Tayland’ın en ünlü adası Phuket, Hint Okyanusu‘nun kıyısında bulunuyor. Ülkemizdeki gezginler tarafından genellikle balayı tatili yapmak için tercih edilen Phuket Adası, Güneydoğu Asya’nın en çok turist çeken yerlerinden birisi olarak biliniyor.
Tayland’daki en büyük ada olan Phuket, 570 kilometrekare yüzölçümüne sahip. Andaman Denizi’nde yer alan Phuket’in yüzölçümü neredeyse Singapur kadar.
Malay dilinde “tepe” anlamına gelen Phuket aynı zamanda denizden yüksekte ve zümrüt renginde manzara anlamına da sahip. Ne de güzel bir tanım olmuş çünkü bu cennet adanın her yerindeki görüntü şahane gerçekten. Ayrıca adanın neredeyse dörtte üçü dağlarla kaplı olduğundan ilk anlamı da boşuna verilmemiş.
Phuket, Tayland’ın başkenti Bangkok’a 844 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Phuket ada olarak biliniyor ama Tayland’a 600 metrelik Sarasin Köprüsü ile bağlanmış olduğu için tam bir ada sayılmaz aslında.
Muhteşem plajları, devasa heykelleri ve yemyeşil doğası ile harika bir tatil seçeneği olan Phuket’e biraz daha yakından bakalım.
Güzel haberle başlayayım; Phuket’e gitmek için vize almanıza gerek yok. En az 6 ay geçerliliğe sahip olan pasaportunuzla rahatlıkla Phuket’e sehayat edebilirsiniz.
Phuket Adası’na Türkiye’den direkt uçuş bulunmasa da aktarma yaparak bu güzel adaya ulaşabilirsiniz. Uçak biletinizi alıp Phuket Uluslararası Havalimanı’na inmek neredeyse 13 saat sürüyor. Tabii bu zaman aktarmalarınızın sayısına ve yerine göre artabilir.
Yol biraz uzun olsa da Phuket’e vardığınızda bu kadar saat yolculuğa değdiğini göreceksiniz.
Phuket Adası’nda tropikal muson iklimi görüldüğü için yılın her zamanı ziyaret edilebiliyor.
Yıl boyunca hava sıcaklıkları arasında fazla fark görülmeyen ve ekvator bölgesine yakın olan Phuket’i ziyaret etmek için en uygun zaman Kasım ve Mart ayları arasındaki zaman dilimi. Çünkü bizler kuzey yarımkürede kış mevsimini yaşarken Phuket Adası’ndakiler yaz mevsiminin tadını çıkarıyor.
Siz de benim gibi yaz mevsimini çok seviyorsanız güzel bir Phuket tatili yaparak yaz sezonunu uzatabilirsiniz. Hem de bu zaman aralığında adada fırtına olmuyor ve denizin rengi mavinin en güzel tonlarında. Seyahatinizi bu aylar arasında planlarsanız Muson yağmuru sürprizi ile de karşılaşmazsınız.
Ne var ki bu dönem adanın en çok ziyaret edilen zamanı olduğundan hüsrana uğramamak için mutlaka rezervasyon yaptırmanızı öneririm.
Phuket göz alıcı plajlarıyla ön plana çıkmış olsa da bundan çok daha fazla şeyi bünyesinde barındırıyor. Hareketli gece hayatı ve sahip olduğu doğal güzellikleri ile ziyaretçilerine egzotik bir tatil deneyimi sunan Phuket’i keşfe çıkalım.
Phuket, Tayland’ın en pahalı ulaşım sistemine sahip olduğu için adada rahatlıkla gezebilirsiniz. Geleneksel kırmızı renkli üç tekerlekli tuk-tuk isimli motor taksileri her yerde görebilirsiniz. Bu sevimli araçlar kısa mesafeler konusunda sizlere yardımcı olabilir ama binmeden önce pazarlık yapmayı ihmal etmeyin.
Daha uzun mesafeler için ise taksileri ve otobüsleri tercih edebilirsiniz. Phuket’te etraflıca gezmek isteyenler için ise motosiklet kiralamayı öneririm. Bu sayede adayı baştan başa keşfedebilir, her güzelliğin tadını çıkarabilirsiniz. Tropik iklimde motor kullanmanın keyfi kesinlikle bir başka oluyor.
Turumuza Phuket’in nefes kesen güzellikteki plajları ile başlayalım o zaman. Phuket’te gezilecek yerlerin başında Patong Plajı bulunuyor. Adaya gelen turistlerin uğramadan gitmedikleri bu muhteşem plaj tam üç kilometre uzunluğa sahip. Plajın ortasındaki alan diğer kısımlarına göre biraz daha kalabalık olsa da palmiyelerin altında kendinize güzel bir yer bulup denizin ve kumların keyfini çıkarın.
Ayrıca bu bölge gece hayatı bakımından da çok zengin seçenekler sunuyor. Tayland’da Pattaya şehrinden sonra gece hayatının en yoğun şekilde yaşandığı yer Phuket. Patong bölgesinde bulunan neon ışıklarıyla gözünüzü kamaştıracak mekânlar arasında disko, bar ve club bulunuyor. Eğer gece hayatına düşkünseniz bu bölgede konaklamanızı öneririm.
Patong Plajı’na göre biraz daha sakin olan Karon Plajı genel olarak balayı çiftlerinin ilk tercihi.
Karon Plajı turkuaz renkli ve hemen derinleşmeyen denizi ile çocuklu aileler tarafından da sıklıkla tercih ediliyor.
Plajın güneyindeki dalış merkezi de denizin altındaki renkli dünyaya göz atmak isteyenler için harika bir yer.
Mavi ve yeşilin meşk ettiği bir yer olan Kata Noi Plajı incecik kumsalıyla deniz sevenlerin sıklıkla ziyaret ettiği bir yer. Cam gibi berrak olan deniz suyu yüzmeyi çok keyifli bir hale getiriyor. Palmiye ağaçlarının altında yer bulamazsanız plajda şezlong ve şemsiye kiralama imkânı da bulunuyor.
Kata Karon Plajı masmavi renkli suları ve harika kumsalının dışında Phuket’te gün batımını izlemek için ideal bir yer. Burası sahip olduğu restoranları, alışveriş yerleri ve gece hayatı ile de ziyaretçilerin ilgisini çekmeyi başarıyor.
Phuket’te yapılacak bir diğer şey de ada turları. Phi Phi Adaları ise bunlardan en meşhur olanı. Günübirlik olan bu turlar sizi sabah otelinizden alıp akşam yine otelinize bırakıyor.
Asya’nın en güzel adası olarak bilinen Phi Phi Adaları’nın popülerliği Leonardo Di Caprio’nun başrolünde oynadığı “The Beach (Kumsal)” filmi gösterime girdikten sonra artmış. Zira o güzel film bu muhteşem adalarda çekilmiş.
Farklı boyutlardaki altı adet kara parçasından oluşan adalar vahşi yaşam ve dalış tutkunları tarafından tercih ediliyor.
Şehrin kalabalığından uzaklaşmak için de güzel bir seçenek olan Phi Phi Adaları’ndaki Monkey Beach (Maymun Sahili) de mutlaka uğramanız gereken yerlerden. Yalnızca maymunların yaşadığı bu koya tekne ile ulaşabilirsiniz. Bazen saldırgan davranışlar sergileyebilen bu sevimli canlıları uzaktan seyretmek de bir seçenek. Bu arada plajda maymunları beslemek ve yerlere çöp atmanın yasak olduğunu hatırlatmak isterim.
Katılabileceğiniz günlük turlardan birisi de Phang Nga Milli Parkı’na yapılan tur. Çevresi yemyeşil ağaçlarla çevrili olan dik kayalıklardan oluşan Phang Nga Körfezi ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor.
Milli parkın içerisinde bulunan Phang Nga Körfezi, 1974 yapımı James Bond filminin çekildiği Koh Tapu Adası‘nı bünyesinde barındırıyor.
Bu ada film sayesinde o kadar çok ünlenmiş ki yerel halk ve gezginler tarafından “James Bond Adası” olarak adlandırılmaya başlanmış. Hollywood filmlerinin turizme yaptığı etkiyi bir kez daha görüyoruz.
Plajlara doyduk biraz da etrafta başka neler var derseniz size önereceğim yer Chalong Bay. Phuket’in en önemli bölgelerinden olan Chalong, deniz kıyısında bulunuyor. Adaya gelen teknelerin uğrak noktası olan Chalong Bay’e geldiğinizde Big Buddha (Büyük Buda) heykelini mutlaka görün.
Adanın yarısından görebileceğiniz 45 metre yüksekliğindeki bu güzel heykel Nakkerd Tepesi’nin zirvesine inşa edilmiş. 135 ton ağırlığındaki heykelin alt kısmında yer alan tapınağı ücretsiz olarak gezebilirsiniz. Beyaz mermer taşları ile kaplanmış olan heykel yerli halk için umudu simgeliyormuş. Siz de ziyaret ettiğinizde bazı kişilerin heykelin etrafında dua ettiğini görürseniz şaşırmayın.
Chalong Bay, aynı zamanda adadaki Budist tapınaklarından en önemlisi olan Wat Chalong’a da ev sahipliği yapıyor. 1837 yılında yapılmış olan bu tapınak adanın en çok ziyaret edilen tarihi noktalarından birisi.
Büyük Buda heykelinin yakınında bulunan tapınağın iç duvarları Buda’nın hayatını anlatan tablolarla kaplı. Üç katlı ihtişamlı bir mimariye sahip olan Wat Chalong’un her katında altınla kaplı heykeller bulunuyor.
Tai kültürünü deneyimleme şansı elde edeceğiniz bu tapınağa giriş ücretsiz olsa da bazı kurallara uymanız gerekiyor. Tapınağa girerken ayakkabılarınızı çıkartmanız ve uzun kollu kıyafetlere sahip olmanız lazım. Tapınakta tütsü, mum yakabilir ve bağışta bulunabilirsiniz.
Phuket Old Town (Eski Meydan), şehrin ana meydanlarından birisi. Portekizliler adayı işgal ettiğinde bu bölgeye yerleşmişler. Meydanın mimarisinde de görebileceğiniz Portekiz izi, binaları çok çekici hale getirmiş. Bu meydanı etraflıca gezebilmek için bir gününüzü ayırmanız isabetli olacaktır.
Meydandaki ünlü caddeleri Ranong, Yaowarat, Phang Nga, Ratsada, Thalang, Soi Romanee ve Krabi Yolu şeklinde sıralayabilirim. Bu güzel caddelerin her birinde keşfedilmeyi bekleyen mağazalar, pazarlar ve müzeler sizleri bekliyor.
Phuket, UNESCO tarafından verilen “Gastronomi Şehri” unvanını alan ilk Asya şehri. Old Town’da bulunan kaliteli restoranlar da bu unvanın hakkını kesinlikle veriyor.
Phuket Adası’nda ziyaret edebileceğiniz güzel müzeler de bulunuyor. Phuket Trickeye Müzesi, Thai Hua Müzesi, Thavorn Otel Müzesi ve Phuket Philatelic Müzesi bunlardan bazıları.
Aynı zamanda interaktif bir oyun alanı olan Phuket Trickeye, 3 boyutlu görselleriyle ziyaretçilerini bir yandan eğitirken diğer yandan eğlendiriyor.
Thai Hua Müzesi ise Çin ve Portekiz mimarisine sahip muazzam bir binada yer alıyor. Bu müzede Phuket’in geleneksel törenleri ve Tayland’daki Çin tarihi hakkında detaylı bilgiler bulunuyor.
Phuket’in en ünlü oteli Thavorn’un lobisinde bulunan Thavorn Otel Müzesi, çok sayıda turist tarafından ziyaret ediliyor. Müze Tayland’ın ünlü kişilerine ait portreleri ve adanın madencilik tarihine ait olan eşyaları içeriyor. Phuket’in ünlü kahramanları Lady Chan ve Lady Mook’ın işgalcileri uzaklaştırdıkları bir savaşa öncülük ettikleri dönemde kullanılmış olan kılıç serisi ise müzenin en çok dikkat çeken bölümü.
Phuket Philatelic Müzesi’nde eski posta ekipmanları, telefonlar ve Tay pul koleksiyonu bulunuyor.
Nefes kesen doğal güzellikleri ve sunduğu egzotik tatil deneyimi ile muhteşem bir gezi rotası olan Phuket’te enfes zamanlar geçirmeniz dileğiyle.