İspanya’ya seyahat denince ilk olarak aklımıza Barcelona, Madrid veya Endülüs bölgesi geliyor olsa da Aragon Özerk Bölgesi’nin başkenti Zaragoza İspanya’da görülmeye değer şehirlerden biri. Barcelona ve Madrid arasında konumlanan Zaragoza, İspanya’nın en uzun ikinci nehri olan Ebro Nehri kıyısında kurulu.
Goya’nın şehri olarak bilinen Zaragoza, hem sanatseverlerin hem de tarih meraklılarının ilgisini çekebilecek bir şehir. Şehrin çeşitli müzelerinde ve kiliselerinde Goya’nın eserlerinin izini sürebileceğiniz gibi, Pablo Serrano ve Pablo Gargallo gibi bölgeden çıkma dünyaca ünlü sanatçıların eserlerini de yerinde görebilirsiniz.
Roma döneminden günümüze uzanan tarihe sahip Zaragoza şehrinde, Endülüslerden kalma İslami mimarinin güzel örneklerini görebilir, Katolikler için oldukça önemli olan İspanyol hac kiliselerinden birini ziyaret edebilirsiniz.
Zaragoza’da gezilecek yerler yazımızdan yola çıkarak, bu küçük sevimli şehirde yapılacakları planlamaya hazırsanız, hadi başlayalım!
Bilirsiniz, her şehrin bir sembolü vardır. Zaragoza’nın simgesi ise, Ebro Nehri kenarında yer alan, Basilica de Nuestra Señora del Pilar. Meryem Ana’ya adanmış bu Barok yapının 17. yüzyılda inşa edildiği biliniyor.
İspanya’nın en büyük Barok yapılarından biri sayılan Basilica de Nuestra Señora del Pilar, farklı mimarlar tarafından çeşitli eklemeler yapılarak günümüze kadar büyük ölçüde değişerek ulaşmış bir yapı. Buraya yapacak olduğunuz ziyarette bazilikanın içinde yer alan Goya, Velázquez ve Bayeu gibi ünlü sanatçılardan eserleri görebilirsiniz. Özellikle Goya’nın fresklerini ve empresyonist figürleriyle Regina Martyrum kubbesini görmeyi es geçmeyin!
Hadi size bir efsaneden de bahsedelim. Söylentilere göre Meryem Ana tahta bir sütun üzerinde görülmüş ve Aziz James’e buraya bir tapınak yapmasını söylemiş. Bazilika da bu sebeple buraya inşa edilmiş. Bu efsaneden dolayı, her yıl binlerce Katolik Hristiyan haç merkezi olarak Basilica de Nuestra Señora del Pilar’ı ziyarete geliyor.
Bazilika içinde, efsanede geçen Bakire Meryem’in tahta sütununun bulunduğu bir alan da var ziyaretçilerin dua edebilmesi için. Basilica de Nuestra Señora del Pilar, Zaragoza şehrinin koruyucusu olarak kabul edildiği gibi, ülkedeki de en önemli dini merkezlerden biri.
Unutmadan söyleyelim, bazilikada bulunan asansör ile bazilikanın kulelerinden birine çıkarak Zaragoza’ya kuş bakışı bakabilirsiniz!
UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yerini alan Zaragoza şehrinin tarihi merkezindeki La Seo Katedrali, Zaragoza’da gezilecek yerler arasında ön sıralarda yer alıyor. Yapımına 12. yüzyılda başlanıyor ve katedralin tamamlanması yüzyıllar boyunca devam ediyor. Bu sebeple Romanesk, Gotik, Mudéjar ve Barok gibi farklı mimari tarzları görebileceğiniz örnek yapılardan biri La Seo Katedrali.
Mudéjar stili etkileyici kubbesi ve karmaşık geometrik desenlere sahip renkli seramikli dış duvarları, 12. yüzyıldan günümüze kadar orijinal olarak ulaşmış apsisleri ile dikkat geçen La Seo Katedrali ayrıca Fernando Gallego ve Goya gibi ünlü isimlerin eserlerini barındırıyor. Katedral içinde yer alan resimli, ahşap oyma panolar da görülmeye değer!
Katedralin en ilgi çekici noktalarından bir diğeri ise İslam döneminde camii olarak kullanılması ve bu sebeple içinde hala İslami motiflerin bulunması. Zamanın minaresi günümüzde katedralin kubbesini oluşturuyor.
La Seo Katedrali’ni ziyaret etmişken, içinde bulunan Duvar Halısı Müzesi’ni mutlaka ziyaret edin. Bu müze, 15. yüzyıldan kalma 60’tan fazla değerli Flaman ve Fransız duvar halılarından oluşan bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor. Üstelik burası dünyada türünün en iyisi olarak kabul ediliyor!
İspanyol Müslüman mimarisinin en iyi örneklerinden birini görmek ister misiniz? O halde sizi Zaragoza’da gezilecek yerler arasında yer alan Aljafería Sarayı’na alalım. Günümüzde müze olarak hizmet veren bu saray, İslam ve Hristiyan sanatının ve kültürünün birleştiği güzel örneklerden biri.
Endülüs Dönemi’nde 11. yüzyılda inşa edilen Aljafería Sarayı hem askeri hem de konuk amaçlı kullanılmış ilk olarak. Hristiyan Krallık tarafından ele geçirilince de birçok amaca hizmet vermiş; hatta bir dönem hapishane olarak dahi kullanılmış.
Farklı dönemlerin yaşam tarzlarını ve sanatını anlamak için ziyaret edebileceğiniz Aljafería Sarayı aslında üç farklı sarayın bulunduğu bir kompleks. Karmaşık mimarisiyle dikkat çeken yapıya yapacağınız ziyarette gözünüzden kaçmaması gereken noktalar var. Sarayın merkez avlusunun geometrik İslam desenleri, İslam sanatının en tipik örneklerinden. Portiko sonrasında karşılaştığımız sekizgen dua odası, zarif çiçek motifleri ve kubbede yer alan yazılar İslam sanatının görülmeye değer örneklerinden.
Roma İmparatorluğu’nun İber Yarımadası’ndaki varlığını gösteren yapılardan biri, o dönemki adıyla Caesaraugusta olan Zaragoza’da yer alan antik hamam kalıntıları. Biliyorsunuz ki, Roma döneminde hamamlar yalnızca temizlik amacıyla kullanılmıyordu, buralar insanlar için önemli bir sosyalleşme merkezi oluyordu. İnsanlar hamamlara gelerek, müzik veya şiir dinliyor, başkalarıyla sosyalleşiyordu.
Caesaraugusta termal hamam kalıntılarında farklı sıcaklık seviyelerine sahip farklı odalardan oluşan tipik bir Roma hamamı görmekle birlikte, Roma İmparatorluğu’nun hamam kültürü hakkında da bilgi sahibi olabilirsiniz. Bu termal hamamdan çıkan kalıntıların büyük bir kısmı Museo de las Termas Públicas de Caesaraugusta’da (Caesaraugusta Hamamları Müzesi) sergileniyor. Göz atmayı unutmayın!
1541-1551 seneleri arasında inşa edilen La Lonja, Zaragoza’nın en sembolik binalarından biri. Juan de Sariñena tarafından tasarlanan tuğladan inşa edilmiş kemerli yapı, Aragon Rönesans mimarisinin en güzel örneklerinden. Binanın en ilgi çekici yanı, Aragon krallarının tasvirlerine sahip dekoratif bir cepheye sahip olması.
Zaragoza’ya yapacak olduğunuz ziyarette, La Lonja binasını görmeden geçmeyin!
Belki, ünlü İspanyol heykeltıraş Pablo Gargallo’yu duymuşsunuzdur. Modern heykel sanatının önemli figürlerinden olan Gargallo, metal heykelcilik alanında öne çıkmış bir sanatçı. Çelik, bakır ve demir gibi metallerden figüratif soyut formlar oluşturan Gargallo adına açılan Pablo Gargallo Müzesi, Zaragoza’da gezilecek yerler arasında.
Pablo Gargallo’nun mirasını korumak, sanatını sergilemek ve daha büyük kitlelere yaymak için açılan müze, Francisco Sanz de Cortés’in evi olan Argillo Sarayı’nda hizmet veriyor. Müzeye yapacak olduğunuz ziyarette sanatçının heykelleri ve çizimleri dahil olmak üzere yaklaşık 170-180 eseri inceleyebilirsiniz.
Gözünüzden kaçmaması gereken eserler, Kiki de Montparnasse, the Great Prophet ve avluda yer alan Olimpiyat statüleri.
Zaragoza’da ziyaret etmeniz gereken bir diğer müze, Goya Müzesi. Sanat eleştirmeni ve filozof José Camón Aznar tarafından bir araya getirilen eşsiz bir koleksiyonun sergilendiği müze, yalnızca Francisco de Goya severlerin değil, tüm sanatseverin görmesi gereken yerlerden.
Zaragoza şehrindeki Rönesans sivil mimarisinin en iyi örneklerinden olan üç katlı bir evde hizmet veren müzede, yalnızca Goya’ya ait değil, Pablo Gargallo, Francisco Pradilla gibi diğer ünlü İspanyol ressamların da eserleri yer alıyor. Tabii buraya yapacak olduğunuz ziyarette özellikle Goya’ya ait olan 14 tablo ve sanatçının çeşitli çizimleri, gravürlerini dikkatlice incelemeyi unutmayın.
İki kata yayılan Zaragoza Müzesi, İspanya ve dünyanın dört bir yanından toplanmış bir sanat koleksiyonu sunuyor ziyaretçilerine. Müzeyi tavsiye etmemizin en büyük sebebi elbette İspanyol sanatının en büyük isimlerinden olan Francisco de Goya’nın çalışmalarının bir kısmının bu müzede sergilenmesi.
Goya’nın eserlerinin yanı sıra Zaragoza Müzesi’nde, M.Ö. 80.000’e kadar dayanan Antik Çağ kalıntıları, Doğu Asya’dan sanat eserleri ve dünyanın çeşitli yerlerinden toplanmış pek çok tablo ve heykel sergileniyor.
Zaragoza Müzesi’ni ziyaret ettikten sonra, müzenin avlusunda yer alan “Hanedan Koleksiyonu”na da göz atmayı unutmayın.
Fütüristik mimarisi ile oldukça dikkat çeken ve ziyaretçileri etkileyen IAACC Pablo Serrano, açılımıyla Fütüristik Aragon Çağdaş Sanat ve Kültür Enstitüsü, modern ve çağdaş sanata adanmış bir merkez. 2005 yılında açılan ve daha çok Pablo Serrano Müzesi olarak bilinen bu yapı, çağdaş resim ve heykellerden oluşan büyük bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor.
Müzenin içini ziyaret etmeyecek olsanız dahi Pablo Serrano Müzesi binasını görmenizi tavsiye ederiz. Mimar José Manuel Pérez Latorre tarafından düzenlenen müze, mimarisi ile oldukça dikkat çekiyor.
Pablo Serrano Müzesi’nde heykeltıraş Pablo Serrano’nun çalışmalarının büyük bir kısmını görebileceğiniz gibi Pablo Picasso, Joan Miró, Alexander Calder, Andy Warhol gibi dünyaca ünlü birçok sanatçının eserlerini de görebilirsiniz.
Zaragoza’da gezilecek yerlerin pek çoğu Plaza del Pilar etrafına yayılıyor. Şehrin en popüler buluşma noktalarından olan meydanda oturup soluklanabileceğiniz pek çok kafe, lezzetli İspanyol yemeklerini deneyimleyebileceğiniz restoranlar bulunuyor.
Ebro Nehri kıyısında yer alan bu dikdörtgen meydan, dünya üzerindeki en büyük yaya plazası. Bu meydanda her yıl 12 Ekim’de Meryem Ana’ya adanmış olan Fiesta del Pilar düzenleniyor. Festival kapsamında konserler, gösteriler ve halka açık çeşitli aktiviteler düzenleniyor. Zaragoza’ya yapacak olduğunuz ziyareti bu festivale göre planlayabilirsiniz.
Noel zamanında Zaragoza’yı ziyaret ediyorsanız, Plaza del Pilar’da kurulan Noel Pazarı’nı ziyaret etmelisiniz. Noel döneminde bu meydanda İspanya’nın en büyük “İsa’nın doğum sahnesi” kuruluyor!
Zaragoza’nın eski kenti, Plaza del Pilar çevresine kurulu. Zaragoza’nın taş döşeli, labirenti andıran sokaklarında keyifle dolaşırken şehrin uzun tarihine şahit olabilirsiniz. Tarih boyunca Romalılar, Gotlar, Aragonlular ve İspanyollar tarafından yönetilen Zaragoza şehrinin eski kent bölgesinde zaman geçirmek, bölgenin tarihinden sizlere pek çok şey sunacak.
Bu bölgede konaklayabilir, kafe ve restoranlarında vakit geçirebilir, gece eğlencesine çıkabilirsiniz.
Neoklasik mimariye sahip Zaragoza Merkez Marketi, Plaza del Pilar’a kısa bir yürüyüş mesafesinde. Ziyaret ettiğiniz bölgelerde lokal halkın gündelik yaşamını incelemeyi seviyorsanız bu halk pazarında kısa da olsa vakit geçirmenizi öneririz.
1903 senesinde açılan Zaragoza Central Market, o günden beri Ulusal Tarihi Anıt ilan edilmiş durumda. Özellikle ana giriş kapısı oldukça ilgi çeken bu marketi alışveriş yapmayacak olsanız dahi görün.
Eğer bu şehirde kaldığınız dönemde kendi yemeğinizi kendiniz yapmak istiyorsanız deniz ürünlerinden et çeşitlerine, peynirlerden unlu mamullere ve meyve-sebzeye kadar Zaragoza Central Market’te aradığınız her türlü gıdayı bulabilirsiniz.
910 kilometre uzunluğuyla İspanya’nın en uzun ikinci nehri olan Ebro Nehri, Zaragoza şehrine güzellik katan başlıca unsurlardan biri. Zaragoza’da görülecek yerler listenizi bitirdikten sonra veya araya “soluklanma” molaları sokmak isterseniz, Ebro Nehri kıyısında vakit geçirebilirsiniz.
Çiçeklerle süslü parklarda dolaşmak, yürüyüş yapmak, bisikletle turlamak için Ebro Nehri kıyısında soluğu alın. Nehirde düzenlenen tekne turlarına da göz atabilirsiniz.
Ebro Nehri üzerine kurulu, Aslanlı Köprü olarak da bilinen Puente de Piedra (Taş Köprü) da Zaragoza’da görülecek yerler arasında.
Dünyaca ünlü bir mimarın tasarımını görmek ister misiniz Zaragoza’ya kadar gelmişken? İngiliz-Iraklı mimar Zaha Hadid tarafından tasarlanan ve Expo 2008’de Zaragoza’nın ana simge yapısı olarak inşa edilmiş yapı Pabellón Puente yani Köprü Pavyonu.
Ebro Nehri üzerinde yer alan 280 metre uzunluğundaki Pabellón Puente, köprü olmanın yanında çok katlı bir sergi salonu.