Laponya, Finlandiya
En nostaljik mevsim, kış… Beyazlarla örtülü, kalın kazaklarımıza sığındığımız, battaniyeler arasında ufacık kaldığımız, sıcacık kahve fincanlarını eldiven saydığımız, ince belli bardakta içtiğimiz sıcak çayla ısındığımız, pastel renkleri bize sevdiren kış…
Her mevsim gezmek güzeldir elbette ama bazı yerler var ki asıl kışın gezilmeli, hatta belki de sadece kışın gezilmeli! Hazırsanız başlayalım bakalım, beyazlar en çok nerelere yakışıyormuş?
Bu noktada hemen bir şeyin altını çizelim. Sadece beyazlardan bahsederek kış tatilinizi sınırlandırmak istemedik. Bu açıdan düşünerek belki aramızda gerçekten “yaz sevdalıları” vardır diye düşündük ve onları da mutlu edecek destinasyonlar ekledik.
Hem kışçı tayfa için kış tatili, hem de sıcak havaları özleyen yazcı tayfa için kışın gidilecek yerler listemizde güneşle başbaşa kalabilecekleri rotalardan bahsettik. Bahar aylarını sevenler iki türden yerde de mutlu olacaklardır eminiz.
O zaman sizleri çok tutmayalım ve hemen dünyanın dört bir yanından özenle seçtiğimiz kışın gezilecek ülkeler listemizi görelim!
Kışın Gezilecek Yerler:
İçindekiler
Listemizin ilk sırasında Estonya’dan Orta Çağ dönemini birebir yansıtan Tallinn var. Eminiz ki Tallinn her mevsim güzel olan bir şehir, ancak tarihi kent bizce en çok kış aylarında büyüleyici oluyor.
Toompea’nın çevresinde bir yürüyüş yapın ve Raekoya Plats’a varın. Soğuktan bir nebze de olsa kaçmak amacıyla ev yapımı çorba ve bir bardak glögi için Belediye Binası’nın yanındaki küçük odaya girin.
Kendinizi ayrıcalıklı hissedeceksiniz çünkü Tallinn kışın oldukça soğuk, ama kış manzarası her şeye değer.
Kalabalığa takılmadan, özgürce sokaklarında kaybolabilir ve keşfedebilirsiniz güzel Tallinn’i.
Küçük bir Avrupa şehri olduğu için de diğer ülkelere göre daha uygun fiyata ve daha kaliteli şartlarda konaklama fırsatınız olacak, bizden söylemesi!
Evet o kristal gibi parlayan sular Banff Ulusal Parkı’nın en popüler noktası Moraine Gölü’nün suları!
Ten Peaks’in karla kaplı vadisini yansıtan bu sular için başka hangi mevsimde gidilmeli? Yerli halk tarafından da çok ziyaret edilen Banff Ulusal Parkı’nın diğer aylardaki fotoğraflarına aldanmayın, kesinkes eminiz ve son kararımız, kış aylarında gitmenizi öneriyoruz. Sadece biz değil, UNESCO da öneriyor valla!
Kayalık Dağ zirveleri, turkuaz buzul gölleri, mükemmel bir dağ köyü, doğal manzaraları ve vahşi yaşamıyla Kanada’nın ilk ulusal parkı Banff Ulusal Parkı’nda göze hitap eden her detay bulunuyor.
Yürüyüşten bisiklete, kayaktan kampçılığa kadar pek çok aktiviteyi rahatlıkla gerçekleştirebilirsiniz. Eee daha ne duruyorsunuz? Kayak takımını hazırlayın!
Akıllara durgunluk veriyor değil mi güzelliği? Canlı bir kartpostal gibi nefes kesici bir güzelliği var Hallstatt’ın.
UNESCO Dünya Miras Listesi’ne adını altın harflerle yazdıran Hallstatt küçük bir göl kenarı ve köyü aslında.
Civarında bulunan Salzburg Dağı beyazlarla donatıldığında daha da ihtişamlı görünüyor. Köy hayatından hep söz edip duruyoruz ya, havalar sıcakken değil soğukken de güzel manzaralar sunuyor köyler. Bunlardan biri de şüphesiz birçok kere dünyanın en güzel köylerinden Biri” seçilen Hallstatt!
Masalsı evlerinin arasında dolanırken sislerin arasından size göz kırpan Alpler’i göreceksiniz. Herkesin hayatında bir kere görmesi gerektiğiyle ilgili hakkında kararlar verilen Hallstatt sadece yerli halkını değil yabancıları da etkilemiş, öyle ki Çinliler minik bir Hallstatt olsun istemişler ve yaklaşık 1 milyar dolara mal olan, Guangdong’daki Huizhou şehrinde bir tane Halstatt oluşturmuşlar.
Karşınızda Türk kökenli bir kale! Trakai şu anda Yahudi bir Türk topluluğu olan Karay Türkleri’ne ev sahipliği yapıyor. 14. Yüzyılda bu kaleyi korumaları için önemli görevlerle getirilen azınlık grup kaleyi hiç terk etmemiş.
Tabi günümüzde hala kültürünü koruyabilmesinde Litvanya’nın da büyük desteği var.
Nüfusları çok az olan Karay Türkleri halen kültürlerini yaşatmaya devam ediyor ve dillerini konuşuyor. 600 yıllık geçmişiyle Karay Türkleri’ni ve Trakai Adası Kalesi’ni ziyaret etmek istiyorsanız kış aylarını değerlendirin!
Neden mi kış? Çünkü çevresindeki gölün donmasıyla ve turuncu taretlerin karla kaplanmasıyla kale rüya gibi bir görünüme bürünüyor.
Maviyle yeşilin tonlarını ahenkle buluşturan Plitvice Milli Parkı ilkbahar aylarında eşsiz manzaralarıyla turistlerin uğrak noktası. Ancak Plitvice’nin kış aylarında bambaşka güzelliklere büründüğünü bilen çok az bir kitle! Siz de onlardan biri olun ve keşfedeceğiniz kış manzaraları ile kendinizi ayrıcalıklı sayın.
Başkent Zagreb’den saat başı kalkan otobüsler ile veya özel aracınız ile bu milli parka ulaşmanız mümkün. Hatta sadece Zagreb değil, Dubrovnik, Split ve Saraybosna üzerinden de Plitvice Milli Parkı’na varabilirsiniz.
İki girişe sahip bu koca parkın birinci girişi göllerin olduğu taraf, diğer kapısı ise Great Waterfall yani Büyük Şelale’ye giden yolun girişi. Tüm parkı tam anlamıyla keşfetmenin iki gün süreceğini hatırlatalım. Bir gece konaklamalı hafta sonu tatili için önerimiz Plitvice Milli Parkı.
Türkiye ve kayak = Uludağ! Hem yerli hem de yabancı turistlerin uğrak noktası Uludağ listemizde 6. Sırada.
Türkiye’nin en büyük doğa sporları ve kış merkezi olan Uludağ dik ve heybetli bir görünüşe sahip.
Kuzey kesiminde Kirazlı, Sarıalan, Kadı ve Sobra yaylalarını barındıran Uludağ özellikle yaz aylarında yemyeşil oluşuyla bambaşka doğa manzaraları sunuyor.
Ama bizim derdimiz kış ile! Kış sporları dışında ziyaret edilecek Uludağ Milli Parkı, Sofaboğan Şelalesi ve Çobankaya Yaylası da Uludağ tatilinizde gezmeden dönmemeniz gereken destinasyonlar.
Söz konusu Uludağ’sa gidilmesi gereken en ideal zaman Aralık ve Şubat ayları arası. Winterfest, Selfy WhiteFest ve Bilyoner Winterfest de daha eğlenceli bir tatil bekliyorsanız tarihlerini göz önünde bulundurmanız gereken festivaller!
Baraka belgeselinden sonra ünlenen Jigokudani Maymun Parkı listemizin 7. Sırasında yerini alıyor.
“Cehennem Vadisi” anlamına gelen Jigokudani ismini sarp kayalıklar ve soğuk ormanlarla çevrili, donmuş zemindeki küçük çatlaklardan buhar ve kaynar su çıkmasından dolayı alan parkta kış aylarında vadiye giden, daha sıcak aylarda ise başka yerlerde yiyecek arayan kar maymunları bulunuyor.
Macaca fuscata orijinal ismine sahip bu kar maymunları sarp kayalıklardan ve ormanın içinden akan sıcak sularda oturarak iniyorlar ve akşamları da ormanların güvenli alanlarına geri dönüyorlar.
Bahar aylarında rengarenk çiçekleriyle büyüleyici manzaralar sunan Richmond Parkı, Londra’nın 8 Kraliyet Parkı’ndan biri, yüzölçümü ile de en büyük park olarak biliniyor.
Özellikle sunduğu yaban hayat ile birçok türe ev sahipliği yapan park koruma alanlarıyla da ayrı bir öneme sahip. Isabella Plantation ormanlık bahçeleri, Pembroke Lodge çay odaları, Kral Henry Höyüğü ve Aziz Paul Katedrali sizleri bekliyor!
Sadece bu 4 yer de değil, mantarlardan kuşlara, böceklerden yarasalara kadar dünya üzerinde nadir olarak görülen pek çok tür sizi yuvalarına ziyarete çağırıyor.
Golf, binicilik, bisiklet vb. sporları böyle doğal bir ortamda yapabilmek her zaman karşımıza çıkmıyor, bu fırsatı iyice değerlendirmelisiniz!
Avrupa’da gezilebilecek en güzel yerler sıralamasında ilk sıralarda bulunan Brüj’den bahsetmek istedik. Çikolata sevenleri görelim! Bira da olur! Şayet Brüj (Brugge) sevenleri için oldukça lezzetli tatları keşfetme yeri.
Orta Çağ’dan kalma mimarisi, sandal turuna çıkan kanalları, dantelleri ile Brüj kendine has bir kültüre sahip.
Bizce bu kış aylarında Aziz Salvator Katedrali, Belfry Saat ve Çan Kulesi, Historium Müzesi ve ana meydan başta olmak üzere Brüj sokaklarını karış karış gezebilir, sonrasında birbirinden leziz çikolatalardan yiyerek kendinize yorgunluk ödülü alabilirsiniz.
Hatta Bira Müzesi’ne (Bruges Beer Museum) giderek Brüj birasının hasını tarihini öğrenerek ana vatanında içebilirsiniz.
Size bir önerimiz olsun, Brüj gezinizde Quay of the Rosery’ye mutlaka yer verin. Nedenini gittiğiniz zaman anlayacaksınız, fotoğraf makineleri şimdiden hazır olsun!
Masal gibi bir tatile var mısınız? Peki Uyuyan Güzel’in kalesine? İkisi de karşınızda duruyor, Neuschwanstein Şatosu olarak hem de!
Neo-romantizm mimarisiyle turist akınına uğrayan şato özellikle kış aylarında daha farklı bir atmosfer sağlıyor. Daha detaya inecek olursak romanesk şekiller, Gotik ve Bizans mimarisi ve sanatı bir arada diyebiliriz.
Normal görünümüyle bile büyüleyici görünen şatonun beyazlar halindeki nefes kesici görüntüsüne aşık olmamak elde değil! Kendinizi Disneyland’de hissetmek istiyorsanız şimdiden biletlere bakmalısınız.
Yaz – kış fark etmez, Yeni Zelanda her mevsim görülecek güzelliklere sahip bir ülke. Öyle bir doğası var ki, hayatımız boyunca en az bir kere gitmemiz farz oldu!
Queenstown, yakınlarındaki Remarkables ve Coronet Peak ile birlikte Yeni Zelanda’nın en iyi kayak ve snowboard çeşitlerini sunuyor. Tatil kasabası olan Queenstown’a özellikle yer verdik, çünkü burası 2012 yılında 220 macera turizmi aktivitesiyle popüler oldu. Kayak, snowboard, jet bot, rafting, bungy jumping, dağ bisikleti, kaykay, tramping, yamaç paraşütü, balıkçılık ve sky diving olmak üzere birçok spor için Queenstown en ideal destinasyonlardan biri.
Mart / Nisan aylarında yapılan Bisiklet Festivali, Haziran ayında yapılan Kış Festivali ve Ekim ayında düzenlenen Jazz Festivali ile dünyanın dört bir yanından turist ağırlayan Queenstown’a sporu sevseniz de, sevmeseniz de mutlaka gitmelisiniz!
Her mevsim gezilecek pek çok yeri olan tek ülke Yeni Zelanda değil elbette! Cennet vatanımızda da her ay gezebileceğimiz şehirler mevcut.
Özellikle kış aylarında gidilen yerlerden biri olan Kartalkaya Bolu ilinde bulunuyor. Kayak, snowboard ve kızak denince akla gelen nadir kayak merkezlerinden olan Kartalkaya için kayak sezonu Aralık ayından Nisan ayına kadardır.
Dev çam ağaçları, alpin çayırları, kayalık zirvesi ile bu noktada Bolu dağlarıyla birlikte Köroğlu dağları da manzaranız olacak.
Hatta burada bir dipnot geçelim, her yıl Ocak ve Şubat aylarında düzenlenen Icefest ile Snowfest’e mutlaka katılın, gündüz tatilinizi kayakla geçirirken akşam da eğlence dolu saatler geçireceksiniz böylece!
Coğrafi olarak Norveç, Rusya, İsveç ve Finlandiya tarafından paylaşılan Laponya listemizin 13. Sırasında. En güzel kış manzarası Kuzey Işıkları olacaktır şüphesiz! Bunu da Kuzey Işıkları, husky köpekleri ve ren geyikleriyle bilinen Laponya’da yaşayarak görebilirsiniz.
Doğa olayları, doğal yaşamı ve ışıklarla birlikte kar manzaraları ile bu kış kendinizi şımartın ve Laponya’ya gidin.
Yaz aylarında devamlı gündüzün yaşandığı ve Geceyarısı Güneşi’nin izlendiği bu bölgede kış ayında Noel Baba Kasabası ve Kuzey Işıkları’ndan çok daha fazlası sizi burada bekliyor!
Avrupa’nın en güzel şehirlerinden Prag da kış aylarında güzelliğine güzellik katan gotik şehirlerden.
“Şehirlerin Anası”, “Altın Kent” ve “Avrupa’nın Kalbi” isimleriyle de anılan Prag için ne söylense yeridir gerçekten.
UNESCO referanslı bu şehirde Old Town Hall ve Astronomik Saat Kulesi en bilinen yerlerden. Karl Köprüsü, Dans Eden Ev ve çok daha fazlasıyla turistlerini hayatları boyunca en az iki kere ziyaret ettirecek kadar hayran bırakan bu Avrupa şehrine kış aylarında gitmelisiniz.
Özellikle Christmas dönemlerinde meydana kurulan pazarlar ile yöresel yiyecekleri tadabilir, festivallere ve etkinliklere katılabilirsiniz. Biranın da ünlü olduğunu hatırlatalım, fabrikasına giderek yerinde içebilirsiniz.
Meraklıları için Kafka Müzesi’ni de not olarak tam şuraya bırakalım!
Karşınızda Harbin, karşınızda Doğu’nun Saint Petersburg’u! Çin’in en güzel şehirlerinden olan Harbin Rus ve Avrupa etkisinde kalmış mimarisi ve özgün havasıyla oldukça popüler.
Ana Cadde Zhong Yang Caddesi Yahudi tarzı mimari harikalarıyla, Barok ve Bizans cepheleriyle, Fransız moda evleriyle, küçük Rus fırınlarıyla, Japon restoranlarıyla ve Amerikan hafif yemek servisi geçitleriyle adeta 1.5 kilometrelik bir Avrupa mimari stiller müzesi!
Kışla ilgili detaylara girersek de dünyadaki kar ve buz kültürü kaynaklarından olduğunu söyleyebiliriz.
1985 yılından beri düzenlenen Harbin Uluslararası Buz ve Kar Heykel Festivali buna en güzel örnek. Harbin gezinizi 5 Ocak ve sonrasındaki 1 aylık süre içinde bir tarihte organize ederseniz festivali kaçırmazsınız.
Harbin’in birçok parkında gerçekleşen ‘buz feneri park turu’ dışında Songhua Nehri’nde kış yüzmesi, Yabuli Dağ’ı kayakları, Zhaolin Bahçesi’ndeki buz feneri sergisi gibi pek çok aktivite için sizi şöyle kar eğlenceleri ve kar oymacılığıyla ünlü Harbin’e alalım!
Listelerin aranan ismi, Bled Gölü! Her mevsim güzel olan Avrupa noktalarından Bled Gölü kışın da apayrı bir güzelliğe bürünüyor, yalan yok.
Son yıllarda şirin şehri Ljubliana kadar popüler olmaya başlayan Bled Gölü ve Bohinj Gölü de Slovenya’nın önemli gezi noktaları arasında.
Tektonik oluşumlar ve buzulların karışımıyla ortaya çıkan Bled Gölü üzerinde bulunan adada huzurlu bir yürüyüş yapabilir, Pletna botlarıyla gölde keşfe çıkabilir ve Bled kalesinde sevgilinizle romantik anlar yaşayabilirsiniz.
Bunlar dışında Vintgar Gorge kanyonunda bir doğa yürüyüşe de çıkabilir, Slap Savica Şelalesi’ne tırmanabilirsiniz. Bizim önerimiz tatilinizi sadece Bled Gölü’yle sınırlı tutmamanızdan yana.
Zaman ayırarak Bled Gölü’nden Triglav Ulusal Parkı’ndaki kayak merkezinde kış sporları yapabilirsiniz. Aralık ayında gittiğiniz takdirde şehirdeki tüm etkinliklere katılabilirsiniz!
Hem uygun fiyatlı, hem de nostaljik havalı Avrupa ülkelerinden biri de Polonya. Kış aylarında gidilecek pek çok yeri var elbet ama bizim konumuz tamamen Zakopane!
Tatra Dağı’nın yamacına kurulan kent 1929, 1939 ve 1962 yıllarında Dünya Kayak Şampiyonası’na şahit olmuş. Eski ahşap evleri ve taş sokaklarıyla Zakopane sokaklarında kaybolmak bir ayrıcalık!
Polonya’nın en güzel şehirlerinden Krakow’dan iki saate yakın bir yolculukla ulaşılabilecek Zakopane kış aylarında dağcılık ve kayak için gidebileceğiniz en turistik yer, bizden söylemesi.
Türkiye’de yer verdiğimiz noktalar bitmiş olsa bile komşulardan devam edelim dedik!
19. Sırada Glazne Nehri’nin iki yanında kurulan, Prin Dağı’nın eteğindeki kayak ve dağ beldesi Bansko var. Bulgar yemeklerini de hunharca tadabileceğiniz bir tatile hazırlıklı olmalısınız, kaşkavalı ve yemek yanında sipariş verebileceğiniz sarımsaklı ve peynirli ekmekleri kesinlikle tatmalısınız, yanında da bir kadeh ev şarabı ile keyfinize diyecek olmayacak!
“Yakınlarda olsun, bizim olsun” derseniz kış tatiliniz için adresiniz belli!
“Kış soğukları bana göre değil, üzerime sıcak hava atın!” diyenlerdenseniz eğer, bu önerimiz tam da size göre!
Masmavi denizin, güneşin, kumun, tapınakların, adaların, fillerin, maymunların, kaplanların, sokak yemeklerinin ve daha nicesinin memleketi Tayland’da bir yaz görünümlü kış tatiline ne dersiniz?
Özellikle günümüzde evlenen çiftlerin balayı favorisi Tayland’da Phuket en çok sevilen yerler arasında. Siz de Phi Phi adası, James Bond adası ve Patong Beach’i kesinlikle görmelisiniz.
Tayland ve Phuket Adası ayrıntılı bilgi için Tayland yazımıza göz atabilirsiniz.
“Değeri En Bilinmeyen Şehir” seçilen “Avrupa’nın En Güzel 6. Şehri” Krakow’u listemizde 21. Sırada gördüğünüze bakmayın!
Yazı ayrı, kışı ayrı güzel Krakow beyazların içinde daha farklı bir atmosfere sahip.
Polonya’nın eski başkenti olan Krakow tarihi havası ile geçmişini birebir yansıtıyor sokaklarında.
İkinci Dünya Savaşı’ndan yaralı çıkan acılı ülkenin bir o kadar acılı şehri Krakow’un özellikle Yahudi Mahallesi (Jewish District) civarındaki binalarda hala kurşun izlerini görebilirsiniz.
Hatta kış aylarında daha da soğuk olan Auschwitz – Birkenau toplama kamplarına gidebilir, zamanında kurbanların yaşadıkları buz gibi odaları iliklerinize kadar hissedebilirsiniz.
Sonra Krakow’un meydanına dönerek günün yorgunluğunu atarak lezzetli kültürel tatları deneyebilirsiniz.
Buda, Peşte. Aralarından Tuna Nehri geçse bile su sızmıyor aslında bu iki yaka arasında.
Avrupa’nın en şirin kentlerinden Budapeşte Kahramanlar Meydanı, Balıkçılar Kulesi, Gallert Tepesi, Varosliget başta olmak üzere pek çok turistik yeri barındırıyor. Kış aylarında meşhur Gulaş Çorbası’nı içerek ısınmayı unutmayın!
Veya popüler içkileri Palinka’yı tadabilirsiniz, ancak iyi bir ısınma yolu olsa bile sek içildiği için sert bir içki olduğunu hatırlatalım. Bunun yerine sıcak şarap alternatifini de seçebilirsiniz, Budapeşte’de ısınmak için birçok yol bulunuyor.
Leziz tatlıları Kürtoskalacs’ı tatmak için bile gidebilirsiniz, şayet her insan hayatında bir kez bu tatlıyı denemeli!
Şubat ayında Madeira’da Karnaval’dasınız, itiraz kabul etmiyoruz! Portekiz’e bağlı bir takımada ve özerk bölge olan Madeira Adası Kanarya Adaları’nın kuzeyinde bulunuyor.
Doğasıyla kartpostaldan fırlamış izlenimi veren bu tatlı adada Funchal Köyleri, Cabo Girao, Camara de Lobos Kasabası gezilecek yerler olarak, Camara de Lobos Poncha, balık turşusu, Bacalhau isimli Morina balıkları, ızgara midye ise denemeniz gereken lezzetler arasında yerlerini alıyor!
Yemyeşil doğası, her yerde muz ağaçları ve yol kenarlarında ortancalar ile hayatınız boyunca yaptığınız yapacağınız en huzur kokulu doğa yürüyüşü sizi Madeira’da bekliyor, peki siz hala neyi bekliyorsunuz?
Bir yerde palmiye varsa, orası kesinlikle gezmeye değer! Palm Springs de özellikle kış aylarında gidilmesini önerdiğimiz yerlerden biri.
Sıcağı seven kişiler için kış aylarının soğuğu zorlu geçer ancak Kaliforniya’da keşfedilmeyi bekleyen etkinlikler var!
Çevresindeki kanyonlar ve vadiler sayesinde doğayla iç içe olabilir, bol bol yürüyebilir, Coachella Vadisi’ndeki Joshua Tree Ulusal Parkı’nı görebilir, Living Desert’ta büyük kedileri izleyebilir, Moorten Botanik Parkı’nda 3 binden fazla çeşit çöl kaktüsünü inceleyebilir, Palm Kanyonu’nu ziyaret ederek yöreye özgü yetişen bitkileri gözlemleyebilirsiniz. Bunlar daha başlangıç!
Palm Springs Sanat Müzesi Mimari ve Tasarım Merkezi sanatçı ruhlu kişilerin hayran kalacakları bir ortam sunarken Palm Springs Hava Müzesi ise İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma uçakları bünyesine almasıyla tarih tutkunlarının ilgisini çekiyor.
Modern mimarisiyle Galen “yeşil bina” özelliğiyle bilinirken Faye Sarkowsky Heykel Bahçesi’nde dünyaca ünlü sanatçıların eserleri bulunuyor.
Bakir altın kahverengi kumsallar, bulut ve yağmur ormanları, aktif volkan kraterleri, vahşi yaşam, spor ve daha nicesi… Vahşi yaşam içinde maymunlar, kurbağalar, kuşlar; spor içinde yoga, sörf, dalış, şnorkel…
Kış aylarında içinizi ısıtmakla kalmayıp zihninizi dinlendireceksiniz, bunun için yapmanız gereken tek şey valizinizi hazırlamak ve Kosta Rika’ya biletinizi almak. Gerisi çorap söküğü gibi gelecek inanın!
Kendisini “Dünyanın En Mutlu Yeri” olarak tanımlayan Kosta Rika’ya hak vereceksiniz ve turist olarak “Dünyanın En Mutlu Turistleri” olma şansına erişeceksiniz!
Evet, Sidney için yapılacaklar listeniz hazır! Peki ya siz?
Tatilinizde önceliğiniz mükemmel bir doğa ise adresiniz Paracas! Çöl ve denizin muhteşem manzaralar ile buluştuğu bu yerde kumsalları çevreleyen uçurumlar, biyoçeşitlilik, kültürel tarih ve her şey var.
Kimisi Paracas için bir köy diyor, kimisi bir yarımada, kimisi bir spa, kimisi de direkt İnka öncesi bir Kültür ve Ulusal Rezervi diyor. Biz hepsinin yalancısıyız ve bir de ek olarak kuş gözlemcileri için ideal olduğunu biliyoruz.
Flamingolara doğal habitat sağlayan Paracas’ın güney kısımlarında Mendieta ve Katedral’in çarpıcı doğal kaya oluşumları bulunuyor.
Paracas Ulusal Rezervi, Ballestas Adaları, Julio C. Tello Site Müzesi, Tambo Colorado, Paracas Yarımadası, Pisco, San Gallan Adası ve Paracas Koyu da gezdiğiniz takdirde tatilinizi taçlandıracak detaylar!