Ağustos ayında tatile gitmek istiyor ama nereye gideceğinize bir türlü karar veremiyor musunuz? Yazın son ayında denizin ve güneşin tadını gönlünüzce çıkarmak mı isterseniz yoksa yaylalara çıkıp oksijene ve doğaya doymak mı? Ağustos ayında gidebileceğiniz yerler listemizde, her zevke göre bir yer bulmak mümkün diyorum ve sizi ağustos ayı tatil önerilerimizle baş başa bırakıyorum.
Ağustos ayında gidebileceğiniz en keyifli rotalar:
Balıkesir’e bağlı bu güzel ilçe Zeytinli Rock Festivali ile meşhur olsa da doğal güzellikleri, güneye göre serin havası ile tatilcilerin gözde rotalarından biri. Kaz Dağları ve Edremit Körfezi ile çevrili olan Edremit’te herkese göre bir tatil alternatifi var. İster kaplıcalara gidip şifalı bir tatil yapın ister plajda denizin ve güneşin tadını çıkarın isterseniz de Kaz Dağları’na çıkıp oksijene doyacağınız bir tatil yapın. Edremit’e giderseniz meşhur karanfilli ekmeğinden tatmadan, papalina başta olmak üzere tazecik balıkların başrolde olduğu bir sofrada keyifli bir akşam yemeği yemeden, Balıkesir kaymaklısı ve höşmerim ile tatlı keyfi yapmadan dönmeyin.
Kitesurf yapanların gözdesi olan Akyaka, Gökova Körfezi’nde yer alıyor. Biraz klişe olsa da Akyaka’ya giderseniz Kadın Azmağı’nda tekne turu yapmayı, nehir kenarındaki restoranlardan birinde gün batımında keyifli bir akşam yemeği yemeyi ihmal etmeyin. Azmak kenarındaki balıkçılar muhteşem mezeler yapıyorlar. O yüzden minik bir öneri yapmakta fayda var. Akyaka’nın deniz ürünleri de efsane. Mezelerle kendinizi fazla doyurmayın ki tazecik karidesin ve kalamarın da tadına bakabilin. Daha farklı aktiviteler ararsanız da Meşhur Akçapınar Tostçusu’nda güzel bir kahvaltı edip Amazon olarak bilinen Akçapınar Azmağı’nda kano ile gezebilirsiniz.
İzmir’in en huzurlu en keyifli kasabalarından biri bence. Dikili, zeytin ağaçlarının çevrelediği muhteşem koyları ve masmavi denizi ile gönüllerde taht kuruyor. Siz de yazın son demlerinin tadını nispeten daha sakin bir yerde çıkarmak isterseniz, Dikili en güzel alternatiflerden biri olacaktır. Denizköy, Çandarlı Plajı, Küçük Zindancık Koyu Dikili’de sizi bekleyen muhteşem koylardan sadece birkaçı. Ben hiçbir tesisin olmadığı ıssız bir koyda olmak istiyorum derseniz de Bademli Limanı’ndan kalkan teknelerle ulaşabileceğiniz Garip Adası’na bir şans verebilirsiniz. Söylemeden de geçmek olmaz, burada çekilen bir dizinin de etkisiyle, son zamanlarda popülerliğini iyice arttıran Kalem Adası da Dikili’ye bağlı.
Ağustos ayında keyifle tatil yapabileceğiniz yerlerden biri de son yılların favori destinasyonlarından biri olan Kaş. Mavinin bin bir tonuna tanıklık edebileceğiniz plajları ile gönüllerde taht kuran Kaş’a giderseniz, meşhur Kaputaş Plaj’ında denizin ve güneşin tadını çıkarmadan, Kekova’da Batık Simena Antik Kenti üzerinde kano yapmadan, dalış merakınız varsa Carettalar’ın dünyasına dalmadan, sadece denizden ulaşılabilen minik Kaleköy’ü görmeden, beachlerde düzenlenen happy hour partilerine katılıp, elinizde kokteylinizle güneşi batırmadan ve tabi ki muhteşem yemekler yemeden dönmeyin derim. Eğer vizeniz Kaş’a kadar gitmişken Meis’i görmeden dönmek de olmaz. Aklınızda bulunsun!
Sıla’nın notu: Meis Adası’na gitmek için kapıda vize uygulamasından da yararlanabilirsiniz. Kaş’tan Meis’e gitmek için obilet’ten feribot bileti fiyatlarını inceleyebilir ve güvenle alabilirsiniz.
Trekking sevenlerin vazgeçilmez rotalarından biri olan Likya Yolu’nun da üzerinden geçtiği, kamp alanları ve bungalovları ile ünlü Kabak Koyu ise daha alternatif tatil sevenlerin uğrak noktası. Her şeyin doğal halini koruma prensibinin benimsendiği Kabak Koyu’nda masmavi bir denizde yüzebilir, tüm gün hamakta uzanıp kitabınızı okuyabilir ya da keyifli doğa yürüyüşleri yapabilirsiniz.
Her ne kadar eskisi kadar beyaz olmasa da beyaz cennet olarak da bilinen Pamukkale Travertenleri hala çok görülesi, hala çok güzel. Geçmişinin Helenistik Dönem’e dayandığı Pamukkale, travertenleri ile ziyaretçilerine görsel bir şölen yaşatıyor. Denizli’ye bağlı Pamukkale’ye giderseniz Denizli’nin mısır gömbesinden, cızlamasından, meşhur kuyu kebabından ve inge tatlısından tatmadan dönmeyin derim. Ayrıca kendinize de en güzelinden havlu veya bornoz almayı da ihmal etmeyin. Çünkü malum Denizli demek tekstil demek.
Yaz sıcakları ile aranız pek iyi değilse serin havası, muhteşem doğası ile Karadeniz yaylaları en güzel alternatiflerden biri olacaktır. Kaçkar Dağı’nın güney eteklerinde yer alan Kaçkar Yaylası, Genya Dağı’nın yamaçlarındaki Mersivan Yaylası ve Borçka Karagöl Yaylası Artvin’e gelenlere kucak açan yaylalardan sadece birkaçı. Artvin’e giderseniz Borçka İlçesi’ne bağlı tarihi ve doğal güzellikleri bakımından Karadeniz’in en iyi korunmuş altı köyünden biri olan Macahel’e gitmeyi ve özel balından almayı da ihmal etmeyin.
Artvin’e gittiğinizde tatilinizin sadece tarihi ve doğal güzelliklerle dolu olmayacak elbette. Artvin’de Karadeniz Mutfağı’nın en sevilen lezzetleri de sizi bekliyor. Süzme yoğurt ve mısır unu ile yapılan kalaco, bir nevi otlu krep diyebileceğim kaygana, çektikçe uzayan mis gibi tereyağı kokulu kuymak, mısır ekmeği, silor, laz böreği, turşu kavurması ve benekli alabalık gibi tadılmayı bekleyen pek çok yöresel lezzet de Artvin’de tadılmayı bekliyor.
Batı Karadeniz’ in en doğu ucunda yer alan Sinop, Karadeniz’in en huzurlu şehri bence. Sinop’a giderseniz meşhur cevizli mantısı ile kendinize mini bir ziyafet çekmeden, Tarihi Yalı Kahvesi’nde denize nazır bir yorgunluk kahvesi içmeden, en güzelinden bir Karadeniz pidesi ile güzel bir kahvaltı yapmadan, deniz kenarında güzel balık sofrası başında güneşi batırmadan dönmeyin derim.
Ayrıca Sinop Tarihi Cezaevi’ni, Sinop Kalesi’ni, ziyaret etmeyi, Erfelek Şelaleleri’nde doğayla baş başa zaman geçirmeyi, Hamsilos Tabiat Parkı’nı ve Hamsilos Fiyordu’nu gezmeyi, İnceburun Deniz Feneri’ni görmeyi ve bolca fotoğraf çekmeyi ihmal etmeyin. Son bir bilgi daha verecek olursam 3-6 Ağustos tarihleri arasında Sinop’ta harika bir müzik festivali var: Kuzey Fest. O da aklınızda bulunsun!