Bahreyn, Arapça’da iki deniz manasına geliyor. Basra Körfezi’nde 33 adadan oluşan bir ülke için çok da uygun bir isim olduğunu söylemek gerek.
Etrafındaki sularda bir zamanlar değerli inci ticareti yapılan bu ülke petrolün Ortadoğu’da ilk bulunduğu yer olma özelliğini taşıyor.
Suudi Arabistan’ın hemen yanı başında yer alan bu küçük ülke oldukça açık ve turistler için ilgi çekici bir yer.
Manama, Bahreyn’in başkenti ve tek şehri. Her ne kadar Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Dubai kadar renkli ve gösterişli olmasa da sade bir güzelliğe sahip Bahreyn, Ortadoğu’yu daha yalın haliyle yaşayabileceğiniz bir şehir.
İçindekiler
Bahreyn’de çöl iklimi hâkim ve yaz ayları sıcaklık 50 derecelere kadar yükselebiliyor.
Bu yüzden Bahreyn’i ziyaret etmek için en iyi zaman genellikle Kasım ayından Şubat ayına kadar olan dönem. Zira yılın bu zamanında ziyaretçiler sıcak güneş ışığı ve serin esinti ile hoş bir iklimin tadını çıkarabilirler.
Bahreyn’e gidecek umuma mahsus pasaporta sahip Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları vizeye tabi.
Umuma mahsus pasaport hamili Türk vatandaşların Bahreyn’e yapacakları turistik seyahatlerde vizelerini sınır kapılarında 15 gün ikamet süreli (gerektiğinde 15 gün uzatılabilmekte) olarak alabilirler.
Bu arada resmi pasaport hamilleri 90 güne kadar sürecek seyahatlerinde vizeden muaf.
Bahreyn’in başkenti Manama’ya direkt uçuşlarla İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya gibi büyük şehirlerden uygun fiyata uçak biletleri bulmanız mümkün.
Bahreyn uçak biletleri için tıklayınız.
Bahreyn’de kullanılan iki popüler toplu taşıma aracı otobüs ve taksidir. Turistlerin çoğunluğu araç kiralamayı ya da taksiyi seçmektedirler. Taksilerin gündüz ve gece boyunca ayrı tarifeleri vardır.
Bahreyn’de havaalanından şehir merkezine ulaşım için en iyi yol taksidir. Taksilerin hepsinin arka camlarında uygulanan ücret tarifesini gösteren bir çıkartma var.
Otobüs ucuz bir ulaşım yolu olsa da büyük ölçüde göçmen işçiler ve kiralık araba veya taksiyi karşılayamayan günlük işçiler tarafından kullanılmakta. Otobüsler klimalı ve seyahat için rahat ve otobüs hatlarına ilişkin bilgiye Internet üzerinden erişilebilir.
Manama’da Masraflar
Manama oldukça pahalı bir şehir. Zira Bir Bahreyn Dinarı 2,66 ABD Doları’na sabitlenmiş durumda. Manama’yı ziyaret edecekler için kişi başına günlük ortalama harcama 50 Bahreyn Dinarı ya da 215 dolar. Manama’da bir gün içinde üç öğün yemek ve su fiyatı 50 dolar. Ulaşım için 80 dolar ve eğlence için 35 dolar. Manama’da ortalama bir otelde bir çift için ortalama kalış masrafı 100 dolar.
Binlerce kişi eski Dilmun medeniyetlerinin parçalanan kalıntılarını, Qalat Al Bahreyn’in (Bahreyn Kalesi) güçlü kalesini, ünlü tüplü dalış alanlarını ve ülkeyi çevreleyen şirin çöl kasabalarını ve el sanatları merkezlerini görmek için şimdi Bahreyn’i ziyaret ediyor.
İlk bakışta Manama pek heyecan verici görünmeyebilir ve siz Orta Doğu’da bulunabilecek yaldızlı bir metropol arıyor olabilirsiniz. Ancak parıldayan binaların altını ve Corniche al-Fateh’i çevreleyen çelik gri gökdelenleri keşfederseniz, zengin bir tarihe ve ilgi çekici bir kültüre sahip heyecan verici bir Arap şehri bulacaksınız.
Manama’nın en güzel yanlarından bazıları baharatları, incileri ve zarif halıları. Tüm bunlar keşfedebileceğiniz pazarlarda bulunabilir ve ayrıca bu şehrin Portekizli ve Fars geçmişi hakkında bilgi edinmek için Bahreyn Ulusal Müzesi’ni gezebilirsiniz. .
Arzu ederseniz, alışveriş merkezini ve Körfez Kıyısı boyunca uzanan lüks tatil yerleri de bulabilirsiniz.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Bahreyn Kalesi, Manama’nın batısındaki tozlu çöl tepelerinin üzerinde yer alır.
Kalenin büyük kısmı Portekizliler tarafından kullanılan 6. yüzyıldan kalma bir kaleden meydana gelir. Ancak kazılan büyük höyüklerin bir kısmı sitenin tarihinin MÖ 2.300’e kadar uzandığını göstermektedir.
Tarih tutkunu iseniz o zaman bu kesinlikle Bahreyn’de kaçırmamanız gereken bir yer.
Şubat 2008’de açılan Bahreyn Kalesi Site Müzesi, sitenin antik tarihi özelliklerini korumaya çalışmakta ve aynı zamanda bölgede keşfedilen eserleri koruyarak arkeolojik dönemleri belgelemeye çalışmakta.
Müze, Bahreyn’de kentlerin çevrelediği yerlerden kaçan pitoresk bir deniz manzarası ve bereketli yeşilliklerle çevrilidir.
Müzenin koleksiyonunda, her biri kendi ayrı galerisinde kronolojik olarak düzenlenmiş beş farklı tarihi dönem sergileniyor.
Müzenin üç boyutlu tasarım konsepti iki katı kaplıyor ve iç ve dış alanları arasındaki güçlü bir devamlılığı yansıtıyor.
Tasarım ayrıca arkadan denize bakan cephesinin köyün kalbinden kıyı şeridine doğrudan bir yol açmasına izin veriyor.
Müzede ayrıca, kalenin karşısındaki sahil şeridine bakan bir kafeye açılan bir ana avlunun yanı sıra bir konferans salonu ve hediyelik eşya dükkanı bulunmakta.
Khamis Camii, Manama’nın güney banliyösünde, Al Khamis kasabasına dört kilometre uzaklıkta bulunmakta.
Yapım tarihi oldukça tartışmalı.
Bazı arkeologlar, 717 yılında Emevi Halifesi Ömer bin Abdül-Aziz döneminde inşa edildiğini öne sürüyorlar.
Bununla birlikte, kıble duvarındaki bir yazıt, Abdullah Bin Behlül ve Ebu El Velid Müsellem’in talebi üzerine 1058’de (Karamatyalı egemenliğin sonuna yakın) yapıldığını göstermekte.
On ikinci yüzyılda, Bahreyn’in iktidardaki Beni Murra ailesinin Uyunid prensi Ebu Sinan camiyi genişletti ve bir minare ekletti.
Cami, Emevi döneminden korunan kıble duvarı dışında, on dördüncü yüzyılda tamamen yeniden inşa edilmiş.
Bahreyn Ulusal Müzesi resmen 15 Aralık 1988’de Emir Şeyh Isa Bin Salman Al Khalifa tarafından açılmıştır.
Körfez bölgesindeki türünün en iyi müzelerinden biri olarak kabul edilir.
Bugün, Bahreyn Ulusal Müzesi, adanın en önemli kültürel simge yapılarından biri.
Krohn ve Hartvig Rasmussen tarafından tasarlanan olağanüstü bina, beyaz traverten mermer cephesi ile karakterize edilmiş ve merkezi olarak Muharrak adasına bakan yapay bir yarımada üzerinde yer almakta.
Müze kompleksi, yaklaşık 20.000 metrekare taban alanına sahip iki bağlantılı binadan oluşmakta.
Ana binada daimî sergi alanı, geçici sergi salonları, sanat galerisi, konferans salonu, hediyelik eşya dükkanı ve kafe bulunmakta.
İdari binalarda idari ofisler, küratöryal araştırma alanları, konservasyon laboratuarları, sergi inşaatı ve koleksiyon depolama alanları bulunmaktadır.
Müze, 6000 yıllık Bahreyn tarihini yansıtmakta. Bahreyn’in hikayesi Graves, Dilmun, Tylos ve Islam, Gümrük ve Gelenekler, Geleneksel Ticaret ve El Sanatları ile Belge ve El Yazmaları Salonlarında hayat buluyor.
Zemin ve birinci katlarda yer alan sergi salonlarına, “Kültüre Yatırım Yapmak” sergisine ev sahipliği yapan doğal ışık şaftlarının vurguladığı büyük ve etkileyici bir alan olan büyük fuaye yoluyla erişilebilir.
Bölgedeki en eski antik Kuran koleksiyonu, İslam’ın en kutsal kitabına olan bu harika sergi, 610’da İslam’ın ortaya çıkışından bu yana neredeyse her yüzyıldan kalma Kuranları ve ayrıca Avrupa dillerine yapılan en eski çevirileri de içinde barındırıyor.
Buna, 18. yüzyılda Londra’da yayınlanan ve bir kopyası ABD kurucu babası ve başkanı Thomas Jefferson tarafından satın alınan George Sale tarafından yapılan İngilizce çeviri de dahil.
Oymalı Kufik yazıyla sarılmış, kendine özgü mimarisiyle Beyt-el Ku’ran, modern Bahreyn mimarisinin güzel bir örneği.
Kur’an’ların yanı sıra, el yazmaları, el oymacılığı ve İslami hat örneklerini barındırmakta ve Mevlana ve Ömer Hayyam’ın eserlerine ev sahipliği yapan bir kütüphaneye sahip.
Müzede yer alan mini Kur’anlar dikkat çekici. En küçüğü (18. yüzyıl) 3.2cm x 4.7cm ölçülerine sahip. Sergiler İngilizce olarak iyi bir şekilde etiketlenmiş ve yüzeysel biçimde bir saat içinde incelenebiliyor.
Rehberli bir tur için önceden telefonla aramalısınız. Ana giriş ve otopark arkda, binanın güney tarafındadır.
1988 yılında inşa edilen cami, Bahreyn’in (18. yüzyılda) kurucusu olan Ahmed Al-Fateh’in (Ahmed ibn Muhammed ibn Khalifa) adını almış.
Al-Fateh, Arapça’da “açıcı” veya “fetih” anlamına gelir. Cami, 7000’in üzerinde kişinin aynı anda namaz kılmasına izin verecek bir kapasiteye sahip ve en büyük cam elyafı kubbelerinden birine sahip olmak gibi bazı ilginç özellikleri haiz.
Ayrıca asırlık kitapların da yer aldığı binlerce kitabı içeren bir kütüphane de bulunmakta.
Bu çok güzel ikiz kemerli kapı, Manama Çarşısı için uygun bir giriş.
1949’da İngilizlerin kraliyet danışmanı Sir Charles Dalrymple Belgrave tarafından yaptırılan Bab-el Bahreyn (Bahreyn Kapısı), Bahreyn’in orijinal gümrük iskelesi olduğu için, mallarla dolu devasa dhow’ların (geleneksel kargo tekneleri) yanaşma noktası idi.
Deniz o zamandan bu yana kara ıslahı ile birkaç kilometre kuzeye itildi ve Bab-el Bahreyn şimdi bir bilgi merkezine ev sahipliği yapıyor.
Riffa, Bahreyn’in kalbinde yer almakta ve Manama’nın eline geçmeden önce ülkenin en büyük şehriydi.
Sonuç olarak, bu şehir eski dünyanın karakteriyle dolu ve muhteşem çardaklı sazlardan oluşan büyük Riffa Kalesi ve antik mahkeme odaları gibi antik yerleri görebilirsiniz.
Ayrıca dolambaçlı alışveriş caddelerinin yanı sıra, inci kolye, Orta Doğu baharatları ve biblolar almak için harika bir yer haline getiren otantik Arap pazarlarını da bulacaksınız.
Burada modern eski ile karışır ve Orta Doğu’daki en ünlü golf sahalarından biri de Riffa’da bulunur.
Amwaj Adaları, Bahreyn kıyısı açıklarında bir takımada ve Orta Doğu’daki zenginliğin cisimleşmiş hali.
Adalar, genellikle burada olduğu gibi, %100 geri kazanılmış topraktan yapılmakta ve burada görkemli badanalı kuleleri ve lüks daireleri bulabilirsiniz.
Özel iskelelerde milyarderlerin yatlarını görebileceğiniz bu bölgede Bahreyn’deki en iyi plajların bazıları burada bulunuyor.
Bunlar arasında, bozulmamış kumların yer aldığı Tala Adası çevresindeki enklavlar ve çevrenin tadını çıkarırken bir dalış yapmak istiyorsanız mükemmel masmavi lagünler bulunur.
Juffair bölgesinin bazen Manama’daki kentsel yayılmanın bir başka uzantısı olduğu düşünülür, ancak burası aslında önceleri Bahreyn’in tamamen ayrı bir parçasıydı.
Bununla birlikte, buraya gelmenin ana nedenlerinden biri, her yıl burada yükselen yeni kuleler ile bu kentin ne kadar hızlı geliştiğini görmek.
Ayrıca bazı birinci sınıf restoranların yanı sıra birçok iyi konaklama seçeneğini bulabileceğiniz bir yer.
Aynı zamanda, adından da anlaşılacağı gibi, Manama’nın barları ve fast-food restoranları ile ünlü bir turist bölgesi olan American Alley’e de ev sahipliği yapmakta.
Muharrak bölgesinin tarihi Dilmun medeniyetine dayanmakta, ancak burada tarihte bir dizi güç rekabeti gerçekleşmeye başladığında, Bahreyn’deki bu kuzey şehrine gerçek refahı getiren Yunanlılardı.
Bahreyn’in başkenti olarak kullanılmış olan Muharrak, bugünlerde Bahreyn Uluslararası Havalimanı’na ev sahipliği yapması nedeniyle Bahreyn’e giriş ve çıkış noktası.
Bununla birlikte, ana ulaşım merkezi olmasının yanı sıra, bu şehir aynı zamanda kendine özgü bir cazibeye sahiptir.
Bu geleneksel pazar bölgesinde nargile ve nane çayının tadını çıkarabileceğiniz zengin bir kafe bulabilir ve ayrıca Orta Doğu bibloları satın alabilirsiniz.
Bu arada, Muharrak’taki yerel futbol takımının Bahreyn’in en iyisi olduğunu ekleyelim.
Havar Adaları, Bahreyn takımadalarının en güney noktasında yer alır ve komşu Katar’ın hemen kıyısındadır.
Bu adalar ıssızdır, zira Bahreyn’in en kurak kısımlarından biridir ve kaynak suyu açısından fakirdir.
Bununla birlikte, kıyı şeridinde sıkça dolaşan nadir bulunan ve tehlike altındaki Sokotra karabataklarına ev sahipliği yapmaktadır.
Kuşların yanı sıra, vahşi yaşam severler de ara sıra Arabistan Antilobu görebilir.
Isa Town, ilk bakışta basitçe beyaz badanalı villalardan ve lüks evlerden yapılmış gibi görünebilir.
Ancak içine girdikçe, kumaş ve geleneksel Bahreyn el sanatları satan renkli çarşı tezgahlarıyla dolu canlı bir pazarla karşılaşırsınız.
Burası ayrıca yerel bir kafede sandalye çekip bir bardak nane çayının tadını çıkarmak ve yerlilerle sohbet etmek için harika bir mekan.
Futbolu seviyorsanız, burası aynı zamanda ülkedeki en büyük futbol sahası olan devasa Bahreyn Ulusal Stadyumu’na ev sahipliği yapmakta ve maç günlerinde çok kalabalık oluyor.
Bahreyn’in bazı şehirleri antik mucizeler sunarken, bazıları ise 1980’lerden kalma Hamad kenti gibi daha modern.
Manama’nın 18 kilometre dışında bulunan bu şehir, başkentte çalışan insanlara hizmet etmek için inşa edilmiş olduğundan bu bölgeye ulaşım oldukça kolay.
Hamad Town, Bahreyn Formula 1 pistine ev sahipliği yapmasıyla ünlü.
Zallak, Bahreyn’in batı sahil şeridinde bulunuyor ve berrak turkuaz lagünleri ve kıyıyı saran hurma ağaçlarıyla ünlü.
Bahreyn’in bu kısmı Al Jazaer Beach’in beyaz kumlarıyla da ünlü ve burada bölgenin en sevilen halk plajlarından biri bulunuyor.
Jet ski ve uçurtma sörfü gibi su sporları burada popüler ve plajın her tarafında barbekü mangalları var.
Isa Town ve Bahreyn batı kıyısında bulunan A’Ali sevimli küçük bir köy.
Köy, bölgenin sanat ve el sanatları merkezi olarak bilinir ve özellikle seramikleriyle ünlü.
Burada yapılacak en iyi şeylerden biri, yerel halkın çalışmasını izlerken yerel pazarlarda dolaşmak ve seramik dükkanlarını keşfetmek.
Hediyelik eşya aldıktan sonra şehir dışına çıkıp yakınlardaki ünlü Dilmun mezar höyüklerine gidip 5.000 yıl öncesine bir seyahat yapmayı unutmayın.
Kral Fahd Geçidi kavşağında ve Bahreyn’in batı kıyılarının sınırlarında bulunan Al Jasra köyünde muhteşem el sanatları aramaya devam edebilirsiniz.
Bu bölge, bölgenin miras alanlarından biri olarak bilinir ve A’Ali harika bir sanat ve zanaat merkezidir.
Burada, harika hediyelikler veya hediye olabilecek dokumalar, çanak çömlek ve diğer geleneksel el sanatlarını bulacaksınız.
Alışverişinizi tamamladıktan sonra, buradaki bir başka önemli yer olan, Şeyh Salman bin Hamad Al Khalifa’nın yazlık evi olan ve parlayan mercan taşlarıyla tanınan Al Jasra Evi’ni görmelisiniz.
Al Areen bölgesi oteller ve butik resortlarla dolu bir bölge. Ancak sunduğu tek şey konaklama değil.
Bunun yanı sıra, yedi kilometre karelik alana yayılan ve Bahreyn’in güneybatısında bulunan yaban hayatı rezerviyle de bilinir.
Burada Arap develeri, keseli antilop, Nubian ceylanları ve Arabistan antilobunu da içine alan bir fauna zenginliği bulacaksınız.
Ayrıca burada düzenli olarak tertiplenen Ortadoğu şahin gösterileri de var.
Saar, Manama’ya yakın fakat aynı zamanda huzurlu ve daha az telaşlı bir atmosfer yaratacak kadar uzakta bir bölge.
Bölge, zengin ve ünlü Bahreyn yazlık evleri ile tanınır, ancak burada dikkat edilmesi gereken tek şey bu değil.
Bölge aynı zamanda enfes kafeleri ve kahvelerinin yanı sıra kaliteli yemek seçenekleriyle ünlü.
Bazı tarihi yerler arıyorsanız, o zaman bunları Saar’da, eskiden beri devam eden metal işleri ve bakır cevheri eserleri ile ünlü Dilmun yerleşimleri formunda bulabilirsiniz.
Sitra adası Basra Körfezi’nde ve Bahreyn’in doğu kenarında yer alıyor.
Ada, yerel balıkçıların yanı sıra petrol şirketleri tarafından da kullanılıyor, bu nedenle Bahreyn’in iki tarafının birlikte çalıştığını görmek için ilginç bir yer.
Burada Al Kharijiya ve Mahazza gibi tarımsal köyler var ve bu noktayı palmiye ağaçlarıyla çevrili plajları ve çok sayıda deniz kenarı restoranının bulunduğu Al Dar takımadalarına bir basamak taşı olarak da kullanabilirsiniz.
Bahreyn, her damak tadına yönelik bol miktarda yemek seçeneği olan kozmopolit bir ada.
İster deniz kenarında ister sevdiklerinizle, isterse tüm aile olarak hızlı bir yemek için dışarı çıkmak için Bahreyn’de tüm seçenekler mevcut.
Orta Doğu için medeniyetlerin buluşma potalarından biri olan Bahreyn Krallığı, dünyanın her yerinden mutfaklar sunuyor.
Ülkenin başkenti Manama haftanın herhangi bir günü yemek yeme seçenekleriyle dolu, işte en iyi seçenekler:
Umm Al Hassam Bulvarı’nda bulunan Panasia, ülkedeki en iyi güneydoğu Asya mutfağı örneklerinden bazılarını sunmakta.
Çıtır ördek, köfte ve meyve kokteylleriyle birlikte yerel bir favori.
Popüler bir İtalyan restoranı olan Masso, ziyaretçilerine sade fakat modern bir dekora sahip şık bir ambiyans sunuyor.
Ödüllü restoran, kusursuz pişirilmiş kaliteli deniz mahsulleri yemekleriyle asla hayal kırıklığına uğratmıyor.
Seef bölgesinde yer alan Bushido, sakinleştirici bir atmosfere sahip harika bir modern Japon restoranı.
Restoran, insan alanı, suşi barı, teras ve teppenyaki odasına bölünmüş olup canlı yemek pişirme istasyonları etkileyici.
Bölgeden bazı otantik lezzetleri denemeden Orta Doğu’yu ziyaret ettim diyemezsiniz.
Zahle ülkedeki en iyi geleneksel Lübnan yemeklerinden bazılarını sunar.
Humus’tan marine edilmiş ete kadar Zahle bütün aile için eğlenceli bir deneyim sunuyor.
Yeni bir ülkeye seyahat ettiğinizde, nerede alışveriş yapılacağını veya yemek yemeyi bilmediğinizde işlerin ne kadar zor olduğu malum.
Bazen yerel halktan öğrenmek aylarca sürebişecek alışverişin karşılığını alır.
Ancak Bahreyn, turistler açısından dünyanın en iyi noktalarından biri olduğundan, Bahreyn’de alışveriş yapmanın denemeler ve hatalarla dolu göz kamaştırıcı eğlenceli bir deneyim haline gelmesine yardımcı olmak için buradayız.
Lüks alışveriş dikkatinizi çekiyorsa, endişelenmeyin. Zira Bahreyn’in sadece buna adanmış çok çeşitli mağazaları ve alışveriş merkezleri var.
Moda Mall, Bahreyn’de bir çatı altında en fazla sayıda tasarımcı markanın yer aldığı lüks bir alışveriş merkezi. Tüm lüks mağazalar şık kafelerle çevrili zarif bulvarlar arasında dağılmış. Bu alışveriş merkezi, Bahreyn’de kesinlikle en iyi lüks alışveriş deneyimini sunuyor.
Al Aali Alışveriş Merkezi ise geleneksel Arap Çarşısı tasarımında haute couture, Godiva çikolataları, çok sayıda kaliteli restoran ve şık kafeyle birlikte benzeri olmayan bir alışveriş deneyimi sunuyor.
Bahreyn’den evinize dönerken ülkeyi ve deneyiminizi yansıtan çok çeşitli hediyelikler bulabilirsiniz.
Bunlar arasında otantik inciler, egzotik İran halıları, yerel baharatlar ve taze hurmalar en öne çıkanları.
Otantik İran halıları başta olmak üzere hediyelik eşyalar için Manama Çarşısı’nı ziyaret etmelisiniz.