Yurt dışı seyahatlerimizde ya da yabancı bir şehre yaptığımız gezilerde en sevdiğimiz
şeylerden biri şehrin sokaklarında kaybolmak. Gittiğimiz şehrin sokak ve caddelerini
arşınlarken, bazen kendimizi yerellerin arasında bulduğumuz gibi, bazen de en ünlü
caddesinde yürürken star gibi hissettiğimiz bir gerçek.
Şehrin griliğinden sıkılmışken karşımıza çıkan rengarenk pastel sokaklar, sonsuz denize uzanan dar yollar, ışıl ışıl ve lüks caddeler…
Dünyanın dört bir yanından farklı özellikleriyle en güzel, en ilgi çekici
sokak ve caddeleri listeledik.
Almanya’nın Bonn şehrinde Japonya’ya ışınlanmak ister misiniz? Bonn’daki Heerstrasse, Cherry Blossom Caddesi veya Sakura Caddesi olarak biliniyor.
İlk 1980’lerde dikilen ağaçların son senelerde sosyal medyada paylaşılması şehri bir anda popüler hale getiriyor.
Bahar mevsiminde caddeyi kaplayan pespembe Japon kiraz ağaçlarını fotoğraflamak için onlarca turist akın ediyor bölgeye. Mart nisan aylarında binlerce kez fotoğraflanan bu masalsı sokakta, ikinci elciler, antikacılar ve şık restoranlar bulunuyor.
Sokak, Kiraz Çiçeği Festivali’ne ev sahipliği yapıyor. Sabah saatleri, sokağın en sakin ve
fotoğraflanabilir zamanları.
Kiraz ağaçlarının durumunu merak edenler, ağaçların haftalık olarak fotoğraflarını paylaşan Kirschbluette’in websitesini takip edebilirler. (https://www.kirschbluete-bonn.de/ )
Bölgeye gelmişken dünyanın en güzel sokaklarından birisi olan Heerstrasse’ye, 5
dakika uzaklıktaki Beethoven Evi’ni ziyaret etmeyi unutmayın!
Paris’in birbirinden romantik ve sevimli sokaklarından Cremieux Sokağı, rengarenk
binalarıyla diğer sokaklardan ayrılmayı başarıyor ve pamuk şeker gibi sokak arayanlar
için dünyadaki en güzel sokak oluveriyor.
Sokak, 19. yüzyıl sonlarında işçilerin konaklamaları için inşa edilmiş.
Önceden adı farklı olan sokak, bir dönem burada yaşamış Fransız politikacı Adolphe Crémieux’den sonra Cremieux olarak değişmiş.
Sokağın günümüz sakinleri binaları pastel tonlarda boyayarak, şehre hakim olan griye inat burada sımsıcak ortam oluşturmuşlar. Sokakta yürürken kendinizi Londra’daki Portobello Caddesi’nde hissetmeniz çok normal!
144 metrelik sokağın iki yanındaki üç katlı evler tipik İngiliz tarzında inşa edilmiş. Bu sebeple sokak Küçük Britanya olarak biliniyor.
Binaların üzerine çizilmiş resimler ve pencerelerdeki çiçekler pek çok kişi tarafından
fotoğraflanınca sokağın sakinleri şikayetçi olmaya başlamış. Artık sokakta fotoğraf çekimi
kısıtlı olsa da Cremieux Sokağı, Paris’te görülecekler listesinde yerini almalı!
Tam bir Parizyen gibi hissedeceğiniz sokak, Paris Notre Dame Katedrali’nden 30 dakikalık yürüyüş mesafesinde Place de la Bastille’e ise 10 dakika.
Oooo Şanzelize, oooo Şanzelize… Kaçımızın kafasında bu şarkı çalmaya başladı bir anda?
Adına şarkılar yapılan, birçok filme set olmuş cadde, dünyanın en ünlü ve en güzel
caddelerinden Şanzelize Caddesi.
Fransızlar “Cennet Bahçesi” anlamına gelen bu caddenin, “dünyanın en güzel caddesi” olduğu konusunda ısrarcı.
70 metre genişliğinde, 1950 metre uzunluğundaki Şanzelize, Paris’in 8. bölgesinde
bulunmakta.
Concorde Meydanı’ndan başlayıp, Zafer Takı’nın bulunduğu yerde biten cadde, Louvre Sarayı, Luksor Dikilitaşı, Tuileries Bahçeleri, Grand Palais ve Petit Palais gibi önemli noktalara da ev sahipliği yapmaktadır.
Denize çıkan sokakların hepsi ayrı güzel ama Lizbon’daki Bica de Duarte Belo Caddesi,
dünyadaki en güzel caddelerden.
Portekiz 2017’de En İyi Avrupa Destinasyonu seçildikten sonra, haliyle gözler Lizbon’a çevrilince bölge popülerleşiyor.
Şehrin geleneksel mahallerinden birinde yer alan teleferikli cadde, turistlerin öyle bir ilgisini
çekiyor ki, 1892’den beri tepeden inip çıkan, 28 numaralı sarı teleferik bir anda ünlü
oluveriyor!
17. ve 18. yüzyıldan kalma binalar, pencereleri süsleyen çiçekler ve kurulması için
gerilmiş çamaşırlar caddeye eşlik ederken, buradan harika bir deniz manzarası da
gözüküyor.
Eşsiz Lizbon deneyimiyle hafızanıza kazınacak görüntüler için dünyanın en güzel caddelerinden olan Bica de Duarte Belo Caddesi’ni mutlaka görmeniz gereken
yerler arasına ekleyin.
Dünyanın en güzel herhangi bir şeyinden bahsederken, Roma’dan bir örnek vermemek
bu şehre büyük haksızlık olur.
Dünyanın en güzel caddelerinden olan Via dei Fori Imperiali, tarih ve arkeoloji sevenler için zirve noktadır belki de.
Piazza Venezia’dan görkemli Kolezyum’a uzanan caddede Antik Roma tarihine uzanan bir yürüyüşe çıkıyorsunuz.
Roma Forumu dahil olmak üzere şehrin en önemli tarihi noktalarının bulunduğu cadde, 1924-1932 yıllarında diktatör Mussolini’nin emriyle inşa edilmiş.
Roma’nın ikonik çam ağaçları (Pinus Pinea), Julius Caesar, Augustus gibi isimlerin
heykelleri ve sokak sanatçıları eşlik ediyor caddeye.
Bir ucunda Kolezyum, diğer ucunda Vittorio Emanuele Abidesi olan Via dei Fori Imperiali’de keyifli bir yürüyüş için en güzel saatler, sabahın erken saatleri ve günbatımı. Bu saatlerde güneşin oyunlarıyla aydınlatılan harabelerin büyüleyici manzarasında tanık olabilirsiniz.
Game of Thrones hayranlarının çok iyi bildiği bir noktaya gidelim: Dark Hedges. Kuzey
İrlanda’daki Ballymoney Kasabası yakınlarında bir cadde burası.
Yaşları yüzyılları aşan kayın ağaçlarıyla çevrili cadde, dünyanın en güzel caddelerinden. Kuzey İrlanda’nın en çok fotoğraflanan doğal güzelliklerinden olan Dark Hedges’i için en güzel zaman ağaçların yemyeşil olduğu aylar. En güzel saatler ise günbatımı saatleri.
Caddenin iki tarafından uzanarak birbirlerini saran kayın ağaçlarının, 18. yüzyılda Stuart ailesi tarafından dikildiği bilinmekte. James Stuart’ın eşinin adını taşıyan Gracehill Konağı’na yaklaşırken ziyaretçileri etkilemek için ekilmiş kayın ağaçları.
Dark Hedges adının, devasa ağaçların bir çit görünümüne sahip olması ve ışığı izole
ederek karanlık bir tünele benzesinden geldiği söylenmekte.
Tabi bu kadar mistik bir yerin efsanesi de yok değil. Ağaçların arasında dolaştığına inanılan ve son kayın ağacında kaybolan bir hayalet hikayesine sahip. Gri Leydi olarak bilinen hayaletin, James Stuart’ın kızı olduğuna inanlar olduğu gibi, gizemli bir şekilde ölen, yakınlardaki evlerden birinin hizmetçisi olduğu da düşünülüyor.
Eylül sonundan kasım ortasına kadar Pretoria’nın her yerinde “mor yağmur” olarak
bilinen, şehri mora boyayan çiçekler açıyor ağaçlarda. Bölgenin birçok caddesi bu
ağaçlarla süsleniyor. Bu caddelerden en güzeli ise Murray Caddesi.
“Kokulu” anlamına gelen Jacaranda ağaçları Güney Afrika’ya özgü olmasa da, ülkenin bu şehrini ünlü etmeye yetmiş!
70.000’den fazla olduğu tahmin edilen ağaçlar ilk kez 1888’de ekilmiş şehre.
Zaman içerisinde kent kültürünün parçası haline gelerek bazı batıl inançlara bile konu olmuş. Üniversite öğrencileri, sınav dönemlerinde bir Jacaranda çiçeği başına düşerse, tüm derslerinden geçeceklerine inanıyorlar!
Şehrin jacarandalarla süslü en güzel caddeleri Murray ve Pienaar olsa da, en eski ve en
büyük jacarandaların bazılarını Bosman, Eastwood Caddeleri’nde; ilk ağaçların dikildiği
Cilliers Sokağı’nda bulabilirsiniz.
Mosmor ağaçlar ile süslenmiş kuşbakışı bir manzara görmek için Fort Klapperkop en güzel nokta!
Hadi hiç alışık olmadığımız türden bir caddeye gidelim: Sürprizlerle dolu Madagaskar
Adası’nın, Baobabs Caddesi’ne!
Son yıllarda fotoğrafçıların fotoğraflamak için can attıkları toprak cadde, Morondava şehrine 40 dakikalık uzaklıkta.
Burayı fotoğraflamaya değer kılan ise Madagaskar’ın yerli ağaçları olan baobablar. Gövdesi oldukça geniş olan ağaçlar, tepesinde gövdesine göre oldukça cılız birkaç dala sahip.
Efsaneye göre, bir zamanlar bu ağaçlar o kadar yeşil ve güzelmiş ki, güzellikleri ile övünmekten Tanrı tarafından cezalandırılmışlar. Bu yüzden ağaçlar yılın büyük bir çoğunluğunda çıplak.
Burada gündüzleri yerel halkın günlük aktivitelerine şahit olabilirsiniz: Tarlada çalışan
işçiler, sırtında bebekle yürüyen kadınlar…
Caddenin en güzel zamanıysa gün batımı! Devasa ağaçların arkasındaki güneşin batışını izlemek adeta göz banyosu yapmaya eşdeğer!
Gün batımının ardından maviler, morlar, sarılar, pembeler süslüyor ağaçları. Sonrası zifiri karanlık. Ağaçların silüeti eşliğinde Samanyolu fotoğrafları çekmek
isteyenler kesinlikle geceyi beklemeli.
Bilinen sekiz türün altısı bu adada yer alan baobablar, 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren %50 oranında yok edilmiş. Her geçen gün de bu yok oluş devam ediyor.
Eğer siz de unutulmaz fotoğraflar çekmek istiyorsanız, Madagaskar biletinizi en kısa zamanda alın!
Bazı sokak ve caddelerin belirli zamanlarda çok daha güzel oldukları bir gerçek. Kimisi
bahar aylarında, kimisi karlı kış günlerinde. Böyle caddelerden biri de Quebec’deki Petit-Champlain.
Kanada’nın en eski alışveriş caddesi olan Petit-Champlain, her mevsim etkileyici olsa da, kışın -özellikle de Noel zamanlarında- dünyanın en güzel caddesi oluveriyor!
Şehri karlar kaplayıp, her yer binlerce ışıkla dekore edilince, 400 küsür yıllık binalar da
zencefilden kurabiye evlere dönüşüyor. Size de kendinizi masal diyarında hissetmek
kalıyor!
Bu sebeple ziyaret için en güzel zamanlar, bu pitoresk görüntüye şahit olabilmeniz için kasım sonundan şubat ortasına kadar olan zaman dilimi. Üstelik bu aylarda, yoğun yaz sezonuna göre çok daha rahat bir şekilde gezilebilir caddede.
Melekler Şehri Los Angeles‘ın en popüler simgesi Hollywood Şöhret Yolu, ünlü isimlerin adlarının yazılı pirinç yıldızların bulunduğu bir yürüyüş yolu.
Oliver Weissmuller tarafından tasarlanan cadde, 1958’de açılıyor. İlk Joanna Woodward’un isminin yıldızıyla başlayan yıldızlar, günümüzde 2400’den fazla sayıya ulaşmış durumda.
Marilyn Monroe, Kate Winslet, Mark Hamill gibi birçok ismin yıldızını bu caddede bulabileceğiniz gibi; BugsBunny, The Simpsons gibi sevdiğimiz hayali karakterleri de görmek mümkün.
2020 yılında Mahershala Ali, Alicia Keys, Billy Porter bu yıldızlı yola ismini yazdırmayı hak kazanan ünlülerden.
Yerdeki yıldızları takip ederken kaçırmamanız gereken önemli bir yıldız var: Boksör
Muhammed Ali’nin yıldızı. Muhammet Ali’nin isteğiyle yerde değil de duvarda yer alan
yıldızı Dolby Tiyatrosu’nun duvarında görebilirsiniz.
Eğer spesifik olarak yıldızını aradığınız bir isim varsa, Walk of Fame’in (https://walkoffame.com/ ) sitesinden detaylı açıklamalardan bulabilirsiniz.
Hollywood Şöhret Yolu’nda yıldız avına çıkmışken, alışveriş yapabilir, Hollywood
Balmumu Müzesi’ni de ziyaret edebilirsiniz. Ve en önemlisi bu caddede gezerken gözünü
dört açmayı unutmayın! Belki adını yerlerde aradığınız bir isim hoop diye canlı canlı
karşınıza çıkar!
Yaklaşık 100 metrelik bir cadde düşünün ve bu cadde 8 tane oldukça keskin viraja sahip olsun. Bir de etrafı rengarenk ortancalar ve yeşilliklerle bezeli olsun. Burası, San
Francisco’nun kartpostalları süsleyen en güzel caddesi: Lombard.
Dünyada eşi benzeri olmayan ve dünyanın en virajlı caddesi olarak bilinen cadde Presidio mahallesinden, Embarcadero Mahallesi‘ne uzanıyor.
San Francisco dağlık bir bölgeye kurulu olduğu için, çok fazla tepe var. Bu yüzden
şehirde araba kullanmak oldukça zor. 1922’de Lombard Caddesi sakinlerinin şikayetiyle Lombard Caddesi’ndeki eğim azaltılıp, zikzaklar çiziliyor.
Günümüzde, her gün onlarca araba, ortancalarla çevrili zikzaklardan aşağı süzülmek için buraya geliyor. Caddeyi fotoğraflamak isteyen insan sayısı oldukça fazla. Şehir merkezinden yapacağınız 30 dakikalık yürüyüş sonrası, buraya ulaşmak mümkün.
Viktorya dönemi evlerinin yanından yürüyerek caddenin en tepesine varıldığında
karşınızda Golden Gate ve Coit Kulesi’nin harika manzarası çıkmakta!
Lombard Caddesi, bazı ünlü evlere de ev sahibi. Full House ve The Real Word: San
Francisco dizileri denilince aklımıza gelen evler bu cadde üzerinde. Hitchcock’un Vertigo’sundaki Scottie’nin evi de bu caddedeki evlerden.
New York deyince aklımıza gelen ilk noktalardan birisi Beşinci Cadde değil mi? Beşinci
Cadde, dünyanın en güzel caddelerinden biri olmakla birlikte, aynı zamanda dünyanın en pahalı caddesi.
Breakfast at Tiffany’s, New York I Love You, Sex and the City gibi dizi ve filmlerden de görmeye doyamadığımız cadde, şehrin tartışmasız en fotografik noktalarından.
Washington Square Park’tan, Harlem Nehri’ne uzanan cadde üzerinde görülmesi gereken birçok nokta var. Beşinci Cadde’nin en güzel binalarından olan Halk Kütüphanesi, Aziz Patrick’s Katedrali, şehrin ilk gökdeleni olan ve mimarisiyle ikonlaşan Flatiron Binası bunlardan birkaçı.
Kitap kurtlarını sevinçten çılgına çevirecek Halk Kütüphanesi’nden başka bir yer daha var Beşinci Cadde’de: Dünyanın en büyük kitap zinciri olan Barnes Noble.
Son yıllarda Simit Sarayı, Haremlique, Penti gibi Türk markalarının Beşinci Cadde’de mağazalarının bulunduğunu söylemeden geçmeyelim.
En iyi butikler, mağazalar ve restoranlardan, en ikonik binalara, Central Park’a bakan
büyüleyici evlere kadar uzanan bir yürüyüş için New York tatilinizde buraya en az bir tam
gününüzü ayırın.
Kocaman gri binaların arasına 500 metre boyunca serilmiş yemyeşil halı hayal edin. Bir
de şehrin göbeğinde huzur bulabileceğiniz yemyeşil bir bölge. İşte burası, Rua Goncalo
de Carvalho.
Resmi olarak “dünyanın en yeşil caddesi” olarak bilinen cadde, Brezilya’nın Porto Alegre şehrinde.
500 metrelik caddeye 90 yıllık tipuana ağaçları eşlik ediyor. 20 metreye yakın uzunluktaki ağaçlar, birbirlerini sararak adeta bir kemer oluşturuyorlar cadde üzerinde. Kuşbakışı bakıldığında ise yemyeşil bir halı adeta!
Ağaçların 1930’larda mahallede çalışan Alman işçiler tarafından ekildiği biliniyor.
Caddenin bu kadar popüler hale gelmesi, 2005 yılında yapılacak olan bir alışveriş
merkeziyle başlıyor. Mahalle sakinleri ağaçlara zarar geleceğinden korkarak kampanyalar başlatıyorlar ve sonunda cadde kültürel miras listesinde yerini alıyor.
Kampanya sonucu, caddenin fotoğrafları o kadar çok paylaşılıyor ki “ağaç tünel” olarak dünyanın en güzel caddelerinden biri olarak bilinmeye başlıyor.
Bu etkileyici caddeyi görmek için en uygun zamanlar, ağaçların yemyeşil yükseldikleri
ilkbahar ayları.
Bu sefer sakura ağaçlarının anavatanı, Japonya’ya, kanal boyunca sakura ağaçlarının
eşlik ettiği huzur verici bir yere gidelim.
Kyoto’nun Higashiyama bölgesinde yer alan, Philosopher’s Path yani Filozof Yolu, yüzlerce kiraz ağacıyla kaplı bir kanalı takip ediyor.
Yaklaşık iki kilometre uzunluğundaki Filozoflar Yolu, Ginkakuji Tapınağı ve Eikando
Tapınağı arasında yer alıyor. Japonya’nın en güzel sokaklarından biri olan yol boyunca
başka pek çok tapınak görmek mümkün.
Adını Japonya’nın ünlü felsefe profesörü Nishara Kitaro’dan alan yolda, profesörün Kyoto
Üniversitesi’ne yaptığı günlük yolculuğunda meditasyon yaptığı söyleniyor. Siz de Kyoto
ziyaretinizde burayı rotanıza ekleyebilirsiniz.
Molasız bir yürüyüşte 30 dakikada tamamlanan Filozof Yolu, her mevsim harika manzaralara sahip. En güzel zamanı kiraz çiçeklerinin açtığı ilkbahar ayları olsa da, sonbahar mevsimde renkli yapraklar eşlik ediyor.
İnsanın, gerçekliğin doğası ve insanın evrendeki yeri hakkında karmaşık problemlerden boğuşmaktan bıktığı anlarda büyük bir kurtarıcı burası!
Jinli Caddesi, 1800 yıllık geçmişi ile dünyanın en güzel caddelerinden biri. Tarihi cadde,
Çin’in Sichuan Eyaleti’ndeki en eski alışveriş caddesi olarak bilinmekte.
Üç Krallık Dönemi kültürünü, günümüz halk gelenekleri ile birleştirmeyi başarmış çay evleri, mağazalar, oteller yer alıyor bu cadde üzerinde. 550 metre uzunluğundaki caddenin iki yanında dizilen yapılar, Qinq Hanedanı tarzında.
Akşamları kırmızı fenerlerle aydınlatılmış Jinli Caddesi, havanın karardığı saatlerde oldukça güçlü bir ambiyansa sahip. Özellikle akşam saatlerinde ziyaret etmenin daha büyüleyici bir hale geleceği ziyaretiniz için en güzel mevsim ilkbahar ve sonbahar.
Gastronomi meraklılarını mutlu edecek caddede çok sayıda restoran da mevcut.
Farklı bir deneyime şahit olmak isteyenler, caddede düzenlenen Dragon Boat Festivali, Çin Bahar Şenliği, Fener Festivali gibi festivalleri takip edebilir.