Zonguldak Gezilecek Yerler: En Güzel 25 Yer
Bu içeriği yapay zeka ile özetlemek için aşağıdaki butonları kullanabilirsiniz.
ChatGPT Perplexity GrokZonguldak’ın neyi meşhur?
Zonguldak denilince akıllara ilk maden ocakları ve taş kömürü geliyor.
Zonguldak’ın en meşhur yemeği nedir?
Cevizli kömeç de denilen beyaz baklava, pırasalı mancar, uğmaç çorbası Zonguldak Mutfağı’nın öne çıkan lezzetleri arasında ilk sıralarda yer alıyor.
Zonguldak’ta teleferik var mı?
Evet, teleferik Ereğli İlçesi’nde yer alıyor.
Batı Karadeniz’de yer alan Zonguldak sadece coğrafi konumu ve tarihi ile değil toprağın altında sakladığı zenginlikleriyle de ülkemizin en karakteristik şehirlerinden biri bence. Kara elmas olarak bilinen kömür madeninin çokça çıkarıldığı Zonguldak kömürün başkenti olarak da biliniyor. Yeraltının zenginliklerini yer üstünün güzellikleriyle buluşturan Zonguldak’a seyahat planları yapmadan önce sizin için hazırladığımız rehbere mutlaka göz atın derim.
Zonguldak’ta gezilecek en güzel 25 yer:
Karadeniz sahilindeki en önemli örenyerlerinden biri olan Tios Antik Kenti’nin M.Ö 7. yüzyılda Miletos’tan gelen kolonistler tarafından kurulduğu biliniyor. Hititler, Frigler ve Pers dönemlerinden izler taşıyan Tios, Roma ve Bizans Dönemleri’nde de önemli bir liman kentiymiş. Tios Antik Kenti’ni dilediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz.
Tios Antik Kenti’nin kalıntılarından biri olan Filyos Kalesi Roma Dönemi’nde inşa edilmiş. Çaycuma İlçesi’nde yer alan kalede Helenistik-Roma dönemlerine ait kule, taş lahit, tuğla mezar ve mermer sütun kalıntıları sizi bekliyor. Filyos Irmağı’nın denize döküldüğü noktada denize hakim bir konumu olan Filyos Kalesi ziyaretçilerine muhteşem manzaralar sunuyor.
Sıla’nın notu: Fotoğraf meraklısıysanız Filyos Kalesi’ne gün batımında gitmenizi öneririm.
Zonguldak ile özdeşleşen taş kömürü madenciliğinin tarihini ve kültürünü daha yakından tanımak isterseniz Zonguldak Maden Müzesi’ni mutlaka gezin derim. Türkiye’nin ilk maden müzesi olan müzede kömürün keşfi, madencilik ekipmanları ve madencilerin yaşamları ile ilgili detaylı pek çok bilgi sizi bekliyor. Ayrıca müzeye bağlı Kömür Deneyim Ocağı’nda maden ocağı simülasyonunu deneyimleyebilirsiniz.
Adından da tahmin edebileceğiniz üzere Devrek İlçesi’nde yer alan çarşıda el yapımı bastonlar satılıyor. Devrek bastonlarının ünü dünya sınırlarını aşmış. Bu özel bastonların sap kısımları ceviz, kestane, meşe, gül ve fındık ağaçlarından yapılıyor. Gövde kısımlarının yapımında ise kızılcık, çördük, sarmaşık ve söğüt ağaçları kullanılıyor. Devrek’te yüzyıllardır devam eden el yapımı baston kültürüne destek olmak isterseniz buraya mutlaka uğramalı ve hatıra niyetine bir baston almalısınız.
Zonguldak Deniz Feneri, 1900’lü yılların başında özellikle kömür taşımacalığı yapan gemilere yol göstermesi için inşa edilmiş. Zonguldak’ın simgelerinden biri olan Deniz Feneri ziyaretçilerine unutulmaz bir gün batımı manzarası vaat ediyor.
Gazi Alemdar Müzesi Kurtuluş Savaşı’nın ilk ve tek deniz savaşının yaşandığı yerde bulunuyor. Alemdar Gemisi’nin yapılan birebir kopyası 2008 yılında müze olarak ziyaretçilerini ağırlamaya başladı. Gazi Alemdar Müzesi’nde savaşta kullanılan silah ve mühimmatlar, kaptan ve mürettebatın fotoğrafları, Fransızlarla yapılan antlaşmalara dair belgeler başta olmak üzere pek çok eser sergileniyor. Milli Mücadele yıllarına daha yakından tanıklık etmek isterseniz Gazi Alemdar Müzesi’ni gezilecek yerler listenize almanızı öneririm.
Halil Paşa Konağı’nda hizmet veren müzenin binası 19. yüzyıl Osmanlı sivil mimarisinin en güzel örneklerinden biri. Ereğli Müzesi’nde Tios ve Herakleia Antik kentlerinden çıkarılan arkeolojik eserlerin yanı sıra yöreye ait etnografik eserler sergileniyor.
Deniz seviyesinden yaklaşık 150 metre yükseklikte yer alan Ereğli Kalesi’nin M.Ö 4. yüzyılda inşa edildiği tahmin ediliyor. Bizans ve Cenevizliler tarafından da kullanılan kale iç avlu, dış avlu, sarnıç ve depolar olmak üzere farklı bölümlerden oluşuyor. Askeri alanda yer alan Ereğli Kalesi’ni ziyaret etmek yasak ancak karadan bakmak bile kalenin bir zamanlar ne kadar görkemli olduğunu anlamaya yetiyor.
Ereğli İlçesi’nde bulunan ve Ayasofya Kilisesi olarak da bilinen yapı Bizanslılar tarafından yapılmış. Osmanlı hükümdarı Orhan Gazi şehri ele geçirince kiliseyi camiye dönüştürmüş. Halk arasında Orta Cami olarak da bilinen caminin kubbesi Bizans döneminden kalma mozaiklerle süslü iken caminin içinde Osman Gazi’nin tuğrasının yanı sıra Osmanlı padişahlarının portreleri ve çeşitli hat levhaları yer alıyor.
Orhan Gazi Cami’ni dilediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz.
Yaklaşık yüz yıl önce kömür taşımak için raylı sistemle kullanılmaya başlayan tünelin uzunluğu iki yüz metreden fazla. Bir kaç farklı çıkışı bulunan tünelin girişinde ise denize bakan bir fener bulunuyor. Bu yüzden halk arasında Fener Tünelleri olarak da biliniyor. Geçmişte endüstriyel amaçlı kullanılan bu tüneller günümüzde ise turistleri ağırlıyor.
Tünel geçici bir süreliğine kapalı. Gitmeden önce açık olup olmadığını kontrol etmenizde fayda var.
Sıla’nın Notu: Kapalı yerde kalma fobiniz varsa Varangel Tüneli’ni ziyaret etmeden önce iyice düşünmenizi öneririm.
Türkiye’nin en eski mağaralarından biri olan Cehennemağzı Mağaraları Ereğli İlçesi’nde yer alıyor. Yan yana üç mağaradan oluşan Cehennemağzı Mağaraları’nın mitolojide de önemli bir yeri var. Bu bölgenin Yunan Mitolojisi’nde Herakles’in ölüler ülkesine indiği ve üç başlı köpek Kerberos’u yakaladığı yer olduğuna inanılıyor. Antik çağlarda kehanet merkezi olarak bilinen bölgede yer alan ilk mağara Hristiyanlığın başlangıç dönemlerinde yasaklar nedeniyle ibadet yeri olan kullanılıyormuş. Mozaik döşemeleri ve apsisi ile dikkat çeken mağara kilise mağarası olarak da biliniyor. Koca Yusuf Mağarası olarak da bilinen ikinci mağaranın uzunluğu ise bir buçuk kilometreymiş. Ancak 1960’lı yılarda düşen bir kaya mağaranın yolunu kapatmış ve şu an sadece 350 metrelik kısmı görülebiliyor. Üçüncü mağarada ise harika bir su sarnıcı yer alıyor. Bu yüzden bu bölümün tabanı suyla kaplı. Aklınızda bulunsun!
Cehennemağzı Mağaraları konumu
1994 yılında keşfedilen Gökgöl Mağarası Çaycuma İlçesi’nde yer alıyor. Uzunluğu yaklaşık üç kilometre olan mağara dört kattan oluşuyor. İçinde sarkıt, dikit, sütun, kireç taşı ve perde oluşumlarının yer aldığı mağaranın şu an 875 metrelik kısmı ziyarete açık. Ülkemizin en uzun onuncu doğal yapısı olan Gökgöl Mağarası’nın oldukça güzel bir aydınlatması var. Ziyaret etmeye karar verirseniz rahatlıkla yürüyebilirsiniz. Aklınızda olsun.
Kilimli İlçesi’nde yer alan Cumayanı Mağarası Zonguldak’ın en eski mağaralarından biri. Ülkemizin en uzun mağaralarından biri olan Kızılelma Mağarası ile birleşen Cumayanı Mağarası’na üç farklı bölgeden giriş var. Mağaranın içindeki odacıkları ve galeri alanını ise teknelerle gezebilirsiniz. Ancak yağışlı dönemlerde mağaranın suyu yükseliyor ve gezmek biraz zorlaşıyor. Benden söylemesi!
Karadeniz’in mavi bayraklı plajlarından biri olan Kapuz Plajı şehir merkezine oldukça yakın bir konumda yer alıyor. Kum plajı ile özellikle çocuklu aileler tarafından sıkça ziyaret edilen Kapuz Plajı’nda şemsiye, duş, soyunma kabini gibi imkanlar var. Ayrıca bir şeyler atıştırabileceğiniz kafe ve restoran da Kapuz Plajı’nda sizi bekliyor. Planlarınızı ona göre yapabilirsiniz.
Zonguldak Belediyesi Kapuz Plajı konumu
Ormanın içinden geçen patika yoldan yürüyerek ulaşabileceğiniz Harmankaya Şelalesi üç farklı kademeden oluşuyor. Zonguldak merkeze oldukça yakın bir konumda yer alan Harmankaya Şelalesi sadece şehri ziyarete gelenler için değil Zonguldaklılar için de harika bir kaçış noktası.
Şehir merkezine yaklaşık yirmi kilometre uzaklıkta yer alan Ilıksu Kaplıcası suları ile ziyaretçilerine şifa dağıtıyor. Doğal bir alan olan Ilıksu Kaplıcası’nın sularının başta romatizma olmak üzere pek çok hastalığa iyi geldiğine inanılıyor.
Sıla’nın Notu: Ilıksu Kaplıcası hafta sonları çok kalabalık oluyor. Eğer mümkünse seyahatinizi hafta içine gelecek şekilde planlamanızı öneririm.
Türkiye’nin en ilginç müzeleri arasında gösterilen Çanakçılar Etnografya ve Arkeoloji Müzesi Gökçebey İlçesi’nde yer alıyor. Çanakçılar Seramik firması tarafından kurulan müzenin ilk katında seramik fabrikasında üretilen ürünler sergileniyor. İkinci katında ise arkeolojik ve etnografik eserler sergileniyor. Çanakçılar Etnografya ve Arkeoloji Müzesi’ne giderseniz hem seramik sanatının tarihi ve gelişimi hakkında detaylı bilgi sahibi olabilir hem de Hitit, Frig, Lidya, Pers, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ait seramik eserleri inceleyebilirsiniz. Müzenin etnografya bölümünde ise Anadolu’nun farklı bölgelerinden gelen kıyafetten mutfak eşyalarına, müzik aletlerinden oyuncaklara pek çok eser sizi bekliyor.
Çanakçılar Etnografya ve Arkeoloji Müzesi konumu
İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet’in emri ile dikilen bu özel ağaçların geçmişi yüzyıllar öncesine dayanıyor. Osmanlı’nın Anadolu’daki izlerine tanıklık eden bu özel çınarların gölgesinde serinlemeden dönmeyin derim.
Yeraltı suları tarafından oluşturulduğu bilinen Sofular Mağarası Zonguldak’ta görmeden dönmemeniz gereken yerlerden biri bence. İçinde sarkıtların, dikitlerin, odacıkların ve göllerin yer aldığı mağaranın girişi dik bir kuyu gibi. O yüzden aşağı inmek biraz cesaret gerektiriyor desem abartmış olmam.
Çaycuma İlçesi’ndeki mağara Zonguldak’ın doğa harikası yerleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. 1300 metrelik bir mağarada açığa çıkan yer altı nehri ziyaretçilerini hayrete düşürüyor. Sarkıt ve dikitlerin yer aldığı mağaranın ağız kısmında ise alabalıklar yaşıyor. Hatta rivayete göre bu alabalıklar pek çok hastalığa iyi geliyormuş. Siz de farklı bir deneyim yaşamak isterseniz Çayır Köyü Su Mağarası’nı Zonguldak’ta gezilecek yerler listenize alın derim.
Ancak söylemeden geçmek olmaz. Mağaranın içinde bir aydınlatma yok. Yanınızda fener veya ışıldak götürmenizi öneririm. Telefon ışıkları pek yeterli olmayabilir.
Alaplı İlçesi’nde yer alan Bölüklü Yaylası şehrin en yüksek noktasında yer alıyor. Geleneksel yaylacılığın hala devam ettiği Bölüklü Yayla’da yeşille iç içe yayla evlerinde konaklayabilir, yaban domuzu, geyik, karaca gibi hayvan türlerini gözlemleyebilirsiniz. Siz de doğayla baş başa bir kaç gün geçirmek, oksijene doymak isterseniz Bölüklü Yayla güzel bir alternatif olacaktır. Seyahatini yaz aylarına planlayanlara tavsiyemdir!
Ekstrem sporları seviyorsanız ve seyahatinizde adrenaline doymak istiyorsanız Dirgine Çayı’nda rafting güzel bir alternatif olacaktır. Devrek İlçesi’nde yer alan bu harika parkurda macera ve eğlence dolu saatler sizi bekliyor.
Dirgine Çayı Rafting Parkuru konumu
Zonguldak’ın en sevilen en görülesi plajlarından biri de Ilıksu Plajı. Özellikle yaz aylarında oldukça popüler olan Ilıksu Plajı’nda çok sayıda etkinlik de düzenleniyor. Söylemeden geçmek olmaz. Ilıksu Plajı’nda restoran, çay bahçesi, duş, soyunma kabini, tuvalet gibi imkanlar da var.
Ereğli İlçesi’nde bulunan Kayalıdere Vadisi milyonlarca yıl önce yaşanan volkanik faaliyetler sonucunda oluşmuş. Bu doğa harikası vadide en küçüğü üç, en büyüğü yirmi metre olmak üzere toplamda yedi farklı şelale var. Kayalıdere Vadisi ve Şelalesi özellikle yaz aylarında serinlemek isteyenlerin favori destinasyonlarından biri. Sıcak havaları sevmeyenlere duyurulur!
Kayalıdere Vadisi ve Şelalesi konumu
Şehir merkezine yaklaşık yirmi dakika uzaklıkta yer alan Kent Ormanı’nda yürüyüş parkurlarından çocuk oyun alanlarına, ahşap köprüden gölete, seyir terasından yağmur barınağına pek çok özel alan sizi bekliyor. Ancak söylemekte fayda var. Kent Ormanı özellikle hafta sonları çok kalabalık oluyor.
