Kategoriler ListelerYurt İçi

Haziran Ayında Gidebileceğiniz En Keyifli Rotalar

Aşırı sıcaklar henüz bastırmadığı için yaz mevsiminin en keyifli ayı bence haziran. Siz de benim gibi düşünüyorsanız mutlaka okullar kapanmadan, kalabalıklar başlamadan bir tatil planlamalısınız. İster klasik takılıp deniz ve güneşin tadını doya doya çıkarın isterseniz de kültür turları yapın. Tercih sizin. Listemizde herkese uygun bir tatil seçeceği bulmak mümkün diyorum ve sizi önerilerimizle baş başa bırakıyorum.

İşte sizin için seçtiğiniz haziran ayı seyahat rotaları:

1 – Akliman, Sinop

Türkiye’nin en kuzey ucunda yer alan Sinop’a bağlı Akliman doğal güzellikleriyle büyülüyor desem abartmış olmam. Hamsilos Koyu başta olmak üzere pek çok plaja ev sahipliği yapıyor Akliman. Karadeniz’in hoyrat dalgalarına inat dingin bir sahilde elinizde kitabınızla huzur bulmak isterseniz rotanızı bir haziran ayında Akliman’a çevirin derim. Yalnız ne kadar dingin olsa da Karadeniz’in akıntılarını göz ardı etmemelisiniz. Söylemeden de geçmek olmaz Kültür Bakanlığı tarafından 1. Derece Sit Alanı ilan edilen Hamsilos Koyu aynı zamanda Türkiye’nin tek fiyordu olma özelliğine sahip.

2 – Zeytinbeli Plajı, Adana

Kampseverlerin vazgeçilmez destinasyonlarından biri de Adana’nın Yumurtalık ilçesine bağlı Zeytinbeli Plajı. Akdeniz’in kıyısında mükemmel bir kumsalda yazın tadını çıkartmak isterseniz Zeytinbeli Plajı’na mutlaka bir şans verin derim. Deniz biraz dalgalı ama olsun, Zeytinbeli’nin güzel kumsalı yeter. Ayrıca Adana’ya giderseniz kendinize tadı damağınızdan uzun süre silinmeyecek, kebap, ciğer gibi nefis lezzetlerin yanı sıra yaz sıcaklarında içinizi serinletecek bici bici tatlısı ısmarlamadan da dönmeyin derim.

3 – Akyaka, Muğla

Sırtınızı yemyeşil ormanlara yüzünüzü ise denize dönmek isterseniz istikametiniz Muğla’nın Ula ilçesine bağlı Akyaka olsun derim. Akyaka aynı zamanda Ege’nin Cittaslow olarak da bilinen sakin şehir ünvanlı yerlerinden biri. Akyaka, minik butik otelleri, keyifli bungalovları ile şatafattan uzak, sakin ve huzurlu tatil isteyenlerin favori destinasyonlarından biri. Akyaka’ya giderseniz buz gibi suyuyla meşhur Azmak Deresi’nin kenarında güzel bir kahvaltı etmeyi de ihmal etmeyin.

4 – Selimiye, Muğla

Marmaris’in en huzurlu, en keyifli, en muhteşem köyü bence Selimiye. Son yıllarda popülerliği giderek artan Selimiye temmuz-ağustos aylarında bir hayli kalabalık oluyor. O yüzden benim önerim Selimiye’nin tadını gönlünüzce çıkartmak için sezon tam başlamadan gitmeniz. Özellikle haziran ayında efsane oluyor, benden söylemesi. Selimiye’de birbirinden güzel pek çok butik otel var. Tercih yapmakta zorlanırsanız denize en yakın olanı seçin derim. Gece dalga sesleri ile uyumaktan, güneşi odanızın balkonundan batırmaktan daha keyifli ne olabilir ki?

5 – Adrasan, Antalya

Kimi Ege kasabalarında haziran ayında deniz biraz soğuk olabiliyor. Ancak Adrasan’da durum oldukça farklı. Temmuz-ağustos sıcakları bastırmadan hem denizin ve güneşin tadını gönlünüzce çıkarmak hem de biraz huzur depolamak isterseniz Adrasan en keyifli destinasyonlardan biri olacaktır. Söylemeden de geçmek olmaz Adrasan ve çevre koyları Caretta Carettalar’ın da yumurtlama yerleri. Haziran sonuna doğru giderseniz belki bu eşsiz deneyime tanıklık edebilirsiniz. Belli mi olur?

6 – İztuzu Plajı, Dalyan

2011 yılında Avrupa’nın en iyi plajı seçilen İztuzu Plajı’nın bir yanında tatlı su bir yanında tuzlu su var. Gündüzleri denizin ve güneşin tadını çıkarmak isteyenleri ağırlayan İztuzu Plajı geceleri ise Caretta carettaları ağırlıyor. Türkiye’nin en iyi korunan plajlarından biri olan İztuzu’nun kilometrelerce uzanan sahili boyunca hiçbir otel ya da ev yok. Bu bakirlik de İztuzu’nu Caretta Caretta yuvası haline getirmiş. Caretta carettaların yumurta bıraktığı sahillerden biri olan İztuzu Plajı’nın tadını gönlünüzce çıkarmak isterseniz istikametiniz Dalyan olmalı. Son bir öneri daha verecek olursam İztuzu Plajı’na giderseniz hemen yanı başındaki Kaunos Antik Kenti’ni gezmeyi de unutmayın.

Related Post

7 – Bozcaada, Çanakkale

İnsanın nefesini kesecek kadar soğuk olan pırıl pırıl denizi, Rum mimarisi ile bezeli sokakları, renkli evleri, keyifli kafeleri, muhteşem üzüm bağları, eşsiz günbatımı manzaraları ile gönüllerde taht kurmuş Bozcaada. Bozcaada aslında bağ bozumu zamanı çok keyifli ama oldukça kalabalık oluyor. Ben kalabalığı sevmem, sakinliğin tadını çıkarmak istiyorum derseniz haziran ayı çok daha keyifli olacaktır. Fazla klişe olacak ama Bozcaada’ya gittiğinizde unutulmaz bir günbatımı manzarası izlemek istiyorsanız piknik sepetinizi ve kamp sandalyenizi alıp mutlaka Polente Feneri’ne gitmelisiniz.

8 – Şövalye Adası, Fethiye

Bir ada düşünün, araçların giremediği, tavşanların etrafta özgürce dolaştığı, kuş cıvıltılarının, dalga seslerinin bolca duyulduğu. İşte orası adını Osmanlı’nın fethine kadar adaya hakim olan Rodos Şövalyeleri’nden alan, Fethiye Körfezi’ndeki Şövalye Adası. Fethiye’den denize bakıldığında hemen dikkat çeken ince uzun Şövalye Adası pek çok tarihi ve doğal güzelliğe de ev sahipliği yapıyor. Çalış Plajı’ndan kalkan dolmuş teknelerle ulaşabileceğiniz Şövalye Adası’na günübirlik de gidebilirsiniz. Ancak bana sorarsanız mutlaka adada konaklamalısınız. Elinizde kitabınızla gün boyu keyif yapmanın, ılık esen rüzgarda güneşi batırmanın, güne dalga sesleri ve kuş cıvıltıları eşliğinde başlamanın keyfi bence çok başka.

9 – Küçükkuyu, Çanakkale

İstanbul’dan 4-5 saatlik bir kara yolculuğu ile ulaşabileceğiniz Küçükkuyu Çanakkale’nin en şirin kasabalarından biri bence. Kazdağları’nın eteklerinde yer alan Küçükkuyu’da ister sahillerin, denizin, güneşin tadını çıkarın isterseniz de Kazdağları’nda bol bol yürüyüş yapıp oksijene doyun. Küçükkuyu’ya giderseniz Zeytinyağı Müzesi’ni gezmeden, Zeus Altarı’na çıkıp Kazdağları’na tepeden bakmadan, Şahindere Kanyonu’ndaki cam seyir terasına çıkmadan, Hasan Boğuldu Şelale’sini görmeden ve efsanesini dinlemeden dönmeyin derim. Eğer vaktiniz kalırsa Küçükkuyu’ya oldukça yakın olan Assos’a ya da Altınoluk’a da uğrayabilirsiniz.

10 – Göynük, Bolu

İlk kez İtalya’da ortaya çıkan ve sadece belediyelerin üye olabildiği uluslararası sakin şehir birliğinin ülkemizdeki üyelerinden biri de Göynük. M.Ö. 8. yüzyıldan beri yerleşimin olduğu Göynük tarihi güzellikleri ile de beğeni topluyor. Göynük’e giderseniz Zafer Kulesi’ni, Fatih Sultan Mehmet’in hocası Akşemseddin adına yaptırılan türbeyi ve Akşemseddin Konağı’nı, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde de yer alan Gazi Süleyman Paşa Hamamı’nı görmeden, tadı damağınızdan uzun süre silinmeyecek yöresel lezzetlerinden tatmadan, yerel kıyafetlerden almadan, tarihi sokaklarında keyifli yürüyüşler yapmadan dönmeyin.  

11 – Safranbolu, Karabük

Yaz sıcakları tam anlamıyla bastırmadan keşfedebileceğiniz en keyifli yerlerden biri de bence Safranbolu. Osmanlı zamanından kalma tarihi evleri ile beğeni toplayan Safranbolu her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. 1994 yılından beri UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer alan Safranbolu’nun her köşesi tarih dolu desem yeridir. Tarihi bir konakta kalmak, damak çatlatan yemekler yemek, birbirinden güzel yerel ürünler satın almak, biraz da tarihe doymak isterseniz rotanızı Safranbolu’ya çevirin derim, emin olun pişman olmazsınız.

12 – Saros Körfezi

Güney ucu Çanakkale’ye kuzey ucu ise Edirne’ye uzanan Saroz Körfezi için dünyada akıntılar sayesinde kendini temizleyebilen üç denizden biri olduğu söyleniyor. Hal böyle olunca Saros’ta son derece berrak bir deniz, bakir plajlar ve nefis ormanlar sizi bekliyor. Yeşilin ve mavinin her tonunu bulabileceğiniz muhteşem bir kıyı şeridinde keyifli birkaç gün geçirmek isterseniz Saros Körfezi’ni mutlaka listenize alın derim. Saros Körfezi’ne giderseniz Bakla Burnu’nda güneşi batırmadan, kamp sandalyelerinizi ve piknik sepetinizi alıp hiçbir işletmenin bulunmadığı Fatma Kadın Koyu’nda denize girmeden, eğer ‘kite’ sporu ile ilgiliyorsanız oldukça rüzgarlı olan Bolayır Plajı’na uğramadan dönmeyin derim.

13 – Mardin

Yaz yaklaştıkça akıllara hemen deniz güneş geliyor ama bence Mardin de haziran ayında gidilebilecek en keyifli destinasyonlardan biri. Kartpostalı andıran tarihi evleri, kalesi, müzeleri, camileri ve ihtişamlı manastırları ile Mardin misafirlerine unutulmaz bir deneyim yaşatıyor. Siz de ülkemizin en tarihi bir kentlerinden biri olan Mardin’in efsunlu havasını solumak istiyorsanız bir an önce bilet bakmaya başlayın derim. Emin olun döndüğünüzde aklınızın da kalbinizin de Mardin’de kaldığını göreceksiniz.

Paylaş
Sıla Uçan

Saint Benoit Fransız Lisesi, Koç Üniversitesi Tarih mezunuyum. Bir süre kurumsal hayatta çalıştıktan sonra kendi yolumu çizmeye karar verdim ve uçanmutfak adlı blogumu kurdum. Böylece hayatıma en büyük tutkularımdan ve vazgeçilmezlerimden olan seyahat ve yemek ikilisinin serüveninde devam etmeye başladım. Hayallerim ışığım tutkularım ise mesleğim oldu. http://www.ucanmutfak.com