gece hayatının kalbi ise şehir merkezindeki mekanlarda atıyor. Merkezde bulunan Line Pub, Beirut Music Hall ve The Peak Club canlı müzik ile ziyaretçilere eğlenme fırsatı sunarken Kaptan Pub, Köşem Pub ve Joker Bar içki içmek isteyenlere alternatif sunuyor.

Şehir merkezinde bulunan Papazın Evi Bistro Cafe eğlence severlerin en çok tercih ettiği mekanlar arasında yer alıyor.

Bunun dışında yine şehir merkezinde gece hayatına katılmak isteyenler için Henry Jones Kırklareli, Bukalemun ve VeRa Cafe gibi seçenekler bulunuyor.

Siz de Trakya’nın bu benzersiz şehrinde birbirinden renkli ve eğlenceli günler geçirmek istiyorsanız hiç vakit kaybetmeden seyahat planınızı oluşturun.

Hem tarihi ve kültürel mirası hem de mutfağı ile baş döndürücü bir zenginliğe sahip olan Kırklareli dünyadan ve Türkiye’den turistlerin her geçen yıl daha sık tercih ettiği merkezlerden biri oluyor. Siz de güzel Kırklareli’ni bir an önce keşfe çıkın!

CEVAP VER

Lütfen yorum giriniz!
Lütfen isminizi yazınız