Söz konusu alışveriş olunca, Türkiye sınırları içinde başka hiçbir şehirde İstanbul’dakinden daha fazla alternatif yok. Bu metropolün siluetine dair en önemli parçalardan biri; kesinlikle alışveriş merkezleri.
Özellikle Beşiktaş gibi popüler ilçelerde neredeyse her bir kavşakta karşınıza plazalar dolusu mağaza çıkıyor. Yeme içme, tekstil, aksesuar, teknoloji ürünleri ya da ev aletleri olmak üzere; aklınıza her ne geliyorsa hem yerli hem de yabancı markalar aracılığıyla ulaşabiliyorsunuz.
İçinde bulduğumuz hız ve tüketim çağında, ünlü markalara tek adımda ulaşmak büyük lüks. Ancak fiyatlar da elbette ona göre yüksek seviyede seyrediyor. Gökdelenler içinde kurulu alışveriş merkezlerinin market bölümleri bile ne yazık ki cep yakan cinsten. İşte bu durum akla hemen emektar pazar yerlerini getirmeli.
İstanbul; sosyete pazarı tabir edilen tekstil pazarları ya da ucuzluğu ön planda tutan sebze meyve pazarları açısından da tam bir cennet. Eğer İstanbul’da yaşıyor ancak mahallenizdeki pazarın hangi gün kurulduğunu bilmiyorsanız; büyük kayıp içinde olabilirsiniz.
İstanbul’daki semt pazarlarına dair bilgileri sizin için derledik. Hangi pazara hangi gün gidilir ve oradan ne alınır gibi sorularınız varsa; yazının devamına bekliyoruz.
Aradığınız her şeyi bir şekilde bulabildiğiniz bir şehir olan İstanbul’da nostalji tutkunuz da yanıtsız kalmıyor. Eski plaklar, ikinci el giysiler, onlarca yıl önce başka evlerin vitrinini süslemiş kahve fincanları… Antika denildiğinde aklınıza her ne geliyorsa; İstanbul’da kurulan pazarlarda bu hedefe bir adım daha yaklaşabilirsiniz.
İçindekiler
Feriköy Antika Pazarı olarak da anılan nam-ı diğer Bit Pazarı; her hafta sonu aynı şeyi yapmaktan sıkılan şehirliler için gelsin.
Daha önce giyilmiş giysilerin, kullanılmış eşyaların ya da ömrü doldu sanılan müzik aletlerinin arasında yaşanmış hikayeler aramak ne güzel fikir!
Pazara Osmanbey metro durağından sonra makul süreli bir yürüyüş yaparak ulaşabilirsiniz. Trafik ya da otopark ile uğraşmaktansa bu daha iyi bir fikir.
Antika Pazarı, Cumartesi günleri de organik pazar olarak değerlendirilen alanda kuruluyor. Dolayısıyla burası çoğu İstanbullu için zaten tanıdık bir adres.
Özellikle plak, saat, tesbih gibi ürünlerin koleksiyonunu yapıyorsanız aradığınız parçanın Feriköy’de karşınıza çıkması kuvvetle muhtemel.
Yabancı turistlerin Arasta Bazaar olarak bildiği tarihi Arasta Pazarı, listedeki diğer pazarlara göre biraz farklı.
Burası haftanın hemen hemen her gününe yayılan daha yerleşik bir düzene sahip olduğundan bir tür kapalı çarşı olarak da nitelendirilebilir.
İçinde daima turist toplulukları, renkli tezgahlar ve el işçiliğinin konuştuğu ürünler var. Yer Sultanahmet olunca bundan başka türlüsü de pek düşünülemiyor.
Hediyelik eşyalar ve özellikle bakır işçiliğinin olduğu ürünler buradan satın alınabilir.
Tabii fiyatların da biraz turistik olabileceğini göz önünde bulundurmalısınız.
Sultanahmet Camii’ne de aynı gezi güzergahı üzerinde yer vermeyi ihmal etmeyin.
Feriköy’deki bit pazarı giderek daha da popüler hale gelince, bit pazarı ruhunun bir miktar Dolapdere’ye kaydığını söyleyebiliriz.
Pazar geceden kuruluyor ve en güzel parçaları en erken gidenlerin bulduğu söyleniyor.
Pazardaki seçkinin pek bir sınırı yok; saat ya da telefon da çıkabilir karşınıza, ikinci el giyim ürünleri de. Fiyatlar da büyük oranda esneyebiliyor.
Ayrıca bu pazarın sanat yönünü de hafife almayın, karşınıza çıkabilecek sürprizler arasında antika tablolar bile olabilir.
Anadolu yakasında ikamet edip karşı yakaya geçmeye üşenenlerdenseniz, Kadıköy’de kurulan ve sosyete pazarı olarak da anılan Selamiçeşme Bit Pazarı’na göz atabilirsiniz.
Selamiçeşme Özgürlük Parkı’nın hemen yanında, Cumartesi günleri bu pazarın tezgahları gezilebilir. Burası için Anadolu Yakası’nın Hyde Park’ı da deniliyor.
Belediye denetiminde kurulan bit pazarında, yalnızca dar gelirli kişileri görmeyi de beklemeyin. Kadıköy’deki müşteri profili her zamanki gibi nezih; bu durum ikinci el eşyalarda da kendini gösterebiliyor.
Ünlü markaların ihraç fazlası ürünleri de her hafta salı günü Kadıköy Bit Pazarı’nda sergileniyor.
Horhor Antikacılar Çarşısı dediğimizde İstanbul Fatih’te yer alan yedi katlı ve iki yüzün üzerinde dükkan sahibi bir çarşıdan söz ediyoruz.
Burası Rönesans dönemine kadar rahatlıkla gidebileceğiniz eserlerle dolu. İşlemeler, dokumalar ya da el sanatlarının hangi türünü arıyorsanız herhalde Horhor’da bulabilirsiniz. Heykeller, vazolar, bakır kaplar ya da tablolar ise evinizin yeni parçaları olmaya aday.
Antika eşya sevenlerin kendini kaybedeceği bir yer olan Antikacılar Çarşısı aynı zamanda fotoğraf meraklılarına da hitap ediyor.
Navigasyon için çarşının açık adresine ihtiyacınız varsa; İskender Paşa Mahallesi Kırma Tulumba Sokak üzerinde antikalara ulaşabilirsiniz.
İstanbul’da öğrenci nüfusunun en yoğun olduğu semtler arasındaki Beyoğlu’nda; tam öğrencilere göre bir adres var.
Sahaflar Çarşısı kitap sevenler için bulunmaz nimet sayılıyor. Hüseyinağa Mahallesi Sahne Sokak adresinde çarşıya ulaşmak mümkün.
Eski plaklar, dergiler, antika objeler, saatler ve aklınıza gelebilecek diğer aksesuarlar da çarşının koleksiyonuna dahil.
Sosyete pazarı denilince akla ilk olarak ünlü markalara ait ürünlerin çok benzerini kolayca ve uygun fiyata bulabileceğiniz mekanlar geliyor.
Özellikle tekstil sektöründe, markanın bir ürüne yüklediği maliyet o kadar fazla ki; tezgahlara alıcı gözle bakmakta fayda var. Kimi zaman ihracat fazlası ürünleri ya da minik defoları belli bile olmayan giyecekleri de buralarda bulabiliyorsunuz.
İstanbul’un Eyüp ilçesine bağlı bulunan Rami Sosyete Pazarı, Pazartesi günleri kuruluyor. Buraya sadece gözleme yemek için giden de var, tekstil ve aksesuar tezgahları arasında kaybolan da.
Evlilik arifesinde olanlar buradaki çeyizliklere yakından bakmak isteyebilirler. Alışveriş merkezlerinde hep aynı ürünlerle ve fiyatlarla karşılaşmaktansa çeşitlilik iyidir.
Toptancılar Gıda Çarşısı’nın hemen yanında konumlanan pazar için dolmuş kullanmak mümkün. Rami Pazarı’nda ineceğinizi söylerseniz yardımcı olacaklardır. Habibler ile Topkapı tramvay hattını kullananların ise Rami durağında inmeleri gerekiyor.
Tarihi Salı Pazarı olarak da anılan Kadıköy Pazarı; İstanbul Anadolu Yakası’ndaki en popüler ilçede yer alıyor. Bu nedenle de pazarın curcunası bol, ziyaretçisi fazla.
Tezgahlar arasında sebze ve meyveler kadar; vintage sayılabilecek kıyafetler de var. Salı Pazarı olarak anılsa da; burası Cuma günleri de hizmet veriyor. Cumaları pazarın sonuna doğru küçük bir bit pazarı alanına da rastlayabilirsiniz. Ev tekstili ya da kumaş arayışındakilerin yüzü Cuma günü daha fazla gülebilir.
Pazar, İstanbul’un yerlileri için bir klasik olsa da taşınmalarıyla da ünlü. Şu ana dek önce Hasanpaşa’ya sonra da Merdivenköy’e taşınan pazar alanı; yeniden Hasanpaşa’ya taşınmak için iki katlı otoparka ve binlerce tezgaha sahip yeni projenin tamamlanmasını bekliyor.
Mevcut pazar yerine gitmek için metrobüsten Uzunçayır durağında inmek ya da otobüsle Medeniyet Üniversitesi durağını kullanmak gerekli. Her iki duraktan sonra da makul bir yürüme mesafesi mevcut. Araç park yeri problem olabileceği için mümkün olduğunca toplu taşıma kullanmakta fayda var.
Sosyete pazarları arasında İstanbul’un en ünlüsünü şehrin yerlilerine sorsak, herhalde çoğu kişiden Yeşilköy Pazarı cevabını alırız.
Florya ile Yeşilköy arasındaki Çiroz mevkiinde kurulan Yeşiköy Pazarı, yaklaşık olarak sabah 08.00 ile akşam 20.00 arasında açık diyebiliriz.
En verimli planlama için mevsime göre havanın aydınlandığı ve karardığı saatleri de dikkate alabilirsiniz. Pazar alanına Bakırköy yönünden minibüs ile ulaşım mümkün. Burası her bütçeye uygun bir pazar olmasıyla da pek çok kişinin gönlünü fethediyor.
Bebek ürünleri, ev tekstili, kumaşlar ya da güneş gözlükleri gibi aklınıza gelen her şeyi Yeşilköy’de arayabilirsiniz. Kapalı bir alanda sokak sokak düzenlenen pazar yeri, bu bakımdan oldukça düzenli de sayılabilir.
Fatih’te kurulan pazar alanı hem İstanbul’un hem de Türkiye’nin en büyüklerinden biri sayılabilir. Burası ayrıca başlı başına tarihi bir bölge olan Fatih’te konumlandığı için; kendisi de tarihi sayılan bir pazar.
Fatih Pazarı da diğer sosyete pazarlarında olduğu gibi gelenlerin her ihtiyacına cevap veriyor.
Kalabalık olduğu için sabah erken saatlerde gidilmesi ve özellikle sırt çantalarına dikkat edilmesi tavsiye edilebilir.
Zeyrek mahallesinde kurulan pazara kadar gelmişken hemen yakındaki Fatih Camii de görülmeye değer yerler arasında.
Ortaköy Perşembe Pazarı, eski adıyla Ulus Pazarı olarak da biliniyor. Burası sosyete pazarı denildiğinde akla ilk gelen yerlerden biri.
Eğer farklı şehirlerde yaşıyorsanız da magazin muhabirlerinin ellerine mikrofon alıp tezgahlar arasında turladığına büyük ihtimalle şahit olmuşsunuzdur.
Beşiktaş Belediyesi, perşembe günleri pazar alanına ücretsiz ring seferleri düzenliyor. Akmerkez, Kuruçeşme Tepeüstü ve Zincirlikuyu duraklarından 10.00 ile 15.00 saatleri arasında kalkan ücretsiz servislere binilebilir. Dönüşler ise 10.30 ve 15.30 arasında saat başı devam ediyor.
Cumartesi günleri hazır evdeyken her şeyin en tazesini yerinden satın almak isteyenler Beşiktaş Cumartesi Pazarı’nı ziyaret edebiliyor. Aynı şekilde bu semt pazarında değerlendirilebilecek gıda dışı alternatifler de var.
Beşiktaş Belediyesi; Dikilitaş, Abbasağa, Gayrettepe, Ortaköy, Levazım, Kültür Mahallesi, Levent Gazeteciler Sitesi, Kuruçeşme Bizim Tepe, Vişnezade, Çırağan, Etiler, Karanfilköy gibi birçok adresten pazar yerine ücretsiz servis hizmeti sunuyor.Dolayısıyla da park sıkıntısı yaşamadan pazara ulaşma yoluna gidebilirsiniz. Servis saatleri yaz ve kış döneminde fark gösterebilir, en güncel listeler belediyenin resmi web sitesinde bulunuyor.
Bakırköy metro istasyonunun arka tarafında kurulan Cumartesi Pazarı, İstanbul’da kurulan sosyete pazarları arasında öne çıkan bir adres.
Burası toplu taşıma kullananlar için rahat bir lokasyon olduğundan; şehrin farklı bölgelerinden de ziyaretçi çekiyor.
Pazar hafta sonu kurulunca; buradaki giyim, ev tekstili ya da kozmetik gibi alanlardaki ürünlerin uygun fiyatlarından çalışan kadınlar da daha kolay faydalanabilir. Orijinal markalarla karşılaştırıldığında buradaki fiyatları uygun bulan da var; pazar standartlarına göre pahalı ilan eden de.
Şikayet edenler bile soluğu pazarda almaktan çekinmediği için, Bakırköy’deki pazar alanı genellikle çok kalabalık oluyor.
Pazar alanının kapladığı geniş alana rağmen bu kadar kalabalık olabilmesine büyük ihtimalle çok şaşıracaksınız.
Pazara gelmişken günü gözleme keyfiyle kapatmak da isteyebilirsiniz. İnsan onca tezgah arasında mekik dokuyunca bir enerji takviyesine de ihtiyaç duyuyor.
Organik sektörünün değeri arttıkça; pazarlar da çareyi kendilerini güncellemekte buldu. Eğer uzun ve sağlıklı yaşamaya önem veriyor ve beslenmenin bunda büyük rol oynadığına inanıyorsanız; organik iddiası olan bir tezgaha sertifika sormaktan çekinmeyin.
Tabii yalnızca köyde doğal ortamda yetişmiş, soğuk hava deposuna girmemiş ve market rafında günlerce beklememiş ürünler bile bu anlamda sizin için daha ideal olabilir.
Buğday Derneği tarafından Şişli Feriköy’de, 2006 yılında hayata geçirilen organik pazar projesi bugün Yüzde Yüz Ekolojik Pazar adıyla da karşınıza çıkabiliyor.
Buğday Derneği web sitesine girdiğinizde her bir tezgah için sertifikaları online olarak görüntüleyebiliyorsunuz; dolayısıyla da bu pazardaki “organik” iddiası asla boş değil.
Cumhuriyet Mahallesi Gökkuşağı Sokak adresindeki bu oluşum Cumartesi günleri ziyaret edilebilir. Özellikle bebekli aileler hem organik beslenme konusuna hem de Feriköy’e özel ilgi gösteriyor.
Buğday Derneği önderliğinde İstanbul’da hayata geçen bir başka ekolojik pazar da Kartal ilçesinde mevcut.
“Her Pazar Ekolojik Pazar” sloganıyla kurulan meydan 2009 yılından bu yana üreticilerle tüketicileri aynı çatı altında bir araya getiriyor.
Pazar alanında ayrıca çocukların ilgisini çekebilecek ahşap atölyeleri ya da etkinlik çadırları gibi değişen uygulamalar da var.
Doğal, hormonsuz, organik gibi kelimelerin kontrolsüzce kullanıldığı günümüzde hem dernek hem de belediye çatısı altında denetlenen bu mekanda sağlığınız adına rahat bir nefes alabilirsiniz.
Yukarı Mahallesi İstasyon Caddesi üzerindeki pazara minibüs, tren ya da otobüs kullanarak ulaşmak mümkün.
İstanbul’un Kaşımpaşa semtinde kurulan bu pazarın adına Kastamonu Pazarı diye de rastlamış olabilirsiniz.
Tarihi İnebolu Pazarı, yerlilerin Cumartesi gecesi İstanbul’a tezgahlarını açıp Pazar akşamı toplanarak memleketlerine geri dönmeleriyle her hafta İstanbul’daki metropol havasını kırıyor.
Ekmekler, peynirler, taze domates ve salatalıklar, köy yumurtaları ve ev yapımı reçeller derken bir kahvaltı sofrasında aradığınız şeyleri İnebolu Köy Pazarı’ndan temin edebilirsiniz.Hatta önce tazecik pazar alışverişini yapıp sonra sofraya oturmak iyi bir fikir.
Bunun dışında çeşit çeşit mantarlar, mevsimine göre sebze meyveler ve kuruyemişler de pazar keyfini daha da artırabiliyor.
Şarküteri ürünlerinin bizzat Siirt esnafı tarafından karşılandığı bir pazardayız. Doğu Anadolu Bölgesi’nin hayvancılıktaki gelişmişlik seviyesi düşünüldüğünde burayı ziyarete değer görebilirsiniz.
Buraya Kadınlar Pazarı denilmesinin günümüzde bir anlamı yok; bu ismin tarihi bir öneme sahip olduğuyla ilgili çeşitli anlatımları bizzat esnaftan dinleyebilirsiniz. Burada eskiden kadınların satış yaptığı ya da sadece kadınların buradan alışveriş yaptığı gibi farklı hikayeler var.
Pazara gelmişken hemen çevrede konumlanan yöresel yemeklerden yiyebileceğiniz mekanları da ziyaret edebiliyorsunuz.
Sadece kendi ürettikleri ürünleri satan pazarcılardan oluşan ağa Earth Market adı veriliyor.
Slow Food olarak da anılan bu prensibe dayanarak Şile’de faaliyete geçen Yeryüzü Pazarı; tadım yapmayı ve üreticiyle sohbet etmeyi sevenler için doğru bir adres.
Terminal Meydanı, Pazar Sokağı adresinde konumlanan doğal ürünler pazarı; Pazar günleri ziyaret edilebiliyor.
Şansınız varsa pazar alanında ekmek ve makarna yapım atölyesi gibi alternatif etkinliklere de denk gelebilirsiniz.
Klasik bir İstanbul gezisi sırasında Mısır Çarşısı’na kadar gelmişken Tohum ve Çiçek Pazarı’na da uğramak gerek.
Çarşının hemen yanında kurulan bu pazarda seyyar tezgahlar ve irili ufaklı dükkanlar var.
Şifalı bitkiler, orijinal lezzetler, tohumlar ve her cinsten çiçekler Eminönü’ndeki bu pazarda ziyaretinizi bekliyor. Papatyalar, petunyalar ve laleler derken; Mazhar Alanson’un Sarı Laleler şarkısında bahsettiği yer de burası olsa gerek.
Yeni Camii’nin hemen karşısında konumlanan pazar özellikle de Mart ayından sonraki bahar döneminde iyice renkleniyor. Doğa tutkunları burada farklı kuş türlerini bile bulabiliyor.