Afrika kıtasının tam merkezinde konumlanan Kamerun ülkesi adını, bir nehirde çokça kabuklu hayvan görmesinden dolayı Portekizli denizcilerin kendi dillerinde ‘kabuklu hayvan’ anlamını taşıyan ‘Camaroes’den almış.
Doğal ortamından dolayı ‘Küçük Afrika’ olarak nitelendirilen Kamerun’da 542 balık, 15 bin kelebek, 280 memeli hayvan, 275 sürüngen, 900 kuş türünün yaşadığı biliniyor.
Aynı zamanda nesli tükenme riskiyle karşı karşıya olan Cross-River Gorili, Takamanda Ulusal Parkı’nda koruma altına alınmış.
Kamerun’a seyahat etmek isteyen vatandaşlarımız, hangi pasaport sahibi olduğuna bakılmaksızın vize işlemlerine tabi tutuluyor. Türkiye’nin pek çok şehrinden Kamerun’a uçakla aktarmalı olarak gidilebilse de direkt uçuş bulunmuyor.
Kamerun’un başkenti Yaounde, tropikal iklime sahip bir şehir. Afrika’nın ön izlemesi sayılabilecek şehirde daha önce hiçbir yerde görmediğiniz şeylere tanıklık edebilirsiniz.
Mimari açıdan ziyaretçilerine boş vaatler sunmayan şehirde Notre Dame de Victoires Katedrali bulunuyor. 5 binden fazla insanın aynı anda ibadet edebildiği katedral mimari açıdan insanı büyülüyor. 50 yıldır restorasyonu devam ediyor.
Kamerun Sanat Müzesi ise ülkenin kültürel, tarihi ve sanatsal yaşamını yakından tanımak isteyenler için iyi bir alternatif oluşturuyor. Bronzlardan çanaklara, rölyeflerden maskelere kadar onlarca koleksiyonu bünyesinde barındıran müzenin en değerli parçası ise ülkenin kuzeyinde yapılan arkeolojik çalışmalar sonucu ele geçirilmiş bronz bir heykel olan ‘Büyük Anaerk Figürü’.
Yaounde’de gezebileceğiniz diğer noktalarda şunlardır; Prefecture, Presbiteryen Kilisesi ve Marche du Mfoundi.
Kamerun’un en büyük şehri olan Douala aynı zamanda Afrika kıtasının en büyük limanına ev sahipliği yapıyor.
Şehri tam ortasında ikiye bölen Wouri Nehri ile bu iki parçayı birbirine bağlayan Bonaberi Köprüsü, görsel açıdan harika bir manzara sunuyor.
Douala geziniz için Kamerun Dağı harika bir başlangıç noktası olabilir. Aktif bir volkanik dağ olan Kamerun dağı Batı Afrika’nın en yüksek dağı olarak biliniyor. Macera severler için trekking ve tırmanış yapmak için oldukça uygun.
1999’da meydana gelen volkanik patlama sonucu oluşan Limbe de mutlaka gezi listenizde yer almalı. Çevresindeki doğal yaşam alanı o kadar iyi korunmuş ki, şempanzelerle birlikte huzurlu bir gün geçirebiliyorsunuz.
Şehrin en önemli sanat merkezi olan Doual’art ise Kamerun’un hatta Afrika kıtasının kentsel yaşam alanlarına sanatsal dokunuşlar yapmayı hedefleyen, kar amacı gütmeyen bir kuruluş.
Douala’da ziyaret edebileceğiniz noktalar arasında şunlar da bulunuyor; La Pagode, Marce des Fleurs, Place du Gouvernement ve La Nouvelle Liverte.
Halkının yarısı Katolik diğer yarısı da Müslüman olan Ngaoundere hızla gelişmekte olup Orta Afrika’nın cazibe merkezlerinden biri haline gelmiş durumda. Şehirdeki gezinize başlamak için Benoue Ulusal Parkı iyi bir seçim. Kamerun’un en iyi ikinci vahşi yaşam merkezi olarak kabul edilen parkta onlarca çeşit hayvan ve endemik bitki türleri yaşıyor. Ngaoundere’nin simgelerinden biri olan Boubandjidda Milli Parkı ise yayla gorilleri gibi dünyanın en ilginç hayvanlarına ev sahipliği yapıyor.
Tarihi o kadar eski olmasa da mimari açıdan inanılmaz etkileyici olan Lamide Ulu Camii’ni de ziyaret edebilirsiniz.
Ngaoundere’de görebileceğiniz diğer noktalar ise şöyle; Tello Şelaleleri, Ngaoundere Çiftliği, Ngaoundere Lamidatları ve Nyem Mağaraları.