Bali tüm dünyada balayı turizminin en göz alıcı yerlerinden birisi olarak tanınıyor. Asya kıtasında yer alan Endonezya’nın şirin bir adası olan Bali eşsiz doğası ve güler yüzlü halkıyla günümüzde fazlasıyla rağbet gören bir rota.
Bali Adası milattan önce 2000 yılından beri varlık gösteren bir geçmişe sahip. “Tanrılar Adası” olarak bilinen Bali bağlı bulunduğu Endonezya’dan çeşitli yönler bakımından ayrışıyor. Endonezya halkı Müslüman iken Bali Adası’nın yerlilerinde Budizm etkilerinin de görüldüğü bir Hinduizm inancı hakim. Bali’ye geldiğinizde evler de dahil olmak üzere hemen hemen her köşe başında bir tapınakla karşılaşabilirsiniz.
Tapınaklar, palmiye yaprakları ve çiçeklerle yapılan tütsüler Bali Adası’nın simgelerinden bazıları. Halkın geçiminin %80 gibi büyük bir oranını turizmden sağladığı bu ada güler yüzlü insanlarla dolu olan oldukça huzurlu bir yer olarak biliniyor.
Hint Okyanusu üzerinde konumlanan Bali Adası’na ulaşmak için Denpasar’daki Ngurah Rai Uluslararası Havaalanı’nı kullanmanız gerekiyor. Ne yazık ki Türkiye’de adaya henüz doğrudan uçuş seferleri başlatılmış değil. Bu sebeple aktarma yapmanız gerekli.
Trafiğin fazlasıyla sıkışık olduğu ve sağdan aktığı Bali’de motosiklet kiralayarak, taksi kullanarak veya günlük 50 dolar karşılığında şoför kiralayarak ulaşımınızı sağlayabilirsiniz. Eğer kısıtlı bir bütçeniz varsa hem trafikten kolayca sıyrılmak hem de daha az para harcamak için motor kiralamanızı tavsiye ediyoruz.
Türkiye’den Bali’ye 30 günden az bir zaman dilimi için gitmek istiyorsanız vize almanıza gerek yok.
Muson yağmurlarının etkisi altında kalan Bali Adası’na yaz aylarında gitmenizi öneriyoruz.
Huzur veren, güler yüzlü insanların doğa harikalarıyla bezenmiş adasına gitmeden önce sizler için derlediğimiz Bali Gezilecek Yerler rotalarına göz atmalısınız. Bali’nin başkenti Denpasar’da görülmesi gereken tüm yerleri ise Denpasar’da Gezilecek Yerler yazımızda bulabilirsiniz.
Balı Adası’nda yer alan çok sayıdaki tapınağın en ünlüsü olarak Tanah Lot’tan söz edebiliriz. Bali’ye gelen her turistin bu tapınağı görmeden adadan ayrılmadığından eminiz.
Seminyak’ın merkezinden 17 kilometre uzaklıkta konumlanan Tanah Lot Tapınağı sahilin kuzeydoğu kesiminde yer alıyor. Bu tapınak eşsiz güzellikte bir manzaraya sahip.
Denizin tam ortasındaki kayalıkların üzerine inşa edilmesi sebebiyle her yıl binlerce turistin akınına uğruyor. Tanah Lot Tapınağı her daim kalabalık olsa da özellikle güneş batarken turistlerin buraya akın ettiğini görebilirsiniz. Alınan koruma tedbirleri sebebiyle ne yazık ki tapınağa çıkmak yasaklanmış durumda. Bu yüzden yalnızca dışarıdan görünüşünün fotoğraflarını çekebilirsiniz.
Gün batımı zamanındaki hınca hınç kalabalıktan bunalmak istemiyorsanız tapınağın sol tarafında kalan sahile giderek soluklanabilirsiniz.
Tapınağa giriş ücreti yaklaşık olarak 20.000 IDR yani 20 TL’ye tekabül eden bir miktar. Giriş biletinizi etrafta dolaşarak bilet satan yerlilerden de temin edebilirsiniz.
Tanah Lot Tapınağı’na gitmek için adada kiraladığınız motosikleti kullanmanızı öneriyoruz. Tapınağa giden yol o kadar trafikli ki motosikletle kalabalığın arasından sıyrıldığınıza sevineceğinizden eminiz.
Tanah Lot Tapınağı’na ek olarak Bali’ye gelen her bir turistin mutlaka gördüğü yerlerden birisi olarak Uluwatu Tapınağı karşımıza çıkıyor.
Tapınak 70 metrelik bir yüksekliğe sahip olacak şekilde yapılmış.
Bali Adası’nın güney tarafında yer alan Uluwatu Tapınağı her yıl binlerce kişinin görmeye geldiği bir yer.
Tapınağa girebilmek için 30.000 IDR tutarlı ücretin ödenmesi gerekiyor. Ayrıca girişte bazı kıyafet kurallarına da riayet etmeniz bekleniyor. Bu yüzden kollarınızı ve bacaklarınızı örtecek tarzda giysiler giymeniz gerektiği hakkında sizi uyarmamız gerek.
Kıyafet kontrolünün ardından girişteki görevliler tarafından verilen turuncu kemeri belinize dolamanız şart. Eğer kol ile bacaklarınızı açıkta bırakan tarzda giysileriniz varsa da mor renkte olan ve yerel halkın sarong adını verdiği peştamalı belinize doladıklarını bilmelisiniz.
Dört bir yanı sularla çevrili adanın hırçın dalgalarla boğuşan sahil manzarasını görebileceğiniz en iyi yerlerden birisi olarak Uluwatu Tapınağı’ndan bahsedebiliriz. Güneş batarken burada harika fotoğraflar çekebilir, manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.
Saat 17.00 itibarıyla başlayan Kecak dansını da izlemenizi tavsiye ediyoruz. Bu dans Bali’nin dünyaca ünlü yerel dansı olarak biliniyor. Ardınızdaki deniz ve tapınak manzarası eşliğinde dans gösterisini izlemek daha keyifli olabilir.
Uluwatu Tapınağı yalnızca gün batımındaki manzarası ve sergilenen kecak dansı ile ünlü değil. Diğer tapınaklardan ayrıştığı oldukça ilgi çekici ve şaşırtıcı bir yöne sahip.
Tapınakta her köşeden aniden çıkan bir maymunla karşılaşabilirsiniz. Bu maymunlara karşı dikkatli olmanızı öneriyoruz. Çünkü oldukça çevik olan bu sempatik hayvanlar elinizdeki yiyeceği kolayca kapabilir. Bu yüzden tapınak sık aralıklarla maymunların el çabukluğuna maruz kalıp korkanların telaşlı çığlıklarıyla yankılanıyor.
Tapınakta dolaşırken çantanızın kapalı olduğundan ve elinizde cep telefonunuzu kontrolsüzce tutmadığınızdan emin olmalısınız. Aksi halde çantanızdan eşyalarınız çalınabilir, elinizden telefonunuz maymunlar tarafından kapılabilir. Bu gibi durumlara düşmemek için maymunlarla göz teması kurmamanız gerektiği yerel halk tarafından telkin ediliyor.
Maymunların serbestçe dolaştığı Uluwatu Tapınağı’nı görmek hayatınız boyunca unutamayacağınız bir tecrübe olacak.
Bali Adası’nın kuzey tarafında yer alan bu tapınak Bratan Gölü’nün oldukça yakınında bulunuyor.
Konum itibarıyla dağların arasında oluşu da tapınağın ilgi çekici bir manzaraya sahip olmasına nenden oluyor.
Ubud tarafında konaklayarak Pura Ulun Danu Bratan Tapınağı’na kolayca gidebilirsiniz.
Dağların arasındaki bu tapınağı görmeye geldiğinizde huzur veren, mistik ve ferahlatıcı atmosfere kapılıp gideceksiniz.
Dağların tepesindeki bulutlar, sisli ve serin hava sayesinde tapınak emsalleri arasından öne çıkıyor.
Bali Adası’ndaki Ubud adlı yerleşim yerine 17 kilometre kadar uzaklıkta yer alan önemli bir tapınak olan Tirta Empul karşımıza çıkıyor.
Burası yerel halk arasında sulu tapınak olarak da biliniyor. Bunun sebebi ise tapınağın içerisinde bir adet havuzun bulunması.
Havuza girenlerin günahlarından arınacağına dair bir inanış var. Yerli halk ile dolu olan bu havuza isteyen turistler de girebiliyor. Doğal kaynak suyu ile doldurulan bu havuza giren veya manzaranın fotoğrafını çeken çok sayıda insana rastlayabilirsiniz. Eğer havuza girmek istemiyorsanız da Canang Sari olarak adlandırılan tütsüden yakabilirsiniz.
Çeşitli çiçek ve otların bir araya getirilmesiyle hazırlanan bu tütsüyü yakmak da yerli halkın inancının bir parçası.
Diğer tapınaklarda olduğu gibi buraya girebilmek için de bir miktar ücret ödenmesi gerekli. Tirta Empul Tapınağı’nın giriş ücreti 50.000 IDR olarak biliniyor.
Eğer siz de yerel halkın dini ritüellerini izlemek istiyorsanız burayı mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Bali’nin bir diğer meşhur tapınağı olarak Taman Ayun karşımıza çıkıyor.
Ubud’da yer alan bu tapınağın yerel dildeki anlamının havuz içerisindeki güzel bahçe olduğu biliniyor. Adından da anlaşılacağı üzere tapınağın etrafı sular ile çevrelenmiş durumda.
Tapınak oldukça yüksek olacak şekilde inşa edilmiş. Bu da yerel halkın inancına göre tapınağın sahip olduğu kutsal değerlerin ve buraya verilen önemin bir göstergesi.
Tapınaktaki katlara halk tarafından Meru adı veriliyor. Meru ise Bali’de ihtişam ve gücün sembolü olan ünlü Meru Dağı’nın adı olarak biliniyor.
Taman Ayun’un etrafını çevreleyen suyun Meru Dağı’ndaki suyu temsil ettiğine inanılıyor.
Bu tapınak zamanında Batuan bölgesinin hükümdarı olan kraliyet ailesinin ikamet etmesi amacıyla inşa edilmiş bir yer.
Pek çok dini törene ev sahipliği yapan bu kutsal tapınakta aynı zamanda 1000 yıldan fazla süredir ünlü sanatçıların ve zanaatkarların da barındığı biliniyor.
Batuan Tapınağı’nı 50.000 IDR tutarlı giriş ücretini ödeyerek ziyaret edebilirsiniz.
Bu tapınak Bedulu bölgesinin batısında konumlanıyor. Adada yer alan kraliyet tapınaklarından biri olarak kabul edilen Goa Gajah Tapınağı’na girerken uzun kollu ve bacaklarınızı açıkta bırakmayacak şekilde giyinmeye özen göstermelisiniz.
Bali Adası’nın en eski tapınaklarından birisi olan Goa Gajah’ın 11. yüzyılda inşa edildiği biliniyor. 1995 yılından itibaren Unesco Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Hindu ve Budist olmak üzere 2 farklı kısmın bulunduğu bu tapınağı mutlaka görmelisiniz.
Bali Adası’nın dikkat çekici eserlerinden biri olarak kabul edilen Fil Mağarası yani Elephant Cave kapısı da bu tapınak kompleksinin sınırları içerisinde yer alıyor.
Eğitim tanrısı olan Goa Gajah’a adanan tapınağa giriş yapabilmek için 50.000 IDR tutarlı ücreti ödemeniz gerekiyor.
Ubud’un en canlı ve en kalabalık yerlerinin başında Ubud Pazar yeri geliyor. Buraya gelerek yerel mutfağın tadına bakmak için birbiri ardına sıralanan restoranlara gidebilirsiniz.
Gece de eğlenmek istiyorsanız canlı müzik ve yerel dans gösterilerinin düzenlendiği barlara uğrayabilirsiniz.
Ubud pazar yerinde çok sayıda hediyelik eşya dükkânı da yer alıyor. Ülkenize dönerken Bali tatilinizi ölümsüzleştirmek adına hediyelik eşya alışverişinizi buradan yapabilirsiniz. Ancak dükkan sahibi olan esnaflarla mutlaka pazarlık yapmanız hususunda sizi uyarmamız gerek. Aksi halde ufak bir hediyelik eşya için 3 katı fazla ödeme yapmak durumunda kalabilirsiniz.
Girişin ücretsiz olduğu Ubud Market, her gün akşam saat 18.00’e kadar misafirlere kapısını açıyor.
Ubud Pazar Yeri’ne oldukça yakın olarak konumlanan Saraswati Tapınağı turistlerin rağbet ettiği yerlerden birisi olarak biliniyor.
Tapınağın etrafı gölle çevrilmiş durumda ve gölün üzerinde de sayısız nilüfer süzülüyor.
Dünyanın en büyüleyici ve huzur verici bu manzarasına karşı konumlanan Saraswati Tapınağı Ubud’daki en ünlü tapınak olarak görülüyor.
Asıl adı Puri Seran Augung olan Ubud Sarayı kraliyet ailesinin Bali Adası’ndaki evi olarak biliniyor. Bu görkemli saray Ubud’da mağazaların ve restoranların yer aldığı Jalan Raya adlı ana cadde üzerinde bulunuyor.
Ubud’un kalbine inşa edilen bu saray oldukça dikkat çekici bir görünüme sahip. İlginç heykeller, geleneksel el sanatlarını yansıtan süslemeler, geleneksel kapı ve huzur veren yemyeşil bahçesi ile Ubud Sarayı mutlaka görülmesi gereken yerlerin başını çekiyor.
Bazı geceler saray bahçesinde yerel dans gösterileri ve müzik dinletilerinin yapıldığı da oluyor.
Bali Adası’nın ana tapınağı olarak Besakih Tapınağı kabul görüyor.
1000 metrelik bir yükseklikte konumlanan bu devasa tapınak adadaki en yüksek volkanik dağ olarak bilinen Agung Dağı’nın hemen kıyısına inşa edilmiş durumda.
Tapınakta her yıl çok sayıda Hindu dinine ait ritüellerin düzenlendiği biliniyor.
Besakih Tapınağı’na ziyaret düzenlemeden önce uzun kollu ve uzun paçalı kıyafetler giymiş olmanız gerekiyor.
Lempuyang Tapınağı Bali’nin en büyük 6 tapınağından biri olarak karşımıza çıkıyor. Aktif bir yanardağ olan Lempuyang Dağı’nın karşısında bulunan bu tapınak Bali’de gitmeniz gereken yerlerin başında geliyor.
Dağın karşısında oluşu nedeniyle kent merkezine 3 saatlik bir mesafe uzaklıkta olan Lempuyang Tapınağı günün hemen hemen her saatinde fazlasıyla yoğun. Bu yüzden sabahın erken saatlerinde giderek kalabalık bastırmadan tapınağı keşfetmenizi öneriyoruz. Aksi halde fotoğraf çekebilmek için bile 2 saatlik bir zamanınızın burada geçeceği hususunda sizi uyarıyoruz.
Dağın karşısındaki bir tepe üzerine inşa edilen tapınağa ulaşabilmek için arkası açık özel kamyonetlere binebilirsiniz. Bu kamyonetlere gidiş geliş için toplamda 30.000 IDR tutarlı bir ücret ödemeniz gerekiyor.
İnternet üzerinde Bali Adası ile ilgili araştırma yaparken karşınıza sıklıkla Lempuyang Tapınağı’na ait fotoğrafların çıkması buranın ne kadar popüler olduğunun da bir göstergesi.
Instagram fenomenlerinin önünde poz verdiği meşhur bir kapı olan Handara Kapısı Ulan Danu Tapınağı’na 5 kilometre kadar uzakta konumlanıyor. Bu kapıdan geçerek golf sahasına giriliyor.
Günün erken saatlerinde giderseniz fotoğraf sırası beklememiş olursunuz.
Bali Adası’ndaki salıncak gibi yerlerde olduğu şekilde burada da fotoğraf çektirebilmek için belirli bir miktar ücret ödemeniz gerekiyor.
10 binden fazla adaya sahip olan Endonezya’nın en ilgi çekici ve güzel adası olan Bali’nin kalbi Ubud’da atıyor.
Tüm ada genelinde 4 milyona yakın bir popülasyonun olduğu düşünüldüğünde nüfusun büyük çoğunluğunun Ubud’da yaşadığına şaşırmamak gerek.
Ubud, tapınakları, şelaleleri, kapıları, sosyal medya için biçilmiş kaftan olan manzaralı salıncakları ile dünyanın değişik yerlerinden gelen turistlerin Bali Adası üzerindeki toplanma noktası olarak öne çıkıyor.
Bali Adası ile ilgili internet üzerinde araştırma yaptığınızda karşınıza en çok Ubud ile ilgili bilgiler ve fotoğraflar çıktığını görürseniz şaşırmamalısınız.
Ubud Bali’nin en popüler yerlerinin başında geliyor. Adadaki otellerin hemen hemen tamamına yakını burada bulunuyor.
Eşsiz doğası, zengin bitki örtüsü, günün her saatinde ayrı bir güzelliğe sahip olan manzarası ve dinlendirici havası sayesinde Ubud her yıl binlerce turiste ev sahipliği yapıyor.
Bali’ye gitmeden önce araştırma yaptığınız sırada gördüğünüz sonsuzluk havuzlu resimlerin neredeyse tamamı Ubud’ta mevcut olan tesislerde ve otellerde çekilmiş bulunuyor. Adanın bu tarafı çok sayıda ihtişamlı ve lüks villalara da ev sahipliği yapmasıyla ünlü.
Ubud fazlasıyla ormanlık alanın olduğu bir yer. Bu nedenle yaz aylarında bile serin ve boğucu olmayan bir havaya sahip. Bu da yaz mevsimindeki Ubud ziyaretinizin daha rahat geçmesini sağlayan önemli bir etken.
Ubud esasen oldukça canlı bir kent yaşamına sahip. Birbiri ardına sıralanan sevimli hediyelik eşya dükkanları, ünlü Bali masajını yaptırabileceğiniz salonlar ve yerel mutfağın leziz yemeklerinin tadına bakabileceğiniz restoranlar ile adeta bir çekim merkezi.
Gece hayatının da renkli olduğu Ubud’da kecak adı verilen adanın yerel dansını izleyebilir, barlardaki canlı müzikleri dinleyerek keyifli vakit geçirebilirsiniz.
Özellikle merkezde yer alan Cafe Lotus’a gitmenizi öneriyoruz. Akşamları bu kafenin bahçesindeki nilüferler ile dolu olan gölün kenarında dinlenebilirsiniz. Ayrıca kafenin yakınındaki meydanda geceleri düzenlenen dans gösterilerini de görebilirsiniz.
Bali Adası’nın hemen hemen her yerinde halkın başlıca geçim kaynaklarından biri olan pirinç tarlalarıyla karışılabilirsiniz. Bunlardan biri olan Jatiluwih Pirinç Terasları ise Ubud bölgesinde yer alıyor.
Farklı bir görsel şölene ev sahipliği yapan bu pirinç terasları aynı zamanda UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde de kendine sağlam bir yer edinmiş.
Her yıl binlerce turistin yalnızca birkaç fotoğraf karesi çekebilmek için geldiği Jatiluwih Pirinç Tarlası’nın farklı bir dikkat çekici özelliği de bulunuyor.
Dönemin Amerika Birleşik Devletleri Başkanı olan Barack Obama Bali’ye geldiği sırada burayı ziyaret etmiş.
Anlatılan hikayeye göre herkes Obama ile fotoğraf çekilmeye çalışırken kendisi pirinç ekmekte olan yaşlı bir teyzeyle fotoğraf çekilmeyi tercih etmiş.
Dünyaca ünlenen bu yaşlı teyzeyi hala Jatiluwih Pirinç Terasları’nda günlük işlerini yaparken görebilirsiniz.
Bali’de ne kadar fazla tapınak varsa bir o kadar da şelalenin mevcut olduğundan bahsedebiliriz.
Sosyal medyada ünlenen, binlerce turistin akın ettiği ve tek bir fotoğraf karesi yakalamak için yığılan turistlerin olduğu pek çok şelaleyi Bali Adası’nda görmek mümkün.
Ada çapında en büyük popülariteyi elinde tutan şelalenin güney kesimde konumlanan Tegenunangan Şelalesi olduğu biliniyor. Bu şelaledeki gibi kalabalık turist kafileleri arasında bir gezi yapmak istemiyorsanız Banyuma Şelalesi sizin için ideal bir rota.
Banyuma Şelalesi Bali’nin kuzey tarafında kalıyor. Yemyeşil bitki örtüsünün arasından akan buz gibi suyun sesi insana huzur veriyor.
Diğer şelalelere göre nispeten daha tenha olduğu için bu huzurlu atmosferin tadını rahatça çıkarabilirsiniz.
Şelaleye ulaşım biraz zorlu bir sürece katlanmayı gerektiriyor.
Belirli bir yere kadar araba veya motosiklet kullanarak gidebilirsiniz. Ancak daha sonra engebeli yollar nedeniyle aracınızı bırakarak yürüyüşe başlamanız gerekiyor. Bol engebeli ve bol tırmanışlı zorlu bir yolculuğun ardından şelaleye ulaşabilirsiniz.
Eğer çivi gibi soğuk suda yüzmeyi seviyorsanız da yanınıza mutlaka mayonuzu ve havlunuzu almalısınız. Banyuma Şelalesi’nde yüzmek sizin için unutulmaz bir deneyim olabilir.
Maymun Ormanı Ubud’un merkezinde yer alıyor. Maymunları yaşadığı doğal ortamında, yeşilliler arasında görmek istiyorsanız burayı görmeden Bali’den ayrılmamalısınız.
Girişinden itibaren bir sürü maymunla karşılaşmanız olası. Bu sebeple buraya hayvanat bahçesi değil de “maymun ormanı” adı verilmiş.
Doğal ortamın içerisinde yaşamını sürdüren maymunları isterseniz ellerinizle besleyebilirsiniz. Bu yüzden yanınızda bir miktar muz taşımanızda yarar var. Hem maymunları besleyip hem de onlarla fotoğraf çekilebilirsiniz. Bu ilginç deneyim yalnızca maymunlardan ibaret değil.
Yemyeşil doğası ve ilginç bitki örtüsü ile ünlü olan Bali’nin güzellikleri Maymun Ormanı’nda da karşınıza çıkacak.
Orman uzun ve heybetli ağaçlar, sarmaşıklar ve yosunlarla kaplanmış köprüleri ile oldukça ilgi çekici bir yer. Burada göreceğiniz doğa manzarasına hayran kalacaksınız.
Haftanın her günü ziyaretçiye açık olan Maymun Ormanı saat 18.00’de kapanıyor.
Ormanda maymunları kızdıracak hareketler yapmamanızı ve mümkün olduğunca iyi vakit geçirmenizi öneriyoruz.
Tegalaland Pirinç Terasları Ubud’da bulunuyor. Burası eşsiz bir görselliğe sahip. Bir tarlanın bitişiyle diğer bir tarlanın başladığı bu teraslar oldukça geniş bir alanı kaplıyor.
Terasların arasında yürürken pirinç eken çiftçileri huzurla izleyebilirsiniz ve birbirinden otantik fotoğraflar çekebilirsiniz.
Teraslarda dolaşırken rast geldiğiniz çiftçilerle konuşabilirsiniz. Son derece güler yüzlü olan çiftçiler size pirinci nasıl ektiğini bile gösterebilir.
Pirinç tarlalarına giriş yapabilmek için 10.000 IDR tutarlı ücreti ödemeniz gerekiyor.
Hayatınızda unutulmaz bir tatil deneyimini yaşayacağınız bu tarlalarda gezerken Bali’nin geleneksel büyük hasırdan şapkalarından almayı da ihmal etmeyin.
Yerli halk gibi pirinç içerisinde dolaşırken fotoğrafını çektirmenizi şiddetle öneriyoruz.
Ubud’da yer alan bu yürüyüş parkuru günün neredeyse her saati meraklı turistlerle dolu oluyor.
Upuzun palmiyelerin yükseldiği ve yeşilin bin bir tonuyla örtülü olan bu yürüyüş parkurunda hem doğayı keşfedebilir hem de yürüyüş yapabilirsiniz.
Parkur fotoğraf çeken ve drone uçuran kalabalıklarla dolu.
Güneşin doğuşunu Campuhan Ridge Walk’ta karşılamanızı ve fazla kalabalıklaşmadan etrafı keşfe başlamanızı öneriyoruz.
Penglipuran Köyü Bali’nin en saf halini görebileceğiniz geleneksel bir köy olarak biliniyor.
Ubud’un doğu kesiminde konumlanan bu köye mutlaka gelmelisiniz.
Köyün nüfusu ve yüzölçümü oldukça az. 70 veya 80 adet köy evinden ibaret bir yerleşim yeri olduğunu söyleyebiliriz.
Köye geldiğinizde isterseniz evlerden birinin içerisine girip bakabilirsiniz. Böylece Bali’de yaşayan halkın doğal yaşam koşullarına tanıklık edebilirsiniz.
Köydeki evlerin her birine ait bir ufak kümes ve tapınak bulunuyor. Bu da yerli halkın inancına ne kadar bağlı olduğunun bir göstergesi.
Her evde bir kümes olmasının nedeni de adada yaygın bir şekilde horoz dövüşü yaptırılması. Edindiğimiz bilgilere göre Bali halkının en sevdiği eğlencelerin başında horoz dövüşü yaptırmak geliyor.
Köyde vakit geçirdikten sonra isterseniz hemen yakında yer alan Bambu Ormanı’na da gidebilirsiniz.
Tüm dünya üzerinde yunusları en doğal haliyle izleyebileceğiniz yer olması ile bilinen Lovina’ya mutlaka çocuklarınızla birlikte gitmelisiniz.
Her gün yüzlerce turistin akınına uğrayan bu sahilde yunusların insanlara ne kadar alışmış olduğunu gördüğünüzde şaşkınlığınızı gizleyemeyeceksiniz.
Yunusları izlemek için sabahın ilk ışıklarında ve gün batımına doğru düzenlenen tekne turlarına katılabilirsiniz.
Tekneye geçmeden önce eğer yunusları beslemek isterseniz etraftaki balıkçılardan balık da satın alabilirsiniz.
Yunuslara bu kadar yakın olmak, onları beslemek ve doğayla kucaklaşmak size unutulmaz bir deneyim yaşatacak.
Bali sosyal medyada fazlasıyla popüler olan bir tatil rotası olarak görülüyor. Tapınaklar, önünde fotoğraf çektirilen meşhur kapılar, şelaleler ve pirinç tarlalarına ilaveten Bali salıncağı da buranın Instagram’da ünlenmesini sağlayan unsurlardan birisi olarak yer alıyor.
Bali’nin pek çok yerinde salıncaklar ile karşılaşabilirsiniz. Bali Swing yani Bali Salıncağı ise adada en çok rağbet gören salıncak olarak biliniyor.
Salıncağa binip yeşilliklere uzanırken anı ölümsüzleştiren bir fotoğraf karesi çekebilmek için sıra bekleyen onlarca turistle karşılaşmanız oldukça sıradan bir durum.
Hem salıncakta sallanıp Instagram fotoğrafı çektirip ardından da bir şeyler atıştırmak isterseniz yerlilerin düzenlediği ve 35 dolar üzerinden ücretlendirilen bir paket satın alabilirsiniz.
Tapınaklar ve şelaleler cenneti olarak görülen Bali Adası’nın en çarpıcı ve güzel şelalelerinden biri olarak Sekumpul öne çıkıyor.
Diğer şelalelerin aksine burası 7 adet şelalenin bir arada toplanması sonucu meydana gelen bir doğa harikası.
Yeşillerle örülü vadinin ortasında akan şelalelerden gözlerinizi alamayacaksınız.
Sekumpul’a ulaşmak Bali Adası’ndaki diğer yerlerde olduğu gibi zorlu bir süreci de beraberinde getiriyor.
Vadiye ulaşana kadar çok sayıda kaygan merdivenden inmeniz ve toprak yollardan geçmeniz gerekli.
Vadinin içinden akan şelalelerin ortaya çıkardığı havuz da yorgunluğunuzu atmak için yüzebilirsiniz.
7 adet şelaleyi bir arada görme fikrinin büyüsüne kapılan çok sayıda turistin buraya akın etmesi nedeniyle kalabalıktan bunalmamak için erken saatlerde buraya gelmenizde yarar var.
Şelaleye ulaşım süreci engebeleri ve kayalıkları aşarak zorlu olsa da görülmeye değer.
Kayalıkları aştıktan sonra mağara içerisinde akan Tukad Cepung Şelalesi ile karşı karşıya kalacaksınız.
Şelaleyi görmek için 15.000 IDR tutarlı giriş ücretini ödemeniz gerekiyor.
Garuda Wisnu Kencana Bali Adası’nın en kalabalık ve en meşhur ulusal parkı olarak dikkat çekiyor. Bu parkın içerisinde 145 metre boyutunda kocaman bir kartalın üzerine oturtulan tanrı Wisnu’nun heykeli yer alıyor.
Heykel o kadar büyük ki Bali Adası’nın güney kesiminin neredeyse her yerinden görülebiliyor. Havaalanında uçağınızı beklerken bile bu heybetli heykelin manzarasını görebilirsiniz.
Heykel ile ünlenen bu ulusal parkta sık aralıklarla yerel dans gösterileri tertip ediliyor.
Ayrıca tanrı Wisnu heykelinin gölgesi altında pek çok Hindu dinine ait törenlerin düzenlediği de oluyor.
Diğer tapınaklara göre daha pahalı bir giriş ücreti olan Garuda Wisnu Kencana’ya 8 Euro ödeyerek giriş yapabilirsiniz.
Bali Adası’ndaki diğer gezip görülesi yerlerde olduğu gibi Git Git Şelalesi de ne yazık ki merkeze uzak bir yerde konumlanıyor.
Şelaleye gidebilmek için uzun ve dolambaçlı yollardan geçmeniz gerekiyor. Adanın kuzey ucunda bulunan bu şelale görülmeye değer bir doğa harikası.
Git Git Şelalesi tropikal bir ormanın içerisinde yer alan cennetten bir köşe olarak her yıl binlerce turisti ağırlıyor.
Buz gibi akan suyun sesine etrafta uçuşan kelebeklerin görüntüsünün eşlik ettiği tasvir edilemeyecek kadar güzel bir yer. Bu yüzden Git Git Şelalesi’ni görmeden Bali Adası’ndan ayrılmamanızı öneriyoruz.
Kısa bir süre dik parkurdan tırmanarak şelaleye ulaştığınızda serin sularda dinleneceğinize eminiz.
Burası turistlerin en gözde noktalarından biri olduğu için günün büyük çoğunluğunda oldukça kalabalık bir halde oluyor. Bu yüzden günün erken saatlerinde Git Git Şelalesi’ne gelmenizde yarar var.
Bali Adası’ndaki en güzel plajlardan birine Karma Kandara adlı konaklama tesisi ev sahipliği yapıyor.
Hem denize girip sahilde dinleneceğiniz hem de Bali’deki en güzel yemekleri yiyebileceğiniz restoranı sayesinde adanın çekim merkezi haline gelen Karma Kandara’ya gelerek tatilin yorgunluğunu atabilir, huzur dolu bir gün geçirebilirsiniz.
Tüm dünyada ses getiren Eat, Pray, Love (Ye, Dua Et, Sev) filminin meşhur plaj sahnesinin çekildiği yer Padang Padang sahili olarak karşımıza çıkıyor.
Tertemiz sahili ve masmavi denizi ile turistler için oldukça davetkar bir yer.
Sahilde herhangi bir işletme bulunmuyor. Kendi havlunuzu alarak kumlara uzanabilir ve rahatça güneşlenebilirsiniz.
Şezlong veya şemsiye hizmeti olmamasına karşın plaja giriş yapabilmek için 15.000 IDR tutarlı ücreti ödemeniz gerekiyor.
Eat, Pray, Love filminin ardından giderek artan ünü sebebiyle yaz aylarında Padang Padang plajı oldukça kalabalık oluyor.
Sahile ulaşabilmek için maymunların çevrelediği bir merdivenden inilmesi gerekiyor. Merdivenlerden inerken düşmemek için maymunların dikkatinizi dağıtmasına izin vermeyin.
Deniz, kum, güneş ve balayı tatillerinin vazgeçilmez adreslerinden biri olan Bali Adası birbirinden güzel plajlara ev sahipliği yapıyor.
Bu plajlardan birisi de Suluban Plajı olarak göze çarpıyor. Kayalıklar altında kaldığı için acemi yüzücüler ve çocuklara pek uygun bir yer değil.
Buraya geldiğinizde denizin ne kadar hırçın ve dalgalı olduğunu görebilirsiniz. Eğer iyi derece yüzme bilmiyorsanız denize girmemenizi öneriyoruz.
Sayısız plaja ve upuzun sahil şeridine sahip olan Bali Adası’nda Nusa Dua son derece lüks ve ihtişamlı otellerin yer aldığı bir yer olarak öne çıkıyor.
Eğer sakin bir suda yüzmek ve tertemiz kumlara uzanmak istiyorsanız burası sizin için ideal.
Nusa Dua için Bali Adası’nda denize girmeye en elverişli yer dersek yanılmış olmayız. İncecik beyaz kumlarla kaplı uzun sahil şeridine hayran kalacaksınız.
Daha çok sörf yapmayı sevenlerin tercih ettiği bir plaj olarak bilinen Echo fazlasıyla dalgalı bir denize sahip.
Siyah renkli ince kumlarıyla da her yıl binlerce turistin görmeye geldiği bir konum olarak öne çıkıyor.
Bali Adası’nın en meşhur ve en kalabalık plajlarının bulunduğu Seminyak adanın güneybatı kesiminde yer alıyor.
Bu şirin bir sahil kasabasının ünü adanın sınırlarını aşarak zaman içerisinde dünya çapında tanınır hale gelmiş.
Seminyak’ta birçok lüks oteli, mücevher dükkânlarını, dünya markalarının açtığı butikleri ve kaliteli restoranları görmek sizi şaşırtmasın.
Kasabanın havalı caddelerinde vakit geçirdikten sonra gösterişli otellerinde SPA merkezlerinde meşhur Bali masajını yaptırarak günün yorgunluğunu atabilirsiniz.
Denizin oldukça dalgalı olması nedeniyle yüzmeye elverişli olmasa da sörf için ideal bir plaj olan Balangan yaz aylarında kalabalık turist topluluklarına ev sahipliği yapıyor.
Burada gün batımının da ayrı bir güzelliği olduğunu söylemeliyiz.
Dünya çapında bir popülaritesi olan bu konum adeta bir Instagram fenomeni olarak öne çıkıyor.
Binlerce turistin para ödeyerek fotoğraf çekildiği bu mekan dillere destan bir manzaraya sahip.
Yemyeşil manzaraya karşı çeşitli kuş yuvaları yerleştirilmiş. 100.000 IDR tutarlı ücreti ödedikten sonra istediğiniz kadar poz çekilebilmek için cep telefonunuzu veya varsa fotoğraf makinenizi görevliye veriyorsunuz.
Ardından kuş yuvaları, salıncak gibi çeşitli dekorlardan yararlanarak Instagram’a yakışır cinsten fotoğraflar çektirebilirsiniz.
Eski Bali yaşantısına tanıklık etmek isterseniz gelmeniz gereken adres kesinlikle Sidemen Vadisi olmalı.
Nostaljik atmosferi, doğal yaşam manzaraları, güler yüzlü yerli halkı ve hayranlık uyandıran doğal güzellikleri ile Sidemen Vadisi turistlerin yeni ilgi odağı olarak görülüyor.
Ubud’un kuzeydoğu kesiminde yer alan bu vadi zengin pirinç tarlalarını barındırıyor. Vadiye geldiğinizde uçsuz bucaksız pirinç tarlaları arasında yürüyüş yapabilirsiniz.
Ayrıca pirinç hasadı yapan köylüleri izleyerek pirincin sofraya geliş öyküsüne şahitlik
edebilirsiniz. Sidemen Vadisi’nde pirincin yanı sıra kakao ile kahve ekimi de yapılıyor. Kahvenin benzersiz kokusu arasında yapacağınız yürüyüşün yıllarca aklınızdan çıkmayacağına eminiz.
Ubud’un merkezinden yaklaşık olarak 30 dakika kadar uzakta yer alan Tegenungan Şelalesi’ni görmeden Bali Adası’ndan ayrılmamalısınız.
Tapınaklar ve şelaleler adası olarak öne çıkan Bali’de turistik olma özelliğine sahip pek çok yüzülebilir şelale bulunuyor.
Bu şelalelerden biri olan Tegenungan’da güvenle yüzebilir, buz gibi serin suyun tadını çıkarabilirsiniz.
1 Euro’ya karşılık gelen giriş ücretini ödedikten sonra şelalede zaman geçirmeye başlayabilirsiniz.
Günün her saati oldukça kalabalık olan Tegenungan Şelalesi’ne sabah saatlerinde gitmeniz daha rahat zaman geçirmenizi sağlayabilir.
İki ayrı bölüme ayrılan bu şelalede yüksek kısımda bir adet havuz ve aşağıdaki kısımda da suyun döküldüğü bolca dalganın olduğu alan bulunuyor.
Tepeden akan suyun coşkusuna kapılarak dalgalar arasında vakit geçirmek isterseniz şelalenin alt kısmına doğru ilerlemelisiniz.
Tegenungan Şelalesi’ne giriş kısmına çeşitli hediyelik eşya dükkanlarından alışveriş yapabilir ve ayaküstü bir şeyler atıştırabilirsiniz.
Bali Adası Batur Dağı olarak adlandırılan bir adet aktif volkanik daha sahip. Bu volkanik dağ adanın kuzey tarafında yer alıyor.
Dağ tırmanışını seven, manzara fotoğrafçılığına meraklı olan doğa aşıkları için Batur Dağı benzersiz bir yer.
Eğer doğa içindeki yürüyüşleri seviyorsanız Batur Dağı’na düzenlenen gün doğumu yürüyüşlerine katılmalısınız.
Tepeye doğru tırmanarak bulutlara yaklaşırken oluşan gizemli havadan etkileneceğinize eminiz.
Ayrıca Batur Dağı’nın kuzey ucunda volkanik etkiler nedeniyle meydana gelen bir adet Batur Gölü mevcut.
Dağa tırmandıktan sonra gölün sakinlik veren manzarasını seyre dalmalısınız.
Endonezya’nın kültür ve sanat başkenti olarak Bali Adası kabul ediliyor. Bu yüzden Bali’de çok sayıda değerli eseri barındıran müzeler bulunuyor.
Bunlardan ilki Neka Sanat Müzesi 1976 yılından beri faaliyette olan ve Ubud’un da en çok ziyaret edilen müzesi olarak öne çıkıyor.
Endonezyalı sanatçı Wayan Suteja Neka’nın kendi eserlerini sergilemesi için açılan bu müzede hala sanatçının ziyaretçilerle bizzat kendisinin ilgilendiğini görmek ise heyecan verici. Bu nedenle Bali’deki kültürel gezileriniz kapsamında öncelikle Neka Sanat Müzesi’ni görmenizi öneriyoruz.
Bali’deki sanatsal gelişime tanıklık edeceğiniz bu müzede hem geleneksel hem de Batı’dan esinlenerek üretilen çalışmaları görebilirsiniz.
Müzede yalnızca Wayan Suteja Neka’nın değiş Endonezyalı ünlü sanatçı Arie Smit’in yapıtları da sergileniyor.
Arie Smit geleneksel Bali sanatıyla çağdaş batı sanatını bir arada işleyen bir sanatçı.
Müzede Bali’nin geçmişteki yaşam koşullarını ve köy hayatına da tanıklık edebilirsiniz.
Nea Sanat Müzesi’nin merkezde değil Kedewatan Köyü’nde bulunduğunu da belirtmemiz de yarar var.
Bali’deki sanata yön veren Affandi, Nyoman Lempad gibi sanatçıların eserlerinin sergilendiği bu müze şehir merkezinden yaklaşık olarak 3 kilometre uzaklıktaki Denpasar yolu üzerinde yer alıyor.
Müzede sanatçıların eserlerinin sergilenmesinin yanı sıra yerel kültürel dokuyu gözlemleyebileceğiniz kumaş boyama ve örgü örme gibi el sanatları atölyeleri de düzenleniyor.
Bali’ye geldiğinizde adanın çeşitli yerlerinde yerel dans gösterileri yapıldığını görebilirsiniz.
Hafta içi saat 15.00 ile 17.00 arasında Agung Rai Sanat Müzesi’ne gelirseniz halk danslarını izleme fırsatını elde edebilirsiniz.
Filipinler doğumlu olan Don Antonio Blanco pek çok sanatçının Bali Adası’na yerleşmesi için ilham kaynağı olan bir sanatçı olarak tanınıyor.
Sanatçının adına sahip olan bu müze ise Campuhan Vadisi’nin manzarası eşliğinde bir tepe üzerinde yer alıyor.
Eşsiz bir manzaraya sahip olan bu binanın mimarisinde İspanyol esintileri göze çarpıyor.
Eğer çocuğunuzla birlikte bu müzeyi ziyaret edecekseniz Blanco’nun eserlerinin pornografik olduğu yönünde sizi uyarmamız gerek.
Luwak kahvesi dünyanın en pahalı kahvesi olarak biliniyor. Bunun nedeni ise Misk kedisinin dışkısında bu kahvenin üretiliyor olması.
Luwak kahvesi üretim tesislerinde kahvenin nasıl yapıldığını öğrenebilir ve tadım yapabilirsiniz. Ayrıca tesislerde misk kedilerini de görebilirsiniz.
Üretim tesisine 50.000 IDR tutarlı ücreti ödeyerek giriş yapabilirsiniz.
Verdiğiniz giriş ücreti karşılığında tesisi gezerek 1 fincan da Luwak kahvesi içebilirsiniz.