Semerkant, Özbekistan ve Orta Asya’nın en önemli ve turistik kentlerinden biridir.
Tarihi geçmişi oldukça derin olan bu şehrin kendine has mistik bir havası olduğunu da söylemek mümkün.
Abbasiler, Cengiz Han İmparatorluğu ve Timur İmparatorluğu gibi devletlerin devrini yaşamış olan bu şehir, UNESCO Dünya Mirası listesinde bulunmaktadır.
İpek Yolu’nun geçiş noktalarından biri olan Semerkant, tarihi ve kültürel zenginliğiyle göz dolduran bir şehirdir. Burada görülmesi gereken pek çok mimari ve tarihi yapı bulunuyor; biz en özellerini sizler için derledik.
İhtişamlı Orta Asya mimarisi örneklerinin bulunduğu ve şehrin kalbi olarak kabul edilen Registan Meydanı, Özbekistan’da gidilmesi gereken ilk duraktır.
Türkçede “kumlu yer” anlamına gelen Registan; üç ayrı medresenin, kafelerin ve camilerin bulunduğu, buram buram tarih kokan bir yerdir. Hatta bazı kaynaklarda kültürlerin kesiştiği yer olarak tasvir edilir.
Registan Meydanı’nda bulunan ve şehrin siluetini oluşturan üç görkemli medrese, UNESCO tarafından tarihi eser kabul edilerek, Dünya Mirası Listesi’ne alınmıştır.
Registan, şehrin merkezinde bulunduğu için yakınlarında kalıyorsanız, yürüyerek gidebilirsiniz. Merkezden daha uzak bölgelerde kalıyorsanız, Registan’a gitmek için otobüs, minibüs ya da taksi kullanabilirsiniz.
Timur İmparatorluğu’nun dördüncü sultanı, aynı zamanda önemli Türk matematikçilerinden olan Uluğ Bey tarafından yaptırılan medresedir.
Yapının inşası; 1417-1420 yılları arasında tamamlanmıştır. O dönemlerde Orta Asya’nın en önemli eğitim kurumu olarak kabul edilmiştir.
Ayrıca, mimari açıdan da oldukça ihtişamlı bir binadır.
Uluğ Bey Medresesi, Registan Meydanı’nda yer almaktadır. Her gün 09.00-18.00 saatleri arasında ziyarete açıktır ve giriş ücretsizdir.
Registan Meydanı’nda bulunan üç medreseden bir diğeri, Şirdor Medresesi’dir.
Mimari olarak Uluğ Bey Medresesi’nin birebir kopyasıdır ve orijinalinden 20 yıl sonra inşa edilmiştir.
Binada aslanlar tarafından avlanan ceylanlar ve güneş adam figürleri bulunmaktadır. Bu sebeple diğer adı, Aslanlı Medrese’dir.
Ziyaret saatleri 09.00-18.00 arasındadır ve giriş ücretsizdir.
Registan Meydanı’nın tam ortasında bulunan üçüncü ve son medrese, Tilla-Kari Medresesi’dir. Binanın içinde bulunan altın işlemeler dolayısıyla bu isim verilmiştir.
Medrese olarak inşa edilse de cami olarak kullanılmış ve 17. yüzyıl döneminde şehrin en büyük camisi olmuştur. 19. yüzyıla kadar da cami olarak kullanılmaya devam edilmiştir.
Tilla-Kari Medresesi 09.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Giriş ücretsizdir.
Timur’un karısı olan Bibi Hatun adına, Timur tarafından yaptırılan camidir. Timur’un gücünü sembolize edercesine, oldukça büyük ölçülerde yaptırılmıştır.
Hindistan’da kazandığı zaferin anıtı olarak yapıldığı da bilinir. Tuğladan yapılmış ve çinilerle süslenmiş olan bu cami, mimari açıdan önemli ve göz kamaştırıcı bir eserdir.
Gün içerisinde istenilen saatte ziyaret edilebilir. Registan Bölgesi yakınında bulunmaktadır, yürüyerek gidilebilir.
Mavi kubbelerle dolu şehrin en özel yapılarından biri de Gür-i Emir Türbesi’dir.
Timur Han’ın mezarının burada bulunması, yapıyı önemli kılan başlıca sebeptir. Mozaik ve tuğlaların ahenkli birleşimi ile tasarlanan türbe, Orta Asya mimarisinin başarılı örneklerindendir.
Gür-i Emir Türbesi, her gün 09.00-19.00 saatleri arasında ziyarete açıktır.
Registan Bölgesi’nin yakınında olduğundan yürüyerek gidilebilir.
Afrasiyab Müzesi, şehrin kuzeyindeki Afrasiyab Antik Kenti’nden çıkarılan eserlerin sergilendiği önemli bir arkeolojik müzedir.
Antik Kent, 13. yüzyıl başlarında Moğollar tarafından yıkılmıştır ve sonrasında oradan kurtarılan eserler için bu müze inşa edilmiştir.
Sergilenen eserlerle 7 ve 8. yüzyıllara ışık tutan Afrasiyab, mutlaka ziyaret edilmesi gereken etkileyici bir müzedir.
Ayrıca, müzenin bulunduğu bölgede kısa bir yürüyüş turu yapmayı da ihmal etmeyin.
Şehir merkezinden kalkan otobüs ya da minibüslerle Afrasiyab Müzesi’ne rahatlıkla ulaşabilirsiniz.
Müze, her gün 09.00-18.00 saatleri arasında ziyarete açıktır fakat bayramlarda bu saatler değişebilir ya da müze kapalı olabilir. Ziyaretiniz bayrama denk gelirse, önceden sormanızda fayda vardır.
1428 yılında yapılan rasathane, gök bilimi araştırmaları için kullanılmıştır.
Uluğ Bey, matematikçi kimliğinin yanı sıra, ilk yıldız haritasını yapan kişidir. Ayrıca; bir yılın kaç gün olduğunu 15 saniyelik hata payıyla bulan, dünyanın güneş etrafında döndüğünü ve gezegenlerin varlığını tespit eden kişidir. Bu yüzden bu rasathaneyi kurmuş ve çalışmalarını burada sürdürmüştür.
Dönemlerinin önemli astronomları olan Ali Kuşçu, Bursalı Kadızade Rumi ve Gıyaseddin Cemşid de burada çalışmalar yapmışlardır.
Semerkant’tan 3 kilometre uzakta bulunan Uluğ Bey Rasathanesi’ne otobüs, minibüs ya da taksi kullanarak ulaşabilirsiniz. Her gün 09.00-19.00 saatleri arasında ziyarete açıktır.
Özbekistan, Rus işgaline uğramasının ardından üzüm yetiştiriciliği ve şarap üretimi merkezi olarak öne çıkmaya başlamıştır.
Oldukça iyi Rus şarapları üretilmiş ve ünlü hale gelmiştir. Bu müzede de Rus şaraplarının tarihi, işgalden sonra nasıl üretime başlandığı ile ilgili yolculuk sergileniyor. Aynı zamanda şarap tadımı da yapılıyor.
Şarap Müzesi’ne, şehir merkezinden otobüs, minibüs ya da taksi kullanarak geçebilirsiniz. Her gün 10.00-19.00 saatleri arasında ziyarete açıktır.
Diğer adı, Kadınlar Pazarı olan Siyab Bazaar’da daha çok kadın üretici ve satıcılar görebilirsiniz.
Bu pazarın en önemli özelliklerinden biri, 800 yıldır aynı yerde kuruluyor olması.
Alışveriş için uğrayabileceğiniz iyi bir duraktır; şehre özgü yiyecek, giyim, el sanatı ürünleri gibi geniş bir ürün yelpazesi vardır.
Bibi Hanım Camii’nin arkasında kurulan pazar, her gün sabah 07.00-19.00 saatleri arasında açıktır.