Irak’ın başkenti ve en büyük şehri olan Bağdat, tarih boyunca önemli uygarlıklara ev sahipliği yapmış bir şehir.
Derin tarihi geçmişi ve kendine has mimarisiyle Orta Doğu’nun gözde kentlerinden biri olduğunu söyleyebiliriz.
Başından pek çok savaş ve işgal geçen bir şehir olarak ağır tahribatlar almıştır. Fakat yine de günümüze kadar ayakta kalmayı başaran ve görülmeye değer, önemli yapılara ev sahipliği yapmaya devam ediyor.
Sizler için bu yapıları anlattığımız bir rehber hazırladık!
Abbasiler Devleti’ne başkentlik yapmış olan Bağdat’ta o dönemden kalma etkileyici bir saray bulunuyor.
Günümüze dek ayakta kalmayı başarmış ve tüm görkemliliğiyle şehrin en önemli yapılarından biri olmuştur. 1963 yılından beri, Al-Mustansereyya Üniversitesi’nin binası olarak kullanılmaktadır.
Saray her gün ziyarete açıktır ve giriş ücretsizdir.
Al Faw Sarayı’nın bir diğer adı, Su Sarayı’dır.
Irak ile İran arasında geçen savaşta kazanılan zaferin anısına inşa edilmiştir.
Sarayın içi oldukça geniş ve kompleks bir yapıya sahiptir; içerisinde villa ve küçük saraylar bulunmaktadır.
İnşasından sonra yaşanan savaşlarda Amerikan üssü olarak da kullanılmış ve bu yüzden 2009 yılına kadar ziyarete kapalı kalmıştır.
Saray, haftanın her günü ziyarete açıktır ve giriş ücretsizdir.
Altın kubbeleri ve dev avizeleriyle oldukça gösterişli olan Kamizeyn Camii, Bağdat’ın en çok ziyaretçi çeken yapılarından biridir.
Şii inancına mensup kişiler için önem taşıyan İmam Musa El-Kazım ve İmam Muhammed Taqi’nin türbeleri de cami içinde bulunmaktadır.
Kazimeyn Camii, adını aldığı Kazimeyn Bölgesi’nde bulunur ve her gün ziyarete açıktır.
Ebu Hanife Camii sadece şehrin değil, ülkenin de en eski camilerinden biridir.
Selçuklu, Osmanlı ve İslam mimarisi sentezinden oluşan bu yapı, 985 ve 986 yıllarında inşa edilmiştir.
Günümüzde hala ibadethane olarak kullanılmaya devam edilmektedir. Çift minareli ve göz alıcı yapıdaki kubbeleriyle etkileyici bir havası vardır.
Ebu Hanife Camii her gün ziyarete açıktır ve Azamiye Bölgesi’nde bulunmaktadır.
Bu cami, Bağdat’taki Sunni Müslümanların ibadet ettiği en büyük cami olarak bilinir.
Kireçtaşı ile inşa edilmiş ve mavi mozaiklerle bezenmiş olan cami oldukça ilgi çekicidir.
Her gün ziyarete açık olan cami, El-Adel Bölgesi‘nde bulunmaktadır.
Şehrin en popüler ve en turistik yapılarından biri olan Bağdat Kalesi, şehrin bambaşka bir havaya bürünmesini sağlar.
Abbasiler döneminde savunma için inşasına başlanan kalenin yapımı, Selçuklu döneminde tamamlanmıştır.
Çeşitli restorasyonlardan sonra tarihi dokusunda bozulmalar oluşmuş olsa da şehrin en özel yapılarından biri olma özelliğini koruyor.
Kale, şehir merkezinde bulunmaktadır.
Bağdat’ı korumak için 1221 yılında inşa edilmiş devasa surlardan geriye kalan en önemli yapı Wastani Kapısı’dır.
Tarih meraklılarının mutlaka görmesi gerektiğini söyleyebiliriz.
M.Ö. 3 ve 4. yüzyılda, bu topraklarda hüküm sürmüş olan Selevkos İmparatorluğu’na ait bir yapıdır Hatra Harabeleri.
Günümüze kadar ulaşmayı başarmış olan eser ve kalıntılara ev sahipliği yapmaktadır. UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alır.
Bağdat’a 290 km uzaklıkta bulunan Hatra Harabeleri, her gün 08.00-17.00 saatleri arasında ziyarete açıktır.
Pek çok medeniyete başkent olmuş Bağdat, antik kent ve kalıntılar açısından oldukça zengin bir şehir. Ctesiphon Antik Kenti de bunlardan biri.
M.Ö. 120 yılında, Dicle nehrinin kıyısına kurulmuş olan bu şehir; Mezopotamya’nın en büyük ve önemli şehirlerinden biri olarak biliniyor.
Pars İmparatorluğunun Kralı I. Mithradates tarafından kurulmuş ve 6. yüzyıla kadar farklı medeniyetlerin şehri olarak yaşamına devam etmiş. Büyüleyici bir havası olan bu kent mutlaka ziyaret edilmeli.
Bağdat’ın 35 km uzağında bulunan Ctesiphon Antik Kenti, haftanın her günü 08.00-18.00 saatleri arasında ziyarete açıktır.
Samarra Antik Kenti, Abbasiler döneminde inşa edilmiş ve tam bir asır boyunca Abbasi devleti şehirlerinin yönetim merkezi olmuştur.
Oldukça geniş bir alana yayılmış olan bu antik kent, UNESCO Dünya Mirası listesinde bulunmaktadır ve çok önemli kalıntılara ev sahipliği yapmaktadır.
Bağdat’a 130 km uzaklıkta bulunan Samarra Antik Kenti, haftanın her günü 08.00-18.00 saatleri arasında ziyarete açıktır.
M.Ö. 2700 yılında inşa edildiği düşünülen Babil, diğer adıyla Babylon şehrin öne çıkan simgelerinden biri.
Babil’in Asma Bahçeleri, dünyanın yedi harikasından biridir ve bu antik kent, geçtiğimiz sene UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmiştir.
Bağdat’a 100 km uzaklıkta bulunan antik kent, haftanın her günü 08.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Şehrin ve ülkenin en önemli müzesidir.
1926 yılında Bağdat Arkeoloji Müzesi olarak açılmış fakat sonra Irak Ulusal Müzesi olarak ismi değiştirilmiştir.
2003 yılındaki Amerikan işgalinde tahribata uğramış ve yağmalanmış; 2009 yılında yeniden toparlanıp, ziyarete açılmıştır.
Şehrin tarihine dair birbirinden önemli eserler sergilenmekte ve Mezopotamya dönemine de ışık tutmaktadır.
Bağdat Müzesi, bayramlar haricinde her gün 08.00-18.00 saatleri arasında ziyarete açıktır.
İran-Irak Savaşı sırasında şehit olan Iraklı askerlerin anısına inşa edilmiş bir anıttır.
Abbasi mimarisinden izler taşıyan ve dairesel bir yapıya sahip olan anıt, benzerlerinden farklı bir görünüme sahiptir.
Yapay gölün tam ortasına inşa edilmiştir ve anıt içinde kütüphane, konferans salonu, müze, kafe bulunmaktadır.
Ordu Kanalı bölgesinde bulunan anıt, haftanın her günü ziyaret edilebilir.
Bağdat’ta toplu taşıma sistemi gelişmemiştir.
Şehirdeki tek güvenli ulaşım aracı taksidir.
Ayrıca, şoförlü ya da şoförsüz araç kiralama imkanı da bulunmaktadır. Şehirdeki gezinizi bu alternatiflerden biriyle gerçekleştirebilirsiniz.