Mis gibi yasemin çiçekleri ve turunç ağaçlarının kokusunun izini sürerek Granada’ya panoramik olarak bakabileceğiniz bir tepeye doğru çevirin rotanızı.
İspanya’nın en görkemli yapılarından olan El Hamra Sarayı, İslami mimarinin Avrupa’daki en başarılı örneklerinden biri olarak yüzyıllardır yükseliyor Granada şehrinin tepesinde.
Endülüs topraklarına adım atmışken, bu topluluktan günümüze kalan en özel yapıyı, El Hamra Sarayı’nı ziyaret etmeyi planlıyorsanız saray kompleksi ile ilgili tüm ayrıntılar bu yazımızda.
Arap mimarisinin en güzel örneklerinden olan El Hamra Sarayı, İspanya’nın Endülüs bölgesindeki Granada şehrinde yer alan tarihi bir saray kompleksi.
İspanya’nın Granada şehrine Türkiye üzerinden direkt bir uçuş bulunmuyor; fakat hava yoluyla Barselona, Valensiya veya İbiza’ya vardıktan sonra, oradan aktarmalı olarak Granada’ya gidilebilir.
Granada “Federico Garcia Lorca Havalimanı” ile şehir merkezi arası yalnızca 15 km. Granada’ya vardıktan sonra El Hamra Sarayı’na ulaşmak oldukça kolay.
Granada merkezi ve El Hamra Sarayı arası 3 km. Saraya 15-20 dakikalık bir yürüyüş ile ulaşabilirsiniz; fakat saraya giden yolun dik bir yokuş olduğunu göz önünde bulundurarak yanınızda su bulundurun.
El Hamra Sarayı’na dilerseniz otobüs ile de gidebilirsiniz. Isabel Catolica Meydanı’ndan kalkan C30 ve C32 numaralı otobüsler saraydan geçiyor. Otobüsten inmeniz gereken durak Alhambra – Generalife 2.
El Hamra Sarayı ziyareti planlarınız dahilindeyse biletinizi internet üzerinden birkaç ay önceden almakta fayda var.
Saray ziyaretlerinde belirli bir ziyaretçi kotası var. Örnek vermek gerekirse El Hamra Sarayı içerisinde yer alan en gösterişli yapı, Nasrid Saray’a 30 kişiden fazla ziyaretçi aynı anda giremiyor.
Hızlı tükenen biletleri sebebiyle yakın zamanda bilet bulmakta sıkıntı yaşayabilisiniz. Bununla birlikte iade edilen biletlerden dolayı gün içerisinde tekrardan bilet satışı gerçekleşebiliyor; fakat bu tamamen sizin şansınıza bağlı.
El Hamra Sarayı, farklı bilet seçenekleri sunuyor ziyaretçilerine. Sarayı gün içerisinde ziyaret edebileceğiniz gibi, büyüleyici yapıyı en mistik haliyle keşfetmek için gece saatlerinde de sarayı ziyaret edebilmek mümkün.
El Hamra Sarayı bilet seçenekleri:
“Bilet bulamadım, ne yapmalıyım?” diye araştırıyorsanız, El Hamra Sarayı ziyaretinde bir diğer alternatif bütçenize bağlı olarak rehberli turlara katılmak.
Nisan-Kasım ayları arasında, her gün 9.30-20.00, gece ziyaretleri perşembeden cumartesiye 22.00-23.30 saatleri arasında.
Kasım ayından Mart ayına kadar olan süreçte, El Hamra Sarayı’nı her gün 08.30-18.00 saatleri arasında ziyaret edebilir, cuma ve cumartesi günleri 22.00-23.00 saatleri arasında gece ziyaretinde bulunabilirsiniz.
Gün batımı saatlerinde kırmızı renge çalan El Hamra Sarayı’nın ismi, Arapça kırmızı anlamına gelen “ahmar” kelimesinden gelmekte.
Zamanla ismi “El Hamra”ya dönüşen ve günümüzde “Kırmızı Saray” olarak anılan El Hamra Sarayı, yalnızca bir saray olmasının ötesinde bir kale, şato ve görkemli bir bahçeden oluşan büyük bir kompleks aslına bakarsanız.
M.S. 889 tarihinde Romalılardan kalma bir kale olan Alcazaba, 13. yüzyıla kadar yalnızca bir kale olarak kullanılmaya devam ediyor.
Beni Ahmer (Nasiriler) devletinin kurucusu I. Muhammed veya bir diğer ismiyle Muhammed bin Ahmer, 1232 tarihinde, bu kalenin olduğu yere bir saray yapılmasını emrediyor. Böylece El Hamra Sarayı’nın temelleri atıyor. Zaman içerisinde saray genişlemeye devam ediyor.
1333 tarihinde Gırnata sultanı I. Yusuf tarafından “Hükümdarlık Sarayı”na dönüştürülen El Hamra, 1492 senesinde Hıristiyan hakimiyetine geçiyor. Bu sebeple saray kompleksinin çeşitli noktalarında Hıristiyan motifleri görebilir, Rönenans mimarisinin izlerini fark edebilirsiniz.
Matematik ve geometri alanlarında oldukça gelişmiş olan Endülüsler, tasarlamış oldukları El Hamra Sarayı’nda alanında ne kadar başarılı olduklarını kanıtlamışlar.
Geniş avlulara sahip, her bir odası birbirine bağlı olan sayısız odalı sarayda, her şey ince bir matematik ile hesaplanmış.
Yapımı 250 yılda tamamlanan El Hamra Sarayı’nın pek çok noktasında “Allah’tan başka galib yoktur.” anlamına gelen “La Galiba İllallah” yazısı bulumakta.
Zamanında “İslam’ın beş şartını bilmeyen giremez” kuralı bulunan saray, “ahiret ve cennet” inancından ilham alan “Müdeccen” mimarinin en iyi örneklerinden.
El Hamra Sarayı, İslam mimarisinin Avrupa’daki en önemli yansıması olmakla birlikte, barındırdığı Hıristiyan ve Rönesans motifleri sebebiyle de her kesimden insanın ilgisini çekmekte.
Yüzyıllar boyunca hem kale hem konak ve hükümdarlık sarayı olarak kullanılan El Hamra Sarayı, geniş avlular, bitkisel motifler içeren mermer oyma süslemeler, duvarlarında yer alan geometrik desenli seremikler içermekte.
Sarayın en ünlü ve şahsına münhasır noktası, ahşap oyma tavan süslemeleri. Bal peteği şeklinde olan örüntülerde yararlanılan ağaçlar, Lübnan sediri, Afrika abanozu, Meksika kokobolo ağacı gibi farklı ülkelerden gelen özel ağaçlar. Tavan süslemelerindeki bal peteği örüntünün ilham kaynağı ise Hira Mağarası.
El Hamra Sarayı 26 dönümlük bir alana kurulu, geniş bir kompleks. Bu sebeple en az yarım gün alıyor kompleksi ziyaret etmesi.
Gezilecek noktalar arasında çeşitli saraylar, Alcazaba ve Generalife bulunuyor.
Nasrid Sarayı, kompleksin en önemli noktası. Toplamda üç bölümden oluşan sarayın hem dış hem de iç görünümünden büyüleceksiniz.
Çeşitli duvar ve tavan süslemeleri ile bezeli “Masvar/Maxuar” isimli koridor, sarayın selamlık kısmı. Sultanla görüşmek isteyenler burada bekletilerek içeriye davet ediliyormuş zamanında.
Comares Sarayı olarak bilinen bölüm, sultanın ikamet ettiği yer.
Nasrid Sarayı’nın en popüler alanı, Harem ve Elçiler Salonu’nun yer aldığı Aslanlar Sarayı. Özellikle Elçiler Salonu’nun gökyüzü, yıldızlar ve gezegen tasvirleriyle bezeli tavanı oldukça ünlü.
Sarayın avlusunda yer alan Aslanlı Avlu, “Endülüs Su Medeniyeti” olarak anılan toplumun sembollerinden de biri. Yontma taştan yapılan 12 adet aslan figürleri bazı araştırmacılara göre 12 İmam’ı temsil etmekte, kimi ise bunların 12 burcu simgelediğini iddia etmekte.
Sarayın arkasında yer alan ve yaz mevsimlerinde dinlence yeri olarak kullanılan Cennet-ül Arif isimli kocaman bahçe, İslam mimarisinin en başarılı peyzaj örneklerinden biri olarak kabul ediliyor günümüzde.
Generalife ismiyle bilinen bahçenin yapımına 13. yüzyılda başlanıyor ve bahçede çalışmalar 20. yüzyıla kadar devam ediyor.
Zamanında dünyanın çeşitli noktalarından rengarenk çiçekler, bitkiler ve ağaçlar gönderilmiş bu özel bahçe için. Bu sebeple Cennet-ül Arif, envai çeşit çiçek ve ağaç ile süslü. Bahçede yer alan en özen bitki is 8 asırlık selvi ağacı.
Rengarenk bitkiler ve çiçeklerin yanı sıra çeşmeler, havuzlar, pavilyonlar ve yürüyüş yollarının olduğu Cennet-ül Arif, Granada’da her yıl düzenlenen müzik ve dans festivaline ev sahipliği yapıyor.
Alcazaba, Roma döneminden kalma labiretimsi bir kale olarak, El Hamra Sarayı’nın en eski bölümü.
Kompleksin en batı ucunda yer alan Alcazaba, döneminde sarayın iç güvenliği ve savunmanın yürütüldüğü yer olarak kullanılıyor. Ayrıca sarayın mahzenleri de burada yer alıyor.
Saraya giriş kapılarından olan ve 1348’de inşa edilen Adalet Kapısı, Alcazaba’nın en önemli noktası. Kapının üzerinde Kelime-i Şehadet yer aldığı gibi Allah’ın tüm kapıları açabildiğini simgeleyen anahtar sembolü ve Fatma’nın Eli sembolü bulunuyor.
Şehirdeki konumundan dolayı “Granada Gözetleme Kulesi” olarak anılan Alcazaba, nefes kesici panoramik bir Granada manzarası sunuyor ziyaretçilere. Bu sebeple El Hamra Sarayı ziyaretinizde Alcazaba bölümünü geç saate bırakabilir ve buradan izleyeceğiniz gün batımının tadını çıkarabilirsiniz.
El Hamra Saray kompleksinin 5. Charles Sarayı bölümü, alana en son eklenen bölüm. 1526 tarihinde tatilini Granada’da geçiren Kral 5. Charles, bölgeyi çok seviyor ve buraya taşınma kararı alıyor.
Böylece El Hamra Sarayı’na yeni bir ekleme yapılarak, 5. Charles’ın Sarayı inşa ediliyor. Sarayın en üst kısmı ise 15. yüzyıl ve 20. yüzyıl resim sanatı örnekleri içeren bir Güzel Sanatlar Müzesi’ne dönüşüyor.