Gökyüzünün aydınlığına, yıldızların parlaklığına bakıp bakıp da, “Böyle bir göğün altında insan nasıl olur da öfke duyar, hırçınlaşabilir?”
Dostoyevski’nin kitaplarında ölümsüzleşmiş bir şehir… Açılır kapanır köprüler, kanalları, müzeleri ve sarayları ile St. Petersburg, Rusya’nın en güzel şehirlerinden biri ve edebiyat severlerin mutlaka görmesi gereken bir yer. St. Petersburg seyahat rehberimizden şehir hakkında daha detaylı bilgiler de alabilirsiniz.
1703 yılında Çar Petro tarafından kurulan ve 200 yıl boyunca Çarlık Rusya’sının başkentliğini üstlenmiş şehrin mimarisinde Paris ve Londra’dan esinlenilmiş.
Bataklık bir araziden büyük çabalarla dönüştürülerek oluşan şehrin en güzel yanlarından biri de haziran ayının ortasından temmuz ayının ortasına kadar güneşin batış saatinin bir önceki güne oranla daha da uzaması. Haliyle her geçen gün daha uzun süre gün ışığından yararlanılmış oluyor ve şehir tamamen karanlığa hiç gömülmüyor.
Bu doğa olayına, Dostoyevski’nin ilk kitaplarından biri olan Beyaz Geceler’de acıklı bir aşk hikayesi tanık olur.
İçindekiler
Günümüzde ise Beyaz Geceler Festivali ile Rusya’nın bu en şiirsel ve en romantik şehrinde çeşitli kültürel etkinlikler düzenleniyor:
Festivali kaçırmamak için şimdiden biletlerinizi satın alın ve erken rezervasyon fırsatlarından yararlanın.
St. Petersburg, Rus Edebiyatının temsilcilerinden biri olan Dostoyevski’nin kişisel hayatında önemli bir yer tuttuğu kadar edebi yaratıcılığının da doruk noktasına ulaştığı yerlerden biri.
1821’de Moskova’da doğan Dostoyevski 16 yaşında geldiği St. Petersburg’ta uzun süre yaşamış. Bu şehirde mühendislik eğitimi alan yazar 20 yıl boyunca şehrin farklı farklı bölgelerinde yaşamış.
Yazar ilk kitabı İnsancıklar romanını da burada yazmış.
Yazarın ilk işine başladığı ve Çar’a isyan ettiği için tutuklandığı, bu yüzden de Sibirya’ya sürgüne gönderildiği ve sürgünden sonra da döndüğü şehir de St. Petersburg.
1881 yılında da şu anda müze olarak ziyaretçilere açık olan evinde hayata veda etmiş.
“Bu şehir dünyadaki en soyut ve en planlanmış şehir.” ( Yeraltından Notlar)
Dindarlığı ile bilinen Dostoyevski her zaman penceresinden kiliseyi görebileceği evleri tercih etmiş.
Dostoyevski’nin ölümüne kadar yaşadığı evi şu anda müze olarak ziyarete açık. Yazar en ünlü kitaplarından biri olan Karamazov Kardeşler romanını da burada kaleme almış.
Evde bulunan bazı eşyaları: şapka, yazı takımı, sigara tabakası, romanların el yazmaları, müsveddeler, mektuplar, fotoğraflar…
Yazarın en ünlü eserlerinden biri olan Suç ve Ceza da St. Petersburg şehrinde geçiyor.
Hatta şehrin bu derin romanın karakterlerinden biri olduğu dahi söylenebilir. Canlı ve detaylı betimlemeler ile şehir romanda adeta canlanıyor ve okuyucunun gözünde canlanıyor. Romanı okuyanlar için bu şehri keşfe çıkmak da etkileyici olacak ve tanıdık gelecektir.
Stolyarnyy Sokağı’nda bulunan bina birçoklarına göre romanın baş karakteri Raskolnikov’un evi olarak gösterilmektedir.
Temmuz ayının ilk cumartesi günü ayrıca Dostoyevski Günü olarak kutlanıyor.
2010 yılından beri düzenlenen günde Dostoyevski severler, yazarın yarattığı karakterlerin kılığına girerek sokaklarda dolaşıyor; şehrin tiyatrolarında ve kütüphanelerinde Dostoyevski’nin anıldığı özel etkinlikler düzenleniyor.
Yeraltından Notlar, Dostoyevksi
Suç ve Ceza
Anna Karenina, Tolstoy
Petersburg, Andrei Bely
St. Petersburg Öyküleri, Gogol