Kazakistan’ın eski başkenti olan Almatı, 2 milyon civarında seyreden nüfusuyla aynı zamanda ülkenin en büyük şehri olarak öne çıkıyor.
Ülkenin güney doğu kısmında konumlanan bu özel şehir, bağımsızlık sonrası tam anlamıyla baştan yaratılmış.
Ticari anlamda, Batı pazarına açılarak büyümeyi başaran Almatı, aynı zamanda farklı kültürlerin bir arada yaşayabildiği bir yer. Bu çeşitlilik, ülkenin resmi dili ve yeme-içme kültürüne de net şekilde yansıyor. Almatı’da genel anlamda Kazakça ve Rusça dillerinin hakim olduğu görülüyor.
Kazakistan’a gelenlerin genellikle uğradığı ilk durak olan Almatı; tabiat güzellikleri, yöresel lezzetleri, muntazam yerleşim planı, kayak merkezleri, müzeleri ve anıtları ile fark yaratmayı başarıyor.
Peki bu kozmopolit ve yoğun şehirde nereleri gezebilirsiniz? Yanıtları sizin için derlemeye çalıştık!
Almatı’ya geldiğiniz zaman keşfetmeniz gereken mutlaka ziyaret etmeniz gereken yerlerden bir tanesi de Panfilovtsev Parkı’dır.
Burası kimi kaynaklarda doğrudan “Panfilov Parkı” olarak da geçebiliyor.
Panfilovtsev Parkı konum olarak Medeu adı verilen bölgede bulunuyor. Toplamda 18 dönümlük bir hacme sahip olması, burada gezerken başınızın dönmesine neden olabilir. Zira parkın içinde dolaşırken bir anda kaybolmanız da ihtimal dahilinde.
1870 senesinde oluşturulan park, şehrin sembolleri arasında gösteriliyor. Parkın çevresinde ne kadar başarılı bir çevre ve bina düzenlemesi olduğuna tanıklık edebilirsiniz.
İlk başta Kent Bahçesi, daha sonra ise Puşkin Bahçesi gibi isimlere sahip olan büyük parkın girişi ücretsizdir.
İçeride II. Dünya Savaşı’nda kahramanca mücadele eden bazı isimlere ait heykellerle de karşılaşabilirsiniz.
Şehrin dini mekanlarına tanıklık etmek istiyorsanız ilk olarak Zenkov’s Katedrali’ni ziyaret edebilirsiniz.
Tarihi boyunca çok sayıda felaketle karşı karşıya gelmesine rağmen ciddi bir hasar almayan ibadet mekanı, bu sayede özgün dokusunu hala büyük ölçüde koruyor.
Almatı’nın en cazip turistik mekanlarından biri olan bu görkemli katedral, Panfilov Parkı’nın hemen içinde yer alıyor.
Türkçe adı Yükseliş Katedrali olan Zenkov’s Katedrali’nin yerleşik çan kulesi epey ilginizi çekecektir. Burası inşa edildiği dönem, dünyanın en yüksek sekiz binası arasındaki yerini almış. O günden bu zaman en küçük bir çivinin bile çakılmadığı katedral, gerçekten de saygıyı fazlasıyla hak ediyor.
İç bölümde yer alan sanatsal tasarımları görmek için bile burayı ziyaret etmeye değer. Notlarınız arasında dahil etmeyi unutmayın.
Şehir merkezinin içinde yer alan Almatı Müzik Enstrümanları Müzesi, yalnızca müziğe özel bir ilgi duyanlara değil m ziyaretçilere hitap ediyor. Burada herkesin ilgisini çekecek düzeyde yaratıcı bir içerikten söz edebiliriz.
Heyecan verici bir deneyim vadeden müze, 2013 senesinden bu yana hizmet veriyor. Müzeye ev sahipliği yapan bina ise yaklaşık olarak 100 yaşında.
Müze içinde geleneksel Kazak, Kırgız, Özbek ve hatta Türk müzik aletleri ile karşılaşabilirsiniz. Hatta bazı bölümlerde canlı performanslar da söz konusu.
Cumhuriyet Meydanı, Almatı’nın bir anlamda kalbi. Pek çok buluşma tam olarak bu meydanda gerçekleşiyor. Popülerlik açısından bizdeki Taksim Meydanı ile eşdeğer.
Meydan içinde yer alan ve 28 metrelik bir uzunluğa sahip olan anıtın önünde fotoğraf çekmeyi ihmal etmeyin. Bu arada yine aynı yerde olan Golden Warrior Anıtı’nın da ülkenin bağımsızlığını temsil ettiğini söyleyelim.
Meydanın çevresinde popüler yeme içme mekanları ile karşılaşabilesiniz. Kazakistan denildiği zaman akla genelde süt ürünlerinin en ilginç örnekleri ve at eti gelse de esasen çok daha zengin tatları keşfetmelisiniz.
Kazakistan’da gezilmesi gereken en kıymetli mekanlardan biri de Yeşil Pazar olarak kabul görür. “Green Market” olarak da anılan bu mekan, şehirde alışveriş yapmak adına en ideal yer. Sevdikleriniz için çeşitli hediyeler götürmek istiyorsanız yolunuzun buradan geçmesi şart.
Burası şehirde yer alan kapalı pazarların en büyüğü. Burada, geleneksel açıdan arayıp da bulamayacağınız hiçbir şey yok. Pazar içinde özel et ve süt bölümleri bulunuyor. Yerel lezzetler açısından sayısız seçenek sizi bekliyor.
Kasteyev Devlet Sanat Müzesi’nde Kazak ve Rus sanatına, bilhassa da el sanatlarına dair örnekler bulmak mümkün.
Sanat koleksiyonu açısından ülkenin en iyi örnekleri arasında gösterilen Kasteyev Devlet Sanat Müzesi, güzel sanatlar merkezi olarak işlev görüyor.
Müzede en çok ilgi gören alanlardan bir tanesi Abylkhan Kasteev’e ait özel resim koleksiyonu. Sanatçının 1974 senesine kadar biriktirdiği tüm çalışmalar burada ziyaretçilerle buluşuyor.
Müze içinde sanat odaklı 25 bin nesne yer alıyor.
Ufkunuzu açacak olan bu keyifli müze, pazar ve pazartesi günleri dışında her gün açık.
Kok Tobe, Almatı’nın bilinen en yüksek noktası. Yerden 1100 metre yükseklikte yer alan Kok Tobe “Yeşil Tepe” olarak anılıyor.
Almatı şehrini panoramik bir açıyla görmek istiyorsanız, burası tam olarak aradığınız yer. Tepede yer alan bazı figürler, hemen hemen şehrin pek çok noktasından rahatlıkla görülebiliyor. TV Kulesi ve Blue Hill bunlar arasında hemen öne çıkıyor.
Ayrıca tepeye çıktığınızda çok sayıda anıtla da karşılaşabilirsiniz.
Çevrede yer alan dağları net şekilde gözlemlemek, fotoğraflar çekmek ve tertemiz havayı solumak için Kok Tobe’ye uğramalısınız.
Ayrıca tepe noktasında çocuklar için minik oyun alanı ve hayvanat bahçesi bulunuyor.
Kok Tobe’nin en güzel taraflarından bir tanesi de harika bir yolculuk yapma şansını size tanıması. Bölgeye giderken göreceğiniz meyve bahçeleri epey ilginizi çekecektir. Özellikle de şehre adını veren elma ağaçlarından gözünüzü alamayacaksınız.
Şehrin en popüler parklarından biri olan Central Park, yürüyüş alanları, ağaçları ve çocuk oyun alanları ile ilgi görüyor.
Toplamda 100 dönümlük bir arazi üzerine inşa edilen büyük park, Panfilov Parkı ve Yeşil Pazar gibi popüler yerlere de oldukça yakındır.
Parkın diğer adı ise Gorky Parkı’dır. Bu sayede büyük yazarın adı yaşatılmaya çalışılır.
Butakovskiy Şelalesi, şehirde tabiat güzelliklerine tanıklık etmeniz açısından doğru bir seçim olacaktır.
Buranın tek sorunu yolunun biraz uzun ve yorucu olması. Yaklaşık olarak iki saatlik patika yolları arkanızda bırakarak şelaleye ulaşabilirsiniz. Tabi şelaleyi gördüğünüz zaman tüm yorgunluğunuzu oracıkta bırakacaksınız.
Buz gibi sular kendini 30 metre yukarıdan aşağıya bırakıyor.
Şelale çevresi trekking turları için de oldukça uygun.
Ormanın en sonunda yer alan bu büyük şelaleye ulaşmaya çalışırken sizi görece daha ufak olan başka bir şelale daha karşılayacaktır.
Listemizi yine doğal bir güzellik ile sonlandırıyoruz. Almati Botanik Bahçesi, sahiden de kartpostalları andıran bir güzelliğe sahip.
Alatau Dağları’na oldukça yakın bir konumda yer alan bahçe karşısında hayranlık duymamak olanaksız. Bölge halkı sene boyunca buraya yoğun şekilde ilgi gösteriyor.
Bu parkın en ayrıcalıklı kısmı hiç tartışmasız ki Japon Bahçesi. Pek çok ülkeden getirtilen ağaç ve bitki türleri, botanik bahçesine çok özel bir hava katmış durumda.
Bilhassa da buradaki eflatun çiçeklerinin bahar aylarında nefis bir koku yaydığını anımsatalım.