Paskalya Adası Nerede? Paskalya Adası’na Nasıl Gidilir?

Dünyada ulaşılması en güç olan bölge neresi dersiniz? “Büyük Okyanus’un ortasında, kimsenin gitmediği bir bölgede, gizemli ve yapayalnız bir ada” der Pierre Loti, Paskalya Adası için.

Dünyanın karaya en uzak noktası olan Paskalya Adası, adanın çeşitli noktalarına dağılmış devasa büyüklükteki gizemli heykelleriyle ön planda. Birçoğumuzun Moai heykeli emojisi ile tanıdığı bu heykeller, niçin yapılmış hala belirlenemediği için, adaya mistik ve esrarengiz bir hava katmakta.

Üçgen biçimli adanın, her üç köşesinde de birer yanardağ yer almakta. Adada yer alan binlerce heykel de volkanik küf ve taşlardan el ile yontarak yapılmış.

Pierre Loti seyahat anılarını anlattığı güncesinde, ortalama yükseklikleri 6-7 metreyi bulan Paskalya Adası heykellerinden şöyle söz eder: “Adada devasa büyük heykeller dikilmişse de, yapan hangi ırk ise bugüne dek yozlaşmış veya yok olmuş; heykelleri büyüklüğü ise tam bir muamma.” 

1995 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Paskalya Adası, ulaşılması her ne kadar güç olsa da Güney Amerika’nın en popüler turizm merkezlerinden biri.

Popülerliğine rağmen, ada kendine has dokusunu ve kültürünü hala korumakta.

Eğer siz de bu esrarengiz ada ve heykelleri hakkında bilgi sahibi olmak istiyorsanız, tüm detaylar bu yazımızda.

Paskalya Adası Nerede? Paskalya Adası’na Nasıl Gidilir?

Paskalya Adası Nerede?

Pasifik Okyanusu’nda yer alan Paskalya Adası, dünyanın karaya en uzak noktası olarak okyanus ortasında gizemli ve yapayalnız bir ada.

Ulaşımın bir hayli güç olduğu ada, bağlı olduğu ülke Şili’ye 3700 km uzaklıkta.

Paskalya Adası’na en yakın bir diğer yerleşim yeri ise yine Pasifik Okyanusu’nda yer alan iki bin km uzaklıktaki Pitcairn Adaları

Paskalya Adası’na Nasıl Gidilir?

1967’de ilk yolcu uçağının indiği Paskalya Adası, sizin de hayallerinizi süslüyorsa öncelikle yapmanız gereken Şili veya Haiti Adası’na gitmek.

Adaya ulaşım yalnızca haftanın belli günlerinde hava yoluyla gerçekleşiyor; bir gemi seyahati hayal etmeyin.

Şili’nin başkenti Santiago’dan 5 saatlik bir uçuşla, Haiti’den ise 7 saatlik bir uçuşla Paskalya Adası’na varılıyor. 

Paskalya Adası Tarihi

1687 yılında Hollandalı ve İspanyol kaşifler tarafından keşfedilen Paskalya Adası, dünya üzerinde gizemini hala koruyan noktalardan biri.

Araştırmalar, adaya gelen ilk insanların M.S. 1-6 yüzyıllarda olduğunu gösteriyor. 1700’lü yılların başında Fransa hakimiyetine giren ada, şu anda Şili’ye bağlı.

Günümüzde 6000 civarında insan yaşıyor burada. Bunların %40’ı Polinezya, %60’ı Şili kökenli. 

Yerli geleneklere göre, adanın ilk ismi “Pito-o-te-Henua” yani Dünyanın Göbeği veya Dünyanın Sonu anlamına gelmekte.

İspanyolca ismi “Isla de Pascua” ise, Hıristiyanların kutsal günlerinden olan Paskalya Bayramı’ndan geliyor. 5 Mayıs 1722 yılının Paskalya arifesinde Hollandalı denizci Jacob Roggeveen, adaya ayak basan ilk Avrupalı oluyor. Günümüzdeki Paskalya Adası ismi işte bu şekilde yerleşiyor adaya. 

Kaşiflerin aktardıklarına göre, ada halkı neredeyse çıplak bir şekilde yaşıyorlar burada vakti zamanında.

Ahşap ve taş oymacılığı sanatının oldukça geliştiği Paskalya Adası’nın yerlileri Rapa Nui dili konuşuyor. İlk kez 19. yüzyılda keşfedilen bu dil, “Rongorongo” adı verilen henüz çözümlenmemiş bir yazı sistemine sahip.

Adanın genelinde Rongorongo yazı sisteminde yüzlerce tahta tablet bulunmuş bugüne kadar. Bu tabletleri ilk bulanlar 19. yüzyıldaki Hıristiyan din adamları.

Adadaki yakacak sıkıntısından dolayı tahta tabletlerin büyük bir kısmı yakılmış olsa da, bu yazı sistemini adadaki devasa heykellerde de görebiliyoruz. 

Paskalya Adası Heykelleri🗿

Bazılarımızın emoji olarak tanıdığı Moai heykelleri adanın popülarite sebebi. Neden yapıldıkları hala tespit edilemeyen devasa heykeller Paskalya Adası’nı oldukça gizemli kılmakta.

İlk kez Avrupalı kaşifler tarafından 1722 yılında bulunan heykeller, 1935 yılında Alman bir dilbilimci tarafından kategorize ediliyor.

Paskalya Adası Heykelleri Projesi’ne göre kayda 887 heykel gelmiş olsa da, bu heykellerin 1000’den fazla olduğu tahmin ediliyor. Günümüze heykellerinden yalnızca 200 tanesi korunaklı olarak gelebilmiş. 

Related Post

El oyması heykellerin tarihi tahminlere göre 1000-1600 yıllarına dayanmakta. Bazı araştırmacılar bu heykelleri, hayatlarını kaybetmiş kişiler için yapılan anıtlar olarak yorumluyorlar.

Adanın deniz kıyısında yan yana duran Ahu Nau Nau heykelleri için ise, bir zamanlar adaya gelen 7 farklı soyu temsil ettiği ve kabilenin 7 atası olduğu iddia edilmekte. 

Adanın Rano Raraku volkanik kriterinde bulunan devasa heykeller, volkanik küf ve taşlardan yapılma. Tamamen taş keski ile elde oyularak oluşturulan bu heykellerin en uzunu 11 metre, en ağırı ise 86 ton. Halk, heykellerinin en uzun olanına Paro ismini vermiş.

Yerli halk, bulundukları toprakları “kuş adamların ülkesi” olarak adlandırdığı için, adaya yayılmış heykellerde de kuş motifleri görebiliyoruz. 

Paskalya Adası’nda Neler Yapılır?

Paskalya Adası’nı bu kadar gizemli kılan heykeller, adanın Rano Raraku Milli Parkı‘nda yer alıyor. Genel olarak adadaki gezilip görülecek heykellerin hemen hepsi burada: Moai heykelleri, Ahu Akahanga, Ahu Tongariki ve parça parça milli parka yayılmış diğer heykel toplulukları.

Milli parkın bir diğer ucunda ise Ahu Nau Nau adı verilen kafalarındaki kırmızı şapkaları ile bilinen heykel grubu yer alıyor. 

Paskalya Adası’nın Orongo bölgesi antik taş evleri ile meşhur, pitoresk manzaraları bir yer. Vakti zamanında ayin ve törelerin ana merkezi olan Orongo’da hala kuş ve kuş adam kültürüne adanan bir takım ritüeller düzenleniyor. 

Adanın başkenti Hanga Roa’da hem limanı gezebilir hem tarihi kilise ve gizemli heykellerden daha fazlasını keşfetmek için Rapa Nui Antropoloji Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz.

Paskalya Adası’nda tarihin izinden gideceğiniz bir turun yanı sıra, trekking, binicilik, dağ bisikleti gibi aktivitelere katılabilir, TauKiani Botanik Parkı’nda egzotik çiçek ve bitkileri keşfe çıkabilirsiniz.

Su sporlarına ilginiz varsa Pasifik Okyanusu’nda kürek veya sörf deneyimleyebilir, rengarenk mercanları ve balıkları görebileceğiniz bir dalış turu organize edebilirsiniz. 

Denize girmek istiyorsanız adada güzel plajlar var. Etrafı sarp kayalıklarla çevrili Ovahe Kumsalı‘nda kendinizi ıssız bir adada hayal edebileceğiniz gibi, arkanızda heybetiyle sizleri koruyan Ahu Nau Nau heykellerinin bulunduğu, adanın en güzel plajı olan Anakena’nın tadını çıkarabilirsiniz.

Merkeze yürüyüş mesafesindeki plaj Poko Poko da tercih edebileceğiniz bir diğer alternatif. 

Eğer Paskalya Adası seyahat planınızı şubat ayına denk getirirseniz, ayın ilk iki haftasında geleneksel Tapati Rapa Nui Festivali düzenleniyor. Bu festival, kraliçe seçimine odaklanan bir festival. Yerel halkın ritüellerini, dans gösterilerini izlemek ve adanın ruhunu yakından hissetmek için mükemmel bir fırsat.

Paskalya Adası’nda Nerede Kalınır?

1960’lı yıllarla birlikte turist akınına uğrayan Paskalya Adası’nda zaman içerisinde pek çok otel ve pansiyon açılmış.

Günümüzde lüks oteller ve pansiyonlar adanın başkenti olan Hanga Roa’da yer alıyor.

Bununla birlikte ada yerlileri evlerinin odalarını ve yataklarını ada ziyaretçilerine kiralıyorlar.

Eğer kamp tercih ediyorsanız, adada iki kamp alanı bulunuyor. 

Paskalya Adası’nda Ne Yenilir?

Paskalya Adası mutfağı balık, kabuklu deniz canlıları ve kümes hayvanları odaklı bir mutfak.

Adaya ilk tatlı patatesin nereden geldiği hala büyük bir muamma olsa da tatlı patates Paskalya Adası mutfağında yaygın olarak kullanılıyor.

Adada kıyma ve sebzeler hala eski ritüellerinde olduğu gibi muz ağacı yapraklarına sarılarak ateşte pişiyor.

Paskalya Adası’nın olmazsa olmaz ulusal yemeği ise deniz mahsulleri, et, patates ve sebzeden oluşan, yaklaşık bir buçuk metre derinlikte kömürde pişen “curanto”. 

Paylaş
Yaprak Civan