Asya’da Görmeniz Gereken 20 Yer

Dünya’nın en büyük kıtası olan Asya Kıtası, barındırdığı envai çeşit ülkenin rengarenk kültürleriyle her yıl milyonları ağırlıyor. Uzun yıllar boyunca birçok medeniyete de ev sahipliği yapmış bu kıtada insanı şaşırtacak o kadar çok detay var ki!

Bu yazıları okurken belki daha önce gittiğiniz Asya şehirlerini hatırlıyorsunuz, belki de bundan sonra gezmek için can atacağınız yerleri görmek üzeresiniz. Hazır mısınız? Çok kapsamlı bir Asya gezi rehberi sizleri bekliyor!

1) Pekin, Çin

İster Pekin diyin, ister Beijing… Buraya adım atar atmaz ilk görmeniz gereken yer 9999,5 odası olmasıyla ilgi çeken Yasak Şehir. 0,5lik oda nedir derseniz hanedanın son kralının küçük bir çocuk olmasından kaynaklanıyor.

Ardından Tiananmen Meydanı, Wangfujing Caddesi, yumurta şekilli Pekin Ulusal Tiyatro (Beijing National Theatre), Cennet Tapınağı (Temple of Heaven), Lama (Yonghegong) Tapınağı, National Museum of China yani Çin Ulusal Müzesi ve daha nicesi turistlerini bekleyen diğer yerler arasında.

Tek başına Yasak Şehir’i gezmek bile saatler alacağı için zamanınızı iyi planlamanızı öneriyoruz.

Panda severler için müjde! Beijing Zoo yani Pekin Hayvanat Bahçesi’nde bu koca, şişman ve tembel hayvanları görebilirsiniz!

Walffujing Caddesi’ndeki geleneksel pazara da mutlaka uğramalısınız.

2) Çin Seddi, Çin

Bir dönem Ay’dan görülebildiği iddia edilmiş destansı uzunluktaki Çin Seddi, UNESCO Miras Listesi ve Dünyanın Yeni 7 Harikası’na adını yazdırmasıyla kendini kanıtlamış durumda.

Pekin’den Juyongguan, Badaling, Mutianyu veya Jinshanling’teki duvarlara ulaşabilirsiniz., halk otobüsleri ve metroyla da bu duvarlara ulaşım mümkün.

Badaling’den teleferik yoluyla surlara tırmanabilirsiniz. Teleferik şart değil tabi ki; yarım saatlik bir yürüyüşle de surlara çıkabiliyorsunuz.

Çin Seddi hakkında çok ilginç bir detay daha var; Çin Seddi dünyanın en uzun savunma duvarı olmakla kalmayıp aynı zamanda dünyanın en uzun mezarlığı olarak biliniyor. Yapımı sırasında hayatını kaybeden binlerce işçinin inşaata gömüldüğü ve hatta direkt olarak duvarın içine gömüldüğü söyleniyor. Hakkında söylenmiş “duvarın harcında insan kemikleri kullanılmış” efsanesini kanıtlıyor.

3) Lhasa, Tibet Özerk Bölgesi, Çin

Üçüncü yer önerimiz de Asya’nın incisi Çin’den geliyor. Listemizde Çin’den birçok yer bulunuyor, bu da her yıl neden Çin’e bu kadar çok turistin gittiğini kanıtlar nitelikte.

Tibet Özerk Bölgesi’nin başkenti olan Lhasa “yasak kent” ismiyle tanınan bir yer. Bu ismi almasının nedeni ise uzun zaman öncesinde bir süreliğine yabancılara girişin yasaklanmış olması.

Tibet hükümdarı Dalay Lama zamanında “Tanrıların yeri” Lhasa’da yaşıyordu.

Hindistan sınırına çok yakın olan bu kent, Himalaya Dağları’nın yüksek tepelerinden bir tanesinin üzerindeki bir düzlükte bulunuyor.

Dünyanın çatısı lakabını alan Tibet’in iklimi genellikle kuraktır ve nem oranı düşüktür. Bundan dolayı tahıllar ve kurutulmuş etler çok uzun süre saklanabilir, nem olmadığı için de salgın hastalık çok görülmez. Gezerken içiniz rahat olsun!

Yemek yemek istediğiniz zaman sizi bekleyen Çin ve Nepal mutfakları mevcut.

“Peki Lhasa’ya ne zaman gidilmeli?” diyecek olursanız da cevabımız “Aralık, Ocak ve Şubat ayları hariç her zaman” olacaktır.

Gittiğinizde ilk görmeniz gereken yer yerel adı “dağların birleşme noktası” anlamına gelen “Rutunzi”, yani Potala Sarayı olmalı. Kralların kışlık sarayı olan ve Dalay Lama’nın da zamanında kaldığı Potala Sarayı 1994 yılında UNESCO tarafından koruma altına alınmış. Sarayda beyaz ve kırmızı bölüm olmak üzere iki bölüm bulunmakta, beyaz bölüm dini liderlerin yer aldığı bölümken kırmızı bölüm zamanında kralların kullandığı yer ve Tibet’e özel bir mimariye sahip.

Lhasa’ya Kathmandu veya Nepal üzerinden aktarmalarla uçabilirsiniz.

4) Chiang Mai, Tayland

Tayland’ın en kalabalık şehri, “yeni şehir” anlamına gelen Chiang Mai’ye de listemizde dördüncü sırada yer verdik.

İsmini duyunca aklınıza sadece dünyaca ünlü tapınaklar gelmesin, bunların yanı sıra doğal güzellikleriyle de Chiang Mai turistleri kendine aşık etmeyi başarıyor. Eşi benzeri olmayan dağları, ormanları, şelaleleri, yerel pazarları ve müzeleriyle kim karşı koyabilir ki bu yere!

Üstelik bunlar şimdiye kadar keşfedilmiş yerler, bir de olmayanları düşünün artık! Belki sokaklarında kaybolurken hiç görülmemiş güzellikleri fark edersiniz, kim bilir?

Doi Suthep parkının manzarası, içindeki Mae Sa, Huay Kaew ve Monthathan Şelaleleri, Chiang Mai Hayvanat Bahçesi ve Akvaryumu ile Kabile Müzesi (Tribal Museum) ilk görmeniz gereken yerlerden.

Mayıs – ağustos ve ekim – ocak ayları arası burayı gezmek için mükemmel zamanlardır.

Özellikle Kasım ve Şubat ayları arasında Chiang Mai Çiçek Festivali dahil açık hava etkinliklerine katılabilirsiniz.

İyi haber, Türkiye’den Chiang Mai’ye direkt uçuş mevcut, alternatif olarak Bangkok aktarmasıyla da gitmek mümkün.

Tayland hakkında ayrıntılı bilgi almak için Tayland’da Gezilecek 7 Yer yazımıza göz atabilirsiniz.

5) Katmandu, Nepal

Geldik UNESCO Dünya Miras Listesi’nde bulunan bir başka yer olan Nepal’in başkenti Kathmandu’ya…

Sakın tapınaklar bol diye sessiz bir ortam beklemeyin! Kathmandu oldukça gürültülü ve hareketli bir yer, Himalayalar’a kısa bir mesafede bulunuyor ve içerisinde mutlaka ziyaret edilmesi gereken tarihi mekanlar barındırıyor.

Durbar Meydanı’ndaki tapınakları bulmalı, Boudhanath Stupa’nın dünya miras alanını görmeli, Nepal’in en önemli Hindu Tapınağı Pashupatinath ile Kraliyet Ailesi’nin 2001 Katliamı’ndan sonra Narayanhiti Sarayı Müzesi’ne dönüşen Kraliyet Sarayı’nı keşfetmelisiniz.

Kış ayları soğuk, yaz aylarında da muson sıcaklıklarının hakim olduğu Kathmandu’ya bahar aylarında gitmenizi öneriyoruz.

Konaklama konusunda da şöyle bir uyarımız var; şehir merkezinden uzaklaştıkça daha lüks tesisler yapıldığı için fiyatlar daha pahalı olabiliyor. Şehir merkezinde küçük oteller ve hosteller mevcut. Tercih sizin.

İstanbul’dan Kathmandu’ya direkt veya aktarmalı uçuşlarla gidebilirsiniz.

6) Singapur

Asya deriz de Singapur’un adı geçmez mi hiç? Dünyadaki nadir şehir devletlerinden olan Singapur, küçük bir ada ülkesi olmasına rağmen içinde beş buçuk milyondan fazla insanı barındırıyor.

Otantikliği ve modernliğiyle göz kamaştıran Singapur’da gezilmesi gereken yerleri Chinatown, Orchard Street, Little India ve Sentosa Island olarak 4 bölgeye ayırabiliriz.

İsminden anlaşılacağı üzere Chinatown’da kendinizi Çin’deymiş gibi, Little India’da ise Hindistan’daymış gibi hissedeceksiniz.

Orchard Street renk cümbüşü içinde bir cadde, üzerinde lüks alışveriş merkezleri ve ünlü markaların birbirinden büyük mağazaları mevcut.

Sentosa Island ise eğlenceli bir tatil köyü, içinde cafeler, restoranlar, oteller, plajlar ve oyun alanları barındırıyor.

Gittiğinizde dikkat etmeniz gereken bazı kurallar var, örneğin sokakta sigara içmek yasak. Bunun dışında bindiğiniz toplu taşıma araçlarında yemek yememeli, gece saatlerinde duş almamalı, yaya geçidi olmayan yollarda karşıdan karşıya geçmemelisiniz. Garip gelecek ama park yeri bildiremediğiniz takdirde araba da alamıyorsunuz. Neden yasaklar ülkesi dendiği şimdi anlaşılıyor, sakız çiğnemekten tutun da yere çöp atmak ve yere tükürmeye kadar pek çok yasak mevcut.

İstanbul’dan 11 saatlik uçuşla ulaşabileceğiniz Singapur’a tropikal iklim hakim olduğu için 12 ayda da yağış riski var, buna rağmen ekim – mayıs ayları arasında daha şiddetli yağış olduğunu söyleyelim.

7) Petra Antik Kenti, Ürdün

Ürdün’ün dünyadaki temsilcisi görevini üstlenmiş Petra, listemizin yedinci sırasında yerini alıyor.

1985 yılından beri UNESCO Dünya Miras Listesi’nde, 2007’den beri de Dünyanın Yeni 7 Harikası listesinde bulunan Petra “en değerli kültürel miraslardan biri” olarak seçilmesiyle de ayrı bir önem taşıyor.

Turistleri güneşin geliş açısına göre pembe, turuncu, sarı ve kırmızı renklerine dönüşen kayalıkları kadar Petra Antik Kenti’nin gizemli görünüşü de çekiyor. Öyle ki, zamanında Şair John William Burgon “Tarihin yarısı kadar yaşlı gül kırmızısı şehir” şeklinde bir cümle kullanmış.

Nebati Krallığının başkenti olan Petra döneminde ticaretin merkeziydi.

Kayaların renginden dolayı “Rose City” (Gül Şehri) ismini alan Petra Antik Kenti’ne geldiğinizde sizleri Roman Amfitiyatro, The Siq geçidinin sonunda göreceğiniz El-Hazne, Royal Tombs ismi altındaki kraliyet mezarları, Roma Yolu, Petra’daki en önemli tapınak olan Qasr Al-Bint ve kayalara oyularak yapılmış olan El-Deir Manastırı sizi bekliyor.

İstanbul – Akabe uçuşundan sonra Akabe – Petra arası 2 saatlik bir ulaşımla Petra’ya ulaşabilirsiniz.

Ürdün’de gezilmesi gereken şehirler hakkında ayrıntılı bilgi edinmek isterseniz Ürdün’de Gezilecek 9 Yer yazımıza göz atabilirsiniz.

8) Semerkant, Özbekistan

İpek Yolu üzerinde olmasıyla büyük önem taşıyan Semerkant, bugünlerde hala önemli bir sanayi şehri.

Geçmişin izleri 2001 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan Semerkant’ın geleneklerine de yansımış durumda. Nakış, seramik, oymacılık, altın işlemeciliği, bakır işlemeciliği, ipek dokumacılığı ve ahşap boyama günümüzde hala devamlılığını koruyor.

Mimari ihtişamına hayran kalacağınız Semerkant’a gittiğinizde Sher-Dor Medresesi, Tilya-Kari Medresesi, Shakh-i Zinda Türbesi, Davud Peygamber Türbesi, Abu Mansur Madridiy Türbesi, Rukhobod Türbesi, Aksaray Türbesi, Abdu Duran Hoca Türbesi, Hazreti Hızır Camii, Zümrüt Hoca Camii, Kok Camii, Namazgah Camii, Chorsu Antik Ticaret Merkezi ve Kok Saray Kalıntıları görmeniz gereken yerler arasında.

Bunlar dışında “kumlu yer” anlamına gelen ve şehrin kalbi olan Registan, 15. yüzyılda en önemli eğitim kurumu olan Uluğ Bey Medresesi ve Timur tarafından yaptırılmış ve eşinin adını almış Bibi Hanım Camii’deki çini mozaikler sizi bekliyor.

Gitmek için en çok tercih edilen aylar nisan – mayıs ve eylül – ekim olarak karşımıza çıkıyor.

9) Taş Rabat, Narin, Kırgızistan

Orta Çağ’dan miras kalan ve sırlarla dolu olmasıyla ayrı bir gizemli görünüme sahip Taş Rabat, Orta Asya’da eşsiz bir yapı.

1 kilometrekarelik bir alana yayılmış bu dörtgen yapının ortasında yükselen bir yarımküre var, duvarlar ve kubbeler renkli yassı taşların örülmesiyle oluşmuş.

Bilim adamlarının kervansaray olarak tanımladığı Taş Rabat’a dair çok ilginç bir özellik var. Ziyaretçiler oda sayısını saymaya çalışırken 36 ve 41 arasında bir sayı buluyor, oda sayısının değişken olmasıyla da “esrarengiz mekan” lakabını almış.

Kampçıların hoşuna gidecek bir haberimiz var, Taş Rabat’ı ziyaret eden turistler çevredeki keçe çadırlarda konaklayabiliyor.

Related Post

10) Türkistan, Kazakistan

Türklerin Anadolu’ya geçişinden esintiler taşıyan, Ahmet Yesevi’nin yaşamış olduğu ve eski ismi Yesi olan Türkistan’daki en görkemli yapı Yesevi Külliyesi’dir.

Yöre halkının “kesene” ismini verdiği bu külliyeye giden insanlar dileklerinin kabul olması için dua ediyor.

İçinde “Yesevi’nin kazanı” ismiyle bilinen ve zamanında Ahmet Yesevi’nin öğrencilerine ve fakir halka yemek pişirdiği 2 metrelik bir kazan bulunuyor.

Yazın ülke ortalamasının üstüne çıkan sıcaklardan dolayı Türkistan’a yaz ayları haricinde gitmenizi öneriyoruz.

Hoca Ahmet Yesevi Türbesi dışında Arslan Bab Türbesi ve yakınlarındaki Otrar, 20 dakika uzaklıktaki Kentau ve Dede Korkut’un mezarı da görülmesi gereken yerlerden.

11) Kuala Lumpur, Malezya

Malezya’nın finans ve kültür başkenti ve çok kültürlü metropolü Kuala Lumpur’un sadece fotoğraflarına bakarken bile hayran kalmamak elde değil.

Petronas İkiz Kuleleri ile bilinen Kuala Lumpur’da zamanında hükümet binası olarak kullanılan Sultan Abdul Samad Binası ve Gombak ve Klang nehirlerinin kesişim noktası Jamek Mescidi de sizi bekliyor olacak.

Her mevsim turist ağırladığı için istediğiniz zaman gidebilirsiniz ancak unutmayın ki havanın ılık olmasına rağmen çoğu ay yağışlı geçiyor.

Aktarmasız uçuşlarla İstanbul’dan Kuala Lumpur’a uçmak çok kolay.

Mutfağından gece hayatına, festivallere kadar keşfedecek o kadar çok şey var ki gitmeyen bin pişman!

12) Melaka, Malezya

Malezya iki oldu! Size bir tüyo verelim, Kuala Lumpur’a gitmişken 2 saatlik yolculukla Melaka’ya (Malacca) geçmelisiniz!

UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girmiş bu şehir ana caddesiyle, nehir yolu boyunca dizilmiş cafe ve restoranlarıyla, kiliseleriyle adeta bir Avrupa şehri gibi görünüyor.

Özellikle akşam saatlerinde ayrı bir büyüleyen sokaklarında dolaşabilir, sokak yemeklerinden ve birbirinden farklı mutfaklara ait yemeklerden yiyebilirsiniz.

Konaklama fiyatları yemek masraflarından daha uygun oluyor, bizden söylemesi.

13) Erbil, Irak

Irak’ın nüfus olarak en büyük şehri olan Erbil de listemizde yerini alıyor. Bugünkü Ortadoğu ülkelerine ve yaşam koşullarına baktığımız zaman Erbil içlerinden en iyisi diyebiliriz.

Gittiğinizde şehrin kalbinde yer alan ve 2014 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne giren Erbil Kalesi’ni mutlaka ziyaret etmelisiniz.

Sonrasında Irak’ın en büyük parkı olan Sami Abdurrahman Park’ta doğayla iç içe kalabilir, Qeyseri ismindeki çarşıda geleneksel ve bir o kadar otantik eşyaları inceleyebilirsiniz.

Gezmek için tercihiniz bahar aylarından yana olmalı.

14) Nagasaki, Japonya

Hep turistik amaçlı yerler paylaşılıyor, “yükselen güneş ülkesi” Japonya denildiğinde de akla ilk olarak rengarenk çiçekleriyle fotoğraflarına bakarken bile huzur kokusu aldığımız Tokyo’yu hatırlıyoruz. Ancak unutulmaması gereken başka yerler de var.

İkinci Dünya Savaşı sonrası atılan bombaları hepimiz biliyoruz ne yazık ki. İşte atılan o iki bombadan birinin düştüğü Nagasaki de listemizde.

Çinlilerin ülkeleri dışında yaptıkları tek Konfiçyüs Tapınağı bu şehirde bulunuyor. Eski Batı tarzını günümüze kadar korumayı başarmış Glover Bahçesi de büyüleyici bir bahçe olmasıyla biliniyor.

Bu iki yer dışında Nagasaki Suwa Tapınağı, Tarih Müzesi, Megane Köprüsü, Inasa Dağı, Nagasaki Subtropikal Botanik Bahçesi, Urakami Katedrali ve son olarak tabi ki olmazsa olmaz Nagasaki Atom Bombası Müzesi de kesinlikle görülmeli.

15) Busan, Güney Kore

Seul’dan sonra ikinci büyük şehir olan Busan, ekonomik ve turistik açıdan önemli bir liman kenti. Sadece bu kadar mı? Elbette hayır.

Güney Kore’nin en uzun plajları, nehirleri hep Busan’da. Görkemli tapınaklarından hareketli gece hayatına, kaplıcalarından festivallerine, açık pazarlarından leziz mi leziz deniz ürünlerine kadar Busan’da yok yok!

Daha spesifik söylememiz gerekirse Nampo-dong, Gamcheon Kültür Kasabası ve Haeundae Plajı gitmeniz gereken ilk 3 yer.

Okyanustan dolayı haziran ayında serin olan bu şehirde yaz sonu ve sonbahar başı ısı artışı olur, denize girmek isteyenler için ideal. Ancak tüm şehri yürüyerek gezmek isteyenler ekim ve kasım aylarında gitmeliler.

Busan’a ulaşmak için Türkiye’den Seul’a uçarak ordan ya 2 buçuk saatlik tren yolculuğu ya da 6 saatlik otobüs yolculuğu yapmalısınız.

16) Bagan, Myanmar

Evet, listemizin 16. sırasında Pagan Krallığı’na başkentlik etmiş Bagan var. Kamboçya’daki Angkor Vat ile aynı cazibeye sahip olduğu düşünülen “Bagan Arkeoloji Bölgesi” Myanmar’ın turizminin ana kapısı olarak karşımıza çıkıyor.

Krallık döneminde inşa edilen on binden fazla Budist tapınağı, pagoda ve manastırdan geriye kalan iki binden fazla tapınak ve pagoda günümüzde burada bulunuyor.

İddia ediyoruz, hayatınızda hiç bu şekilde kemerleme biçimlerinin hakim olduğu mimariler görmediniz.

Turizm açısından ikliminden dolayı en çok ocak, şubat, ekim, kasım ve aralık aylarında turist çekiyor.

17) Raja Ampat, Endonezya

Sıradaki yerimiz dalışseverler için geliyor! Emin olun, dünyanın belki de en güzel dalış noktasını anlatacağız sizlere.

Yemyeşil adaların ortasında kristal kadar temiz suyuyla Raja Ampat takımadasında dalışlı mavi tur yapmadan geçmek olmaz!

6 günlük tekne turlarına katıldığınız takdirde hem Uzakdoğu kültürünü hem de Avrupa mutfağını birbirinden lezzetli yemeklerle tadacak, hem de gün içinde yaptığınız dalışları akşam dinlenirken grupça analiz etme imkanı bulacaksınız.

Peki Raja Ampat’a nasıl ulaşacaksınız, işte cevap: İstanbul’dan Jakarta’ya uçarak oradan Ambon ve Sorong’a geçebilirsiniz.

18) Ho Chi Minh Şehri, Vietnam

Eskiden Saigon ismiyle anılan Ho Chi Minh şehri Vietnam’ın en kalabalık şehri olma özelliğini taşıyor.

İsmini şehir içinde portrelerinin ile heykellerinin hala görüldüğü eski devrimci lider Ho Chi Minh’ten almış.

Genç nüfusun girişimleriyle çoğu Asya ülkesine göre daha hızlı gelişen bu şehir düzenli ve temiz sokaklarıyla kalbinizi fethedecek.

Sokaklarıyla sınırlı değil tabi ki, müzeler, sinemaları, tiyatroları, kültür parkları, kıyıları ve botanik bahçeleri her yıl milyonlarca turist çeken HCMC’de (Ho Chi Minh City) karşınıza çıkacak bazı şeyler.

Mekong Nehri ile başlayacağınız HCMC gezinize Saigon Merkez Posta Ofisi, Notre Dame Katedrali, Thien Hau Temple (Pagoda) ve Savaş Kalıntıları Müzesi’yle devam etmelisiniz.

Gezmek için aralık ve nisan aylarının ideal olduğu bu şehre İstanbul’dan Hanoi’ye ve Ho Chi Minh’e aktarmasız uçuşlarla gidebilirsiniz.

19) Sri Lanka

Doğal güzellikleriyle insanı uzak diyarlara götüren Sri Lanka’ya listemizde yer vermezsek çok ayıp olurdu!

Eski adı Seylan olan bu ada ülkesinde Polonnaruwa ve Anuradhapura tapınaklarını görmelisiniz.

Sonrasında Umawatuna, Galle ve Trincomalee kumsallarında güneşin tadını çıkarabilir veya Yala Ulusal Parkı’nda safari keyfini yapabilirsiniz.

Koruma altına alındığı için batı kıyılarında yunusları ve balinaları da izleyebilirsiniz. Eğer dalgıçlık, rafting ve sörf gibi sporların delisiyseniz de size uygun aktiviteler mevcut!

UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girmiş Sigiriya freskleri de görülmesi gereken yerler arasında ilk sırada. Başkent Kolombo’ya gittiğinizde ise görmeniz gereken yerler şu şekilde: Beira Gölü, Kolombo Ulusal Müzesi, Galle Face ve Viharamahadevi Park.

İklimi söz konusu olduğunda Sri Lanka’nın doğu kıyılarını ziyaret etmek için Nisan ve Kasım ayları arasını, batı ve orta bölgeler için aralık ve mart ayları arasını seçmelisiniz. Temmuz ve ağustos aylarında gerçekleşen festivaller ile Noel ve Yeni Yıl zamanlarındaki aktiviteleri araştırmayı unutmayın!

Direkt uçuşları tercih edebileceğiniz gibi Maldivler ve Hindistan üzerinden aktarma yapmayı da düşünebilirsiniz.

20) Taipei, Tayvan

Çin’in özerk bir bölge olarak tanımadığı Tayvan çoğu ülke tarafından resmi olarak tanınmasa da bu görülmesi gereken yerlerinden alı koymuyor.

Başkent Taipei’ye 3-4 gün ayırarak National Chiang Kai-shek Memorial Hall parkının içindeki eski devlet başkanı Chiang Kai-shek’in mezarını görebilir, Longshan Tapınağı’nı ve Ulusal Saray Müzesi’ni (National Palace Museum) gezebilirsiniz.

Heyecan verici gece hayatından tutun da lezzetiyle parmak ısırtan mutfağına kadar Tayvan gezinizden oldukça memnun kalacaksınız.

Bilet almadan önce Lantern, Arts ve Film Festivalleri’nin tarihlerine bakmayı unutmayın!

Muson iklimi altında olduğu için sık sık yağışlarla karşı karşıya kalan Taipei’ye gitmek için en ideal zaman ekim – nisan ayları arasındadır.

Tayvan’a Türkiye’den direkt uçuşlar olmasa da aktarmalı uçuşlarla ulaşabilirsiniz.

***

Ve Asya’da Görmeniz Gereken 20 Yer listemizin sonuna geldik. Koskoca Asya Kıtası’nda görmeye değer çok yer var elbet, biz sadece sizler için 20 tanesini öne çıkardık ve detaylı bir şekilde anlattık. Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere!

Paylaş
Ezgi Opan

Blogger, içerik yazarı, editör, besteci, söz yazarı, gitarist, turizmci, seyahat tutkunu, müzik ve kedilere hasta☺️