Kategoriler AkdenizYurt İçi

Adana’da Gezilecek Yerler

Özellikle “Sıfır Bir” dizisi başladığından beri kente olan ilgi arttı, arkadaşlarım da sık sık bana Adana hakkında birçok soru yöneltiyorlar.

Adana Lezzetleri adlı yazımdaki yemekleri uzun uzadıya anlattığımdan burada değinmeyeceğim, onun yerine gezilecek yerlerden bahsedeceğim. Eh o kadar yedikten sonra o kalorileri yakmak şart!

Adana’ya nasıl gidilir, diyorsanız Adana Gezi Rehberi yazımıza mutlaka göz atmalısınız.

Taşköprü

Adana’ya hayat veren Seyhan Nehri’nin üzerinde yer alan Taşköprü’nün ünlü Roma İmparatorları’ndan Hadrianus tarafından yaptırıldığı tahmin ediliyor. Bu durumda dünyanın hala aktif olarak kullanılan en eski köprüsü unvanını taşıyor.

Daha sonra Justinianius tarafından kapsamlı bir onarım ve genişletme yapıldığı için onun adıyla da anıldığı oluyor.

Buradaki ilk köprünün Hititler dönemine kadar gittiği yönünde rivayetler olsa da o kadar eski zamanın teknik imkanları göz önünde bulundurulduğunda gerçek olma ihtimali düşük.

Köprü Adana’nın en büyük iki ilçesini, Seyhan adlı merkez ilçeyle şehirde genelde Karşıyaka olarak adlandırılan, genelde Arap kökenli vatandaşların yaşadığı Yüreğir ilçesini birbirine bağlıyor.

Ben küçükken ne yazık ki köprü oldukça kötü durumdaydı, belediye tarafından kenarına parlak turuncu renkli metal korkuluklar takılmıştı ve üstünden araba trafiği geçiyordu. Dolayısıyla köprünün tarihi dokusunu görmek mümkün olmadığı gibi arabalar da köprüye hasar veriyordu.

Neyse ki artık bu hatalardan dönülmüş durumda. Köprünün korkulukları söküldü ve özgün haline uygun olarak restore edildi. Araç trafiğine de kapatıldı, artık sadece yayalar tarafından kullanılıyor.

Siz de üzerinde tarihi bir yürüyüş yapabilirsiniz. Yalnız dikkat edin, Adana’nın güneşi çarpar. Akşam serinliğini tercih edin.

8A otobüsüyle gidebilirsiniz.

Sabancı Merkez Camii

Taşköprü’nün Seyhan ayağında, altı minareli devasa Sabancı Camii bulunuyor. Sabancı ailesi aslen Kayserili olsa da birçok hemşehrileri gibi onlar da Adana ile sıkı bağlara sahip.

Zaten köprünün diğer ayağı olan Yüreği tarafında da Hilton Oteli‘nin bahçesinde tek başına, eski bir fabrika bacası duruyor; işte o baca eskiden burada yer alan, Sabancı ailesinin ilk fabrikasından kalma.

Ayrıca Sabancı Camii’nin çevresi de güzel bir park haline getirildi, Seyhan Nehri kıyısında yürüyüş yapmak için tercih edebilirsiniz.

Adana’daki Müzeler

Adana’daki tüm müzeler de çalışma saatleri 15 Nisan’dan Eylül ayının sonuna dek 09:00 – 19:00, Ekim ayından 14 Nisan’a dek 08:00 – 17:00 şeklinde.

Adana Arkeoloji Müzesi

1924 yılında kurulan Adana Arkeoloji Müzesi’nin kendisi de artık tarihi bir değer taşıyor.

Sergideki eserler tarih öncesi dönemlerden Osmanlı zamanına, lahitlerden Yörük çadırlarına dek geniş bir yelpazeye sahip.

Yukarıda bahsettiğim Taşköprü’nün hemen yanında bulunduğundan hepsini birlikte gezmek mantıklı bir tercih olacaktır.

Giriş ücreti 100 TL ama Müzekart sahiplerine ücretsiz.

Adana Etnografya Müzesi

1845 yılından kalma bir kilisenin içinde bulunan Adana Etnografya Müzesi de 1924 yılında açılmış.

İçinde kentin kültürüne ışık tutan sergiler mevcut.

Ziyapaşa Bulvarı üzerinde yer alıyor.

Giriş ücretsiz.

Adana Etnografya Müzesi

1981 yılında açılan Adana Etnografya Müzesi ise cumhuriyetimizin kuruluş dönemini, Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatını ve Adana bölgesindeki Kurtuluş Savaşı faaliyetlerini gösteriyor.

Atatürk’ün Adana ziyaretinde konakladığı Suphi Paşa Konağı’nda yer alıyor.

Adana Arkeoloji Müzesi’ne göre Taşköprü’nün diğer tarafında, beş dakikalık yürüme mesafesinde bulunuyor.

Adana Sinema Müzesi

Adana Sinema Müzesi ise 18. Altın Koza Film Festivali sırasında açılmış ve Yeşilçam’dan önemli isimlerin fotoğrafları, mektupları, kullanılan dekorlar ve giysiler bulunuyor.

Hemen Atatürk Evi’nin yanında yer alıyor.

Bu iki müzeye de giriş ücretsiz.

Misis Mozaik Müzesi

Misis Mozaik Müzesi ise Adana’ya sadece 26 kilometre uzaklıkta, Ceyhan Yolu üzerinde bulunuyor.

Buradaki Misis Höyüğü’nden çıkarılan eserler ile 1959 yılında açılmış.

Roma İmparatorluğu döneminden kalma etkileyici mozaiklere ev sahipliği yapıyor.

Özel aracı ile gelmiş olanlara kesinlikle gitmelerini öneririm, 26 km araba ile yarım saat bile sürmez ki İstanbul ya da Ankara’da yaşayanlar için bu zaten işe gidip gelirken harcanan zamandan bile daha az.

Üstelik giriş ücretsiz!

Eski Adana

Eski Cami (Yağ Camii)

Eski Cami olarak da adlandırılan Yağ Camii’nin ismi eskiden önünde kurulan yağ pazarından geliyor.

16. yüzyılın başında, Ramazanoğulları döneminde inşa edilmiş.

Selçuklu mimarisinden izler taşıyor.

Taşköprü’nün güneyinde, Tarihi Kazancılar Çarşısı’nın da yer aldığı şehrin eski merkezinde bulunuyor.

Büyük Saat Kulesi

Caddenin diğer ucunda ise inşaatına 1881 yılında Ziya Paşa tarafından başlanan Büyük Saat (birleşik olarak Büyüksaat diye yazıldığı da oluyor) yer almaktadır.

Estetik açıdan sade ama 32 metrelik yüksekliği ile ülkemizdeki en uzun saat kulesi olma unvanını koruyor.

Büyük Saat’in hemen arkasında da Ramazanoğulları Konağı bulunuyor.

Adana Ulu Camii (Yeni Camii)

Konağın karşısında ise Adana Ulu Camii (diğer adıyla Yeni Cami)  yer alıyor.

1541 yılında tamamlanan bu cami, Ramazanoğulları Beyliği’nden geriye kalan en önemli eser.

Memlük Sultanlığı’nın etkisi altında kalan bir beylik olduklarından caminin mimari üslubunda da Selçuklu ile Memlük stili iç içe geçmiş durumda.

Beyaz ve siyah mermer ile örülmüş kapısı ve minaresi oldukça etkileyici. Kubbesi de dikkat çekiyor.

Biraz kuzeyde ise 1925 yılında yapılan Küçük Saat (veya Küçüksaat) bulunuyor. İş Bankası’nın kurulmasının anısına, bankanın katkılarıyla inşa edilmiş.

1870 yılında tamamlanan Bebekli Kilise, adını tepesindeki Meryem Ana heykelinden alıyor. Küçük Saat’in bir sokak arkasında bulunuyor.

Related Post

Tepebağ Höyüğü

Tepebağ Höyüğü ise Taşköprü ile Küçük Saat arasında yer alıyor ve mahalleye adını veriyor.

Arkeolojik kazılar burada Cilalı Taş Devri’nden beri insan yaşadığını gösteriyor.

Seyhan Nehri’ne yakın konumu nedeniyle yaşamak için ideal bir nokta.

Buradaki insan yaşamı, kentin Sümer tabletlerine kadar giden geçmişini de anlamamızı sağlıyor.

Ne yazık ki Ramazanoğulları döneminden beri burada yerleşim var ve hatta bir kısmı otopark olarak kullanılıyor ama hepsini taşıyıp burayı bir arkeolojik park haline getirmek belediyenin gündeminde, umarım başarırlar.

Yeni Adana

Seyhan Baraj Gölü ve Seyhan Nehri

Seyhan Barajı’nın inşaatının ve Çukurova Üniversitesi’nin açılmasının ardından kentte yerleşim bu tarafa doğru gelişmiş. Burada özellikle Seyhan Baraj Gölü ve Seyhan Nehri kıyısı hoş yürüyüş rotaları sunuyor.

Göl kenarı boyunca uzanan Menderes Bulvarı, geçen yıl belediye tarafından güzel heykellerle de bezenmiş.

Gölün ortasındaki Sevgi Adası da ben çocukken tamamen turistik amaçlarla oluşturulmuştu.

Dilberler Sekisi

Dilberler Sekisi ise Seyhan Nehri’nin kıyısında uzanıyor.

Özellikle yaya köprüsünün üzerinden karşı yakaya geçerseniz ağaçların arasında keyifli bir yürüyüş yapmanız mümkün.

Dilberler Sekisi’nin başındaki çamlık ve hemen barajın yanındaki mesire yeri de Adanalıların mangal yapmak için tercih ettikleri noktalar.

Evimin yakınında olduklarından ben de özellikle barajın yanındaki mesire yerinde küçükken çok zaman geçirdim, hatta epey epey küçük olduğum ve bisikletim bozuldu diye ağladığım bir video kaydım bile var!

Gazipaşa Bulvarı ve Ziyapaşa Bulvarı

Şehrin en hareketli iki caddesi ise eski şehir merkezi ile yeni kısım arasında paralel biçimde uzanan Gazipaşa Bulvarı ile Ziyapaşa Bulvarı.

Hem iki bulvar üzerinde, hem de onları birbirine bağlayan sokaklar üzerinde her türlü mağaza, cafe, bar ve restoran bulunduğundan ister alışveriş, ister gece hayatı, ister kahvaltı için uğrayabilirsiniz.

Bulvara ismini veren Ziya Paşa, hem şehre önemli hizmetleri bulunan eski Adana Valisi hem de Osmanlı edebiyatının önemli isimlerinden biri. Ünlü “Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdirle uslanmayanın hakkı kötektir” bendini lise edebiyat derslerinden hatırlıyor olabilirsiniz.

Ziyapaşa Bulvarı üzerinde yer alan Atatürk Parkı da ufak ama güzel bir yeşil alan. Parkta Atatürk’ün ve Ziya Paşa’nın da heykelleri yer alıyor. Burada bulunan Adana yazısında yer alan kalp figürünün tekrar tekrar çalınması bir ara sosyal medyada gündem olmuştu.

İki bulvarın sonunda, Yeni Adana tarafında ise Tarihi Adana Garı yer alıyor. Önünde duran tarihi kara lokomotif de yıllardır orada. Ufacıkken önünde resmim var, oradan biliyorum!

Ceyhan

Adana’nın büyük bir ilçesi olan Ceyhan’ın adı, kenarında yer aldığı Ceyhan Nehri’nden geliyor.

Özel aracınızla bir saatte ulaşmanız mümkün. Ayrıca otobüs terminalinden de ulaşım sağlayabilirsiniz.

Nehrin de etkisiyle tarih boyunca önemli bir tarım ve ticaret merkezi olmuş.

1659 yılında yapılan Kurtkulağı Kervansarayı da burada yer alıyor. Bölgedeki en önemli Osmanlı eserlerinin başında geliyor.

Nehir kıyısındaki Karatepe – Aslantaş Milli Parkı da hem Hititler döneminden bir kalenin kalıntılarına ev sahipliği yapıyor hem de korunmuş doğasıyla dikkat çekiyor.

Sirkeli Höyük

Sirkeli Höyük de ilçe sınırları içerisinde, Torosların bir parçası olan Nur Dağı civarında bulunuyor.

Burada, Firavun Ramses ile Kadeş Antlaşması’nı önemli Hitit Kralı Muvattali’ye ait bir kabartma yer alıyor. Kabartma, Kadeş Savaşı’ndan dönerken buraya uğrayan kralın onuruna yapılmış.

Höyüğün geçmişi ise Bakır Çağı’na kadar dayanıyor.

Yılankale

İlçedeki en ünlü tarihi eser ise Yılankale. Yılanlıkale olarak da geçiyor, kale ayrı da yazılabiliyor, Şahmeran Kalesi de deniyor. İsmi çok yani.

Haçlı Seferleri sırasında yapıldığından Şahmeran ile tek bağı ismi aslında.

Yılankale denmesinin nedeni de yine Şahmeran efsanesi. İyi korunmuş olan kalenin tepe üzerindeki görünümü epey heybetli ve sanki hala korunaklı.

Kozan

Bir diğer büyük ilçe olan Kozan ise eskiden Sis Krallığı’nın başkentliğini dahi yapmış büyük bir yerleşim.

İsmi Eski Türkçe’de Yaban Tavşanı anlamına geliyor ve Hun boylarından birinin de ismi. Buraya göçüp yerleşen Yörüklerden dolayı bu isim verilmiş.

Anavarza Antik Yerleşimi

İlçede yer alan Anavarza Antik Yerleşimi, Roma İmparatorluğu döneminde iki asır boyunca bölgenin başkenti olmuş.

Sunbas Çayı’nın Ceyhan Nehri’ne katıldığı noktada bulunduğundan şahane bir konumu var.

Ardından üst üste deprem, yangın, veba ve nihayetinde savaş nedeniyle mahvolunca terk edilmiş.

Yaşar Kemal’in İnce Memed ve Yılanı Öldürseler romanlarını okuyanlara ismi tanıdık gelmiştir, harabelere gitmeniz halinde yazarın betimlemelerinin ne kadar doğru olduğuna bizzat tanıklık edebilirsiniz.

Antik kente giriş ise ücretsiz.

Karataş

Haritadaki görünümünden dolayı herkes öyle sansa da aslında Adana şehir merkezi deniz kenarında değildir, hatta bir buçuk saat mesafededir.

Deniz kenarında iki ilçe bulunur: Eski adı Ayas olan Yumurtalık ve Karataş. Annem ile babamın tanıştıkları yer olduğu için Karataş benim açımdan epey önemli!

İkisinde de denize girebilirsiniz ama Antalya kadar turistik değiller. Genelde yazlık siteler bulunuyor.  Pansiyonlar ve az sayıda otel mevcut. Ayrıca kamp yapma imkanı da mevcut, babam da gençken birçok kez burada çadır tatili yapmış.

Özellikle Yumurtalık’ta deniz epey sığdır, metrelerce yürümenize rağmen dizinize gelir. Ayrıca Adana’nın havası gibi deniz suyu da oldukça sıcaktır. Tuz oranı da buna bağlı olarak yüksektir.

Karataş yolu üzerindeki Havutlu mevki ise kebapçılarıyla ünlüdür. Ayrıca Antik Magarsus Yerleşimi’nden geriye kalan harabeler de Karataş’ta bulunuyor.

Tarihi Alman Köprüsü (Varda Köprüsü)

Adana’da mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri: Tarihi Alman Köprüsü. Adana’ya yaklaşık bir buçuk saat mesafede, Karaisalı ilçesinde yer alan Tarihi Alman Köprüsü (diğer adıyla Varda Köprüsü) muhteşem bir eser.

1912 yılında Almanya ile Osmanlı arasındaki ortak demiryolu projesinin bir parçası olarak inşa edilmiş.

Çok derin bir viyadük üzerinde yer aldığından epey yüksek ve etkileyici görünüyor.

Üstelik hiç de kaba bir yapı değil, ince ve estetik hatlara sahip. Zaman ayırıp görmenizi tavsiye ederim.

2015 yılında vizyona giren James Bond filmi Skyfall’un da ünlü tren sahnesi burada çekilmişti.

Arabayla gelenler burayı dönüş yolları üzerinde de ziyaret edebilirler, biraz yolu uzatmış olurlar ama bence Adana’nın doğal güzellikleri arasında göze çarpan bu tarihi yer mutlaka görmeye değer.


Böylece Adana’daki gezilecek başlıca yerlerin de sonuna geldik. Memleketim olduğu için bildiğim her ayrıntıyı yazmaya çalıştım.

Paylaş
Kerem Alp Usal

Adana’da doğan yazar, Ankara Fen Lisesi, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü mezunudur. ODTÜ Enformatik Enstitüsü’nde Bilişsel Bilimler Bölümü’nde doktora çalışmalarını sürdürmektedir. Yazın hayatına kaleme aldığı öykülerle başlamış ve öyküleri çeşitli dergilerde yayımlanmıştır. Yazarın yayımlanmış 9 adet kitabı bulunmaktadır. Çok bilmenin tek yolunun hem çok okumak hem de çok gezmek olduğunu düşünüp ikisini de bol bol yaptığından gezdiği yerleri anlatan seyahat yazıları yazmaya başlamıştır.