Aşkabat Türkmenistan’ın başkenti olarak 1881 yılında kurulmuş. Başkent olmasının yanı sıra ülkenin de en büyük kenti olan Aşkabat 1 milyonluk Türkmen nüfusunun yaşadığı bir yer.
Ticaretin merkezi olmasının yanı sıra tarihi ve kültürel yönden oldukça zengin bir yer.
Konum olarak Hazar Denizi kıyısında bulunan Aşkabat Orta Asya için oldukça önemli bir konuma sahip. Çevresinde İran, Kazakistan ve Afganistan’ın bulunduğu bu şehir oldukça stratejik bir yerde.
Turizmin fazlasıyla yoğun olduğu Aşkabat her yıl binlerce turisti ağırlıyor. Yüzde 80’inin kara kum çölüyle kaplı olduğu bu ülkede güzelliğiyle yıldız gibi parlayan Aşkabat aşkın şehri anlamını taşıyor.
1924’ten 1991 yılına kadar Sovyet Rusya hakimiyeti altında varlık gösteren Türkmenistan 1991 yılında bağımsızlığını elde ediyor. Günümüzde laik ve demokratik bir devlet olarak varlığını sürdürmeye devam ediyor.
Çöl ortasında bir vaha gibi görünen Aşkabat oldukça büyük bir yüzölçümüne sahip.
Orta Asya’yı ve Türkmen kültürünü yaşamak isteyenlerin ilk rotası olan Aşkabat’ı mutlaka görmelisiniz. Aşkabat’ta gezip görülmeye değen yerleri sizler için derledik.
Geçmişte uzun yıllar boyunca Sovyet Rusya hakimiyeti altında yaşamak zorunda kalan Türkmenistan 27 Ekim 1991 yılında bağımsızlığına kavuşuyor.
Sovyet hakimiyetinden kurtulan Türkmenler bu zaferi Aşkabat’ta bir anıt ile taçlandırmak istemişler. Kazandıkları bağımsızlık zaferinin 20.yılında yaptırılan Anayasa Anıtı Aşkabat’ın şehir simgelerinden birisi olarak öne çıkıyor. Bu devasa boyutlu anıt süs havuzları ve yeşil alanlarla çevrelenmiş.
Toplamda 129 bin metrekarelik bir alan üzerine kurulu olan Anayasa Anıtı’nı mutlaka görmelisiniz. Anıtın bir kısmında Türkmen yıldızları tasvir edilmiş. Bu kısım 27 metrelik bir yüksekliğe sahip.
Anayasa Anıtı’nın kulesi ise 91 metre olarak ölçülüyor. 27 ve 91 metrelik yüksekler ise yalnızca birer rakamdan ibaret olarak görülmemeli. Bağımsızlık 27.10.1991 yılında elde edildiği için bu rakamlara anıt üzerinde can verilmiş olduğu görülüyor.
Tüm anıt 185 metreye varan yüksekliği ile oldukça heybetli görünüyor. 185 sayısı da ülke tarihindeki farklı bir kilometre taşını simgeliyor. 18.05.1992 senesinde anayasanın kabul edilişine 185 metrelik toplam yükseklik ile atıfta bulunuyor.
Anayasa Anıtı oldukça büyük bir kompleks olarak görülüyor. İçerisinde müze, seyir terasları, konferans salonları, toplantı odaları ve geniş dinlenme bölümlerini görebilirsiniz.
Orta Asya’da konumlanan Türkmenistan’ın kültüründe atlar oldukça önemli bir yere sahip. Geçmişte kırsal hayatın en önemli unsuru olan atlara bu milletin ne kadar önem verdiği yapılan bu anıt ile görebilirsiniz.
Ülkenin en güzel at cinsi olan Ahalteke görenleri kendisine hayran bıraktırıyor. Ahalteke atları dimdik asil duruşu, upuzun kirpikli güzel gözleri ve ipeği andıran görünümüyle upuzun tüylere sahip. Günümüzdeki İngiliz atlarının da soy atalarından biri olduğu biliniyor.
Ahalteke atlarının tüyleri o kadar benzersiz ve güzel bir renge sahip ki ilk kez Avrupa’ya ayak bastıklarında hayretle karşılanmış, atların esas renginin bu olduğuna görenler inanamamış.
Adeta altına benzeyen sapsarı rengiyle göz kamaştıran Ahalteke atları 3 bin yıllık bir geçmişe sahip.
Türkmenistan topraklarında 3 bin yıl önce evcilleştirilen bu atların adının Türklerin ünlü Manas Destanı ve Dede Korkut Hikayeleri‘nde de adı geçiyor.
Ülke ve Türklük tarihinde bu kadar önemli bir yere sahip olan Ahalteke atlarına ait bu anıtı mutlaka ziyaret etmelisiniz.
6 Ekim 1948 yılında Aşkabat’ta toplam 100 bin kişinin hayatını kaybetmesine neden olacak büyüklükte bir deprem yaşandı.
Hem ölü hem de yaralıların çok fazla olduğu kentin neredeyse yerle bir olduğu bu felakette yaşamını yitiren insanların anımsanması için bir anıt inşa edilmiş.
1948 yılındaki bu yıkıcı depremin ardından her yıl 6 Ekim’de anma günü düzenleniyor.
1948 Aşkabat Depremzedeleri Anıtı Aşkabat’ın şehir merkezinde konumlanıyor.
1998 yılında yaptırılan Tarafsızlık Anıtı Aşkabat’ın simgesel yapılarından birisi olarak öne çıkıyor.
Gündüz tüm ihtişamıyla ve geceleri de göz kamaştırıcı ışıklandırmasıyla ilgi çeken Tarafsızlık Anıtı’nı görmeye çok sayıda insan geliyor.
Bir bölümünün altın kaplama olduğu bu anıt için toplamda 12 milyon dolarlık bir bütçenin harcandığı biliniyor.
75 metrelik yüksekliği olan bu görkemli yapıt 3 adet ayak üzerine oturtulmuş.
Tarafsızlık Anıtı’nda Türkmenistanlıların yaşadığı tarihi olayların bazıları da tasvir edilmiş. Türkmenlerin birlik ve beraberliğine atıfta bulunan anıtın ayaklarındaki rölyeflerde ülkenin geçmişini yansıtan olayları görebilirsiniz.
Aşkabat’ın turisti simgelerinden biri olan Tarafsızlık Anıtı gezinizde mutlaka olmalı.
Başkent Aşkabat’ta 91 metrelik heybetiyle görenlerin ilgi odağı olan Bağımsızlık Anıtı kentin ve ülkenin önemli simgelerinden birisi olarak kabul ediliyor.
Ülkenin Sovyet Rusya hakimiyetinden kurtulması şerefine inşa edilen bu anıtı mutlaka görmelisiniz.
Türkmenistan Devleti depremler ve savaşlar nedeniyle yaşamını kaybeden vatandaşlarının unutulmaması için kentin pek çok yerine anıtlar inşa etmiş. Bunlardan birisi de Halk Hakydasy Anıtı olarak öne çıkıyor.
Oldukça büyük bir alan üzerine inşa edilen bu anıt kompleksi fazlasıyla yürek burkan bir yer olarak öne çıkıyor. Yapımının 2014 yılında tamamlandığı biliniyor.
Halk Hakydasy Anıtı 1948 yılındaki deprem felaketinde yaşamını kaybeden halk ve 2. Dünya Savaşı ile çeşitli Türkmen savaşlarında şehit olan askerlerin anımsanması amacıyla yaptırılmış.
Toplam 650 bin metrekareye kurulu olan bu komplekste çok sayıda farklı anıt, müze ve binalar yer alıyor.
1941-1945 yılları arasında gerçekleşen Büyük Vatanseverlik Savaşı Zaferi ve Geok Depe çevresinde vuku bulan savaş kahramanları için de yapılan anıtları burada görebilmek mümkün.
Bu anıt kompleksinin içerisinde bir de müze yer alıyor. Müzeye giriş yapabilmek için 10 dolar ücret ödemeniz gerekiyor. Müzede iki adet de sergi bulunuyor.
Halk Hakydasy Anıt Kompleksi’nin içerisinde upuzun yeşil alanlar, rengarenk çiçekli bahçeler, çeşmeler, dekoratif ışıklar bulunuyor. Özellikle geceleri huzur veren bir aydınlatmaya sahip olan anıta gelip dinlenerek huzur içerisinde zaman geçirebilirsiniz.
Türkmenistan’ın hem başkenti hem de en büyükşehri olan Aşkabat’taki Türkmenbaşı Camii başkentin şanına yakışır bir heybete sahip.
Orta Asya’daki en büyük kubbeye sahip olan bu cami 2002 ve 2004 yılları arasında inşa ettirilmiş.
İnşaatını yaptıran Saparmurat Niyazov, 2006 yılında hayatını kaybettiğinde caminin yanındaki türbeye defnedilmiş.
Oldukça ilgi çekici bir cami olan Türkmenbaşı Ruhi Camii’ni mutlaka ziyaret etmeli bu devasa kubbeyi gözlerinizle görmelisiniz.
Ertuğrul Gazi, Türk tarihinin en önemli devlet adamlarından birisi olarak tarih sahnesinde yerini alıyor.
Osmanlı Devleti’nin kurucusu olan Osman Gazi’nin babası olan Ertuğrul Bey Türklerin Anadolu’yu yurt edinmesinde önemli bir pay sahibi olarak biliniyor.
Osmanlı mimarisi ile inşa edilen Ertuğrul Gazi Camisi’ni gördüğünüzde kendinizi sanki Türkiye’deymiş gibi hissedebilirsiniz.
Görünümü itibariyle İstanbul’daki Sultan Ahmet Camii’ne fazlasıyla benzeyen bu cami fazlasıyla büyük bir yapı. 5000 kişinin bir arada ibadet edebileceği kadar büyük olan Ertuğrul Gazi Camii dört adet minare ve 1 adet de devasa boyutlu kubbeden oluşuyor.
İçerisinin oldukça süslü oluşu ve dışarıya bakan pencerelerin vitraylı görünümü ziyaretçileri kendisine hayran bıraktırıyor.
1990’lı yıllarından Türkmenistan bağımsızlığını ilan ettiğinde bu caminin inşaatına başlandığı biliniyor.
İlk inşaat döneminde camiye Aşkabat Türkiye Camii veya Süleyman Demirel Camii adının verilmesi uygun görülmüş. Ancak daha sonra Türk dünyasının ortak paydada birleştiği Türklüğün atası olarak kabul edilen Ertuğrul Gazi Camii adının verilmesinde karar kılınmış.
Aşkabat’ın en önemli camisini görmeden gezinizi sonlandırmamalısınız.
Aşkabat, Türkmenistan’ın hem başkenti hem de en büyük şehri olarak biliniyor. Hal böyle olunca da bu kentte geniş meydanlar ile karşılaşmak normal. Bu meydanlardan birisi de Cumhuriyet Meydanı olarak diğerlerinden ayrılıyor.
Cumhuriyet Meydanı için halkın buluşma noktası ve şehrin kalbinin attığı yer dersek yanılmış olmayız. Meydanı çevreleyen çok sayıda tarihi bina ve yeşil alanı görebilirsiniz.
Ayrıca kentin en canlı noktası olan Cumhuriyet Meydanı civarında çok sayıda restoran, kafe, otel ve mağazalar yer alıyor.
Aşkabat seyahatinizdeki ilk durağınızın Cumhuriyet Meydanı olacağından eminiz.
Aşkabat’ta görülmesi gereken yerlerin bir tanesi de Bağımsızlık Meydanı. Meydanı başkent Aşkabat’ın ülke yönetimi için inşa edilen önemli binalarına ev sahipliği yapan bir yer. Buraya geldiğinizde o ciddi havayı hissedeceğinizden eminiz.
Meydanın yakının adalet bakanlığı ve savunma bakanlığı binası yer alıyor.
Çok sayıda güvenlik önleminin alındığı Bağımsızlık Meydanı’nda bir de Altın Kubbeli Saray bulunuyor.
Ülkenin başkenti olan Aşkabat için müzeler kenti dersek yanılmış olmayız. Şehrin pek çok noktası anıtlar ve müzeler ile bezenmiş durumda.
1994 yılından beri ziyarete açık olan Aşkabat Türkmen Halı Müzesi ayrıca Aşkabat Ulusal Halı Müzesi olarak da biliniyor. Bu müze dünya üzerindeki en büyük Türkmen halısı koleksiyonuna sahip olmasıyla tanınıyor.
Müzede 18,19 ile 20. Yüzyıl dönemlerinden kalma antik nitelikteki Türkmen halılarını görebilirsiniz. Bu nedenle Orta Asya’dan beri yaşatılan Türkmen mirasını ve kültürünü en iyi burada görüp hissedebilirsiniz.
Halılar göçebe Türkmen kültüründe oldukça önemli bir yere sahip. Ürettikleri en iyi halı eserlerinin yanı sıra bir adet de 301 metrekare büyüklüğünde devasa halı burada sergileniyor. Söz konusu halının ülkenin Sovyet Rus hakimiyetinden kurtuluşunun 10. yılında yaptırıldığı biliniyor. 2001 yılından beri sergilenen bu devasa halı görenleri kendisine hayran bırakıyor.
Aşkabat’ta en çok ziyaret edilen müzelerin başında gelen Türkmen Sanatları Müzesi her yıl binlerce ziyaretçisini ağırlıyor. Güzel sanatların pek çok dalına ait esere bu müzede rastlamak mümkün.
Ağırlıklı olarak Türkmen ve Sovyet eserlerinin yer aldığı müzede Batı Avrupa kökenli yapıtlar da sergileniyor.
Geleneksel Türkmen giysilerini, geçmişten günümüze dek üretilmiş olan Türkmen kuyumculuk ürünlerini de görebilirsiniz.
20 dolar ücret ödeyerek müzeye giriş yapabilirsiniz.
Müzeyi gezdikçe Türkmenistan’ı yakından tanıyarak kültürü ve geçmişine tanıklık edebilirsiniz.
Aşkabat gezilecek yerlerin en önemlilerinden bir tanesi de Aşkabat Ulusal Müzesi. Aşkabat Ulusal Müzesi Türkmenistan’ın en önemli müzesi olarak benzerlerinden ayrışıyor.
Kopet Dağı’nın ön kısmında yer alan bu müze için çölün ortasındaki bir saray benzetmesini yaparsak yanılmış olmayız.
Aslında Tarih Müzesi, Doğa ve Etnografya Müzesi ile Başkanlık Müzesi olmak üzere 3 adet müzenin birleşiminden oluşuyor.
Müzede 500 bin adetten fazla sayıda eserin sergilendiği biliniyor. Çok sayıda tablo, heykel, kilim, antik eserler, kumaşlar, halılar, geleneksel Türkmen eşyaları, giysileri, mücevheratları, madalyaları ve seramik vazoları burada bulabilirsiniz.Ayrıca çeşitli jeolojik buluntular ve fosillere de rastlayabilirsiniz.
Burayı oluşturan 3 müzeden ilki olan Tarih Müzesi’nde Neolitik Çağ’dan kalma el aletleri, mühürler, Margiana Uygarlığı’nın tılsımlarını, kült eşyalarını görebilirsiniz.
Başkanlık Müzesi kısmında Türkmenistan’ın önemli devlet büyüklerini ve onlarla ilgili bilgileri bulabilirsiniz.
Son olarak Doğa ve Etnografya Müzesi’nde ise bu bölgede yaşamış olan uygarlıkların geçirdiği medeniyet evreleri hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
Nisa Antik Kenti Aşkabat’ın güney batı kesiminde yer alıyor. Bagir Köyü içerisindeki bu antik yerleşim yerinin M.Ö 250 yıllarından kalma olduğu biliniyor. Bu kent geçmişte Perslerin kraliyet binasına ev sahipliği yapıyormuş.
Yapılan arkeolojik kazılar sonucunda bölgede çok sayıda türbe ve hazine kalıntısının olduğu ortaya çıkarılmış. Ancak ne yazık ki hazinelerin tamamına yakını yağmalanmış bir halde.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde olan Nisa Antik Kenti dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerini ağırlıyor.
Tarih ve kültür ağırlıklı bir seyahat olan Aşkabat gezinizde buraya mutlaka yer vermelisiniz. Milattan önceki dönemlerde sık sık deprem felaketlerinin yaşandığı Nisa Antik Kenti’nde toprak altında kalmış olan çok sayıda lahit, mezar, tapınak ve yazılı metinler gün ışığına çıkarılmış.
Bu tarihi yer aynı zamanda Türkmen tarihi için oldukça önemli bir yere sahip olan Nusay Kalesi’ni de bünyesinde barındırıyor. Nusay Kalesi 14 hektarlık bir alan üzerine kurulu ve toplamda 43 adet kuleye sahip bir yapı.
Bu saray Türkmenistan’ın Cumhurbaşkanı Saparmurat Niyazov’un yaşadığı ve karargah olarak kullanıldığı yer olmasıyla biliniyor.
Bahçesinin çiçekler, geniş çim alanlar, havuzlar ve heykellerle süslü olduğu bu sarayda Niyazov’un vefat ettiği 2006’ya kadar yaşadığı biliniyor.
15 yıl boyunca görevde kalan ve ülkesine hizmet eden Niyazov’un görkemli sarayın ülke çapında üne sahip bir yer. Aşkabat seyahatinizde mutlaka görmeniz gereken bir yer olarak öne çıkıyor.
Başkent Aşkabat’ın simgesel yapıları arasında sayılan Tren Garı’nın 1888 yılında yaptırıldığı biliniyor.
1948 yılındaki büyük deprem felaketinde ne yazık ki ağır hasar almış. 1950 yılında hasarlar giderilmeye çalışılsa da 2009 yılında bir Türk inşaat firması tarafından başarılı bir şekilde restore edilmiş.
7 adet tren seferinin düzenlendiği bu gar farklı bir atmosfere sahip. Hem yolculuk hem de ticari taşımacılık için bu gardan çok sayıda tren kalkıyor.
Çöl Pazarı Türkmenistan’ın yerel yaşamını hissedebileceğiniz en renkli ve dikkat çekici yerlerden birisi.
Pazardan yerel halkın el emeği işlemeleri, kumaşları, giysileri ve takıları satın alabilirsiniz.
Bu Pazar şehir merkezine yaklaşık 30 dakika uzaklıkta ve bir çölün ortasında konumlanıyor.
Halk arasında buraya Talkuchka-Cıgıldık denildiği de biliniyor. Pazar haftanın 4 günü boyunca hizmet veriyor.
Çöl Pazarı öyle büyük ve popüler ki ülkenin dört bir yanından gelen pazarcıların toplanma yeri olarak biliniyor. Pazarda kaftan, halı, kilim, takı, heybe, keçe, eski madalyalar, antikalar, kitaplar ve işlemeli örtüleri bulabilirsiniz.
Buna ek olarak burada kurulan seyyar tezgahlardan Türkmen yemeklerini yiyebilirsiniz. Özellikle Türkmen pilavının mutlaka tadına bakmanızı tavsiye ediyoruz. Sadece eşyaların olmadığı bu pazardan baharat, sebze ile meyve alışverişinizi de yapabilirsiniz.
Pazarda Euro ve dolar cinsinden de ödeme yapabilirsiniz. Satıcılarının oldukça güler yüzlü ve yardımsever olduğunu da belirtmemiz gerek. Tezgahları istediğiniz gibi inceleyebilir ve herhangi bir satın alma baskısı üzerinizde hissetmezsiniz.
Türkmenistan kültürünün ve günlük yaşamının özünü görmek istiyorsanız Çöl Pazarı’nı kesinlikle görmelisiniz.