Ulaşılması zor alanlara uzanan dağların en yüksek zirveleri cenneti müjdeliyormuşçasına önemli insanoğlu için. Her başarılı tırmanış, aslında ayak basılmamış alanı kalmayan şu dünyada istenildiğinde ne kadar güçlü ve başarılı olunabileceğinin ispatı oluyor. Eşsiz bir görsel şölen sunan zirvesinden bayrak sallama hayali sonrası dağcıların zirveye vardıklarında yaşadıkları mutluluk, tırmanış tutkusunu bağımlılık haline getiriyor adeta. Türk dağcı sayısının artması ve zirveye adını yazdıranların varlığı Türkiye’de dağcılığa gönül vermiş ve verecek olan nicesine ilham kaynağı oluyor.
Sarp kayalıkların üzerinde benzersiz bir serüven yaşamak isterseniz diye dünyadaki en yüksek dağların ilk beşi için size mini bir rehber hazırladık.
İçindekiler
Himalaya Dağları’nın en yüksek zirvesi olan 8,848 metre yüksekliğindeki Everest Dağı aynı zamanda dünyanın en yüksek dağıdır. Dünyanın en yüksek dağı olan Everest Çin ile Nepal sınırını belirliyor. Oldukça tehlikeli bir tırmanışa sahip Everest’in zirvesine ulaşmak her babayiğidin harcı değil ama başarıldığında verdiği mutluluk ise yaşanmaya değer. Bu yüzden bu uğurda pek çok can yandığını hatırlatarak Everest yolculuğunuzu bir rehber eşliğinde yapmanızı öneriyoruz.
Katmandu veya Lhasa üzerinden ulaşabileceğiniz bu görkemli dağa tırmanırken oksijen tüpü, kaz tüyü ceket gibi önlemler almak gerekiyor. Sizin için her şeyi organize eden Sherpalar, ekstra ücret karşılığında fazladan bir tüp daha taşıyor. Oksijen sıkıntısı yaşayacağınızı düşünüyorsanız talep etmekten çekinmeyin. -62 dereceye kadar düşen sıcaklık farkına, azalan oksijen miktarına ve yükselen basınca alışmak için dağcıların 5400 metre yüksekliğe kadar kamplar kurarak en az 1 ay kalmaları gerektiğinden Everest’e tırmanış süresi uzuyor.
Bu eşsiz deneyimi tadabilmeniz için 2 ay izole bir hayat yaşamayı göze almalı ve yüksek kalorili gıdalarla beslenmelisiniz. Çünkü o kadar yükseğe buz kaplı, engebeli arazide tırmanmak size yaklaşık olarak 10.000 kalori yaktıracak.
Topografya haritası oluşturulurken K2 olarak isimlendirildikten sonra ismini koruyan bu dağ, bölgede yerel adı olmayan tek Karakurum Dağı. 8,611 metre yüksekliğiyle dünyanın en yüksek dağları listesinde ikinci sırada yer alsa da K2, sürekli düşen çığlardan ve kopan kaya parçalarından dolayı en ölümcül dağ olarak anılıyor.
Çevresinde alışveriş yapabileceğiniz bir yer olmadığı için tedariksiz gitmemeniz sizin için iyi olur. Sadece dağın eteklerine bile günler sonra varabileceğiniz bu dağın zorlu patikalarında yola çıkmadan önce özellikle yeterli miktarda yiyecek ve su aldığınızdan emin olun ki sizi zirvede yaşayacağınız mutluluktan alıkoyacak hiçbir şey olmasın. Eğer pek çok zirveye tırmanarak başarılara imza atmış, tecrübeli bir dağcıysanız Çin’den ve Pakistan’dan pek çok tırmanış yolu bulunan K2’deki en riskli rota Abruzzi Spur’dan K2 Dağı’na tırmanmayı deneyebilirsiniz. Her tırmanış için alınması gereken önemler var elbette ama K2’de oluşabilecek çığ facialarının önüne geçmek adına kulaklıkla da olsa müzik dinlemeyin.
Tecrübeli dağcıların bile tırmanırken zorlandığı K2 Dağı’na ulaşım için özel araçla seyahatin ardından Jeep ile safari turuna çıktıktan sonra bir müddet daha yürümek gerekiyor.
Hindistan ve Nepal arasında uzanan Kançencunga Dağı, 8,586 metre yüksekliğiyle üçüncü sırayı alıyor.
Zirveye uzanan dört adet tırmanma rotasından üçü Nepal’deyken biri de Hindistan’da kalıyor. Sadece üç tane başarılı girişimi kucaklayan Hindistan’daki Sikkim Yolu, hükümetin arzusuyla 2000 yılından beri keşiflere kapatılmış durumda. Bu yüzden “kutsal dağ” olarak anılan Kançencunga Dağı’na özel izin dışında Hindistan üzerinden tırmanamayacağınız için Nepal’e uçak, tren veya otobüs seçeneklerinden birini kullanarak gelin.
Kapıda vize seçeneği olan bu ülkeye gitmeden evvel konsolosluklardan da vize alabilirsiniz. 20-30 dolar civarı olan dağ yolculuklarını daha yüksek ücretlerle havadan yapmak da mümkün. Dağa tırmanışınızın ardından da Darjeeling and Antu Dada tepelerine ulaşırsanız o muhteşem manzaranın tadını çıkarın.
Kançencunga Dağı’nın kuzeydoğu tarafına doğru uzanan Green Lake Yürüyüş Yolu’ndan keşfe çıkarsanız harika bir göl manzarasında yolculuk etme imkânı sizi bekliyor. Kançencunga Dağı’na doğru giden bu nefes kesici bölge kamp yapmaya da çok uygun.
Tibet ve Khumbu sınırını örten 8,516 metre uzunluğundaki Lhotse Dağı’nın en yüksek zirvesi Nuptse, Everest’e tırmanmak isteyen dağcıların kolay varılan bir noktası olarak görülse de aslında oldukça dik yapısıyla tehlikeli bir yamaçların son noktasıdır. Bu süreçte yanınızda olacak Sherpalar yolu ve süreci sizin için kolaylaştıracak. Everest ile aynı rotaya sahip olduğu için özellikle kamp alanlarında Everest dağcılarıyla da karşılaşmanız mümkün olacaktır.
Bu kamp alanlarında pil şarj istasyonları, yiyecek ve içecek gibi pek çok ihtiyacınızı giderecek imkanlar da mevcut olduğu için K2’ye nazaran tırmanış sırasında daha az zorlanırsınız. Bu kampların varlığının en güzel yanı uygun hava şartlarını rahat bir ortamda bekleyebiliyor olmanız.
Belli rakımlarda konaklayabileceğiniz pansiyonlar olduğu için bu bölgelerde iyi bir uykunun ardından içeceğiniz kahveyle yola devam edebilmek sizi iyi hissettirecektir. Lhotse Dağı’nın tehlikeli bölgesi Khumbu’dan düşen buz kütlelerine de mutlaka dikkat edin. Zira bu dağa tırmanışın en zorlu görevi bu.
Himalayalar’ın 8,485 metre yüksekliğindeki Makalu Dağı’na 1955 yılında yapılan Fransız ekspedisyonu kuzeybatı yönünden tırmanılışı mümkün kılan bir rota çizince bu yol, nice dağcının ilk tercihi haline gelmiş. Makalu Dağı’na bağlı Kangchungtse ile Chomo Lonzo Dağları’nın zirveleri Makalu’ya tırmanmak isteyenlerin ilk sevinçleri oluyor. Burada bir miktar tatmine kavuşan dağcılar, Makalu Dağı’nın zirvesine tırmanacak enerjiyi bu şekilde bedenlerine geri yüklüyorlar sanıyoruz.
Fazla tercih edilmese de tırmanışı oldukça zor olan bu dağın zirvesine 2010 yılının mayıs ayında ulaşan 15 kişiden birinin Türk olması, bu tırmanış için ilham kaynağı oluyor. Nepal’e uçuşunuz gerçekleştikten sonra ormanlık alanda yapacağınız, günler süren safaride eşsiz güzelliklere de şahit olacaksınız.
Adrenalin dolu bu maceraya atılmak istiyorsanız sabrın ve dengenin önemini hiç unutmayın ve rekor denemelerinden öte elverişli havada zirveye doğru temkinli bir yolculuk gerçekleştirin. Kamplarda ihtiyacınız olan her şeyi bulacak ve Sherpalar’ın yardımıyla keyifli bir yolculuğa çıkacaksınız.
Nepal ve Tibet Özerk Bölgesi arasındaki sınır üzerinde bulunan Cho Oyu Dağı, dünyanın en büyük dağları listesinde 6. sırada yer alıyor. 8,188 metre uzunluğunda olan Cho Oyu, Everest Dağı’nın 20 km batısında konumlanıyor. Dağcıların sıklıkla tercih ettiği bu dağ, tırmanışçılara harika bir manzara görme fırsatı da sunuyor.
Cho Oyu Dağı’na yapılan ilk tırmanış 1954 yılında yapılmış. Bu tarihten itibaren oldukça popüler olan dağa tırmanış için eğitim alınması öneriliyor. Buraya tırmanmak isteyen dağcıların ortalama 47 gün boyunca günde 6-7 saat yürümesi gerekiyor. Cho Oyu Dağı’nın tırmanışı kolaylaştıran bir noktası, dağın belirli noktalarında tırmanışçıların dinlenebileceği kamp noktalarının olması. Böylece tırmanışçılar dinlenerek yollarına devam edebiliyorlar.
Cho Oyu Dağı’na tırmanış için en uygun mevsim, bahar mevsimleri. Bu mevsim dışında hava şartları tırmanışçıları oldukça zorlayabiliyor. Cho Oyu’ya tırmanmak isteyen kişilere, tur şirketleri ile çalışması ve tur şirketlerinin kaliteli ve tam ekipman kullanıldığından emin olmaları öneriliyor. Bu dağa tırmanması oldukça zor olduğu için uzmanlar, fiziksel ve mental açıdan uygun hissetmeyenlerin kesinlikle dağa tırmanmaması gerektiği konusunda aynı fikirdeler.
Dhaulagiri I Dağı, 8,167 metrelik uzunluğu ile dünyanın 7. en büyük dağı. Nepal sınırları içinde bulunan Dhaulagiri I, Annapurna Dağı’nın 34 km uzağında bulunuyor. Bu iki dağın arasından da dünyanın en derin nehri olan Kaligandaki nehri de akıyor. Harika bir bölgede bulunan dağ, tırmanışçıların gözde dağların arasında yer alıyor.
Dhaulagiri I Dağına ilk kez 1950 yılında Fransız bir grup tırmanmayı denedi fakat bu dağa tırmanabilecekleri uygun bir yol bulamadılar. Daha sonra 1953-1958 yılları arasında dağa tırmanmak için farklı yöntemler denense de başarılı olunamadı. Tarih 1959 yılını gösterdiğinde ise bir Avusturya ekibi dağa tırmanmanın bir yolunu bularak tekrar tırmanmayı denedi. Fakat dağa gerçekten tırmanmayı başaranlar Avusturya-İsviçre tırmanış grubu oldu. 1960 yılında Dhaulagiri I’e tırmanmayı başaran ekip diğer dağcılara da ilham oldu ve sonrasında da dağcılar bu dağa trımanışlar gerçekleştirdiler.
Diğer dağlarda olduğu gibi Dhaulagiri I Dağı’na tırmanmak için ciddi bir eğitim ve kaliteli ekipmanlar gerekiyor. Ayrıca tırmanışçıların fiziksel olarak uzun soluklu bir tırmanışa hazır olmaları da oldukça önemli bir nokta.
Nepal sınırları içerisinde bulunan ve dünyanın en yüksek dağları arasına giren diğer bir dağ ise Manaslu Dağı. Bu dağ tam olarak 8,163 metre uzunluğunda ve diğer adı olan Kutang Dağı olarak da anılıyor. Fakat en yaygın adı Manaslu. Dünyanın 8. en büyük dağı olan Manaslu Dağı’nın adı “ruhların dağı” anlamına geliyor. Oldukça mistik bir adı olan bu dağa çıkmak için pek çok yol bulunuyor. Dağa çıkmanın bu kadar çok yolu olmasının sebebi ise dağın etrafında bulunan sırtlar ve geniş buzul vadilerinin bulunması.
Manaslu Dağı maceracılara ve tırmanışçılara diğer dağlara kıyasla daha kolay bir tırmanma ve trekking yapma fırsatı sunuyor. Öyle ki Manaslu Dağı’nda bulunan 177 km’lik yürüyüş yolu dünya çapında oldukça popüler. Manaslu Dağı’nın zirvesine kadar ilk kez 1956 yılında tırmanılmış. 1956 yılından önce de dağa tırmanmak için çeşitli denemeler yapılsa da tam olarak zirveye ulaşan olmamış.
Nanga Parbat 8,126 metre uzunluğu ile Pakistan’da bulunan dağlardan biridir. Dünyanın 9. en uzun dağı olan Nanga Parbat çıkılması en zor dağlardan bir tanesi olduğu için “Katil Dağ” olarak da anılıyor. Günümüze kadar kış çıkışı yapılamamış dağlar arasında bulunuyor. Nanga Parbat üçgen piramit şeklinde olduğu için üç yüzü bulunuyor. Dağın her bir yüzünün adı var. Dağın bölümleri Diamir, Raikhot ve Rupal olarak ayrılıyor.
1930’ların başından beri pek çok ülkeden tırmanışçı Nanga Parbat Dağı’na tırmandı. Fakat pek çok tırmanışçı yada tırmanışçı grubunun başına talihsiz olay geldi. Pek çok ölümün gerçekleştiği bu dağda tırmanış sırasında çığ düşmesi gibi çok tehlikeli olayların yaşanması oldukça yaygın bir durum. Bu yüzden burada tırmanmak isteyen kişilerin gerçekten çok profesyonel olması ve çok iyi ekipmanlarla tırmanışa gitmesi gerekiyor.
8,091 metre uzunluğundaki Annapurna I Dağı, Nepal Himalayaları’nda bulunan pek çok zirveyi barındıran bir masif olarak tanımlanabilir. Dünyanın 10. en uzun dağı olan Annapurna I Dağı’nın isminin anlamı Sanskritçede “Hasat Tanrıçası” ya da “Yiyecek Dolu” anlamına geliyor. Annapurna I Dağı, yükseklik listesinde 10. sırada olsa da yapıan araştırmalara göre bu dağ tırmanılması en zor dağ.
Annapurna I Dağı’nın önemli bir özelliği ise 8 metrelik dağlar arasında zirvesine ulaşılan ilk dağ olması. Annapurna I Dağı’na ilk kez 1950 yılında tırmanıldı. Bu tırmanış diğer dağcılara büyük bir motivasyon ve ilham vermiş olsa gerek bu tarihten sonra pek çok tırmanışçı 8 metrelik dağlara tırmanmaya devam etmiş.
Annapurna I Dağı profesyonel ve maceracı trekkingseverler için de önemli. Çünkü dağın çok geniş bir masif olmasından dolayı üstünde trekking yapılabilecek pek çok alan bulunuyor. Nepal’daki yürüyüşçülerin çok önemli bir çoğunluğu üç önemli trekking bölgesi bulunan Annapurna I Dağı’nda yürürler.
Dünyanın en yüksek dağları arasında 5 farklı dağ daha bulunuyor. Bu 5 dağda oldukça önemli uzunluklara sahip dağlar. Yine pek çoğu ise Pakistan-Çin bölgesinde bulunuyor.