Kategoriler AvrupaYurt Dışı

Montpellier’de Gezilecek Yerler

Montpellier, Güney Fransa‘nın en güzel şehirlerinden biridir. Etkileyici Orta Çağ sokakları ve Rönesans döneminin görkemli konutları, şehri benzersiz yapan özelliklerin başındadır.

Montpellier iki tepe arasında ulaşıma elverişli bir konumdadır ancak caddelerinin bir kısmı dağlık bölgelerde bulunmaktadır. Şehir İspanya ile İtalya arasındaki sınırda olduğundan, her zaman önemli bir ticaret merkezi olmuştur.

Burada bulunan antik kent ise çok küçüktü; etkili bir koruyucu duvarla çevriliydi ve daha az sayıda büyük bina arasında sadece bir şapel ve bir kale vardı.

Montpellier bölgesi istikrarlı bir şekilde genişledi, bu nedenle bugün turistler eski surlardan kalan iki kuleyi de görebiliyor. Kulelere La Tour des Pn ve La Tour de la Babot denir. Notre-Dame-des-Tables adlı eski bir kilise de hayatta kalmayı başardı.

Antik çağda, sayısı her yıl artan hacılar için oldukça dikkate değer bir yerdi. Şehrin genişlemesinin nedeni buydu. Buraya tüm yeni gelenleri ağırlayabilmek için ilk önce pansiyonlar, oteller ve tavernalar inşa edildi.

1220’de kentte Kardinal Conrad’ın emriyle Tıp Fakültesi açıldı ve birkaç yıl sonra Montpellier Aragon krallarının mülkü oldu. Bu dönemde vatandaşlar birçok özgürlük ve fırsat kazandıkça, bu bölgenin gerçek refahı ve ekonomik büyümesi başladı. Ticaret buna paralel olarak ciddi ölçüde gelişmeye başladı ve şehir hazinesinin ana gelir kaynağı oldu.

Bugün şehir sakin ve sessiz bir yer gibi görünebilir, çünkü turistler burada sadece yaz aylarında ortaya çıkıyor. Parklar ve sokaklar bakımından zengin olan Montpellier’in sokakları yürüyüş için idealdir. Burada mükemmel restoranlar, kafeler ve dükkanlar bulabilirsiniz.

Zarif ve eğlenceli Montpellier, şık binaları, görkemli konakları, geniş bulvarları ve muhteşem beyaz kumlu plajları olan şık bir metropoldür.

Birçok güney şehrinin aksine, Montpellier’in tarihinde Roma mirası yoktur. 10. yüzyılda Toulouse kontları tarafından kurulmuş; daha sonra zengin bir ticaret limanı ve akademik bir merkez haline gelmiştir.

1960’larda nüfus, pek çok Fransız yerleşimcinin bağımsız Cezayir’den ayrılıp buraya taşınmasıyla arttı. Montpellier şimdi Fransa’nın en hızlı büyüyen ve en kültürlü şehirlerinden biri. Kuşkusuz bunda öğrencilerin payı büyüktür. Öğrenciler 60,000 kişiyle nüfusun üçte birini oluşturuyor!

Montpellier’ye Ne Zaman Gidilir?

Montpellier, Akdeniz iklimine sahiptir, bu yüzden birçok kuzey şehrinden farklı olarak sıcak ve ılıman bir havası vardır.

Ortalama sıcaklık kışın ortalama 8, yazın ise 20 derece civarında seyreder. Kış ayları sert geçmediği için seyahatinize engel oluşturmaz. Bu güzel şehri yılın her döneminde keşfe çıkabilirsiniz.

[awesome-weather location=”Montpellier” size=”tall” units=”C”]

 

Ancak Montpellier’i ziyaret etmek için en uygun mevsim ilkbahar ve sonbaharın sonları olarak kabul edilir. Çünkü bu dönemde şehir, yabancı turistlerin çokça ilgisini çekebilecek festivallere ve etkinliklere ev sahipliği yapar.

Hemen hemen tüm yerlilerin turistlerle paylaştığı tavsiye ise şudur: Montpellier şehrini ziyaret etmeyi planlayan gezginler, önceden otel rezervasyonuna dikkat etmelidir. Çünkü özellikle yaz aylarında şehirde konaklayacak yer bulmak zorlaşmaktadır.

Fransa Vizesi Nasıl Alınır?

Fransa’da bulunan bir şehir olan Montpellier’ye gitmek için Schengen vizesi almanız gerekir. Schengen üyesi herhangi bir Avrupa ülkesinden alacağınız Schengen vizesi ile hem Montpellier’e hem de diğer şehirlere özgürce gidebilirsiniz.

Montpellier’ye Ulaşım

Türkiye’den Montpellier’ye doğrudan uçak seferleri olmasa da aktarmalı seferler mevcuttur. Şehre en yakın olan Toulouse’taki havalimanına İstanbul’dan gidebilir, oradan Montpellier’ye kara yolu veya demir yoluyla kolayca ulaşabilirsiniz.

Montpellier’de Ulaşım

Montpellier’in toplu taşımacılığı bir otobüs ve tramvay ağıyla sunulmaktadır. Her iki ulaşım aracı için de eşit ücret uygulanır. Maliyet yaklaşık 1,5 eurodur.

Biletler herhangi bir toplu taşıma durağına yakın bir yerde bulunan büfelerden veya doğrudan bir sürücüden özel kutularda satın alınabilir.

Otobüsler kenti 21: 00’a kadar dolaşırken, tramvaylar gece yarısına kadar çalışmayı sürdürür.

Sürücüler, şehir merkezinin oldukça yoğun bir trafiğe sahip olduğunu ve bazı merkezi alanlarda araba sürmenin zorlanabileceğini unutmamalıdır. Ana yollar genellikle sıkışır. Ve ücretsiz bir park yeri, şehirde neredeyse imkansız bir şeydir.

Kiralık araba, ailesi ve çocukları ile seyahat eden veya şehir banliyölerini sık sık ziyaret etmek isteyen turistler için makuldür.

Yerli halk ve gezginler arasında en popüler ulaşım aracı bisiklettir. Şehrin dört bir yanına dağılmış olan Velo Magg kiralık merkezlerinden birinde kiralanabilir. Turist bilgilendirme ofisleri, gezginlere tüm bisiklet şeritleri ve işaretli güzergahların bulunduğu özel bir şehir haritası sunacaktır.

Montpellier’de Masraflar

Montpellier’de bir gün geçirmek için günde ortalama 85 euro yeterli olacaktır. Montpellier’de öğünlerin ortalama bir günlük fiyatı 25 euro (30 dolar) seviyesindedir.

Montpellier’de bir otelin bir çift için ortalama fiyatı ise 90 eurodur (118 dolar). Bu rakam, Montpellier şehrine daha önce giden ve deneyimlerini internette paylaşan çeşitli gezginlerin yorumlarına göre ortalama bir fiyatı ifade eder. Tercih edeceğiniz yerin kalitesine ve ücretlendirme sistemine göre bu rakam değişebilir. Seyahat biçiminiz, kalma süreniz ve öncelikleriniz seyahatinizin bütçesini de belirleyecektir.

Montpellier’de Gezilecek Yerler

Eski şehrin dolambaçlı sokaklarında dolaşırken Montpellier ruhunu iliklerinize kadar hissedeceksiniz.

Birçok eski şehir gibi, Montpellier de yeniden yapılanmaya konu oldu ancak caddeleri sıralayan güzel 17. ve 18. yüzyıl konakları hala ayaktadır. Eski Kent’in ortasından geçen Rue de la Loge ve Rue Foch 1880’lerde inşa edilmiştir.

Place Jean-Jaurès ve Place du Marche aux Fleurs, öğrencilerin özellikle dışarıda zaman geçirmek istediklerine barlarda, kafelerde ve restoranlarda toplandıkları yerdir.

Place de la Comedie (L’Oeuf veya ‘Egg’ olarak da bilinir) eski kent ile yeni bölgeleri birbirine bağlar. Kafeler ve dükkanlarla çevrilidir. Bir uçta etkileyici 19. yüzyıl operası bulunurken gezmek için mükemmel bir yer olan Esplanade ve Corum konser salonu vardır.

La Promenade Royale du Peyrou adlı mekan, özellikle Haziran ve Temmuz ayında muhteşem bir hal almaktadır. Arc de Triomphe, kentin sonunda, Fransa Kralı’nın savaşlarından sahneleri barındırır.

Bahçeler, park alanları ve gıda pazarlarıyla Montpellier gün içinde oldukça dinamik bir haldedir.

Montpellier’deki birçok gezi turunun başlangıç ​​noktası, ana tren istasyonunun yakınında bulunan Place de la Comédie (Komedi Meydanı)‘dır.

Fabre Müzesi

Ressam François-Xavier Fabre tarafından 1825 yılında kurulan bu olağanüstü müze, Fransa’nın en zengin Avrupa sanat koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapmaktadır.

Müzede bulunan galeriler, toplu olarak Avrupa’da son 600 yılın sanatsal etkinliğine tanıklık etme fırsatı sunar. Ünlü isimlerin çoğu burada eserleriyle temsil edilmektedir.

Son yenilikler müzeyi aydınlık, havadar ve ilgi çekici bir alana dönüştürmüştür.

Eski Ustalar bölümünün öne çıkan kısımları arasında Rubens‘in üç resmi, Nicholas Poussin’den ve Jacques-Louis David’in eserlerini de içeren oluşan resim koleksiyonu yer alıyor.

Romantik bölümde Fransız sanatçılar – özellikle Delacroix, Géricault ve Corot – güçlüdür; Courbet, Monet, Degas ve Delaunay ise modern bölümün öne çıkanları arasındadır.

Yerel sanatçılara ayrılan bölümde ise en çok öne çıkanlar, Monet, Sisley ve Manet‘in yakın bir çağdaşı olan Marsilya doğumlu sanatçı Fréderic Bazille‘in (1841–70) eserleridir. Müzede, bu sanatçıya adanmış bir oda da bulunur.

Ayrıca, 1919 yılında Rodez’de doğan Fransız ressam ve heykeltıraş Pierre Soulages‘e de iki oda ayrılmıştır.

Zengin konak L’Hôtel de Cabrières-Sabatier d’Espeyran da müzeye eklenmiştir. Şehrin önde gelenlerinden saygın Madame Frédéric Sabatier d’Espeyran‘a ait cömert bir Montpellier konağı olan L’Hôtel de Cabrières-Sabatier d’Espeyran‘ın içi 19. yüzyılın sonlarında Montpellier’in seçkinlerinin yaşadığı muhteşem hayatı hatırlatan inanılmaz seramik, mobilya ve objeler ile doludur. Giriş, Musée Fabre girişine dahildir.

Musee Fabre, sadece sanat meraklılarının değil tüm ziyaretçilerin Montpellier’de uğraması gereken bir yerdir.

Aziz Clement Su Kemeri

Related Post

Şehir için önemli bir tarihi sembol güzel ve geniş bir parkta bulunan Saint-Clément Su Kemeri’dir.

17. yüzyılda inşa edilmiş olan bu su kemeri şehre uzun yıllar su sağlamıştır. Burada ayrıca güzel heykellere ve peyzaj dekorasyonlarına rastlayabilirsiniz.

Botanik Bahçesi

Montpellier’in gizli mücevherlerinden biri olan Jardins des Plantes, Fransa’daki en eski botanik bahçesidir.

1593 yılında kurulan, yaklaşık 30 yıl sonra tamamlanan mekan büyüleyici bir güzelliğe sahiptir.

Gölgeli yolları boyunca 9 çeşit hurma, 250 şifalı bitki ve nadir ağaçlardan oluşan bir ağaç koleksiyonunun yanı sıra 1860’dan kalma görkemli bir seranın bulunduğu 2500’den fazla bitki türü bulacaksınız.

Zafer Takı

1695 yılında inşa edilen Montpellier’in 52 metre yüksekliğindeki zafer takı, 14. Louis’ye adanmıştır.

Turist ofisi, panoramik manzaralar için sizi kemerin içinde 103 adım yukarı çıkaran rehberli turlar düzenler.

Fotoğrafını çekmenin en iyi zamanı, tüm kemer altın ışığında parladığında, Place Royale du Peyrou‘dan gün batımından hemen önceki zaman dilimidir. Bu anlarda zafer takı harika bir manzara sunar.

Peyrou Kraliyet Meydanı (Promenade du Peyrou)

Buranın yerel halk arasındaki adı Peyrou Kraliyet Meydanı’dır.

18. Yyüzyılda ünlü mimar Henri Pilot tarafından planları çizilmiştir.

Roma su kemerleri, bu güne kadar güzelce korunmuş olan harika bir sanat eseridir.

Komedi Meydanı (Place de la Comédie)

Montpellier Tren Garı‘na oldukça yakın bir konumda bulunan meydan, sadece turistlerin değil yerlilerin de uğrak mekanları arasındadır.

İşlek konumu sebebiyle günün hemen hemen her saatinde ziyaretçi akınına uğrar.

Meydanın sonundaki heybetli bina kentin operasıdır.

Ayrıca meydanı çevreleyen çok sayıda sevimli Fransız kafesi ve sineması vardır. Başka bir ucunda, çeşitli mağazaların olduğu bir alışveriş merkezi vardır. Önünde ise huzur veren bir göletin bulunduğu güzel bir yeşil alan olan Esplanade bulunur.

Buradaki bir diğer önemli mekan da Montpellier Sanat Müzesi‘dir. Place de la Comédie’den yukarı doğru çıkan dolambaçlı caddeler de alışveriş için mükemmeldir.

Aziz Pierre Katedrali

Orantısız derecede yüksek verandasıyla dikkat çeken Montpellier’in anıtsal St-Pierre Katedrali (Aziz Pierre Katedrali), 14. yüzyıldan kalma St-Benoît manastırına bağlı bir kilise olarak inşa edildi; 1536’da katedral statüsüne yükseltildi.

Mezhep Savaşları sırasında bölgede yaşanan çatışmalarda ağır hasar alan yapı, daha sonra aslına uygun olarak yeniden inşa edildi.

Katedral şimdilerde kentin başpiskoposluğunun merkezi konumundadır.

Azize Anne Katedrali

Simgesel yapı neogotik St Anne’nin göz kamaştırıcı vitray pencerelere sahip kilisesi 1980’lerde ciddi bir yenilenme sürecinden geçti ve şimdi çağdaş sanat sergilerine ev sahipliği yapıyor.

2018 yılında yenilenen mekanda belli dönemlerde çeşitli sanatsal aktiviteler düzenleniyor.

Espiguette Plajı

Bu mükemmel sahil, La Grande-Motte’nin birkaç kilometre güneydoğusundadır.

Etkili rüzgar alması sebebiyle çeşitli spor aktiviteleri için uygun ortam sağlar. Su atraksiyonu sevenler, sakin ve temiz olan Espiguette Plajı’na bayılacaktır.

Çocuklarla seyahat eden turistler arasında büyük popülerlik kazanan plajda çeşitli spor ekipmanları kiralayabilir, ferah kafelerde hoşça vakit geçirebilirsiniz.

Pilou Plajı

Plage du Pilou, Montpellier’in batısındaki küçük Villeneuve-lès-Maguelone kasabası yakınında, çekici ve sakin bir plajdır.

Eski Montpellier Müzesi

Bu belediye müzesi, mobilyalardan tablolara ve antika silahlara kadar oldukça ilgi çekici bir yerel koleksiyona sahiptir.

Öne çıkanlar arasında 13. yüzyıldan kalma bir Kara Bakire eseri, yaldızlı bir masa saati ve harika bir fildişi dolabı içeren 15. yüzyıldan kalma bir meyhane bulunmaktadır.

Kraliyet Müzesi (Hôtel de la Vieille Intendance)

17. yüzyıl başındaki Hôtel de la Vieille Intendance, kraliçe Anne ve yeğeni Marie Louise d’Orléans için inşa edilmiştir.

Filozof Auguste Comte ve Sète doğumlu şair Paul Valéry de bir süre burada konaklamıştır.

Tarih Müzesi (Hôtel de Varennes)

Hôtel de Varennes, bir Orta Çağ yapısının uyumlu bir 18. yüzyıl makyajıdır; şimdi şehrin küçük tarih müzesi Musée du Vieux Montpellier’i içermektedir.

Ticaret Odası (Hôtel St-Côme)

Hôtel St-Côme, günümüzde şehrin Ticaret Odası tarafından kullanılmaktadır. Ancak özgün mimari yapısı sebebiyle gezginlerin ilgisini çekmektekdir.

Montpellier’de Ne Yapılır?

Montpellier, konuklarına konforlu ve unutulmaz bir tatil için her türlü eğlence imkanını sunar. Spor tesisleri, alışveriş merkezleri, doğal parklar, bahçeler, lüks gece kulüpleri, barlar ve çok sayıda orijinal yemek yiyebileceğiniz restoran hizmetinizdedir

Montpellier Fransız şaraplarına ilgi duyanlar için de birçok alternatife sahiptir. Kentin banliyölerinde, her gün şehir misafirlerini şarap yapım sürecini öğrenmeye davet eden çok sayıda şarap imalathanesi bulunur.

Chateau de Flaugergues de onlardan biri ve belki de en ünlüsüdür. Yaz mevsiminde şaraphanenin bahçesinde misafirler için masalar kurulur. Yaşlı ağaçların gölgesinde dinlenirken en güzel Fransız şaraplarını tadabilirsiniz. Tüm şarap çeşitleri yerel mağazalarda satılmaktadır.

Şehirde ondan fazla güzel park bulunuyor. Bunların arasında en popüler olanları Domaine de Grammont, Bois de Montmaur ve Domaine d’O parkları olarak kabul edilir. Park arazileri yürüyüş yapmak ve bisiklete binmek için mükemmel olanaklar sunar. Parklarda özel piknik alanları bulunmaktadır.

Montpellier’de Ne Alınır?

Rue Foch Caddesi, kentin alışveriş merkezi olarak kabul edilir. Alışveriş merkezleri arasında turistler en çok FNAC ve Inno adlı mekanları tercih eder. Çünkü buralarda çok geniş bir çeşitlilikte ürünler en uygun fiyatlara satılır.

Hafta sonları ise Montpellier kaşifleri antika eşyaların yanı sıra ilginç aksesuarlar ve bazı marka kıyafetleri almak için mükemmel bir yer olan bit pazarına gider.

Çoğu otel, restoran, alışveriş merkezi ve benzin istasyonu uluslararası kredi kartlarını kabul etmektedir. Ancak açık havada kurulan pazarları ve şehir merkezindeki küçük dükkanları ziyaret etmek isterseniz yanınızda nakit bulundurmalısınız. Buraların çoğunda kredi kartıyla ödeme kabul edilmez.

Çoğu alışveriş ve eğlence merkezi, kamu kuruluşları ve resmi kurumlar pazartesiden cumaya çalışır. Cumartesi kısa bir çalışma günü olarak kabul edilir. Ancak büyük alışveriş merkezleri, haftada yedi gün, akşam saatlerine kadar açıktır.

Paylaş
Etiketler Fransa
Sena Özkurt

Çocukluğundan beri atlas karıştıran ve en büyük hayallerinden biri bir gün Avustralya'ya da adım atmak olan bir gezgin adayı. Kültürel devr-i alem yapmak için Boğaziçi'nde Batı Dilleri ve Edebiyatları okudu. Şimdi de seyahatseverleri dünyaya bağlamak için çalışıyor.