Datça Gezilecek Yerler: Doğa ve Lezzet Rehberi
Datça 1 günde gezilir mi?
Datça’nın bütün güzelliklerini görebilmeniz için 1 yeterli olmayacaktır. Datça’yı gezmek için en az 2 – 3 gün ayırmanızı öneriyoruz.
Datça’nın neyi meşhur?
Datça, özellikle doğal güzellikleri, bademleri, zeytinyağı, sakin koyları ve Knidos Antik Kenti ile meşhur.
Datça’nın denizi soğuk mu?
Ege ve Akdeniz’in kesişim noktasında bulunan Datça’nın denizi genellikle serin olsa da, yaz aylarında yüzmek için ideal bir sıcaklığı var.
Datça, Türkiye’de tatil için en çok tercih edilen bölgelerden biri. Sıklıkla tercih edilmesinin tabi ki pek çok nedeni var. Muhteşem doğası, yüzmesi çok keyifli olan denizi ve rengarenk sokakları ile Datça tatilin tadını çıkarmak için gerçekten muhteşem bir yer.
Mayıs ayından başlayarak eylül ayının sonuna kadar tatil ve deniz sezonu açık olan Datça’ya gitmek için kısıtlı bir sürenizin olmaması da harika. İster tatil sezonu başlamadan mayıs ayında isterseniz de tatil sezonu bitince eylül ayında da gidebilirsiniz. Datça’ya ne zaman giderseniz gidin gezmekten ve Datça’yı keşfetmekten çok zevk alacağınıza eminiz.
İşte Datça’da gezebileceğiniz harika yerler:
İçindekiler
Datça Muğla ilçelerinden biri olduğu için özellikle çevre bölgelerden gitmek oldukça kolay oluyor. Bodrum’dan feribot ile 2 saatte ulaşılabilen Datça’ya Muğla merkezden araba ile 1 saat 15 dakikada ulaşılabiliyor. İstanbul ve Ankara ya da çevre şehirlerden gidecekseniz özel araçların yanı sıra otobüs ya da uçakla ulaşım sağlayabilirsiniz. Özel aracınız ile Datça’ya gitmek istiyorsanız İstanbul’dan yaklaşık 774 km yol gitmeniz gerekiyor. Bu yol ortama 9 saat sürüyor. Eğer Ankara’dan araba ile Datça’ya ulaşacaksınız bu yol da yaklaşık 722 km sürecektir.
Otobüs ile Datça’ya gitmek isteyen kişilerin Marmaris için bilet almaları gerekiyor. Marmaris’e vardıktan sonra ise buradan kalkan minibüsler ve otobüsler ile Datça’ya ulaşım sağlayabilirsiniz. Ulaşım için toplu taşıma aracı kullanmak istemeyen kişiler ise araç kiralayabilirler.
Diğer bir ulaşım seçeneği olan uçakla ulaşım için ise Dalaman Havaalanı’na gitmeniz gerekiyor. Dalaman Havaalanı’ndan minibüs ile Datça’ya gidebilirsiniz. Fakat bazen havaalanından Datça’ya minibüs kalkmıyor. Havaalanından Datça’ya gitmek için ilk Marmaris’e gidebilir ve oradan toplu taşıma kullanarak datçaya geçebilirsiniz. Diğer bir seçenek ise havalimanından araç kiralamak. Havaalanından araç kiralayarak Datça’ya kendiniz gidebilirsiniz.
Datça’da kalmak için pek çok farklı seçenek bulunuyor. İsterseniz villa kiralayabilir isterseniz butik bir otelde kalabilir ya da lüks bir otel tercih edebilirsiniz. Konaklamadan ne beklediğinize göre konaklama yapacağınız yeri seçebilirsiniz.
Eğer doğaya yakın bir yerde konaklama yapmak istiyorsanız Mesudiye Mahallesi’nde bulunan villaları tercih edebilirsiniz. Doğaya yakın diğer seçenekler ise Hayıtbükü, Palamutbükü ve Kızılbük gibi lokasyonlarda bulunan ahşap Datça evleri. Eğer konaklama için tatlı butik otelleri tercih ediyorsanız ise Eski Datça Mahallesi’ne yönelebilirsiniz. Çünkü burası tam bir butik otel mekanı.
Konaklama için diğer bir seçeneğiniz ise kamp ve karavan. Datça’da kamp yaparak ya da karavanınızla konaklama istiyorsanız Aktur bölgesinde konaklayabilirsiniz. Bu seçeneklerin yanı sıra merkezden uzaklaşmak istemiyorsanız konaklama için tercih edebileceğiniz en güzel lokasyonlardan biri Sevgi Yolu. Burada çok güzel otel veya pansiyonlar bulabilirsiniz. Ek olarak aynı Sevgi Yolu kadar güzel bir seçek olan Kumluk Yolu. Sevgi Yolu gibi Kumluk Yolu’nda da çok keyifli oteller ve pansiyonlar bulabilirsiniz.
Dehan’ın notu: Konaklama yapacağınız yer ne merkezde olsun ne de merkeze çok uzak olsun derseniz en güzel seçenek Palamutbükü. Muhteşem doğa manzarasının yanı sıra Palamutbükü, merkeze sadece 25 km uzaklıkta. Hem doğanın içinde hem de merkeze yakın olmak isteyenler için ideal bir seçenek.Konaklama yapacağınız yer ne merkezde olsun ne de merkeze çok uzak olsun derseniz en güzel seçenek Palamutbükü. Muhteşem doğa manzarasının yanı sıra Palamutbükü, merkeze sadece 25 km uzaklıkta. Hem doğanın içinde hem de merkeze yakın olmak isteyenler için ideal bir seçenek.
Datça’da gezebileceğiniz çok keyifli yerler bulunuyor.
Araba ile Datça merkezden yaklaşık 10 dakikada ulaşabileceğiniz Eski Datça, kesinlikle görülmesi gereken yerler arasında. Taş evlerden oluşan gezmesi çok keyifli sokakları ile buranın her bir köşesinin fotoğrafını çekmek isteyebilirsiniz. Her ne kadar burası akşamüstü canlanıyor olsa da çevreyi ve evleri görüp buradaki kafelerden birinde biraz soluklanmak da çok keyifli.
Aynı zamanda burada Can Yücel Evi de bulunuyor. Can Yücel’in Evi, özel mülk olduğu için içeri girilmiyor ama kapısının önünden geçmek ve orada bulunmak da oldukça keyifli. Çünkü Can Yücel, Datça’nın tanınmasında ve popülerleşmesinde büyük rol oynamış biri.
Merkezden araba ile gidebileceğiniz Knidos Antik Kenti’ne yaklaşık 50 dakikada gidebilirsiniz. Knidos Antik Kenti, hem güneşin batışını izlemek için hem de ufak bir kültürel gezi yapmak için ideal bir yer. Gezmesi oldukça keyifli olan bu yerde aynı zamanda denize de girebilirsiniz. Eğer denize girmek isterseniz gün batımından birkaç saat erken gelmeniz yeterli.
Hem çevreyi keşfedebilir hem denize girebilir hem de güneşin batışını izleyebilirsiniz. Güneşin batışını izlemek için buraya geldiyseniz yanınızda yiyecek ve içecek getirmenizi tavsiye ediyoruz. Böylece burada harika vakit geçirebilirsiniz. Antik kenti, 1 Nisan-1 Ekim tarihleri arasında saat 10.00-19.00 arası,1 Ekim-1 Nisan arası 08.30-17.30 saatleri arasında gezebilirsiniz.
Knidos Antik Kenti’ne uğrayıp Knidos Feneri’ne de şöyle bir selam verdikten sonra minibüsle ulaşacağınız Palamutbükü, Datça’nın o müthiş koylarından bir tanesi olarak hem çakıl hem de kum plajlarıyla her tür ziyaretçiyi memnun etme niyetinde. Datça’dan 25 kilometre uzaklıkta bulunan Palamutbükü’ne şehir merkezinden minübüslerle ulaşılabiliyor. Oldukça uzun bir sahil şeridi bulunuyor Palamutbükü’nde ve bu şerit boyunca barlar, çay bahçeleri, yemek yiyecek çeşitli lokantlar vs bulabiliyorsunuz.
Datça’nın Akdeniz’e bakan kısmında yer alan Palamütbükü’nü yeşil ve mavinin en güzel renkleriyle buluşturan Hayıtbükü, Kızılbük, Ovabükü plajları takip ediyor. Tam Mazı Köyü kavşağından denize doğru döndüğünüzde yukarıdan denizin muhteşem bir manzarasını göreceksiniz, doya doya seyredin (ama arabayı süren sizseniz dikkatli olun da kaza yapmayın, en iyisi kenara çekmek).
Datça’nın en serin bölgesi Kızlan Köyü’ne geldiğinizde sizi karşılayacak olan 6 adet Kızlan Yel Değirmeni’nden biri lokanta, biri ev olarak kullanılsa da kalanlar kendi haline bırakılmış durumda. SİT alanı olarak düzenlenen Reşadiye’nin de mutlaka görülmesi gerek.
Amerika’ya zeytin üreten bir yatırımcı tarafından alınan ama daha sonra yöreden birine satılan Datça Olive Farm ve bölgenin şarap üreticisi Datça Wineyard da ziyarete açık.
Doğa yürüyüşü seven gezginleri en çok cezbedecek yer ise şüphesiz Bozburun Yarımadası. Bu yarımada aslında Marmaris ile Datça arasında bulunuyor. Tepelerde gezen birçok trekking grubu var, isterseniz siz de onlarda birine katılabilirsiniz. Ayrıca bu tepelerde az sayıda antik kalıntı ve yol da bulunuyor. Nereye yürürseniz yürüyün, her zaman mükemmel bir deniz manzarası seyrediyorsunuz.
Deniz demişken, Bozburun Yarımadası’nın denizi de çok güzel tabii. Genelde klasik anlamda bir kumsal yok, Foça’da olduğu gibi direk iskeleden deniz giriyorsunuz. Deniz derin olduğu için dalgasız. Ayrıca Datça Limanı’ndan veya Marmaris’ten bineceğiniz tekneler de Bozburun turu yapabiliyor.
Sevgi Yolu, Kumluk Plajı’nın sonunda bulunuyor. Kumluk Plajı’ndan yürüyerek kolayca buraya ulaşabilirsiniz. Akşamüstüne doğru Sevgi Yolun’da el emeği ürünlerin satıldığı tezgahlar açılıyor ve deniz havasıyla birlikte bu yol oldukça keyifli bir yere dönüşüyor.
Datça’da sizler içi ilk önerimiz Zekeriya Sofrası olacak. Burası tam bir esnaf lokantası. Uygun fiyatlara ev yemekleri yiyebiliyorsunuz, ızgara köfte de var. Kumluk Yolu’ndaki halk Plajı’nın bir sokak arkasında bulunuyor. Zaten Datça’nın eskilerinin çok sevdiği bir yer olduğundan kalabalıktan yerini anlarsınız.
Deniz kenarına kurulmuş masalarda, meltemin getirdiği tuz kokusu ve dalgaların müziği eşliğinde bir yemek tercih edenler ise halk plajı boyunca sıralanmış restoranlara yönelebilirler, burada balık da mevcut. Palamutbükü’nde deniz kıyısı boyunca sıralanan restoranlar da yemek yemeniz halinde gün boyu şezlonglarını kullanmanıza izin veriyorlar. Balık veya köfte servis ediyorlar.
Güne güzel bir kahvaltıyla başlamak isterseniz Cafe Inn Datça ev yapımı reçelleri ve kahvaltı salatası ise eşsiz bir şölen sunuyor. Datça’nın kır çiçeklerinin tat verdiği balı da burada deneyebilirsiniz. Daha tatlı, masalsı bir ambiyansı olan Yakamengen’de ise keçi peynirli salatayla başlayıp sahanda anne usulü köfte ile devam ettikten sonra kapanışı mutlu son diye tanımladıkları bademli muhallebiyle yapabilirsiniz.
Dehan’ın notu: Yöreye özgü yemeklerden denemek isterseniz de labada, dallampa veya bir tür salyangoz yemeği olan karaville iyi birer seçim olabilir.
Elbette yaz aylarında gidilir! Datça’nın mükemmel bir denizi var, henüz “turizm endüstrisi” tarafından tam olarak ele geçirilmediğinden deniz çok temiz ve berrak. Suyun epey soğuk olduğunu da söyleyelim, alışık olmayanlar Mayıs ve Eylül aylarında üşüyebilirler.
Aynı şey Datça’nın havası için de geçerli, temmuz ve ağustos aylarında bile geceleri püfür püfür eser. Kolay üşüyenlerin ince bir hırka getirmesi fena bir fikir olmayabilir. Elbette sağlığınız için güneş kremi, şapka ve güneş gözlüğü getirmeyi de sakın ihmal etmeyin.
Hem deniz hem kültür tatili yapabileceğiniz, şairleri kendine hayran bırakmış Datça’da mükemmel bir tatil geçirmeniz dileğiyle!