Japonya’nın en büyük ikinci kenti olan Osaka’nın her açıdan Tokyo ile yarış halinde olduğu söylenebilir. Söz konusu yemek ise yarışın açık ara galibi olduğu ise kesin!
Merkezi konumu nedeniyle Kyoto, Nara ve Kobe gezilerinizde ana durağınız olarak tercih edebilirsiniz.
Bunların hepsinden bölge için hazırladığım ortak rehberde bahsedeceğim. Gelin öncelikle Osaka’da görmeniz gereken yerleri inceleyelim.
Metronun Morinomiya durağıyla ulaşabileceğiniz Osaka Kalesi epey büyük bir alanı kaplıyor.
Geniş bir bahçesi var ve burada güzel bir yürüyüş yaptıktan sonra kaleye ulaşılıyor. Kalenin çevresi iki ayrı su hendeği ile çevrili. Bahçe de yemyeşil ve güzel ağaçlarla kaplı. İnsanın kaleye gitmektense oturup piknik yapası geliyor! Zaten birçok Japon da burada ailesi ile yürüyüş yapıp güzel havanın tadını çıkarıyor.
Ben temmuz ayında orada olduğum için göremedim ama nisan ayının başına denk gelen Sakura mevsiminde, pembe çiçeklerini açmış kiraz ağaçlarının arasında dolaşmak elbette daha keyifli olacaktır.
Kalenin kendisi ise bizim alıştığımız kale imajından oldukça farklı. Bana daha çok şato gibi göründü. Apartman gibi kat kat. Zaten tarihte de savunma amaçlı olarak pek kullanılmamış.
İçerisi müze, giriş 600 Yen. 09:00-17:00 arası açık. Bahçeye girmek ve kaleye dışarıdan bakmak ücretsiz, sadece müzeye girmek isteyenlerden para alınıyor.
Ayrıca bahçenin içinde bir de daha eski bir kalenin kalıntıları bulunuyor.
Müzeye girip girmemek size kalmış ama Osaka’ya gelmişken parkı gezip kaleyi görmeden dönmeyin derim.
Kentin tarihini anlatan bu müzenin binası ise oldukça teknolojik. İçeride kentin eski önemli binalarının replikaları ve eski hayattan kesitler sunan maket modeller var.
Özellikle ilgi duyanlara hitap edecektir. Salı günleri kapalı olan Osaka Tarih Müzesi diğer günler 09:30-17:00 arası açık, giriş 600 Yen. Cuma günlerine özel 20:00’a dek gezilebiliyor.
Hemen Osaka Kalesi’nin köşesinde bulunduğundan kaleyi ziyaret ettiğiniz gün enerjiniz kalırsa uğrayabilirsiniz. Yalnız müze, Morinomiya değil de Tanimachiyonchome istasyonuna daha yakın, kendinizi ona göre ayarlayın.
Açıkçası burası bana biraz turist tuzağı gibi geldi ama kentin panoramik görüntüsünü seyretmek isteyenler ve Aşıklar Koltuğu’na oturmak isteyen çiftler ziyaret edebilir. Bu koltuğa iki kişi oturup birer elinizle kenarda yer alan metal tutacağı, diğeriyle de sevgilinizin elini tutunca oda kalp şeklinde ışıkla aydınlanıyor. Sonra da size 1000 Yen karşılığı kalp kilidi satıyorlar.
Panoramik manzara ise 700 Yen, her gün sabah 10 ile akşam 10 arası açık.
Açık havada yer alan uzun bir yürüyen merdiven ile çıkmak değişik bir deneyim.
Osaka ana istasyonundan yürüyerek ulaşılabiliyor.
En alt katta ise bölgenin yüz elli yıl önceki halinin replikası mevcut, gezebiliyorsunuz.
Ücretsiz olarak gezebileceğiniz bu tapınak Japonya’nın en eski tapınaklarından biri, MS 211’de inşa edildiği tahmin ediliyor.
Çevresindeki park olsun, minik gölet olsun, hepsinden güzeli ise kırmızı köprüsü olsun görülmeye değer bir yer.
Kent merkezine yaklaşık on beş dakika uzaklıkta. Önce kent içi ulaşım ile büyük duraklardan biri olan Namba istasyonuna gelip buradan Nankai hattına geçmeniz gerekiyor. Sumiyoshitaisha durağında inince tapınak alanına ulaşmış bulunuyorsunuz. Bence gittiğinize değer.
Tokyo Tower’ın Osaka şubesi diyebileceğim 103 metrelik bu kule daha sade görünümlü. Yukarı çıkıp doksan metre yükseklikten kenti seyretmek için 600 Yen ödemeniz gerekecek.
Metronun Tennoji istasyonunda inip Osaka Hayvanat Bahçesi’nin yanından yürüyerek ulaşabilirsiniz.
“Göğe uzanan kule” anlamına gelen Tsutenkaku’nun bulunduğu yer de Osaka’nın eski halini anımsatması için tasarlanmış bir pazar bölgesi.
Hediyelik eşya arayanlar için uygun.
Osaka Hayvanat Bahçesi’nin hemen çaprazında yer alıyor. Orijinal tapınak MS 593 yılında kurulmuş olsa da büyük kısmı İkinci Dünya Savaşı’nda hasar görüp yeniden inşa edilmiş.
Japonya’daki ilk Budist tapınağı olması ve beş katlı pagodası ile meşhur. Beyaz duvarlı, kırmızı çatılı, tipik Budist mabedi mimarisine sahip.
Osaka Güzel Sanatlar Müzesi de tapınak ile hayvanat bahçesinin arasında yer alıyor. Meraklılar pazartesi hariç her gün 09:30-17:00 arası 300 Yen karşılığı gezebilir.
Japon el sanatları ve tablolar bulunuyor.
Tokyo için Japonya’nın beyni, Kyoto için de kalbi denilebilir ama bu ülkenin boğazı kesinlikle Osaka’dır.
Boğazına düşkün olmalarıyla bilinen Osaka’da iki yemek müzesi bile mevcut.
Kentteki en iyi yemek noktalarını (restoran demiyorum çünkü sokak tezgahları daha meşhur) ise kent rehberinde detaylı olarak paylaşacağım.
Osaka Takoyaki Müzesi,tamamen takoyakiye adanmış bir müze. Osaka’nın en ünlü tatlarından olan takoyaki, içi ahtapot parçalarıyla doldurularak kızartılmış bir tür mantı. Her Türk’ün damak tadına hitap etmeyebilir ama meraklıları bayılacak. Universal City durağının hemen dibinde yer alıyor. Giriş ücretsiz. Kentte yer alan en meşhur beş takoyaki restoranı burada ürünlerinden ufak miktarda tatmanıza izin veriyor, tabii parasını ödeyip tam porsiyon yemeniz de mümkün!
Momofuku Ando Ramen Müzesi ise öğrencilik yıllarını anmak isteyenlere ve hala ofiste acıkınca Ramen yiyenlere hitap edecektir. Salı günleri dışında 09:30 ile 16:00 arası açık.
Gezmek ücretsiz, ramen yapmaya çalışmak ise 500 Yen. Umeda durağında inip biraz yürümeniz gerekiyor, özellikle Ramen sevenler hariç tavsiye etmiyorum.
Bu üç bölge Osaka’nın ünlü alışveriş noktaları. “Bashi” sözcüğü Japonca’da köprü anlamına geliyor ve her biri yakınlarda bulunan bir köprüden dolayı böyle isimlendirilmiş.
Osaka’da alışveriş konusuna rehberde daha ayrıntılı değineceğim ama burada da kısaca bahsetmek istedim.
Nipponbashi’de elektronik mağazaları bulunuyor ve Tokyo’nun Akihabara bölgesini andırıyor. Ebisucho, Nippombashi veya Namba istasyonundan ulaşabilirsiniz. Bölgenin adı Nipponbashi iken durağın adının Nippombashi olduğunu belirteyim, kafanız karışmasın.
Shinsaibashi ise en lüksünden en hesaplısına her fiyattan kıyafet bulabileceğiniz bir nokta. Yakınlarda Yotsubashi ve Nagahoribashi durakları var.
Tenjinbashi ise aynı adlı metro durağından aynı adlı köprüye kadar uzanıyor. İki buçuk kilometre uzunluğunda olan üstü kapalı çarşıda bulamayacağınız bir şey yok. Kimono almak isteyenler burada 2000 yen yani aşağı yukarı 20 dolar karşılığı alabilir, aksesuarlarıyla birlikte 3000 yen oluyor.
Osaka’da geçirecek çok vakti olanlara yakınlardaki Nara’ya ve Kyoto’ya gitmelerini öneririm, zaten onlar için de gezi yazıları hazırlıyorum. Sadece bir saatte ulaşılıyor ve özellikle Nara muhteşem. Hepsini gezdiyseniz ve hala harcayacak zamanınız/paranız varsa elbette başka seçenekler de mevcut.
Örneğin Osaka Akvaryumu oldukça ünlü bir yer ve türünün büyük örneklerinden. Her gün 10:00-20:00 arası açık, giriş 2000 Yen. Osakako istasyonu ile ulaşabilirsiniz.
Universal Studios Japan ise Disneyland gibi bir eğlence parkı. Aynı isimli metro durağına sahip, Takoyaki Müzesi de burada. Yetişkinler için 6200 yen, çocuklar için 4100 yen olan fiyatıyla cep yakıyor.
Maishima ise çömlek sanatına adanmış yapay bir ada. Osaka’ya inerken göreceğiniz, denizin ortasında yer almasıyla ürkütücü ama ilginç bir manzara sunan Kansai Havalimanı’nın inşası sırasında çıkan kilin kullanımını teşvik için kurulmuş. Hem geleneksel yöntemle hem de çağdaş stille çömlek yapımı gösteriliyor, siz de yapmak isterseniz ücretli. Avanos ve Göreme’de çömlekçiliğe doyamayanlar belki gidip göz atabilir.
Umeda Joypolis Sega ise aynı isimli istasyonun hemen yanında ve kolayca ulaşılabiliyor. Sabah 11’den akşam 11’e dek açık ancak çocuklu aileler hava kararmadan önce gezmek zorunda, sonra çocuklar alınmıyor nedense. Adından da anlaşılabileceği üzere Sega markasının karakterlerine adanmış bir eğlence parkı. İçeride sanal gerçeklikten eski usul arcade oyunlarına dek her şey var, en ünlü eğlence ise Hep5 dönmedolabı. Bir diğer dönmedolap ise Osakako metro durağı yakınlarındaki devasa Tempozan. Sabah 10’dan akşam 10’a dek açık, 700 yen.
Son olarak, kukla meraklıları Ulusal Bunraku Tiyatrosu ve Müzesi’ne uğramalı. Nippombashi’de yer alıyor. Dört asırlık tarihi olan Edo döneminden kalma geleneksel Japon kukla sanatı olan Bunraku’da üç kişinin idare ettiği dev kuklalar kullanılıyor. Bir gösteri izlemeniz de mümkün.
Böylece Osaka’daki başlıca turistik noktaların sonuna geldik. Sırada Kyoto ve Nara yazılarım olacak. Ayrıca batıda yer alan Kobe kenti de dünya çapında bifteğiyle meşhur. Osaka’da doymayanlar bir saatlik tren yolculuğuyla buraya yönelip meşhur biftekten tadabilir. Yazılarımı hep iyi yolculuklar dilerek bitirsem de Osaka ve Kobe için ufak bir değişiklik yapmak zorundayım: Afiyet olsun!