Polonya’nın bereketli Vistül Nehri’nin kenarına konumlanmış olan Toruń, özellikle yaz mevsiminde rengarenk sokakları ve Vistül Nehri’nden panaromik manzarasıyla ziyaretçilerine bir şölen sunuyor.
Toruń’a ulaşım ve Toruń’da yeme-içme, alışveriş gibi ihtiyaç duyabileceğiniz her türlü konu hakkında bilgi almak içmek için Toruń’da Seyahat Rehberi yazımıza göz atabilirsiniz.
[awesome-weather location=”Torun” size=”tall” units=”C”]
Gezilecek Yerler
Tarihi Eserler
Toruń Kalesi / Töton Şövalyeleri Harabeleri
Tarihi merkezde, Vistül Nehri’nin kıyısında yer alan ve 13. yüzyılda inşa edilmiş bu harabeler, şehrin günümüze kalmış en eski adreslerinden biri.
Diğer Avrupa şehirlerindekinin aksine, şehri kuş bakışı izlemenize olanak sağlayan bir kale değil bu. Toruń Kalesi, daha çok turistlerin uğradığı bir açık hava müzesi işlevi görüyor.
Kalenin surlarla birlikte renove edilmiş bir çehresi var. Giriş katında ziyaretçileri bir restoran karşılıyor.
Girişin ücretsiz olduğu bu açık hava destinasyonuna bir uğrayın derim.
Eğik Ev/Leaning Tower
14.yüzyılda inşa edilmiş bu tuhaf yapı aslında ilk başta dimdik ayakta duruyormuş ama ağırlığı ve altındaki zeminin yumuşaklığı sebebiyle zamanla yamulmaya başlamış.
15 metrelik bu kule tam 146 cm’lik bir sapma açısına sahip. Bu tuhaf ve güven vermez durumuna rağmen yıllarca savunma amaçlı kullanılmış.
Askerlerin etrafı gözleyebilmesi için ahşap verandalar inşa edilmiş.
18. yüzyılda savunma amaçlı kullanımı bırakılmış ve bir kadın hapishanesine çevrilmiş.
Günümüzde ise bir Kültür Merkezi ve kafe olarak işliyor.
Müzeler
Belediye Binası
Her Avrupa kentinde olduğu gibi Toruń’da da turistik bir belediye binası bulunuyor.
Toruń Belediye Binası’nın tarihi 14. yüzyıla dayanıyor. Bina, o günden bugüne pek değişikliğe uğramamış.
Belediye Binası’nın içerisinde şehri panaromik açıdan görmek için çıkabileceğiniz bir kule var. 40 metre yüksekliğindeki bu kulenin zirvesi, Toruń’un en yüksek noktası.
Kulenin yanı sıra Belediye Binası’nın içinde kalıcı sergiler var. Gotik Sanat Galerisi, Para Koleksiyonu Sergisi, Toruń’un El Sanatları bunlardan sadece birkaçı.
Belediye Binası, kışın hafta içleri 10-16:00 arası açık. Yazın ise 18:00’da kapanıyor. Giriş ücreti 17 zloti (yaklaşık 57,49 TL).
Yıldız Ev/House Under the Star
Şehrin tarihi meydanındaki en ilgi çekici evlerden biri bu. Abartılı dış süslemesi ve üzerine kondurulmuş yıldızıyla oldukça önemli bir yer olduğu imajı uyandırıyor. Öyle de zaten.
13. yüzyılda inşa edilen ve Toruń’un Gotik mimarisinin önemli örneklerinden olan bu ev, Uzak Doğu’dan sanat eserlerine ev sahipliği yapıyor. Japon kılıçları, Hint heykelleri, Çin çanak çömlekleri ve daha bir sürü ilgi çekici parça size Uzak Doğu’dan bir esinti getirmek üzere Toruń’da bekliyor.
Müzeye giriş 12 zloti (yaklaşık 19 TL). Haftanın kimi günleri (ben ziyaret ettiğimde bu cumartesi ve pazardı) biletler yarı fiyatına iniyor. 10:00 ve 16:00 arası ziyaret edilebilir. Müze yazın 18:00’da kapanıyor. Dikkat edin de kışın geç gidip kapıda kalmayın.
Nikolas Kopernik Evi
Modern astronominin kurucusu olarak bilinen Nikolas Kopernik, Toruń’da dünyaya gelmiştir. Zaten şehrin her yanında, süpermarketlerden restoranlara kadar hemen hemen her yerde onun ismini görünce, bunu fark ediyorsunuz.
Elbette şehirde onunla ilgili bir müze de var. Kopernik’in yaşadığı iddia edilen bu ev, astronomun hayatına ve işlerine dair objeler içeriyor.
Kopernik, Batlamyus’un Dünya merkezli sistem teorisini çökertip Güneş merkezli sistem teorisini ortaya koymuştur. Bu teori, Dünya’nın Güneş’in etrafında döndüğüne ve diğer gezegenlerin de bu yörüngede sistematik bir şekilde hareket ettiği tezine dayanır.
Müze dahilinde de Güneş sistemindeki gezegenlerden, Amerika’nın keşfine kadar birçok konuda interaktif yerleştirmeler mevcut.
Diğer bir yandan Nikolas Kopernik Müzesi‘nde, Kopernik’in yaşadığı dönemde Toruń’da hayatın nasıl sürdüğüne dair enstantaneler de görebilirsiniz.
Kopernik Evi 13 zloti (yaklaşık 21 TL) karşılığında ziyaret edilebilir. Öğrenciler için ise fiyat 10 zloti (yaklaşık 16 TL).
Piernika Müzesi
Toruń için Kopernik kadar önemli bir şey daha varsa o da Piernik’tir; yani meşhur ‘gingerbread’ ya da Türkçe söylersek ‘zencefilli çörek’
11.yüzyıldan bu yana Toruń’un geleneksel yiyeceği haline gelen piernik’in adı aslında İngilizce’de ‘ginger’ın karşılığı olan ‘zencefil’ kelimesinden değil ‘karabiber’ kelimesinden geliyor.
Peki neden Toruń piernik’iyle ünlü? Bunun nedeni, şehrin muhteşem konumunda saklı. Toruń bereketli topraklar üzerinde yer aldığından buğdayın ve unun kalitesi, civar kasabaların sağladığı lezzetli bal, uzak ülkelerden ve en önemlisi Hindistan’dan gelen baharatlar… İşte tüm bunlar birleşerek şehrin hala en büyük turistik elementini oluşturuyor.
Toruń’da birden fazla piernik müzesi göreceksiniz. Birçoğu da size kendi piernik’inizi yapma imkanı sunacak. Size, kendi gittiğim ve oldukça keyifli vakit geçirdiğim müzeyi önereceğim.
Rabianska Sokağı, numara 9’da yer alan bu müze, üç katlı eski bir ev. 2006’dan beri müze olarak işlevini sürdürüyor. İçeride 2 saat süren bir workshop’a katılıyorsunuz.
Binanın ilk katında sizi Ortaçağ’a götüren büyüleyici bir atmosfer var. Adeta o döneme ait bir piernik fırınındasınız. Kostümlerini giymiş olan Piernik Cadısı ve Efendisi size özel tariflerini vermek için bekliyorlar.
Bir dizi şov ile geçen tanıtım faslından sonra herkes kendi piernikini yapmaya başlıyor. İnanılmaz keyifli bir süreç. Normalde kendimi mutfakta bu kadar özgür hissetmezken orada çok rahattım.
Ardından tasarladığınız özel piernikler fırına gidiyor. Yaptığınız pierniki yemenizi ise pek önermiyorum, hatıra olarak saklamakta fayda var.
Binanın ikinci katında ise 20. yüzyılda makineleşmenin piernik üretim serüvenini nasıl dönüştürdüğünü görüyoruz. İki kardeş yine kostümleriyle sizi bekliyor ve size devasa makinelerin nasıl çalıştığını anlatıyorlar. Bu katta aynı zamanda 5 zloti’lik (yaklaşık 8 TL) ekstra bir ücret ödeyerek piernik süsleyebilirsiniz.
Piernika Müzesi, her gün 10 ila 6 arası açık. Biletler yetişkinler için 24 (yaklaşık 81,15 TL), öğrenciler için 19 zloti (yaklaşık 64,24 TL).
Planetaryum
Kopernik’in doğduğu şehirde bir Planetaryum olmazsa olmazdı. Franciszkanska, numara 15’te bulunan müze, dönüştürülmüş bir gaz konteynırından oluşan bir endüstriyel mimari harikası.
1994 yılında açılan Planetaryum özellikle çocukların en büyük ilgi odağı.
Müze, normal biletle gezebileceğiniz donanımlı odaların yanı sıra iki de interaktif sergiye sahip. Birincisi Geodium. Evrenin derinlikleri, yıldızlar, güneş sistemindeki gezegenlerin anlatıldığı bu gösterim 40 dakika sürüyor. İkinci sergi ise Mars#17. Burada adeta Mars’taki bir uzay üssünde olmayı deneyimliyorsunuz.
Filmlerin ve interaktif şovların vaktini kaçırmamak için mutlaka Planetaryum Müzesi‘nin web sitesini mutlaka ziyaret edin.
Müzenin giriş ücreti yetişkinlere 22, öğrencilere 18 zloti. Mars#17 sergisi ise ekstra olarak yetişkinlere 12, öğrencilere 10 zloti. Geodium odası ise yetişkinler için 12, öğrenciler için 10 zloti.
Diğer birçok müze gibi pazartesi günleri kapalı olan Planetaryum hafta içleri 8:30 – 15:15 arası, cumartesileri 10:30 – 17:00, pazarları ise 10:45 – 16:00 arası ziyaret edilebilir.
Niewidzialny Dom / Görünmez Ev
Şimdi size önereceğim yer aslında tam olarak bir müze değil; bir deneyim merkezi. Burası, karanlıkta hareket etmeyi tecrübe ettiren, hemen hemen dünyanın her yerinde son yıllarda karşımıza sıkça çıkan merkezlerden biri. Ben başka bir yerde böyle bir deneyim yaşamadığım için katılmak istedim.
Toruń’daki merkezin amacı görme engelli birinin gündelik hayatına bir ‘bakış’ atmaktı. Bize zifiri karanlıktaki çeşitli konseptlere sahip odalarda yardımcı olanlar görme engelli rehberlerdi. Diğer duyularımızı nasıl gözlerimiz gibi kullanabileceğimizi tecrübe ettik ve benim için gerçekten sıradışı bir deneyimdi.
Görünmez ev yetişkinler için 23 (yaklaşık 36 TL) öğrenciler için 18 zloti (yaklaşık 28 TL) karşılığında ziyaret edilebilir.
Parklar, Meydanlar ve Önemli Bölgeler
Szeroka Sokağı
Her şehrin çok meşhur bir sokağı vardır. Tarihi meydanın içinde yer alan, kafeler ve mağazalarla rengarenk bezenen bu sokak Toruń için Szeroka Sokağı.
Orta çağa ait binaların etkileyici bir biçimde ardı ardına sıralandığı bu sokak, Toruń’a vardığınız zaman gitmeniz gereken ilk adres olabilir.
Sokak boyunca sadece gotik mimari örneklerini değil aynı zamanda barok, klasik, art nouveau tarzda binaları da görebilirsiniz.
Dolina Marzeń Parkı
Vistül Nehri manzarasıyla çevrelenmiş bu park Torun’un en güzel parklarından biri.
Her mevsim başka bir renk şöleni yaşatıyor.
İçerisinde göletler, şirin köprüler, heykeller bulunuyor. Özellikle sabah yürüyüşleri için ideal bir adres.
