Türkiye’nin batıdaki komşusu Yunanistan’ın ikinci büyük şehri olan Selanik aynı zamanda Atatürk’ün doğduğu yer olması sebebiyle Türklerin ayrıca ilgisini çekiyor.
Yunanistan’ın güzel kentlerinden biri olan Selanik’in ismini M.Ö. 316 yılında Büyük İskender’in kız kardeşi olan Therman Thessaloniki’den aldığı biliniyor. En az ismini aldığı kız kadar güzel olan Selanik Yunanistan’ın en çok ilgi çeken liman şehirlerinden birisi.
İzmir ile fazlasıyla benzetilen Selanik’in farklı ruhu ziyaret eden herkes tarafından hemen hissediliyor.
Burası için 24 saat canlılığını koruyan, sokaklarında mutlu insanların ve gençlerin dolaştığı huzur veren bir yer dersek yanılmış olmayız. Kentte bulunan iki adet üniversite sayesinde buraya gençlerle dolup taşan bir üniversite şehri diyebiliriz.
Var olduğundan bugüne dek Bizans, Roma ve Osmanlı İmparatorluğu’nun hakimiyeti altına giren Selanik köklü bir tarihe ve kültürel mirasa ev sahipliği yapıyor.
Selanik’e geldiğinizde Atatürk’ün doğduğu evi, Beyaz Kule’yi, Aristoteles Meydanı’nı ve daha pek çok birbirinden güzel yeri görmeden dönmemelisiniz. Selanik’te yapabileceklerinize dair gezi rehberini sizler için hazırladık.
Aya Dimitros Katedrali UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alıyor.
5. yüzyılda inşaatının tamamlandığı bilinen bu katedralin o dönem hükümdarlık yapan I. Konstantin’in Hristiyanlığı kabul etmesi ile birlikte Aziz Dimitros’un onuruna yaptırıldığı biliniyor.
Aya Dimitros Katedrali’nin eski Roma hamamlarından kalma kalıntılar üzerine kurulduğu da sahip olunan diğer bilgiler arasında yer alıyor.
Katedralin günümüzdeki haline 7. yüzyılda Piskopos John tarafından yaptırılan inşaat ve dönüşüm çalışmaları sonucunda evrildiği biliniyor.
1988 senesinde UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilen Aya Dimitros Katedrali Selanik gezinizde mutlaka görmeniz gereken yerlerden birisi olarak öne çıkıyor.
Türkiye Başkonsolosluğu Binası ve Atatürk Evi ile aynı caddede konumlanan katedral mimari yapısıyla sizi büyüleyecek.
1028 yılında inşa edilen Kazancılar Kilisesi Osmanlı İmparatorluğu hükümdarlığına dek kilise olarak işlev göstermiş.
Daha sonrasında bölgenin Müslümanlaşması ile birlikte cami olarak topluma hizmet verdiği biliniyor.
Toplum tarafından Kırmızı Kilise olarak da adlandırılan Kazancılar Kilisesi 1912 yılında son bulan Osmanlı hakimiyetinin ardından yeniden kilise olarak kullanılmaya başlanıyor.
1912 senesindeki açılış sırasında kilisenin Meryem Ana’ya adandığı da edinilen bilgiler arasında yer alıyor.
Selanik’te mutlaka görülmesi gereken tarihi yerlerden biri olan Kazancılar Kilisesi’ne hiçbir ücret ödemenize gerek kalmadan giriş yapabilirsiniz.
Agia Sofia Kilisesi Selanik’in en eski kilisesi olmasının yanı sıra hem en büyük hem de en çok ilgi gören Bizans kilisesi olarak tanınıyor.
İstanbul’daki Ayasofya’dan örnek alınan tasarımla inşa edilen Agia Sofia Kilisesi 8. yüzyılda tamamlanmış.
1523 senesinde bu toprakların Osmanlı İmparatorluğu hakimiyeti altına girmesiyle bölgede yaşayan Müslümanlara hizmet eden bir cami haline getiriliyor.
1912’de son bulan Osmanlı hakimiyetinin ardından Yunan yönetimi ile birlikte Agia Sofia Kilisesi tekrar kilise vazifesi görmeye başlıyor.
Kilisenin 1988 senesinde UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edildiğinden de söz etmek gerek.
Eşsiz bir mimari güzelliğe sahip olan bu kilisenin kubbesi ile İsa’nın göğe yükselişi tasvir ediliyor. İçinin birbirinden ilginç mozaik ve süslemelerle dolu olduğu Agia Sofia Kilisesi’nin tabanında ise Meryem Ana’nın resmi tasvir ediliyor.
Konum olarak Ermou Sokağı ile Agia Sofia sokaklarının birleşim noktasında yer alan kiliseye ulaşım ise oldukça kolay.
Toplu taşıma kullanmaya gerek kalmadan Aristotelous Meydanı’ndan buraya yürüyerek kısacık bir sürede gelebilirsiniz.
Kilise haftanın 7 günü ziyarete açık. Akşam saat 20.00’ye dek hiçbir ücret ödemeden kiliseye giriş yaparak bu tarihi atmosferde bulunabilirsiniz.
Heptapyrgion yani Yedi Kule Selanik’in sırtlarında yer alıyor.
Bu tarihi yerin 1431 senesinde Selanik Osmanlı hakimiyeti altındayken Çavuş Bey tarafından inşa edildiği biliniyor.
Bizans surları içerisine konumlanan Yedi Kule Osmanlı İmparatorluğu dönemindeyken Zincirli Kule olarak da adlandırılıyordu.
Kulenin 1980 ile 1989 seneleri arasında cezaevi işlevi görse de daha sonradan açık hava müzesine dönüştürülerek ziyarete açıldığı biliniyor.
Yedi Kule Selanik’e tatile gelen herkesin mutlaka görmesi gereken bir yer olduğu için neredeyse her şehir turunda kendisine yer edinmeyi başarıyor.
5 Euro tutarlı bir ücret karşılığında siz de Yedi Kule’yi ziyaret edebilirsiniz.
Yedi Kule’ye ulaşmak biraz yorucu olsa da vardığınızda şehrin en güzel manzarasıyla karışılacağınız için katlandığınız tüm yorgunluğa değdiğini anlayacaksınız.
Beyaz Kule kentin sembollerinden birisi olarak görülüyor.
Selanik’in sahil kısmında yer alan Zafer Bulvarı’nın olduğu kavşakta konumlanan Beyaz Kule’nın Osmanlı İmparatorluğu tarafından yaptırıldığı biliniyor.
Eski Bizans kulesinin yerine dönemin padişahı 2. Murad tarafından yaptırılan kulenin inşaatının 1430 yılında tamamlandığı biliniyor.
Yaptırıldığı dönemde savunma amaçlı kullanılmasına ek olarak bir dönem zindana dönüştürüldüğü de duyulan rivayetler arasında.
Beyaz Kule ile ilgili bir diğer rivayet ise mimari tasarımının Mimar Sinan’a ait olduğu yönünde.
Geçmişte pek çok olaya sahne olan bu kuleye bir dönem halk arasında Kanlı Kule ismi takılmış. Bunun sebebi ise 2. Murat’ın 1826 senesinde kulede oldukça kanlı bir yeniçeri katliamı yapmış olması.
Bu olayın üzerinden geçen yaklaşık 90 sene sonra 1912 yılında Yunanistan hakimiyetine girmesiyle birlikte kulenin rengi beyaza boyanıyor. Beyaz rengin verdiği olumlu intiba ile kanlı kule imajının hafızalardan silinmesi amaçlanmış.
Zaman zaman çeşitli restorasyon çalışmalarının yapıldığı Beyaz Kule 1998 yılında Avrupa Kültürel Miras Kuruluşları Federasyonu tarafından koruma ödülüne layık görülüyor.
Çevresinde pek fazla bina bulunmayan Beyaz Kule ziyaretçilerine eşsiz güzellikte bir Selanik manzarası vadediyor. Dilerseniz kulenin terasına çıkarak gün batımını izleyebilir ve Selanik manzarasının tadını çıkarabilirsiniz.
Beyaz Kule’ye ulaşmak için toplu taşıma kullanma zorunluluğu bulunmuyor. Kent merkezinden sahile doğru yol alarak 10 dakikalık bir yürüyüşün ardından Beyaz Kule’ye kolayca ulaşabilirsiniz.
Kuleyi görmek istiyorsanız pazartesi günleri dışında haftanın geri kalan günlerinde saat 15.00’e kadar ziyarette bulunabileceğinizi unutmayın.
1962 yılında kurulan Selanik Arkeoloji Müzesi her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor.
Yunan asıllı mimar Patroklo Karantino tarafından inşa edilen binanın modern mimari tarzında yapıldığı görebilirsiniz.
Belirli aralıklarla yenilenme çalışmalarının yapıldığı müze binasının son halini 2006 yılında aldığı biliniyor.
Selanik Arkeoloji Müzesi’nde yılın her döneminde eserlerin sergilendiği salonlar bulunuyor. Burada Klasik, Helenistik ve Roma İmparatorluğu döneminde üretilen eserler sergileniyor.
Siz de Yunan ve Selanik kültürüne tanıklık etmek istiyorsanız Selanik Arkeoloji Müzesi’ni mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Müzede iki adet ana sergi salonu mevcut. Bunlardan biri Makedonya’nın Altını ve diğeri ise Tarih Öncesi Dönemlerde Selanik olarak adlandırılıyor.
Her iki salonda da Roma İmparatorluğu’ndan kalan heykeller ve mezarlıklardan çıkarılan çeşitli eserler sergileniyor.
Dönem dönem dünyaca ünlü sergilere de ev sahipliği yapan Selanik Arkeoloji Müzesi’nde ayrıca seminerler veriliyor ve sanatsal atölye çalışmaları tertip ediliyor.
Haftanın 7 günü sabah saat 08.00’den akşam saat 20.00’ye kadar müzeye 8 euro ücret ödemek suretiyle girebilirsiniz.
Konum olarak Manoli Andoniou ile Üçüncü Eylül Caddesi’nin kesiştiği noktada yer alması sayesinde bu müzeye kolayca ulaşabilirsiniz.
Selanik’te görülmesi gereken yerlerin başınada tabi ki Atatürk Evi Müzesi geliyor. Selanik’in Türklerin kalbinde bu denli önemli bir yere sahip olmasının şüphesiz en önemli sebebi Ulu Önder Atatürk’ün doğduğu evin burada olması.
İhtilaflı görüşler olsa da yaygın inanışa göre 1881 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün buradaki evin 2. katında doğduğu biliniyor.
Atatürk’ün doğduğu bu evde babası Ali Rıza Efendi 1888 senesinde vefat edene kadar yaşadığı da edinilen bilgiler arasında yer alıyor.
29 Ekim 1933 yılında Türiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının 10. yılı sebebiyle içinde yaşayan aileden satın alınmak suretiyle Türk Konsolosluğu’na teslim edilerek Türk milletine hediye edilmiş.
Bir dizi yenileme ve restorasyon çalışmasının ardından ev Atatürk’ün doğup ailesiyle yaşadığı dönem ile aynı renk olan pembeye boyanmış bir vaziyette ziyaretçilerini ağırlıyor.
2011 senesinde dönemin Yunan hükümeti tarafından binanın modern anıt statüsünde tescillendiği biliniyor.
Bahçesinde Atatürk’ün babası Ali Rıza Bey tarafından dikildiğine inanılan nar ağaçlarının bulunduğu bu ev geleneksel Osmanlı mimarisi ile yapılan klasik bir ahşap Türk evi olarak olarak Selanik’e güzellik katıyor.
Atatürk’e ait olan birçok kişisel eşyanın bulunduğu ev 3 kattan oluşuyor. Küçük bahçesiyle ve tüm güzelliğiyle ayakta duran bu binanın duvarlarında Atatürk’ün çeşitli resimleri asılı vaziyette sevenlerini karşılıyor.
Evde Atatürk ile annesi Zübeyde Hanım’ın birer bal mumu heykeli de sergileniyor.
Binanın en alt katında ise Atatürk’ün hayatının anlatıldığı belgeseller sürekli olarak ziyaretçilerin izlemesi için döndürülüyor.
Atatürk’ün Evi’ne gidebilmek için Agiu Dimitri Caddesi üzerinde konumlanan Apostolu Pavlu Sokağı’na ulaşmanız gerekiyor.
Pazartesi günleri dışında haftanın geri kalan günlerinde akşamüzeri saat 17.00’ye kadar gelerek Atatürk Evi’ni ziyaret edebilirsiniz.
Atatürk Evi’ni gördükten sonra aynı sokak üzerinde yer alan bölgede yaşayan Türklere ait restoranlarda yemek yiyebilir ve mağazalardan alışveriş yaparak keyifle zaman geçirebilirsiniz.
İtalyan mimar Vitaliano Poselli tarafından inşa edilen Selanik Yahudi Müzesi’nin binası göz alıcı bir mimari tasarıma sahip.
Agiou Mina Caddesi üzerinde yer alan bu müzede Yahudilerin yaşam tarzını yansıtan çok sayıda fotoğraf ve belge görmeniz mümkün.
Selanik Yahudi Müzesi’nin Seferad anısına oluşturulduğu da edinilen diğer bilgiler arasında bulunuyor.
1994 yılında kurulmuş olan Bizans Kültürü Müzesi’nde 3000 adetten daha fazla sayıda eserin sergilendiği biliniyor.
Müze, Erken Hristiyan Kiliseleri, Erken Hristiyan Konutları ile Şehirleri ve Elysion Çayırlarından Hristiyanlığın Cennetine olacak şekilde 3 ana sergi alanına ayrılıyor.
Bizans Kültürü Müzesi’nde seramikler, freskler ve Bizans dönemine ait ikonlar başta olmak üzere Hristiyan el sanatlarını yansıtan çok sayıda eseri görebilirsiniz.
Müzeyi görebilmek için 2. Stratou Avenue bölgesine gitmeniz gerekiyor.
Selanik’te pek çok turistin ilgisini çekmeyi başaran bir diğer önemli müze olarak Sinema Müzesi karşımıza çıkıyor.
Kentin sahil tarafındaki liman bölgesinde konumlanan Sinema Müzesi’nin gençlerle dolup taştığını görebilirsiniz.
Bazı dönemlerde film gösterimlerinin de yapıldığı Sinema Müzesi’nde vakit geçirdikten sonra gençler arasında popüler olan civardaki kafe ile restoranlarda da zaman geçirebilirsiniz.
Bu müze aynı zamanda Yunanistan’daki en geniş çaplı sinema kütüphanesine de ev sahipliği yapmasıyla biliniyor.
Sinema Müzesi ne yazık ki haftanın 7 günü açık değil. Bu yüzden hangi saatlerde ve hangi günlerde açık olduğuna ilişkin bilgileri gitmeden önce internetten kontrol etmenizde yarar var.
Galerius Kemeri olarak da bilinen Kamara Meydanı, Selanik halkının buluşma yeri olarak kabul ediliyor.
Şehrin en uğrak köşesi olan Kamara Meydanı’nın M.S 4. yüzyılın başında Roma İmparatoru Sezar’ın şerefine yaptırılmış olduğu biliniyor.
Meydan öyle bir konumda yer alıyor ki biraz yukarıya doğru yol alındığında bir Osmanlı eseri olan Rotonda Camisi gezginlerin karşısına çıkıyor.
Günümüzde ibadet yeri olarak değil de müze vazifesi gören bu camiyi de Kamara Meydanı’na gelmişken görmenizi tavsiye ediyoruz.
Ladadika için Selanik’in barlar sokağı diyebiliriz. Konum olarak Tsimiski Sokağı’nın sonunda Ladadika’yı bulabilirsiniz.
Bu sokakta birbirinden lezzetli yemekler yiyebileceğiniz ve içki içerek müzik dinleyebileceğiniz mekanları görebilirsiniz.
Yunan mezeleri yemek ve kulağa hoş gelen Yunan müziklerini dinlemek isteyenlerle dolup taşan Ladadika için 24 saat yaşayan, capcanlı bir sokak dersek abartmış olmayız.
İstanbul’daki Bağdat Caddesi’ni andıran atmosferiyle Tsimiski Caddesi günün her saati insanlarla dolup taşıyor.
Son derece hareketli ve canlı bir konum olan bu caddede dünyaca ünlü mağazaları, yerel butikleri ve birbirinden şık restoranları bulabilirsiniz.
Ayrıca eğer Selanik’in kalbinde konaklamak istiyorsanız Tsimiski Caddesi’nin tam da size göre olduğunu söyleyebiliriz. Cadde boyunca birbirinden güzel otel alternatifi ile karşılaşabilirsiniz.
Fransız asıllı mimar Ernest Hebrand tarafından tasarlanan Aristotelous Meydanı, Selanik’in simge haline gelmiş ana meydanı olarak kabul ediliyor. Selanik gezilecek yerler listemizin de en sembol mekanlarından.
Meydanın 1917 yılında yaşanan büyük yangından sonra tasarlandığı biliniyor. Düzensiz kentleşmeyle mücadele etmek amacıyla Selanik yeniden inşa edilirken 1918 yılında Aristotelous Meydanı’nın yapımına başlanmış.
1950 senesinde inşaatının bitmesiyle birlikte de Selanik’in simgesi haline gelmiş.
Aristotelous Meydanı’nda 12 adet bina bulunuyor. Söz konusu binaların tamamı da Yunanistan Cumhuriyet binaları olarak kabul ediliyor. İlginç bir mimariye sahip olan meydanın 3 tarafı cadde ve binalarla çevriliyken bir tarafı da sahile açılıyor.
Ülke tarihinde pek çok önemli mitinge, konsere, festivale ve kutlama etkinliklerine ev sahipliği yapan bu meydan kentin adeta bir çekim merkezi.
Gündüzünün ayrı gecesinin ayrı kalabalık olduğu Aristotelous Meydanı’nda dünyaca ünlü markalara ait butikler, kafe ve restoranlar ile sanat galerilerini görebilirsiniz.
Yalnızca turistlerin değil yerli halkın da sürekli olarak bulunduğu bir yer olan meydanda mutlaka vakit geçirmeli ve müzik eşliğinde lezzetli bir akşam yemeği yemelisiniz.
Aristotelous Meydanı’nın batı tarafında Kapani Çarşısı ile Modiano Pazarı’nı da görebilirsiniz.
Meydanın bu kısmına gelerek yiyecek alışverişi yapabilir Selanik’in kent yaşamını tecrübe ederek yerel bir halk gibi zaman geçirmeyi tecrübe edebilirsiniz.
Özellikle baharın gelmesiyle birlikte taverna eğlencelerinin meydana taştığını görerek son derece eğlenceli vakit geçirebilirsiniz.
Ano Poli Selanik’in yukarı şehir olarak adlandırılan kısmında konumlanıyor. Bulunduğu yer itibariyle şehre tepeden bakan Ano Poli ziyaretçilerine eşine az rastlanan güzellikte bir manzara vadediyor.
Ano Poli’ye ulaşmak için bir süre yokuş tırmanmanız gerektiği hususunda sizi önceden uyarmak isteriz. Bu yüzden eğer yürüyerek yorulacağınızı düşünüyorsanız taksiye binebilir veya 22/23 numaralı otobüslere binerek toplu taşımayı kullanabilirsiniz.
Ano Poli’ye ulaştığınızda Osmanlı ve Bizans mimarisinden kalma en güzel yapıları görebilirsiniz.
Modiano Market, Selanik’in kent merkezinde yer alıyor. Bir liman kenti olması sayesinde bu pazarda da birbirinden ilginç ve bol çeşitte deniz mahsullerini bulabilirsiniz.
Deniz mahsullerine ek olarak kırmızı et, sebze, meyve ve çerez gibi bin bir çeşit gıda maddesini de buradan satın alabilirsiniz.
Tezgahların önünde ikram edilen lezzetlerden yiyerek ve esnafla sohbet ederek keyifli zaman geçireceğinizden eminiz.
Kapani Çarşısı’na gelerek Selanik ruhunu iliklerinize kadar hissedebilirsiniz. Çarşıda özellikle akşam saatlerinde erzak alışverişi yapan yerel halkın yarattığı kalabalığı görmek içinizi ısıtacak.
20. yüzyıla kadar yalnızca unun satıldığı bu çarşıda çerez, kırmızı et, balık, sebze ve meyve seçeneklerini görebilmek mümkün.
Kapani Çarşısı’na gelerek siz de geleneksel Selanik havasına kendinizi kaptırmalısınız.
İzmir’deki Kordon ile fazlasıyla benzerlik gösteren Lefkos Pyrgos Selanik seyahatiniz boyunca görmeniz gereken yerlerin başında geliyor. Burada zaman geçirirken kıyıyla buluşan deniz manzarasını izleyebilirsiniz.
Sahil şeridi boyunca birbiri ardına sıralanan çeşitli pub ve barlarda gün batımını izleyerek keyifli zaman geçirebilirsiniz.
Selanik’in simgesi olarak kabul edilen Lefkos Pyrgos yolu üzerinde Beyaz Kule’nin de konumlanmış olması burayı daha da değerli kılıyor.
Günün her saati canlı olan Lefos Pyrgos’a mutlaka gelmeli ve deniz havasını burada solumalısınız.
Selanik’e nasıl gidileceğini merak ediyorsanız, Selanik’e Nasıl Gidilir yazımızdan tüm bilgilere erişebilirsiniz.