Onlarca kitapta adı geçen,üzerine binlerce şiir yazılmış masal diyarı İstanbul’u bugün bir kere daha ben kaleme alıyorum.
Güzelliğini öve öve bitiremediğimiz aşkın ve acının diyarı İstanbul, ziyaretçilerinin kalbine dokunmakla kalmayıp onlarda yeniden İstanbul’u soluma isteği uyandırıyor.
Yıllarca yaşayanların bile hala İstanbul’un sırlarını keşfedemediği bilinse bile ben bugün sizlere Galata Kulesi’ni olabildiğince anlatmak istiyorum. Ee sonuçta kocamaan İstanbul tek yazıya nasıl sığsın.
Benim Galata’ya dair ilk duyduğum hatta bir çoğunuzun da bildiğine emin olduğum, “Galata’ya ilk kiminle çıkarsan onunla evlenirsin” sözü olmuştu. Doğru mudur yanlış mıdır bilinmez ama ziyaretçilerin çoğunun partneri ile birlikte gelmesi belki de bundan kaynaklanıyordur.
O zaman aralayalım bakalım Galata Kulesi’nin sırlar perdesini. Adından da anlaşıldığı üzere Galata Kulesi İstanbul’un Galata semtinde bulunuyor.
528 yılında inşa edilen bu kule şehrin en önemli sembollerinden de biri. Bizans İmparatoru Anastasius tarafından Fener Kulesi olarak inşa edilmiştir. 1204 yılında IV. Haçlı Seferleri sırasında tahrip edilen kule, 1348 yılında “İsa Kulesi” adıyla Cenevizliler tarafından Galata surlarına ek olarak yeniden yapılmıştır.
Türklerin himayesi altına alındıktan sonra da her yüzyıl yenilenmiş ve tamir edilmiştir. Yüzyıllık tarihimizde büyük bir yol oynayan Galata Kulesi bir çok rolde karşımıza çıkmaktadır.
16. yüzyılda savaş esirlerinin barınağı olarak kullanılan kule, Sultan III. Murat zamanında rasathane olarak da kullanılmıştır.
Herkesin bildiği bu muhteşem olayı anlatmadan geçmek istemiyorum, gerek kitaplardan gerekse tarih derslerinden bildiğimiz efsaneyi yazmaya başlıyorum. Kız Kulesi ve Galata Kulesi birbirlerine aşık olmuştur. Ancak aralarında Boğaz olması nedeniyle bir araya gelmeleri imkansızdır. Bir türlü hislerinin karşılıklı olup olmadığını anlayamayan ikilinin imdadına Hezarfen Ahmet Çelebi‘nin yetiştiği söylenir. 17. yüzyılın ilk yarısında IV. Murat döneminde Hezarfen Ahmet Çelebi, tahtadan yaptığı kartal kanatlarını sırtına takarak Galata Kulesi’ne çıkmıştır. Tam bu sırada Galata Kulesi aşkını Hezarfen’in kulağına fısıldamış ve yazdığı şiirleri ona vermiştir. Üsküdar-Doğancılar‘a süzülen Hezarfen şiirleri Kız Kulesi’ne doğru bırakmıştır.
1717’den itibaren kule, yangın gözetleme noktası olarak kullanılmıştır. III. Selim döneminde çıkan bir yangın sonucunda kulenin büyük bir kısmı yansa da hemen onarılmıştır. Birçok yıl ya yangınla ya da fırtınalar sonucunda bir sürü badireler atlatan Galata Kulesi 1967’den itibaren bugünkü konumunu almıştır.
Yerden çatısına kadarki yüksekliği 66,90 metre iken; duvar kalınlığı 3.76m, iç çapı 8.95 m, dış çapı ise 16.45 metredir. Yaklaşık ağırlığı 10.000 ton olan kuleyi yılda ortalama 50-60 bin kişi ziyaret etmektedir. Kuleden panoramik olarak İstanbul Boğazı ve Haliç’in keyfini çıkarmak mümkündür.
Kulenin tarihinde geçen intiharlara da kısacık değinmek istiyorum. 1876 yılında bir Avusturyalı kendini kuleden atarken 1973’te ünlü şair Ümit Yaşar Oğuzcan‘ın 15 yaşındaki oğlu Vedat intihar etmiştir. Oğuzcan’ın ünlü Galata Kulesi adlı şiirinin hikayesi de budur.
Ee, Doğacığım söyle bakalım nasıl gideriz bu muhteşem Galata Kulesi’ne diyenler için:
Galata Kulesi Şişhane’nin hemen altında Karaköy’ün ise hemen üstünde yer alıyor. Çeşitli yollarla ulaşım sağlamak ise çok kolay.
Eminönü, Vatan yahut Şirinevler güzergahından geliyorsanız Kabataş-Bağcılar tramvayını kullanarak Karaköy durağında inerek denize sırtınızı dönüp karşıya baktığınızda Galata Kulesi’ni göreceksiniz. Orta kısmındaki büyük yokuşu çıkarak kuleye ulaşabilirsiniz. Hemen şikayet etmeyin sonuçta her güzellik bir çaba gerektiriyor.
Ayrıca aynı tramvayı Kabataş yönünden gelirken de kullanabilirsiniz. Karaköy durağında inip dik yokuşun sonunda Galata’yla karşılaşacaksınız.
Doğacığım biz metrocuyuz hemen bir metro tarifi ver diyenler için; Yenikapı-Hacıosman metrosu ile Şişhane durağında inerek (derin bir nefes alın bu sefer dik bir yokuş çıkmıyorsunuz) yokuş aşağı inerek karşınızda kulenin endamıyla karşılaşacaksınız.
Başlamışken otobüse gitmeyi düşünenler için Karaköy’e sefer yapan tüm hatlarla Galata’ya ulaşabilirsiniz.Karaköy istasyonunda inmeniz yeterli olacaktır. Karaköy’den geçen birkaç hattı sizin için yazıyorum;
– 26 Dikilitaş-Eminönü
-26A Fulya Mahallesi-Eminönü
-26B Gayrettepe-Eminönü
-28 Topkapı/Edirnekapı-Beşiktaş
-28T Topkapı-Beşiktaş
-30D Ortaköy Dereboyu-Yenikapı
Evinizin önünden bu otobüslerden biri geçmiyorsa üzülmeyin. Gitmeden önce İETT’den sefer saatlerini ve otobüsleri sorgulayabilirsiniz. Ayrıca Taksim’e giden herhangi bir otobüse binerek de kuleye ulaşım sağlamanız mümkün.
Doğacığım İstanbul’un denizinden şöyle püfür püfür Galata’ya yolculuk yapalım diyorsunuz duyuyorum. O zaman sizleri vapura davet ediyorum. Anadolu Yakası’ndan Üsküdar- Karaköy ya da Kadıköy- Karaköy vapuruna binebilirsiniz. Karaköy iskelesinde indiğinizde kule sizi karşılayacak. Yine eşsiz bir yokuşu tırmanarak kuleye ulaşabilirsiniz.
Karaköy yerine Eminönü İskele’de inerseniz de buradan Galata Köprüsü‘nü geçerek yine aynı yolu izleyebilirsiniz. Ayrıca Galata Kulesi, İstiklal Caddesi‘ne yakın olduğu için ara sokakları kullanarak maksimum 10 dakikada kuleye ulaşabilirsiniz.
Doğacığım İstanbul’un trafiği meşhur ama olsun arabamla her yere giderim ben diyenler için de son olarak özel araçlarla ulaşımı yazıyorum. Tarlabaşı yolundan Taksim’e çıkarken sol tarafta Galata Kulesi tabelasını takip ederek kuleye ulaşabilirsiniz. Ayrıca aracınızı kulenin çevresindeki otoparklarda bırakabilirsiniz. Doğacığım biz karşıdan geliyoruz hemen bize hızlı bir öneri ver diyorsanız arabalı vapur kullanın diyip susuyorum.
Doğacığım gitmeden bizi fiyatlar konusunda da bilgilendir diyenler için; yerli turistler için giriş ücreti 175 TL.
Haftanın her günü 09.00-19.00’a kadar hizmet veren kulede 20.00’da restaurant bölümü açılmaktadır.
Özellikle hafta sonu çok kalabaık olmasıyla bilinen kuleye hafta içi erken saatlerde gitmenizi öneriyorum. Böylece manzaranın keyfini çıkarabilir ve eşsiz fotoğraflar çekebilirsiniz.
Doğacığım Galata’ya o kadar gittik biraz daha gezelim diyenler için;
Galata’nın en hareketli caddesidir. Birbirinden güzel tarihi binalarıyla, enfes kafeleriyle keyifli vakit geçirmeniz için yaratılmış mükemmel bir cadde.
Mevlana’nın kurduğu Mevlevi tarikatının temsilcisidir. Günümüzde müze olarak ziyarete açıktır. Müzede her pazar saat 17.00’da Sema Gösterileri düzenlenmektedir.
Galata’da Bankalar Caddesi‘nde bulunan merdivenler gün boyu fotoğraf severlerin kadrajlarını süslemektedir.
İstanbul’un tarihi dokusunu bizlerle bir kere daha buluşturan bu bina, tasarımıyla görenleri kendine hayran bırakıyor.
Karaköy’le Eminönü’nü birleştiren Galata Köprüsü, Haliç üzerinde yer almaktadır.
490 metre uzunluğundaki köprünün 80 metrelik bölümü deniz taşıtlarının Haliç’e girebilmesi amacıyla açılabiliyor.
İstanbul’da eşsiz denize karşı fotoğraf çekilebilmek içinde en uygun yerlerden birisi.
***
Yazımın sonuna gelmiş bulunuyoruz.Umarım İstanbul’a her gidişinizde ona daha çok aşık olursunuz ve mükemmel bir tatil geçirirsiniz. Hoşçakalın, sevgiyle ve seyahatle kalın…