Mekanları, ünlü isimleri ve kendine has tarzıyla İstanbul’un en popüler semtlerinden biri olan Cihangir’de bir gün geçirmeye ne dersiniz? Bu semtte alışılmış ve duyulmuş aktivitelerin dışında yapacağınız çok şey, ziyaret edeceğiniz çok mekan var.
Siz kaç tanesini yaptınız ya da bu semt hakkında ne kadar bilgi sahibisiniz?
İstanbul’da doğmuş büyümüş pek çok insanın bile gözden kaçırdığı güzellikleriyle Cihangir’de bir gün neler yapılır, Cihangir nasıl bir semttir; kısaca anlattık.
İçindekiler
Cihangir semti, adını Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan’ın oğlu Şehzade Cihangir’den alıyor.
Katledilen üvey kardeşi Şehzade Mehmet’in acısına dayanamayıp üzüntüden 22 yaşında ölen Cihangir adına, 1553 yılında Boğaz’a hakim bir tepede cami inşa ediliyor. Semtin adı da bu camiden geliyor.
19. yüzyıla kadar sadece ahşap binalardan oluşan bir semt olduğu söylenir. Fakat İstanbul’un meşhur yangınlarına maruz kalınca, ahşap bina yapımından vazgeçilmiş ve 19. yüzyıldan sonra siması değişmeye başlamış.
Günümüzde Cihangir; ambiyansı, mimari dokusu ve İstanbul’daki eşsiz manzaralardan birine sahip bir semt olmasıyla oldukça popüler.
1930, 1940, 1950’li yıllarda da meşhur Beyoğlu eğlencelerinden bahsedilen dönemlerde de popüler bir semtmiş.
1960’lı yıllarda çıkan siyasi olaylar sebebiyle pek çok yer gibi, Cihangir de popülerliğini kaybetmiş ve terk edilmiş.
1980’li yıllardan itibaren iyi olduğu tartışılır türden dönüşümüyle yeniden tercih edilen bir yer olmaya başlıyor ve hala bu durumu koruyor. Özellikle entelektüel kesim tarafından fazlasıyla benimsenmiş semtlerden biri olduğunu söylemek mümkün.
Cihangir, göründüğünden çok daha fazlasına sahip bir yer fakat hepimiz burayı belli sınırlar dahilinde tanıyoruz. Sınırlarının dışına çıkmak isteyenler için bu yazı iyi bir rehber olacaktır.
Cihangir’e Taksim Meydanı’ndaki Sıraselviler Caddesi’nden aşağı doğru yürüyerek, Galatasaray Lisesi’nin yanındaki sokaktan Çukurcuma’ya inip, oradan yukarı çıkarak ya da Tophane’den yokuş yukarı çıkarak ulaşabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, Beyoğlu’nu iyi tanıyanların bileceği gibi; İstiklal Caddesi üzerindeki pek çok ara sokaktan da yürüyerek Cihangir’e ulaşmanız mümkündür. Her sokak ayrı bir hava, ayrı bir his uyandırıyor. Her seferinde başka birini deneyerek gidebilirsiniz.
Cihangir’i sadece kafeleri ve restoranlarıyla ünlü bir yer olarak tanımlamak yanlış olacaktır. Pek çok tarihi yapıya ev sahipliği yapan bu semtte, önünden geçip, içini gezmediğiniz birbirinden güzel yapılar bulunuyor.
Bunlardan ilki, Sıraselviler girişindeki Aya Triada Kilisesi’dir. ziyaret edebilirsiniz. Bu kilise, 1879 yılında inşa edilmiş bir Rum Ortodoks Kilisesi ve adını da Hristiyanlıktaki kutsal üçlüden almaktadır.
19. yüzyılın başlarında kilisenin yerinde bir Rum mezarlığı bulunuyormuş fakat o dönemde çıkan kolera salgını ile mezarlık için boşaltılma kararı alınmış.
1876 yılında nakil işlemleri bittikten sonra buraya kilise inşa edilmesine izin verilmiş ve binanın yapımı 3 senede tamamlanmıştır. 1880’de ise, halkın ziyaretine ve ayinlere açılmıştır.
6-7 Eylül’de yaşanan olaylarda kilise çok büyük hasar almış. Bir süre ayinlere ara verilmiş ve tahribatlar onarılmış.
Günümüzde ise; hala ayinlere devam ediyor ve ziyarete de açık. Sürekli önünden geçtiğiniz bu kiliseyi görmeyenleriniz varsa, mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ederiz.
Mimarisi ile oldukça etkileyici bir yapı.
Semtin adını veren Cihangir Camii 16. yüzyılda Mimar Sinan tarafından yaptırılmış.
Topkapı Sarayı’na bakan camii, Şehzade Cihangir için inşa edilmiştir. Yapıldığı dönemden bugüne kadar pek çok yangın görmüş, hasar almış ve her seferinde onarılmıştır. 19. yüzyılda son kez yenilerek şimdiki haline kavuşmuş.
Şehzade Cihangir Cami olarak da bilinen bu yapı, Cihangir’de görmeniz gereken özel yapılardan biri.
Türk edebiyatının en kıymetli isimlerinden biri olan Orhan Kemal’in evinden dönüştürülen Orhan Kemal Müzesi, Cihangir’de sevenlerinin ziyaretine açık.
Müzede; Orhan Kemal’in eserleri, özel eşyaları, öldüğü gün yüzünden kalıp alınarak yapılan maskı, kitaplarını yazdığı daktilosu, fotoğrafları ve daha pek çok önemli obje sergileniyor.
Edebiyat severlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken müze, pazar günleri hariç her gün ziyarete açıktır.
İtalyan Konsolosluğu’na 500 metre yakınlığında olan bu müze de Cihangir’e her gittiğinizde karşınıza çıkan özel yerlerden biri.
Çukurcuma’da 1897 senesinde inşa edilmiş binada, Orhan Pamuk’un küratörlüğünde kitabı ile aynı ismi taşıyan Masumiyet Müzesi bulunuyor. Müze Cihangir gezilecek yerler listemizin en sembol mekanlarından.
İstanbul’un ilk edebiyat müzesi unvanına sahip. 1999’dan itibaren çalışmalarına başlanan müze, 2012 yılında açılış yaptı. Kitabın ilk basım tarihi ise, 2008.
Müzenin ilk katında, kitabın ilk 51 bölümünden objeler sergileniyor. Müzede 20. yüzyılın İstanbul’una dair izler bulmak mümkün.
Zemin katında da Aristo’nun Zaman çalışmasına yönelik bir sembol bulunuyor.
Müzenin üst katında, kitabın karakterlerinde Kemal Basmacı’nın yaşadığı ev kurgulanmış.
Masumiyet Müzesi kitabını okuduktan sonra bu müzeyi de ziyaret etmenizde fayda var.
Pazartesi günleri hariç her gün ziyarete açıktır.
Cihangir’de az bilinen, gezmeyi hiç düşünmediğiniz yapılardan biri de Kadiriler Tekkesi’dir.
Çukurcuma’dan Tophane’ye inen Kadiriler Yokuşu’nda yer alan tekke, Cihangir’in görülmesi gereken mekanlarından.
Osmanlı döneminde tekkelerin merkezi İstanbul’daymış ve burası da Kadiriler tarikatının merkezi olarak kullanılıyormuş.
1630 yılında inşa edilen bina, bir dönem Tophane İlkokulu olarak da hizmet vermiş. 1997 yılında çıkan yangından sonra aslına uygun şekilde restorasyonuna başlanmış.
Cihangir’in farklı bir yüzünü görmek isterseniz ve tarihe meraklıysanız, burayı ziyaret etmelisiniz.
Cihangir’e gidip de tüm ara sokaklarında dolaşarak Çukurcuma’ya inmeden olmaz! Buradaki Antikacılar Çarşısı’nı ziyaret etmek semtin olmazsa olmazları arasında yer alıyor.
Faik Paşa Yokuşu olarak da bilinen Faik Paşa Caddesi’nde birbirinden farklı antikacılar var.
Her bir dükkan ayrı bir zaman makinesi niteliği taşıyor. Yurt dışından ve yurt içinden toparlanmış binlerce antika ürün, ilgililerini hayran bırakmayı başarıyor.
Dekorasyondan, kitaba; mücevherden, aksesuara; buzdolabından, heykele; aradığınız ve aramadığınız her şeyi Antikacılar Çarşısı’nda bulabilirsiniz.
Eğer antikalara ve ikinci el eşyalara meraklıysanız, burada gezerken zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız.
Cihangir Merdivenleri olarak da bilinen ve Kılıç Ali Paşa Mahallesi‘nde, parkın üstünde bulunan meşhur merdivenleri bilir misiniz?
Tophane’den Üsküdar’a uzanan İstanbul manzarasına sahip bu merdivenlerde oturmak, sohbet etmek, bir şeyler yiyip, içmek hatta belki enstrümanıyla gelen birinin eşliğinde müzik dinlemek; Cihangir’in ritüellerinden biridir. Özellikle üniversiteli gençlerin uğrak noktası diyebiliriz.
Firuzağa Camii’nin önünde bulunan Firuzağa Çay Bahçesi’nde çay içmek, semtin gerçek ritüeli.
Burada otururken Cihangir’e gelen giden herkesi görebilir, ünlülerle karşılaşabilir, muhtemelen sektör sohbetleri yapan oyunculara denk gelebilirsiniz.
Başka bir semtte denk gelemeyeceğiniz enteresan bir gelenek olduğunu söylemek mümkün.
Fakat pek çok ünlünün yaşadığı bir yer olmasının yanı sıra; onlarca cast ajansı, oyunculuk ve sanat okullarına ev sahipliği yaptığı için bu duruma çok da şaşırmamak gerek belki de…
Savoy Pastanesi’nde milföy pasta yemek, Cihangir deyince ilk akla gelen eylemlerden biri desek abartmış olmayız.
Cihangir’in lezzet duraklarından daha detaylı bahsettiğimiz bir yazımız var; mekan önerileri için ona bakabilirsiniz.
Fakat Savoy’da milföy yemek, bir lezzet önerisi değil, gelenek sayılır. Bunu yapmadan Cihangir’den dönmeyin!
Cihangir’deki lezzet durakları hakkında daha ayrıntılı bilgi almak isterseniz, Cihangir’de Ne Yenir, Nerede Yenir? yazımıza mutlaka göz atmalısınız.
İstanbul’un tüm güzelliklerini tek tek keşfetmek isterseniz, İstanbul’da Gezilecek Yerler rehberimiz tam sizlik!