Dikili, yüzyıllardır önemini hiç kaybetmeyen bir bölge. Hem doğası hem de tarihi önemi ile oldukça dikkat çekici olan bu şirin kasaba tatil için de oldukça uygun. Ege’nin masmavi sularını ve doğasını sevenlerin bayılacağı Dikili, aynı zamanda tarihi geziler yapmayı seven kişiler için de harika bir rota. Ege’nin sıcak ve samimi havasını alacağınız bu kasabanın sakinleri genelde balıkçılık, tarım ve turizm ile geçimlerini sağlıyorlar. Bu yüzden Dikili’de yediğiniz her şey de bir ayrı lezzetli oluyor. Gezilecek çok güzel yerleri olan Dikili’yi 48 saatte nasıl gezeriz birlikte bakalım.
İşte hafta sonu tatil önerisi Dikili gezi rehberi:
İçindekiler
Dikili’ye Nasıl Gidilir?
Dikili, özel araçla, otobüsle ya da uçakla ulaşılabilen bir yer. Hangi taşıma aracı ile gideceğinize bağlı olarak gideceğiniz yolun uzunluğu da değişiyor. Yolun kaç saat süreceğini etkileyen bir başka unsur ise tabi ki nereden Dikili’ye gideceğiniz. İzmir-İstanbul Otoyolu’ndan dolayı İstanbul’dan Dikili’ye yol oldukça kısaldı. Bu yüzden İstanbul’dan gidecek olanlar rahatlıkla arabaları ile Dikili’ye gidebilirler. Araba ile Dikili’ye gitmek için İzmir-Çanakkale yolunu kullanabilirsiniz. Bu yol yaklaşık 320 km uzunluğunda bir yol. İstanbul’dan Dikili’ye varmak yaklaşık olarak 4 saat sürüyor. Dikili’ye Ankara’dan gidecek kişilerin ise yaklaşık olarak 7 saatlik bir yolculuk yapmaları gerekiyor.
Dikili’ye direkt olarak olmasa da İzmir üzerinden uçak ile gidebilirsiniz. Dikili’ye en yakın havalimanı olan İzmir Adnan Menderes Havalimanı ile Dikili arasında yaklaşık 147 km’lik bir yol bulunuyor. Uçaktan indikten sonra araba kiralayarak Dikili’ye ulaşabilirsiniz. Araba kiralamayı tercih etmeyen kişiler ise havalimanından İzban trenini kullanarak Aliağa İstasyonu’na gidebilirler. Burada indikten sonra ise Dikili dolmuşları ile ya da farklı bir seçenek olarak 835 numaralı Eshot otobüsü ile Dikili’ye ulaşım sağlayabilirler.
Dikili’ye gitmenin bir diğer yolu ise otobüs yolculuğu yapmak. Yaz aylarında direkt olarak Dikili’ye giden otobüs seferleri bulmak mümkün. Ama kış aylarında Dikili’ye direkt giden bir otobüs seferi bulunmuyor. Bu yüzden yine ilk olarak İzmir’e gitmek gerekiyor. Sonrasında ise İzmir Otogarı’nda haftanın her günü Dikili’ye giden dolmuşlara binebilirsiniz. Dolmuşların kalkış saatleri mevsime göre değişiklik gösteriyor. Yaz mevsimlerinde yarım saate bir kalkan dolmuşlar diğer mevsimlerde saatte bir hareket ediyor. İzmir Otogarı’ndan Dikili’ye dolmuş ile varmak ise yaklaşık 1,5 saat sürüyor.
Dikili’de Nerede Kalınır?
Dikili pek çok tatil beldesinin aksine çok büyük otellere sahip değil. Buraya gelen yabancı turist sayısı diğer tatil beldelerine kıyasla daha az. Bu yüzden de Dikili’de genelde yerel işletmeler bulunuyor. Fakat bu yerel işletmeler de tabi ki konaklama yapmak için yeterli. Çeşitli fiyat aralığında ve çeşitli hizmetler veren bu işletmelerden sizin beklentilerinize en çok uyanı seçebilirsiniz. Klasik pansiyon ve otellerin dışında Dikili’de termal otel gibi farklı otel seçenekleri de bulunuyor. Eğer Dikili’de daha uzun tatil yapmayı düşünüyorsanız sezonluk evler de sizin için bir seçenek olabilir. Böylece çok daha uzun süre ve daha rahat bir şekilde tatilin keyfini çıkarabilirsiniz.
Dikili’de her ne kadar büyük işletmeler olmasa da tatil için gitmeyi düşünen kişilerin beklentilerini karşılayacak çeşitli seçenekler mevcut. Nasıl bir tatil istediğinize ve tatilde Dikili’de nerelere gideceğinize göre otel veya sezonluk ev seçebilirsiniz.
1.Gün: Atarneus Antik Kenti, Pergamon Antik Kenti, Pitane Antik Kenti
Dikili’de dolu dolu bir gün için cuma günü akşam yola çıkmanızı ve otelinize yerleşmenizi öneriyoruz. Böylece cumartesi günü güne erkenden başlayarak verimli ve dolu dolu bir tatil yapabilirsiniz. Çünkü Dikili’de gezilecek ve görülecek çok güzel yerler var. İsteyen kişiler burada sakin ve deniz kenarında bir tatil yapabilirler. Fakat eğer Dikili’yi tanımak, etrafı keşfetmek ve tarihi yerleri görmek istiyorsanız özellikle ilk gün biraz yorulacaksınız. O zaman başlayalım ve yola koyulalım.
Güne ilk önce keyifli bir kahvaltı ile başlayın. Böylece gün içinde enerjinizi hep yüksek tutabilirsiniz. İster otelinizde ister Dikili’nin güzel mekanlarından bir tanesinde keyifli bir kahvaltıdan sonra yola çıkma zamanı. Bizden küçük bir tavsiye, Dikili’de eğer arabanız varsa çok daha rahat gezebilirsiniz. Buraya kendi arabanızla gelmediyseniz bile araba kiralama seçeneğini değerlendirebilirsiniz.
İlk rotamız Dikili merkeze araba ile yaklaşık yarım saat uzaklıkta olan Atarneus Antik Kenti. Burası Dikili’nin en eski yerleşim yerlerinden bir tanesi. Tarihi M.Ö. 4000 yılına dayanan Atarneus Kenti, bölge halkı tarafından Ağıl Tepe ya da Ağıl Kale olarak isimlendirilen tepe üstünde konumlanıyor. Atarneus Antik Kenti’nin en önemli özelliği bölgenin jeotermal su kaynakları. Bu su kaynakları eski dönemlerden beri oldukça büyük önem taşıyor. Hatta buranın Atarneus ismini almasının sebebi de tam olarak bu jeotermal su kaynakları. Eski dönemlerde su kaynaklarının kutsallığına ve iyileştirici gücüne inanıldığı için buraya kutsal kaynak veya ana tanrıça kaynağı anlamına gelen Atarneus adını vermişler. O zamanlarda burada yaşayan halkın ise çok zengin ve varlıklı olduğu, bölgede bulunan eşyalardan rahatlıkla anlaşılıyor. Bu bölgeyi gezerek hem çok eski tarihe şahitlik edebilir hem de adeta büyük bir müzenin içinde gibi hissedebilirsiniz. Burayı gezdikten sonra ise yine bölgede bulunan başka bir antik kente gidiyoruz.
Şimdiki rotamız Pergamon Antik Kenti. Buraya yaklaşık yarım saatlik bir yolculuk sonrası varmak mümkün. Bergama’da bulunan bu antik kent Helenistik Dönem tarihinin bir parçası.Çok eski döneme ait bir yer olmasına rağmen oldukça iyi korunmuş Pergamon’da eski dönemlerden kalmış kütüphane, tapınak ve dünyanın en dik tiyatrosu gibi çok önemli yapıları gezebilirsiniz. Ek olarak burada gezerken telefonunuza indireceğiniz “Tarih Üç Boyutlu Canlanıyor” uygulaması ile bölgenin o dönemdeki halini görmeniz mümkün. Oldukça keyifli bir geziden sonra ise günün son rotasına doğru yola çıkabilirsiniz.
Cumartesi gününün son rotası olan bir diğer antik kentimizin adı Pitane Antik Kenti. Çandarlı’da bulunan Pitane Antik Kenti, Pergamon’dan yaklaşık 40 dakika uzaklıkta konumlanıyor. Helen dönemi öncesine dayanan şehir ismini bulundurduğu çok sayıdaki su kaynağından alıyor. Eski dönemlerde burada yaşamış insanlar bölgeye “suyu bol” anlamına gelen Pitane adını vermişler. Kentin tarihi net olarak bilinmese de bölgede yapılan kazalarda M.Ö. 6. yüzyıla tarihlendirilen eşyalar bulunmuş. Burada bulunan sanat eserleri Bergama Müzesi’nde sergileniyor.
Burada da gezdikten sonra Dikili’nin eski tarihine tamamen hakim olmuş olduk. Şimdi sırada merkeze dönüp keyifli bir yemek yemek var. Dikili’de bulunan çeşitli restoranlarda damak tadınıza göre istediğiniz yemeği yiyebilir ve isterseniz deniz kenarında günün yorgunluğunu atabilirsiniz. Çünkü yarın son gün ve şehre dönme zamanı.
2.Gün: Nebiler Köyü
Bugün tatilin son günü. Gitmek için uzak veya yoğun rotalar olmasa dahi yola çıkmadan önce Dikili’de görülmesi ve gezilmesi gereken bir yere daha gidilebilir. Bu yüzden şehir merkezine yaklaşık 10 km uzaklıkta bulunan Nebiler Köyü ufak bir gezi için ideal. Nebiler köyü deyince insanın aklına ilk olarak doğa geliyor. Çünkü burası şelaleleri, mağaraları, ağaçların içindeki yürüyüş rotları ile rahatlatıcı ve harika bir yer.
Nebiler Köyü’ne geldiğinizde ilk fark edeceğiniz şeylerden biri adeta ormanın içinde olan yürüyüş rotalar. Buralarda keyifli bir şekilde yürüyebilir ve doğanın keyfini çıkarabilirsiniz. Fakat çok ileriye gitmemeye ve kaybolmamaya dikkat edin. Daha sonrasında ise köyde bulunan şelaleri ziyaret edebilirsiniz. Burada Aşıklar Şelalesi adında bir şelale bulunuyor ve bu şelale köyün en ünlü şelalesi. Aşıklar Şelalesi hakkında köyde anlatılan hikayeler bile var. Köye gittiğinizde ve şelaleyi sorduğunuzda bu hikayeleri duyacağınızdan eminiz.
Aşıklar Şelalesi’nden sonra gideceğiniz yer ise Ağlayan Mağara. Ağlayan Mağara da aynı Aşıklar Şelalesi gibi ünlü bir doğal güzellik. Hatta Aşıklar Şelalesi ile arasındaki tek benzerlik bu değil. Ağlayan Mağara hakkında da çeşitli hikayeler mevcut. Bu hikayeleri duymak ve bölge halkından dinlemek için bile Nebiler Köyü’ne gidilebilir diye düşünüyorum.