Tarihi yapıları, inanç turizmin merkezi olan camileri, eşsiz gastronomisi ile Şanlıurfa, her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin uğrak noktalarından.
Fırat ve Dicle Nehirleri arasındaki deltada konumlanan Şanlıurfa, insanlık tarihinin en eski yaşam alanlarından biri olarak ziyaretçilerine görülecek pek çok yer, yapılacak birçok aktivite sunuyor.
Güneydoğu Anadolu kültürünün izlerini yakından görebileceğiniz şehir merkezi, dünyanın bilinen ilk tapınak topluluğu olan Göbeklitepe, dikkat çeken mimarisi ile Harran ve sular altında kalmış şehir Halfeti…
Doya doya bir hafta sonu seyahati için hepsi Şanlıurfa’da sizleri bekliyor!
Hz. İbrahim’in ateşe atıldığı tepe olarak bilinen Dambak Tepesi’nde bulunan Şanlıurfa Kalesi, M.Ö. 10.000 yıllarına ait neolitik bir alan üzerine kurulu.
Şanslıurfa merkezini kuşbakışı gören kalenin duvarlarının M.S. 814’te Abbasiler tarafından yapıldığı biliniyor.
Kalenin üzerindeki korint sütunlar üzerlerindeki Süryanice kitabedeki “Ben askeri komutan Barşamaş’ın (Güneş’in Oğlu) oğlu Aftuha.” yazısı dikkat çekiyor.
Kale civarından çıkarılan tarihi eserler Şanlıurfa Arkeoloji ve Mozaik Müzesi’nde sergileniyor.
Ziyaret saatleri:
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Göbeklitepe, bölgede bulunan kalıntılar ile dünya tarihinin akışını değiştirmiş bir yer.
Dünyanın bilinen en eski tapınak topluluğu olan Göbeklitepe, pek çok sayıda yuvarlak yapıdan meydana geliyor.
Göbeklitepe hakkında bilinmesi gereken pek çok şeyi bu yazıda bulabilirsiniz.
Her gün açık olan müzenin çalışma saatleri:
Paleotik Çağ’dan birçok kabartma ve heykelin sergilendiği Şanlıurfa Arkeoloji ve Mozaik Müzesi, Neolitik Çağ’dan silah ve aletler, bal mumu heykeller, Kalkeotik Çağ’ın görülmeye değer dekoratif objeleri ve süs eşyalarını barındırıyor bünyesinde.
İlk İslami eserlere ait kalıntıları inceleyebileceğiniz “İslam Dönemi Salonu”nun yanı sıra, müzenin en dikkat çeken bölümü Göbeklitepe’nin modelini görebileceğiniz alan.
Türkiye’nin en büyük arkeoloji ve mozaik müzesi olan Şanlıurfa Arkeoloji ve Mozaik Müzesi ziyaret saatleri:
Şanlıurfa Arkeoloji ve Mozaik Müzesi’nin yanı başında bulunan Haleplibahçe Mozaik Müzesi, vakti zamanında arkeolojik çalışmalarda Roma villaları bulunan bir alan üzerine kurulu. Bu bölgede çıkan mozaiklerin pek çoğu Haleplibahçe Mozaik Müzesi’nde sergileniyor.
Müzenin en popüler mozaiklerinden biri mitolojide adları sıklıkla geçen Amazon savaşçıları ile ilgili. Bilinene göre bu mozaik, Amazon savaşçılarının mozaiğe resmedildiği tek örnek. Bu mozaikte Amazon Kraliçeleri Hippolite, Thermodosa, Melanippe ve Penthesileia aslan ve leopar avlıyorlar.
Daha önce kaçak yollarla Dallas Sanat Müzesi’ne götürülen ve sonra tekrardan Türkiye’ye getirilen mozaiklerden Orpfeus Mozaiği, Amazonlar Villası’nın kurucu ve koruyucusu Ktisis’in betimlemesinin yer aldığı Ktisis Mozaiği ve Akilleus’un Hayatı Mozaiği müzenin dikkat çeken eserlerinden.
Haftanın her günü ziyarete açık olan müze, ücretsiz. Çalışma saatleri:
15 Nisan-2 Ekim: 08.00-19.00
3 Ekim – 14 Nisan: 08.00-17.00
Bilindik efsanesi ile Şanlıurfa’nın simgesi halindeki Balıklıgöl, her yıl yerli ve yabancı turistleri ağırlamaya devam ediyor.
Efsaneye göre, üç büyük dine mensup peygamberlerin inandığı Hz. İbrahim, putperestliği bitirmeye çalıştığı dönemde Nemrud, Hz. İbrahim’in karşısına çıkarak onu yakalıyor.
Elleri bağlı olarak kocaman bir ateşin önüne getirilen Hz. İbrahim “Ey ateş, İbrahim’e karşı serin ve selamet” ol diyor ve o anda ateş suya, yanan odunlar ise balığa dönüşüyor. Böylece Balıklıgöl oluşuyor.
Günümüzde kutsal kabul edilen bu balıkların avlanması yasak; fakat Balıklıgöl ziyaretinizde balıkları besleyebiliyorsunuz.
Balıklıgöl’ü ücretsiz olarak ziyaret edebilirsiniz.
Balıklıgöl’ün hemen bitişiğinde yer alan Aynzeliha Gölü de kendi içinde bir efsaneye sahip.
Nemrud’un evlatlık kızı Zeliha Hz. İbrahim’e aşık ve Hz. İbbrahim’in ateşe atılmasının ardından o da kendini ateşe atıyor.
Zeliha’nın düştüğü yerde de bir göl oluşuyor: Aynzeliha Gölü.
“Peygamberler Şehri” olarak da bilinen Şanlıurfa, görülmeye değer camilere ev sahipliği yapıyor.
Günümüzde birçok hastanın şifa bulmak için ziyaret ettiği Şanlıurfa merkezinde yer alan Eyyüp Peygamber Makamı ve Camisi arkasında bir efsane yatıyor.
Efsaneye göre cüzzam hastalığına yakalanan Hz. Eyyüp Şanlıurfa’da bir mağarada inzivaya çekiliyor ve sabrı karşısında Allah kendisine şifalı su gönderiyor. Bu sebeple de birçok hasta şifalanmak için bu suyu kuyusuna ve Hz. Eyyüp’ün sırtını dayadığı sabır taşını ziyarete geliyor.
Bizans Dönemi kiliselerinde St. Thomas, Osmanlı Dönemi’nde 1716 tarihinde yıkılarak, yerine yeni bir cami yapılmış.
Balıklıgöl’ün ucunda yer alan tek minareli bu cami, Osmanlı kündekari tekniği ile yapılan kapı üzerindeki bitki ve geometrik desenleri ile oldukça dikkat çekici.
Balıklıgöl’ün yanında yer alan bir diğer cami ise Halil Ür-Rahman Camii.
Döşeme Camii olarak da bilinen bu cami, Türkiye’nin devşirme camilerinden biri.
Vakti zamanında burada Hz. Meryem adına bir kilise inşa edilmiş ve Abbasi Halifesi Me’mun döneminde bu kilise camiiye devşirilmiş.
Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde “İbrahim Halil Tekkesi” olarak bahsedilmekte.
Şanlıurfa’da Urfa kebabının yanı sıra balcan kebabı, tepsi kebabı, kazan kebabı gibi çeşit çeşit kebap çeşitlerine doyabileceğiniz gibi şehrin farklı lezzetlerini de unutmayın.
Meşhur tatlıları “şıllık”ı deneyin, bir sıra gecesine katılarak gözünüzün önünde yoğrulan çiğköfteleri midenize indirin.
Çalgılı türkülü sıra gecelerine katılabileceğiniz en ünlü konuk evleri Gülizar Konuk Evi ve Cezahir Han. Halfeti’nin yüzen restoranlarında yalnızca Dicle ve Fırat nehirlerinden çıkarılan lezzetli “şabut balığı”nı deneyin.
Şanlıurfa mutfağını yerinde keşfetmeye başlatmadan önce Şanlıurfa’da Ne Yenir yazımıza da mutlaka göz atmalısınız.
Bakırcılar Çarşısı, Gümrük Hanı, Eskici Pazarı gibi pek çok çarşıyı barındıran Tarihi Kapalı Çarşı içerisinde kaybolun.
Menengiç kahvesi, mırra, çay içebileceğiniz birçok çayhanenin olduğu otantik bir han olan Gümrük Han, içindeki tespih dükkanları, yöresel kıyafet ve aksesuar satan dükkanları, bakır süs eşya pazarları ile mutlaka uğramanız gereken yerlerden.
Yöresel kıyafet ve aksesuarların satıldığı Şanlıurfa Bedesteni, bakırcı ve kuyumcuları ile Bakırcılar Çarşısı, el dokuması halı ve kilimler bulabileceğiniz Halıcılar Çarşısı ile Şanlıurfa’nın Tarihi Kapalı Çarşısı görülmeye değer bir yer.
Güneydoğu Anadolu’nun ilk ve tek Cittaslow şehri olan sular altında kalan Halfeti, Şanlıurfa civarında görülmesi gereken yerlerden.
Halfeti’den kalkan tekne turları ile yaklaşık iki saat boyunca Halfeti ve çevresini dolaşarak sular altında kalmış evler, camiler, mağaraları ve Halfeti’nin en ünlü yeri Savaşan Köyü’nü görebilirsiniz.
Turlar Halfeti’den başlayarak Gaziantep’in Rumkale bölgesine kadar gidiyor.
Uygun bir mevsimdeyseniz yanınıza mayo ve şnorkel getirmeyi unutmayın; çünkü yüzmek serbest!
Şanlıurfa ziyaretiniz ekim ayına denk geliyorsa, rotanızı Harran Ovası’nda bir pamuk hasadına çevirin.
Cumhuriyet Dönemi’nde yapılan çalışmalarla vahaya dönüşen çorak araziler, günümüzde verimli pamuk arazilerine ev sahipliği yapıyor.
“Beyaz altın” olarak adlandırılan pamuk, gün batımı saatlerinde adeta bir altın gibi parlayarak sizi şaşırtacak, uçuşan bembeyaz pamuklar sizlere büyülü anlar yaşatacak.
Kümbet Evler olarak da bilinen Harran Evleri, Hz. İbrahim’in yaşamını sürdürdüğü Harran’ın en bilindik mimarisi yapıları.
Kerpiç ve tuğladan inşa edilen bu evlerin tarihi M.Ö. 6000’li yıllara kadar dayanıyor.
Sit alanı ilan edilen bu bölgede toplamda 960 tane Harran Evi bulunuyor; fakat yalnızca Harran Kaymakamlığı taafından restore edilen “Kültür Evi”nin içine girip deneyimleyebiliyorsunuz.
Harran seyahatinizde Müslümanlar’a ait ilk üniversite olan tarihi Harran Üniversitesi’ni, 12. yüzyıl kervansarayı olan Han El Barur Kervansarayı’nı görebilir, civar köyleri ziyaret edebilirsiniz.
Bu bölgeye kadar gelmişken Roma Dönemi’nden kalöa antik kent Şuayb Şehri ve Soğmatar Antik Kenti’ni görmeyi unutmayın.