Nevşehir’de Gezilecek Yerler

Efsaneleri, ilginç yapıları, masalsı güzelliği ile Nevşehir siz ziyaretçilerini bekliyor.

Nevşehir’de Gezilecek Yerler, Nevşehir Turistik Yerler

Erken saatlerde havalanan balonlar, taş yapılar, kiliseler, müzeler ve dolu dolu bir tarih atmosferini soluyacağınız şehirde yoğun bir gezi sizi bekliyor. Nevşehir’de tarih ve doğayla iç içe çıkacağınız yolculuğu ömrünüz boyunca unutamayacaksınız!

Burada yer alan onlarca tarihi ve doğal güzelliği keşfetmek için birkaç gün yeterli olmayabilir. Her biri için bir gün ayırmanız bile gerekebilir. Ancak zamanınız kısıtlıysa belli bir rota belirleyerek ona göre seyahatinizi gerçekleştirebilirsiniz.

Göreme Açık Hava Müzesi

Nevşehir’i keşfetmek için ilk adım Göreme Açık Hava Müzesi olacaktır.

Şehir merkezine 13 km mesafede olan Göreme Açık Hava Müzesi, eski zamanlarda manastır hayatının merkezi olarak yer almıştır.

Oyulan kayalarda kilise ve şapellerin yoğun şekilde bulunduğu müzede, yemekhaneler ve oturma yerleri de vardır.

Müzede bulunan yapılar, Hristiyanlık tarihi açısından oldukça önemli bir yere sahiptir. Bu açıdan, özellikle Hristiyanların ilgisini çekmektedir.

Müze, dini eğitimin başladığı yer olarak kabul edilmektedir.

Açık Hava Müzesi’nde bulunan kiliseler tempera ve fresco tekniğinin yanında kaya yüzeyini düzelterek doğrudan uygulanan boyama teknikleri ile boyanmıştır. Bu teknik, ziyaretçiler için günümüzde adeta bir görsel şölen yaşatmaktadır.

Tarihi MS 4. Yüzyıla dayanan bu otantik bölge, sakinlerini 9 yüzyıl boyunca ağırlamıştır.
Bünyesinde Yılanlı Kilise, Çarıklı Kilise, Kızlar Erkekler Manastırı, Aziz Basil Kilisesi, Elmalı Kilise, Karanlık Kilise, Tokalı Kilise, Azize Barbara Kilisesi bulunan Göreme Açık Hava Müzesi 1967 yılından bu yana hizmet vermektedir.

1985 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirasları Listesinde yer alan Göreme Açık Hava Müzesi, kiliseleriyle, şapelleriyle, buram buram tarih kokan yapısıyla siz ziyaretçilerini bekliyor.

Üç Güzeller

İsmiyle müsemma diyebileceğimiz bu alan, bölgenin sembolü niteliğinde üç adet güzel peri bacasının yan yana bulunarak göz ziyafeti sunduğu bir yapıya sahiptir. Bölgenin en çok turist çeken ve ilgi toplayan mekânıdır.

Arkasında Erciyes Dağı’nın insanları kucakladığı bir manzara sunan alanda biri diğerine göre daha küçük; sevimli bir peri bacası ailesi ziyaretçilerini bekliyor.

UNESCO Dünya Miraslar Listesi’nde yer alan Üç Güzeller Bölgesi, tarihin doğa ile sarılarak ziyaretçilerini beklediği, yılda yaklaşık iki milyon turisti ağırlayan, girişi ücretsiz, manzarası mükemmel bir doğal güzellik alanı.

Bu otantik bölge, efsanesi ile turistlerin ilgisini çekiyor. Efsaneye göre bir çobana âşık olan prenses, kral olan basına aşkını anlatır lakin babası çobanı kızına yakıştıramaz ve bu aşka karşı çıkar. Yüreğinin sesini dinleyen prenses, babasına karşı çıkar, çoban ile evlenir ve bir çocuğu olur. Kral, doğan çocuğu da istemez. Prenses ve ailesinin ölüm fermanını imzalar ve onların peşine askerlerini gönderir. Ölmemek için bir mucize dileyen prensesin dileği kabul olur ve kendisi, kocası ve yeni doğan çocuğu taşa dönüşür ve anne, baba, çocuk olarak “Üç Güzeller” harikası ortaya çıkıverir.

Efsanesi, manzarası, büyüleyici güzelliği ile anılarınıza can katacak Üç Güzeller’i görmeden Nevşehir’den ayrılmayın.

Ihlara Vadisi

Her ne kadar Aksaray’a bağlı olsa da, Nevşehir sınırında yer alan Ihlara Vadisi coğrafi özellikleri bakımından Kapadokya bölgesine benzediğinden rehberimize dahil ettik.

Yüzyıllar önce Hasan Dağı lav püskürtüyor ve tabiat ananın eli ile bu güzel vadinin oluşumu için doğa ilk adımı atıyor.

Hasan Dağı’nın oluşturduğu volkanik katmanı yıllarca Melendiz Çayı aşındırıyor ve adeta bir kanyon görünümüne sahip büyüleyici Ihlara Vadisi oluşuyor.

Ihlara köyünden Selime’ye uzanan doğanın huzur eli diyebileceğimiz bu vadi yaklaşık 14 km boyunca tabiat ananın bütün güzelliklerini sergiliyor.

Yürüyüş parkurunu takip ederek aşınmış kiliseler, oyulmuş taşlar, Kapadokya’ya özgü gökyüzüne uzanan kayalar sizleri bekliyor.

Bu cennetten köşe yüzyıllar boyunca rahip ve keşişlerin Tanrı’ya sığındıkları bir mekân olarak hizmet vermiş. Kimi zamansa savaştan kaçıp sığınanlara kol kanat germiş.

Tüneller ile bağlantı kurulan tam 105 adet kilise vadi boyunca uzanıyor. Ancak zamanla göçükler gerçekleşmiş ve sadece 14 tanesi inatla direnmiş.

İlginçtir ki 1924 yılına kadar bu kiliselerde ibadet devam etmiş.

Aziz George Kilisesi içinde yer alan kitabede Selçukluların hoşgörülü yönetiminden de bahsedildiğini görmekteyiz.

Gezi planınızda yaklaşık bir gününüzü ayırmanız gereken vadinin Aksaray’a mesafesi 40, Nevşehir’e mesafesi 100, Kayseri’ye mesafesi ise 148 km. Vadiye gelmek için otobüs seferleri düzenleniyor ayrıca tur otobüsleri de daimi hizmet veriyor.

Vadi boyunca yer alan kiliseleri kiliselerin dışından fotoğraflayabiliyorsunuz, Kilisenin iç yapısına zarar vermemek için kilise içinde fotoğraf çekmek yasak.

Vadi uzun ve yorucu bir parkur. Yorulduğunuzu hissettiğiniz ve vadinin büyüleyici yapısıyla baş başa kalmak istediğiniz anlarda Melendiz Çayı’nın üzerine yapılan barakalarda soluklanıp bir şeyler yeme içme imkânınız var.

Ihlara vadisi doğanın bütün güzelliğini sizlere sunmak için bekliyor.

Nevşehir Müzesi

Merkez Kütüphane Müdürü Hamit Özalp’in özverili çalışmaları ile 1966’da açılmasına karar verilen müze, bir süre Damat İbrahim Külliyesi’nde bir alan restore edilerek 1967 yılında Damat İbrahim Paşa Arkeoloji ve Etnografya Müzesi olarak hizmet vermeye başlamıştır.

1987 yılında ise günümüzdeki yerine taşınarak Arkeolojik ve Etnografik Teşhir Salonu olarak iki salonla ziyaretçilerini ağırlamaktadır.

Arkeolojik Teşhir Salonunda çeşitli çağlardan günümüze ulaşan sikkeler, topraktan pişmiş çömlekler, kâseler, kemikten yapılmış çeşitli objeler ve bunun gibi birçok tarihi eser sergilenirken, Etnografik Teşhir Salonunda ise Nevşehir yöresine ait folklorik eserler sergilenmektedir.

Tarihe yolculuğa davet eden bu müzeyi de seyahat planınıza eklemeyi ihmal etmeyin.

El Nazar Kilisesi

El Nazar vadisindeki bir kaya içine oyularak yapılmış olan El Nazar Kilisesi’nin 10. Yüzyılda yapıldığı varsayılmaktadır.

T planlı yapının sahneleri kronolojik şekilde sıralıdır. İncil’deki çeşitli sahneleri ele alan freskleri de bu kiliseyi dolaşırken görebilirsiniz.

Paşabağları

Geçmişte “Rahipler Vadisi” denilen yerin ismi günümüzde Paşabağları olarak anılmaktadır.

Related Post

Bu bölgede çok başlı, çok gövdeli, kendine özgü peribacaları yer almakta olup, bir şapel ve inziva hücresi de bulunmaktadır. İlginizi çekeceğini düşündüğümüz bu alanı gezmeyi ihmal etmeyin.

Zelve Vadisi

Peribacalarının en yoğun olduğu bölgelerden biri olan Zelve, üç vadiden oluşmaktadır.

Zelve, Hıristiyanlıkta önemli bir yerleşim yeri olmuş, papazlara ilk dini seminerler yine burada verilmiştir.

Manastır hayatının ilk zamanlarına dayanan Direkli Kilise, ikonoklastik dönemin izlerini taşımaktadır.

İkonoklastik dönem öncesine ait Balıklı, Üzümlü ve Geyikli kiliseleri de bu bölge içerisindedir.

Zelve bölgesi yöreyi anlamlandırmak için en güzel seçeneklerden biri.

Çavuşin Kilisesi

Bir kaya içine oyulan ve iki kattan oluşan kilise, Göreme’ye yakın konumdadır.

Alt katlar keşişler için ayrılmış olup, üst kata çıkabilmek için yıkılan doğal merdiven yerine demirden bir merdiven yapılmıştır.

İmparator Nicephorus Phocas adına yaptırılan kilisede, imparator ve aile fertleri resmedilmiştir.

Tarih kokan bu kiliseyi görmenizi tavsiye ederiz.

Özkonak Yer Altı Şehri

İdiş Dağı’nın kuzeyinde, Avanos’a 14 km uzaklıkta olan Özkonak Yer Altı Şehri, tüf tabakalarının çok kalın olduğu bir yerde inşa edilmiştir.

Tünellerle birbirine bağlanan yerleşkelerde, farklı katların aralarında haberleşebilmeleri için kullandığı uzun ve dar delikler mevcuttur, bu delikler ayrıca havalandırma için de kullanılmıştır.

Gelebilecek tehlikelere karşı da tünellerin üzerinde, düşmanların üzerine kızgın yağ dökebilmek için delikler açılmıştır.

Tarihi savaş sahnelerinin gözümüzde adeta yaşatıldığı bu şehir, gezi planınızda mutlaka yer almalı.

Açıksaray Harabeleri

Gülşehir’e 15 km olan, antik zamanda Zoropassos ismi ile anılan Açıksaray Harabeleri’nin, yapılan çalışmalar sonucunda bir manastır yerleşimi olduğu anlaşılmıştır.

Önemli bir din merkezi olan bu bölgede mezar kalıntıları, kiliseler, at ahırları, büyük salonlar öne çıkmaktadır. Burada bulunan mantar şeklindeki peribacaları eşsiz oluşumlardandır.

Ziyaretçilerine adet tarih ziyafeti yaşatan harabelerin ilginizi çekeceğinden emin olabilirsiniz.

Aziz Jean Kilisesi

Gülşehir’de bulunan Aziz Jean Kilisesi, iki katlı bir yapıdır.

Üst katta İncil’den bölümleri işleyen süslemelerle bezenmiş kilise yapısı mevcutken alt katta şarap mahzenleri, mezarlar, su kanalları ve ayrı bir kilise bulunmaktadır.

Görevlilere ait bölümler de alt katta yer almaktadır.

Kilisede bulunan resimler, motifler nadir eserlerdendir, 1212 yılına tarihlenmiş bir yazıt kilisenin apsisinde yer almaktadır.

Derinkuyu Yeraltı Şehri

Derinliği 85 metreye ulaşan yer Derinkuyu Yer altı Şehri, Nevşehir’e 29 km mesafededir.

Ahır, kiler, yemek yeme yerleri, kilise gibi klasik bölümlerin yanı sıra ikinci katında misyonerler okulu da bu şehirde yerini almıştır, bu okul geniş bir alan kaplamakta ve içinde çalışma odalarını da içermektedir.

Derinlemesine inilen şehrin daha alt katlarında haç şekilli bir kilise karşınıza çıkmaktadır, 55 metre derinlikte bulunan havalandırma kanallarının yeryüzü ile bağlantısı vardır ve bazıları su kuyusu olarak da kullanılmıştır, bazılarının da güvenlik amacıyla ağızlarının yeryüzü ile bağlantısı yoktur.

Hala şehrin büyük bir bölümü ziyarete açık değildir.

Oldukça ilginç olan bu yapı ziyaretçilerini cezbetmektedir.

Kaymaklı Yer Altı Şehri

Nevşehir Kaymaklı’da bulunan yer altı şehri, merkeze 20 km uzaklıktadır. 8 kata sahip olmasına rağmen, 4 katı ziyarete açıktır ve sadece bu alanlar ışıklandırılmıştır.

Hititler döneminde bir katı yapılmış, Roma ve Bizanslılar Döneminde büyütülerek şehre dönüştürülmüştür.

Geniş olmayan koridorlarla birbirlerine bağlı bölümler ve güvenlik açısından kapıların iç kısımlarından kilitlenmesini sağlayan büyük sürgü taşlar vardır.

Mazı Yer Altı Şehri

Antik zamanlarda Mataza olarak bilinen Mazı köyü, Ürgüp ilçesine 18 km uzaklıktadır.

4 farklı girişi bulunan şehirde yaklaşık 6000 kişinin yaşadığı tahmin edilmektedir.

1995 yılında bir çobanın bulduğu şehir, yapılan kazılarla gün yüzüne çıkarılmıştır.

Tatlarin Yer Altı Şehri

Acıgöl ilçesine 10 km uzaklıktadır.

Giriş kapısı geçmişte yıkılmış olup farklı bir bölümden şehre giriş yapılmaktadır.

Geniş bir alanda yayılı olan yer altı şehrinin küçük bir bölümü ortaya çıkarılmış ve ziyarete açılmıştır.

Diğer yer altı şehirlerinden farklı olarak bu şehirde tuvaletlere de rastlanmaktadır.

Ürgüp Müzesi

Bir dönem Ürgüp ilçe merkezinde kütüphane olarak kullanılmış olan bina 1971 yılında müze olarak ziyaretçilerine kapılarını açmıştır.

Müzede insanlık öncesi dönemlerden kalma mamut dişi, deniz canlıları fosilleri, yöreyi yansıtan taş, cam, seramik, takılar, mutfak aletleri, fenerler, kıyafetler ve daha nice öğeler sergilenmektedir.

Paylaş
Sena Özkurt

Çocukluğundan beri atlas karıştıran ve en büyük hayallerinden biri bir gün Avustralya'ya da adım atmak olan bir gezgin adayı. Kültürel devr-i alem yapmak için Boğaziçi'nde Batı Dilleri ve Edebiyatları okudu. Şimdi de seyahatseverleri dünyaya bağlamak için çalışıyor.