Toronto’nun etkileyici manzaraları sizi içine çekecek ve hareketli sokakları, sanatsal etkinlikleri ve dost canlısı yerli halkı dolayısıyla geri dönmek istemeyeceksiniz.
Toronto’da ulaşım, yeme-içme ve alışveriş ile ilgili bilinmesi gerekenler için Toronto Seyahat Rehberi yazımıza göz atabilirsiniz.
Toronto’da tarih sevenler için en iyi yerlerden biri olan York Kalesi’nin tarihi 1800’lerin başlarına uzanıyor.
Bu savunma yapısı, İngilizler ve Amerikalılar arasındaki gerilimler nedeniyle inşa edilmiş. Zira İngilizler bölgelerini korumak istemiş. İngiltere 1812’de ABD’ye savaş ilan etmiş ve York Kalesi 1813’te saldırıya uğramış. Kale sonunda ele geçirilmiş ve yok edilmiş. 1814 yılında yeniden inşa edilen kalenin savunması daha sonraki yıllarda güçlendirilmiş.
Kale, 1900’lü yılların başlarında, kentin birleşmesini kutlamak amacıyla restore edilmiştir. 1930’larda ise bir müze haline getirilmiştir.
Bugün, kompleksin içinde yer alan yapılardan bazıları Toronto’daki en eski yapılar arasında yer alıyor.
Ziyaretçiler bir zamanların güçlü kalesini keşfedebilir ve bir dizi eseri ve askeri objeleri görebilir.
Hafta içi her gün saat 10.00-16.00 arasında ziyaret edebileceğiniz York Kalesi Müzesi, hafta sonları ise saat 17.00’a kadar açık.
Müzeye girişte yetişkinlerden 14 Kanada doları, 65 yaş üstü yetişkinlerden 10 Kanada doları, 13-18 yaş arası gençlerden 8 Kanada doları, 6-12 yaş arasındaki çocuklardan 6 Kanada doları isteniyor; 5 yaşından küçük çocuklardan ise ücret alınmıyor.
Eskiden bir kilisenin bulunduğu bir alana 1889 yılında inşa edilen Aziz Paul Bazilikası, kentin en eski Katolik kilisesi.
Kilise yakınındaki okul, İrlanda göçmen topluluğunun (ağırlıklı olarak Katolik olan) eğitim ve dini ihtiyaçlarını karşılamaktadır.
İtalyan tarzı bina Roma’nın duvarları dışındaki Aziz Paul Bazilikası’nı anımsamak için inşa edilmiştir.
İç kısımlarında çok sayıda dini eser barındıran bazilika, bugün Toronto’daki en popüler dini cazibe merkezlerinden biri ve hala aktif olarak kullanılan bir ibadet yeri.
Sessiz ve havadar Aziz Michael Mezarlığı, Toronto şehir merkezindeki yükselen binaların ve dükkanların arkasında saklı bir mücevher.
Pek küçük olduğu söylenemese de (yaklaşık 4 hektarı kapsıyor) pek çok kişi mezarlığın varlığından habersiz.
Toronto’daki en eski Katolik mezarlıklarından biri olan mezarlığı, 1800’lerin ortalarında çok sayıda İrlandalı göçmen şehre geldikten kısa bir süre sonra kurulmuş.
1914 yılında açılan Kraliyet Ontario Müzesi Kanada’nın en büyük müzesi ve aynı zamanda Kuzey Amerika’daki en büyük müzelerden de biri.
Her yıl 1 milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlayan müze, aynı zamanda ülkenin en çok ziyaret edilen müzelerinden biri.
Büyük koleksiyonları ve çeşitli temaları içinde barındıran müze, 40 galeri ve sergi alanına yayılmış altı milyondan fazla öğeye sahip.
Müze, doğal tarih ve sanattan dünya kültürlerine ve etkileşimli öğrenme alanlarına, dünyayla ilgili yeni gerçekleri keşfetme konusunda birçok fırsat sunuyor.
1981 yılında açılan Kanada Harikalar Diyarı, Kanada’daki en büyük tema parkı.
134 hektarlık çok büyük bir alan üzerine yayılmış olan eğlence parkında her yaştan insan için bol miktarda alternatif bulunmakta.
Geniş bir ürün yelpazesine ilave olarak, insanlar sıcak günlerde su parkındaki kaydıraklar, havuzlar, yapay nehir ve dalga havuzunda biraz zaman geçirip serinleyebilirler.
Gün boyu eğlenebileceğiniz harika gösteriler ve yeme içme için çok çeşitli seçenekler bulunmakta.
Toronto’yu bilhassa çocuklarınızla ziyaret ediyorsanız mutlaka ziyaret etmeniz gereken yerlerin arasında bulunacak bir mekân.
Toronto’daki en ünlü yerlerden biri olan CN Kulesi, kentin siluetini görmek isteyenler için eşsiz bir manzara sunuyor.
1970’lerde inşa edilen kule, uzun yıllar boyunca dünyanın en uzun yapısı unvanını korumuştur.
Bugün, Batı Yarımküre’deki en yüksek serbest yapıdır.
Toronto siluetine önemli bir katkı sağlayan kule, 553 metre yüksekliğindedir.
Yüksek gözlem güvertesi, şehir genelinin ve ötesinin inanılmaz manzaralarını sunar.
Simgesel kule birkaç filmde ve TV şovunda da yer almıştır.
Bayview ve Bloor‘un zengin Toronto semtlerine yakın olan Craigleigh Bahçeleri Parkı, az ziyaret edilen bir parktır.
Sessiz ve huzurlu olan bu güzel park, turist kalabalığından kaçmak ve açık havada biraz zaman geçirmek için iyi bir seçenek.
Ziyaretçilerin köpeklerini serbest bırakabilecekleri bir alan da var.
Park bir zamanlar büyük bir Victoria evinin bulunduğu bir yermiş. Ancak ev daha sonra yıkılmış ve 1920’lerde bahçeler güzel bir şehir parkına dönüştürülmiş.
Park 3,4 hektarlık bir alana yayılmış ve çok fazla açık alan var.
Toronto’nun Moda Bölgesi‘nde bulunan Graffiti Sokağı (resmi adı Rush Lane), şehrin karmaşasından ve hızlı hayatından uzakta yer alıyor.
Neredeyse üç blok boyunca uzanan sokak, Toronto’da gidilecek en sıra dışı yerlerden biri.
Göz alıcı graffitilerin çoğu bir süre değişmiyor olsa da dar sokak boyunca canlı duvarlara yeni eklemeler yapılır.
Biraz hayal gücü ve ifade dolu bir açık hava sanat galerisi gibi diyebiliriz. Daha da iyisi, buraya yapacağınız bir ziyaret ücretsiz.
İçki fabrikasını ziyaret etmek Toronto’da mutlaka yapılması gereken faaliyetlerden biri. Fabrikanın bulunduğu alan Kuzey Amerika’daki en büyük Viktorya dönemi binaları koleksiyonuna sahiptir.
Bölgede, birçok tarihi bina bulunuyor. 1830’larda kurulan içki fabrikası, bir zamanlar dünyanın en büyük içki fabrikasıyken, 1990’da faaliyetlerini tamamladığında, bölgenin büyük bölümü terk edilmiş.
Yenileme projelerinden sonra, bugün bölge çeşitli mağazalara, kafelere ve restoranlara ev sahipliği yapmakta ve Toronto’yu ziyaret edenler açısından popüler bir yer.
Her yıl bölge, yıllık Toronto Noel Pazarı‘na da ev sahipliği yapmakta.
Önceden sanayi bölgesi olan mahalle, 1980’lerde büyük bir dönüşüm geçirmiş ve eğlence aktiviteleri ve eğlence arayanlar için kentin popüler bir parçası haline gelmiş.
Çok çeşitli restoranlara, barlara ve kulüplere ilave olarak, bölge ayrıca bazı mükemmel tiyatrolara, sinemalara ve mağazalara da sahip.
Dünyanın en ünlü şelalelerinden biri olan devasa Niagara Şelalesi, her yıl milyonlarca ziyaretçiyi ağırlıyor.
Üç şelalenin en büyüğü olan görkemli Horseshoe Şelalesi, Kanada ve ABD arasındaki sınırı oluşturuyor (diğer iki şelale ise tamamen ABD sınırları içindedir).
Yaklaşık 57 metre yüksekliğe ve yaklaşık 790 metre genişliğe sahiptir.
Dünyanın en simgesel ve doğal yerlerinden biri olmasının yanı sıra, muhteşem Niagara Şelalesi de önemli bir hidroelektrik enerji kaynağıdır.
Bölgede eğlenmek için çeşitli aktiviteler bulunmaktadır.
Ayrıca fotoğraf tutkunları için müthiş bir yer olduğunu söylemeye gerek yok.
Toronto’nun canlı Çin Mahallesi, Kuzey Amerika’daki en büyük Çin mahallelerinden biri.
Canlı bir etnik yerleşim bölgesi olan mahallenin kökleri 1890‘lara kadar uzanır.
Çinlilerin işlettiği ilk işletmelerden biri (çamaşırhane) 1870’lerin sonunda açılmış ve ilk bilinen ilk Çin kafesi 1900’lerin başlarında açılmış ve diğerleri de bunu izlemiştir.
Bugün ziyaretçilerin kendilerini farklı bir kültüre sokmaları ve büyük Kanada şehrinin farklı bir yanını görmeleri için harika bir yer.
Toronto’nun zengin çok kültürlü ve çok etnikli yönlerini tam anlamıyla anlamak için en iyi yerlerden biri.
Toronto Adaları, Ontario Gölü’nde 15 tane küçük adadan oluşan bir adalar grubu. Adaları birbirine bağlayan köprüler ve yürüyüş yolları var. Düzenli feribot seferleri kenti ve adaları birbirine bağlar. Torontoluların da tercih ettiği popüler bir günlük gezi yeri.
Görülecek çeşitli turistik yerlerin yanı sıra, çok çeşitli aktiviteler de mevcut. Plajlar ve parklardan su sporlarına ve aile dostu cazibe merkezlerine kadar, adalarda herkes için bir etkinlik var. Adalar küçük bir topluluğa ev sahipliği yapıyor ve hatta bu topluluğun okul ve kilise gibi olanakları da mevcut.
Toronto Adaları’na ulaşmak için Toronto Limanı’ndan her 15 dakikada bir yapılan feribot seferleri mevcut. Adalarda dolaşmak için bisiklet kiralayabilirsiniz.
Hanlon Burnu’nda yer alan çıplaklar plajı da dahil olmak üzere göl kenarında birkaç plajda güneşlenebilir ve keyifli, güneşli bir günde serinletici sularda yüzebilirsiniz.
Güzel parklarda rahatlayabilir ve kano, kayık ve yatçılık gibi çeşitli su aktivitelerini deneyebilirsiniz.
Çocuklar oyun alanlarında, küçük çocuk dostu çiftlikte ve büyüleyici bir atlıkarıncaya ve hoş bir mini trene sahip olan eğlenceli Centerville Eğlence Parkı’nda eğlenebilirler.
Bu arada tarihi deniz fenerini görmeyi kaçırmayın.