Kızıldeniz’e doğru uzanan Sina Yarımadası’nın güney ucunda konumlanan Şarm El-Şeyh Mısır’ın ünü dünyaya yayılmış bir tatil yeri olarak adından söz ettiriyor.
Şarm El-Şeyh Arapçada şeyhin koyu anlamına geliyor. Kızıldeniz kıyısındaki bu kent masmavi denizi, altından kumları, zengin mi zengin su altı dünyası ile doğanın tüm güzelliklerine tanıklık edebileceğiniz bir yer.
Barış şehri (City of Peace) olarak adlandırılan Şarm El-Şeyh’in ana geçim kaynağı olarak turizm öne çıkıyor.
Güneşin yıl boyunca etkisini kaybetmediği bu coğrafya özellikle deniz, güneş ve kum tatilini sevenlerin gözdesi.
Kış mevsiminde bile denize girilebilen Şarm El-Şeyh’te Kızıldeniz’in tadını çıkarabilirsiniz. Yılın 12 ayı boyunca deniz suyunun ılık olması, konumu itibarıyla Avrupa ülkelerine yakın olması gibi etmenler sayesinde bu turizm kenti son dönemin favori rotalarından birisi halinde.
1980’li yıllara kadar tekdüze bir balıkçı kasabasıyken günümüzde dünyanın dört bir yanında turistlerin gitmeye can attığı bir yer haline gelmesi tam bir mucize.
Şarm El-Şeyh’te gezip görmeye değen yerleri sizler için derledik.
[awesome-weather location=”Şarm El Şeyh” size=”tall” units=”C”]
Müze adını Antik Mısır döneminde hüküm süren ve adı efsanelere konu olan Tutankamun’dan alıyor. Tutankamun Mısır tarihinde büyük bir öneme sahip.
9 yaşında hükümdarlığa geçen ve 9 yıllık yönetim süresinin ardından 18 yaşındayken ölen bu kralın birbirinden değerli özel eşyaları ölümüyle birlikte mezara gömülmüş.
Mezar odasının içerisinden çıkan eşyalarının birebir aynı olacak şekilde üretilen her bir kopyası King Tut Müzesi’nde ziyaretçilerini karşılıyor.
Şarm El Şeyh’in oldukça seçkin ve birbirinden lüks otellerinin olduğu yerde konumlanan bu müze her yıl dünyanın dört bir yanından gelen turistleri ağırlıyor.
Müzede sergilenen Kral Tutankamun’a ait kişisel eşyalarının replikalarının yapımı için toplam harcanan sürenin 3 yıl kadar sürdüğü edinilen bilgiler arasında.
Çağdaş mimarisi, geniş bir koleksiyon yelpazesine sahip olması sebebiyle King Tut Müzesi Şarm El Şeyh’te mutlak suretle ziyaret etmeniz gereken yerlerden sayılıyor. Müzeye geldiğinizde görmeniz gereken ilk eser olarak Kral Tutankamun’un altın maskesini şiddetle öneriyoruz.
Bu müzede kağıt kullanılarak üretilmiş olan her türlü nesneyi görebilirsiniz.
Şarm Papirüs Müzesi’nde kağıdın yapım süresince geçirdiği aşamalara tanıklık edebilirsiniz. Müze eğlenirken öğrenebileceğiniz bir konsept ile oluşturulmuş.
Binlerce tür kağıdı görmek, kağıdın eski halini incelemek ve eğlenceli vakit geçirmek isterseniz bu müzeyi kesinlikle ziyaret etmelisiniz.
Şarm El-Şeyh seyahatinizde müzeleri gezdikten sonra sıra geldi birbirinden heybetli camileri keşfetmeye. Bu kapsamda El-Mustafa Camii ilk olarak görmeniz gereken yerlerin başında geliyor.
Hem dış cephesi hem de iç mimarisi ile aklınızı başınızdan alacak bir güzellikle inşa edilen bu cami oldukça dikkat çekici.
Türkiye’deki Ayasofya ile Selimiye camilerinde olduğu gibi EL-Mustafa Camisi’nde de çoklu kubbe tasarımı görülüyor.
Caminin iki minareleri ise heybetiyle adından söz ettiriyor. İlginç mimari tasarımı sayesinde güney ve kuzey cepheden camiye dik bir açıdan bakıldığında sanki tek bir kubbe varmışçasına illüzyon yaratılıyor.
Camiye dışarıdan bakıldığında ana kubbenin daha küçük boyutlu yan kubbeler ile desteklendiği görülebiliyor. Bu da camiye eşsiz bir manzara katıyor.
Mermerle kaplanan dış cephesi kadar caminin içi de bin bir türlü ayrıntıyla bezenmiş vaziyette.
İslam kültürüne has bir mimariyle oluşturulan EL-Mustafa Camii tüm Mısır genelinde en güzel görünüme sahip olan ibadet yeri olmaya aday. Bu cami Şarm El-Şeyh’in yalnızca plaj, deniz ve dalış merkezinden ibaret olmadığının adeta bir göstergesi olarak kabul edilebilir.
Mısırlı ünlü bir mimar olan Fouad Tawfik Hafez tarafından hiçbir ücret talep edilmeksizin inşa edilen bu caminin 2017 yılında hizmete açıldığı biliniyor.
Toplamda 3000 metrekarelik bir ibadet alanına sahip olan caminin 76 metrelik iki adet minaresi kentin siluetinde göze çarpıyor.
Şarm El-Şeyh’in kent merkezine 25 kilometre kadar uzakta yer alan bu doğa koruma alanı mutlaka görmeniz gereken yerlerin başında geliyor.
Akabe Körfezi’nde konumlanan Nabq Koruma Alanı Mısır genelindeki en büyük koruma alanı olma unvanını da elinde bulunduruyor.
Farklı bitki türlerini bünyesinde barındıran bu doğa koruma alanı Suudi Arabistan’daki Hamid şehrinin tam karşısında yer alıyor.
Nabq Doğa Koruma Alanı’nda birbirinden farklı kum tepecikleri ve uzun kumsallar adeta bir görsel şölen sunuyor.
Buraya geldiğinizde birçok ilginç kuş türünün yanı sıra dağ keçileri ve ceylanlar ile karşılaşabilirsiniz.
Eğer su sporlarına meraklıysanız kıyı kesimde şnorkel kullanarak dalış yapanlara katılabilirsiniz.
Kentteki geziniz boyunca soluklanmak ve doğayla iç içe zaman geçirmek istiyorsanız Nabq Doğa Koruma alanı sizin için biçilmiş kaftan.
Ras Muhammed Milli Parkı için Şarm El-Şeyh’in göz bebeği diyebiliriz.
Devlet tarafından da özenle korunan bu milli park konum olarak Süveyş Körfezi ve Akabe Körfezi’nin kesiştiği yerde bulunuyor.
Milli parkı birbirinden farklı coğrafi ortama da ev sahipliği yapıyor.
Sina Çölü ve Kızıldeniz’in mercan resifleri burada buluşuyor. 250 adetten fazla sayıda mercan resifinin barındığı yer olan Ras Muhammed Milli Parkı dalış severler için bulunmaz bir hazine vadediyor. Bin adetten daha fazla balık türünün burada yaşadığı da edinilen bilgiler arasında.
Ras Muhammed Milli Parkı oldukça geniş bir alana yayıldığı için buraya ziyaretinize sabahın erken saatlerinde başlamanızı tavsiye ediyoruz. Burayı gezmek için tamı tamına seyahatinizin bir gününü ayırmanız yerinde bir karar olacaktır.
Milli parkı isterseniz tur satın alarak da gezebilirsiniz. Bunun nedeni ise devlet tarafından sıkı sıkı korunan bu milli parka rehber eşlik etmeksizin giriş yapamayacak olmanız.
Ras Muhammed Milli Parkı’nda dolaşırken balık avlamak, balıklara yem vermeye çalışmak ve mercanlara zarar verici hareketlerde bulunmanın da kesinlikle yasak olduğu hususunda sizi uyarmamız gerek.
Ras Muhammed Milli Parkı’na giderken mayo, havlu, deniz gözlüğü almalısınız. Böylece Şarm El-Şeyh’in en güzel sahilinde denize girme deneyimi yaşayabilirsiniz.
Deniz ve kumsal öyle güzel ki sudan çıkmak istemeyeceğinize eminiz. Eğer su altına meraklıysanız sualtı fotoğraf makinenizi yanınıza almayı unutmayın. Çünkü burası eşine nadir rastlanır zenginlikte bir su altı dünyasına sahip.
Şarm El-Şeyh tatilinizde mutlaka gitmeniz gereken rotalardan biri de Renkli Kanyonlar olarak öne çıkıyor.
Şehir merkezinin dışında yer alan kanyonun uzunluğu yaklaşık olarak 800 metre.
Renkli Kanyonlara ulaşmak için 2 saat süren bir araba yolculuğu yapmanız gerekiyor.
Geçmişte sular altında kalmış olan bu kanyon oldukça ilginç rengarenk taşlarla bezenmiş durumda.
Kanyonun oksijen dolu serin havasını solumak ve renk renk taşları görmek çok hoşunuza gidecek.
Renkli Kanyonlara rehber ile gelmenizi öneriyoruz. Rehber eşliğinde kanyonda yürüyüş yapabilir ve birbirinden ilginç manzara fotoğrafları çekebilirsiniz.
Eğer deniz, kum ve güneş aktivitesine mola verip soluklanmak isterseniz Renkli Kanyonlar tam da size göre! Buranın huzurlu ve sakin havasında ruhunuzu dinlendirebilirsiniz.
Renkli Kanyonlar’a özellikle hava henüz serinken güneşin doğuşunun ardından gelmenizi öneriyoruz. Böylece güneşin yakıcı etkisine yakalanmadan manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.
Jolanda Resifi Kızıldeniz’in kuzey kesiminde yer alıyor. Oldukça popüler bir rota olan Jolanda Resifi’nin 1980’li yıllarda dalgıçlar tarafından keşfedildiği biliniyor. Bu resifte Kıbrıs menşeili ve Jolanda adlı yük gemisine ait batık bulunuyor.
Ras Muhammed Milli Parkı’nın sınırları dahilinde kalan Jolanda Resifi’nde profesyonel dalgıçlar eşliğinde dalış yapabilirsiniz.
Dalış esnasında irili ufaklı köpek balıklarıyla da karşılaşabilirsiniz. Köpek balıklarına ek olarak çeşit çeşit balıkları ve mercan resiflerini de görmeniz mümkün. Bu yüzden yanınıza mutlaka su altı kamerası almanızı tavsiye ediyoruz.
Kızıldeniz’in Tiran Boğazı tarafında konumlanan Jackson Resifi birçok mercan resifinin yer aldığı ünlü bir rota.
Özellikle dalış meraklıların favori dalış noktalarından biri olan Jackson Resifi’nde çok sayıda balık türünü görebilirsiniz. Balıklara ek olarak köpek balıklarının da burada yaşadığını da belirtmekte fayda var.
Sina Yarımadası’nın güney ucunda bulunan bu resif Lara gemi batığına da ev sahipliği yapıyor. Geçmişte bir yük gemisi olan Lara’nın batığı oldukça ilgi çekici. Burada ayrıca dalış kursu da alabilirsiniz.
Ev sahipliği yaptığı çeşitli balık türleri ve mercan resifleri sayesinde fazlasıyla popüler olan bir rota olarak karşımıza çıkıyor.
Bulunduğu Tiran Boğazı’ndaki dalış noktaları arasında Thomas Resifi için en yoğun olanı diyebiliriz.
Şarm El-Şeyh’teki seyahatiniz süresince buraya gelip soluklanabilirsiniz. Burada yer alan profesyonel dalış ekiplerinden yardım alarak siz de dalışa katılarak su altı dünyasını keşfedebilirsiniz.
Naama Körfezi’nin kuzeyinde yer alan Bahçe Resifi 3 adet dalış bölgesine ev sahipliği yapıyor. Siz de bunlardan Yakın Bahçe, Uzak Bahçe ve Orta Bahçe’den birini tercih ederek dalış yapabilirsiniz.
Diğer resiflerin aksine kıyıya daha uzak olan Bahçe Resifine tekneler vasıtasıyla ulaşabilirsiniz.
Büyük bir su altı mercan kayalığı bulunan Bahçe Resifi’nde kelebek balığı, palyaço balığı başta olmak üzere çok sayıda balık türüne rastlayabilirsiniz.
Resifin en çok rağbet edilen noktası olarak Yakın Bahçe diğer yerlerden ayrışıyor. Yakın Bahçe’ye çok sayıda tekne turu düzenleniyor. Özellikle yaz mevsiminde burasının fazlasıyla kalabalık olduğunu görebilirsiniz.
St. Catherine Manastırı Şarm El-Şeyh’in 250 kilometre kadar dışında bulunan Musa Dağı’nın eteklerinde yer alıyor. Bu manastır günümüzde de aktif halde ibadet yeri olarak halka hizmet veriyor.
Manastır Hristiyanlık, Müslümanlık ve Musevilik için de kutsal kabul ediliyor.
Etrafı güneş batarken pembemsi bir rengi andıran dağlarla çevrelenen St. Catherine Manastırı bir vadinin içerisinde yer alıyor.
Manastır için tam olarak Musa Dağı’nın eteklerinde olduğunu söyleyebiliriz.
8 metreden 35 metreye kadar uzanan yükseklikteki granit duvarlarla korunan bu tarihi yerin bahçesinde çok sayıda selvi ağacının dikili olduğunu görebilirsiniz.
St. Catherine Manastırı’nın Ayasofya’yı da yaptıran kişi olan dönemin Bizans imparatoru olan Jüstinyen tarafından inşa ettirildiği biliniyor.
St. Catherine Manastırı dinler tarihinde oldukça önemli bir yere sahip olmasıyla ünlü. 14 yüzyıldır varlığını ayakta dimdik durarak sürdüren bu manastır Musa Peygamber’e 10 Emir’in indirildiği yer ve yine Musa Peygamber’in yanan çalılığı gördüğü yer olması bakımında tarih sahnesinde kritik bir öneme sahip.
Arap mimarisine özgü mozaikler, kadehler, yağlı boyayla yapılmış tablolar ve çeşitli kutsal emanetleri barındıran manastırın tarihi ve mistik atmosferi sizi derinden etkileyecek.
Tüm bunlara ek olarak dünya üzerindeki en geniş kapsamlı el yazması koleksiyonu da burada sergileniyor.
Vatikan’dan bile daha zengin bir arşive sahip olan St. Catherine Manastırı’nı görmeden Şarm El-Şeyh’ten kesinlikle ayrılmayın.
Özellikle akşam saatlerinde yapılan ışıklandırmasıyla oldukça göz alıcı bu tarihi katedrali mutlaka görmelisiniz.
İki adet ressam tarafından inşa edildiği bilinen Heavenly Katedrali hem temiz ve bakımlı oluşu hem de sıra dışı mimarisi ile Şarm El-Şeyh’te mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri.
Katedrale girmeden önce sıkı bir güvenlik taramasından geçeceğiniz konusunda sizi uyarmak isteriz.
Nasıl ki Naama Körfezi için Şarm El-Şeyh’in eğlence üssü deniliyor burası da aynı şekilde kentin 24 saat uyumak bilmeyen bir yeri.
Gündüzünün sakin olduğu ancak havanın kararmasıyla birlikte insanların adeta akın ettiği Soho Meydanı’nı mutlaka görmelisiniz.
Şarm El-Şeyh’in en turistik cazibe merkezlerinden biri olan bu meydan sabaha kadar eğlenceye doyabilirsiniz.
Şarm El-Şeyh’te mutlaka görmeniz gereken yerlerin başında Eski Pazar geliyor. Burada alışveriş namına her şeyi bir arada görebilirsiniz.
Hem yerel dükkanlardan hem de son derece lüks mağazalardan keyifle alışveriş yapabilirsiniz. Özellikle yerel dükkanlardan alışveriş yaparken pazarlık yapmanızı tavsiye ediyoruz.
Kıyafet, ayakkabı, süs eşyası, şapka, nargile, seramik, rengarenk lambalardan tutun Orta Doğu’ya özgü baharatlar ve tropik meyve çeşitlerine adar ne isterseniz satın alabilirsiniz.
Yaklaşık olarak 40 yıldır var olan Eski Pazar’a gündüz yoğun olan sıcaklıktan olumsuz etkilenmemek için akşam saatlerinde gelmenizi tavsiye ediyoruz.
Şarm El-Şeyh’in esas merkezi olarak kabul gören Eski Pazar’da mağazalar gecenin geç saatlerine kadar açık vaziyette müşterilerini bekliyor.
Alışverişten yorulursanız birbirinden leziz yemekler yiyeceğiniz çok sayıda restoran ve kafe seçeneği de mevcut.
Naama Körfezi için Şarm El-Şeyh’in kalbi dersek yanılmış olmayız. Şehrin eğlence merkezi olarak görülen Naama Körfezi 24 saat uyumayan bir yer.
Nargile kokan sokakları, egzotik atmosferi, birbiri ardına sıralanan lüks restoranları ile burası aklınızı başınızdan alacak. Bunlara ek olarak efsane Hard Rock Cafe de Naama Körfezi’nde yer alıyor.
Naama Körfezi’nin eğlence ve alışveriş dolu sokaklarının ilerisinde ünlü Naama Plajı turistleri karşılıyor. Plaj özellikle bahar ve yaz aylarında oldukça kalabalık. Burada denize giren, güneşlenen, su sporları yapan çok sayıda insanı görebilirsiniz.
Ayrıca körfezden kalkan Glassboat turlarına mutlaka katılmanızı öneriyoruz. Glassboat yani altı camla kaplı olan teknelere binerek Naama Körfezi’nin zengin sualtı dünyasına açılan pencereden bakabilirsiniz. Bu turlara katılmak için körfezdeki Şarm El-Maya Koyu’na gitmeniz gerekiyor. Denizaltına benzeyen bu glaasboat denen teknelerle inanılmaz bir Kızıldeniz macerası yaşayabilirsiniz.
Naama Körfezi’nin sahilinde gündüz deniz ve güneşin altında yorulduktan sonra sokaklarındaki ünlü kafe ile restoranlarda keyifli bir akşamın tadını çıkarabilirsiniz. Hard Rock Cafe, Bus Stop, Camel Bar, Pasha, Taj Mahal burada en çok rağbet gören yerlerin yalnızca birkaçı.
Akşamın ardından renkli gece hayatına geçiş yapmak isterseniz de El Adaba’da yer alan El Fanara adlı açık hava diskosuna mutlaka gitmelisiniz. Bu açık hava diskosu Şarm El-Şeyh’in en ünlü gece mekanı olarak tanınıyor.
Eğlenceli gece hayatının dışında Naama Körfezi tam bir alışveriş cenneti. Buradaki yerel dükkanlardan papirüs, Antik Mısır dönemini yansıtan heykeller, mercan, altın kolye, Arap kültürünü yansıtan otantik parfümler ve yerel motiflerle bezeli şallardan satın alabilirsiniz.
Tiran Adaları bölgesi sınırları içerisinde yer alan Köpekbalığı Körfezi’ne gitmek için şehir merkezinden yaklaşık 30 dakika kadar yol gitmeyi gerektiriyor.
Tüm kıyı şeridi resiflerle kaplı olan Sharks Körfezi aslan balığının da içinde bulunduğu çok sayıda balık türüne ev sahipliği yapıyor.
Bu yüzden de dalış meraklıların oldukça ilgi gösterdiği bir rota olarak öne çıkıyor. Siz de dalış seviyorsanız yanınızda getirdiğiniz şnorkelle körfezde dalış yapabilirsiniz.
Şarm El-Şeyh’e gelip de çöl safarisine katılmamak olmaz. Resiflerde dalışın ardından bu kentte yapacağınız en akılda kalıcı aktivite şüphesiz çöl safarisi olacak.
Çöldeki safariye katılmak için en elverişli zaman diliminin güneş doğarken ve batarken olduğunu söyleyebiliriz.
ATV denen araçlara binerek gerçekleştirilen safarilere adeta turistler akın ediyor.
Safaride mola vermek için genellikle Bedevi köyleri tercih ediliyor. Köyde çay içerek deveyle de gezme imkanına sahip olabilirsiniz. Bedevi çadırındaki çöl eğlencelerine de katılabilirsiniz.
Her yönüyle sıra dışı bir deneyim olan çöl safarisine katılmadan Şarm El-Şeyh’ten ayrılmamalısınız.
Konum itibarıyla Şarm El-Şeyh’e oldukça yakın olan Sina Dağı’nı görmeden tatilinizi noktalamamalısınız.
Kente oldukça yakın olduğu için buraya ulaşım için pek çok seçenek bulunuyor.
Sina Dağı’ndaki Baba Oğul ve Kutsal Ruh Şapeli her yıl binlerce turisti ağırlıyor.
Şarm El-Şeyh Kızıldeniz’in kıyısında yer aldığı için buraya yalnızca dalış yapmak amacıyla bile gelen çok sayıda turist kafilesi ile karşılaşmanız olası.
Çok sayıda resife ve dalış merkezine ev sahipliği yapan Şarm El-Şeyh benzersiz bir su altı dünyasına sahip.
Bunların yanı sıra upuzun sahil şeridi, yılın neredeyse her dönemi kalabalık olan dünya çapında popüler plajlarıyla da önemli bir cazibe merkezi.
Kentin en sevilen plajı olarak Napama Bay Plajı görülüyor. Hava koşulları ve deniz suyu sıcaklığı elverişli olduğu için burası yılın neredeyse her dönemi kalabalık bir yer.
Buna ilaveten Shark’s Kumsalı ve Nabq Plajı da çokça rağbet görüyor. Siz konakladığınız otelin konumuna göre dilediğiniz plaja giderek denizin ve kumsalın tadını çıkarabilirsiniz.
Söz konusu dalışa geline en çok talep gören yer olarak Ras Um Sid yani fener bölgesi ile Şarm El-Maya bölgesinden söz edebiliriz. Ras Um Sid’te pek çok deniz feneri yer alıyor. Her bir fenerin altı da dalış noktası olarak kabul ediliyor. Dalıştan sonra dilerseniz deniz kıyısındaki kafe ve restoranlarda dinlenerek sahilin tadını çıkarabilirsiniz. Burası özellikle gün batımında manzaraya karşı yemek yiyen turistlerle dolu oluyor.
Şarm El-Şeyh ile simgeleşen dalış aktivitesi sayesinde kentte birçok dalış okulu mevcut. Sharks, Morays ve Barracudas gibi ünü dünyaya yayılmış dalış okulları burada öğrencilerini bekliyor. Dalış yapmak için turist kafilelerinin Ras Muhammed ve Tiran Resifleri’ne akın ettiğini söylersek abartmış olmayız. Bu bölgelerde planktonların ve balık çeşitlerinin yoğun olması nedeniyle dalış yapmak ayrı bir keyif olsa gerek.