Kategoriler AsyaYurt Dışı

Yeni Delhi’de Gezilecek Yerler

Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi, çelişkilerle dolu; bazı yerlerini gezdiğinizde bir parklar ve bahçeler şehri olduğunu düşünebilirsiniz ancak bazı yerlerdeki yoğun trafik ve yoksulluk sizi hayal kırıklığına da uğratabilir. Ancak ne olursa olsun sayısız tarihi esere ve birbirinden etkileyici doğal güzelliklere sahip bu şehir gerçekten büyüleyici.

Yeni Delhi’ye ulaşım ve Yeni Delhi’de alışveriş, yeme-içme gibi konularda ayrıntılı bilgi almak için Yeni Delhi Seyahat Rehberi yazımıza göz atabilirsiniz.

[awesome-weather location=”Yeni Delhi” size=”tall” units=”C”]

 

Yeni Delhi’de Gezilecek Yerler

Tarihi Eserler

Hümayun Şah Türbesi

Adından da anlaşılacağı gibi, Hümayun Şah Türbesi Babür İmparatoru Hümayun’un son ebedi istirahatgâhıdır.

Yeni Delhi’nin Nizamuddin Doğu bölgesinde yer alan türbe, Hindistan alt kıtasındaki ilk bahçeli türbe örneğidir. Bu görkemli mimarlık eseri, 1569-70 yıllarında o zamanlar için nadir olan kırmızı kum taşının kullanıldığı çok az sayıda yapıdan biri.

Hümayun Şah Türbesinin tasarımı Fars etkisi altında kalan tipik bir Babür mimarisidir ve İranlı mimar Mirak Mirza Ghiyath tarafından tasarlanmıştır.

Muhteşem tasarımı ve görkemli tarihi sayesinde Humayün Şah Türbesi 1993 yılında UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’ne girmiştir.

Bu görkemli türbe süslü ve gösterişli bir Babür Bahçesi‘nin ortasında durmakta. Yamuna Nehri‘nin kıyısında yer alan bu türbe, eşleri, oğlu ve sonraki İmparator Şah Cihan’ın soyundan gelenlerin de bulunduğu pek çok diğer hanedan mensubuna da ev sahipliği yapmakta.

Kutub Minaresi

Birkaç kez doğal afetler sonucu tahrip olmasına rağmen turistlerin uğrak mekânı olan Kutub Minaresi 71 metre yüksekliğiyle dünyanın en uzun kulelerinden biri ve Delhi’deki en yüksek ikinci anıtıdır.

Mehrauli‘de bulunan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi‘nde yer alan kulenin yapımına 1192 yılında Delhi Sultanlığı‘nın kurucusu olan Kutbeddin Aybak döneminde başlanmıştır.

Daha sonra, yüzyıllar boyunca kule çeşitli yöneticiler tarafından tamir ettirilmiştir. Bu görkemli anıt Yeni Delhi’ye gidenlerin mutlaka görmesi gereken güzelliklerden biridir.

Kulenin kusursuz oymalar içeren şaşırtıcı mimarisi sizi büyüleyecektir. Kulenin yanında Kutub Kompleksi, Demir Sütun ve Alai Darwaza gibi yapılar da yer almaktadır.

Dolaşırken, kendinizi Hindistan’ın tarihine dalmış bulacak ve yapıya hayran kalmaktan kendinizi alamayacaksınız.  Mimariye merak duyanların kaçırmaması gereken bir fırsat.

Bugünlerde bölge Delhililer için özellikle hafta sonlarını piknik yaparak geçirdikleri bir bölge haline gelmiş durumda.

Bölgede yılda bir yapılan Kutub Festivali de bölgeyi birçok insan için bir cazibe merkezi haline getirmekte.

Lal (Kızıl) Kale

Lal Kale, Yeni Delhi’nin ulusal başkentinde yer alan tarihi bir kaledir.

Babür Hanedanı kaleyi şehrin merkezinde imparatorluk resmi konutu olarak kullanmışlardır.

Şah Cihan tarafından başkentin Ağra’dan Delhi’ye taşınması sonrasında 1639 yılında yaptırılmıştır. Bu görkemli mimari eseri, ismini kırmızı kum taşı duvarlarından alır.

İmparatoru ve hane halkını ağırlamanın yanı sıra, Babür devletinin tören ve siyasi merkezi ve bölgeyi etkileyen önemli olayların da merkezi olmuştur.

Bugün, bu anıt, çok değerli ve çeşitli eserlerin sergilendiği çok sayıda müzeye ev sahipliği yapıyor.

Her yıl, Hindistan Başbakanı Bağımsızlık Günü’nde burada ulusal bayrağı açar.

Eskiden Kale-yi Mübarek veya Mübarek Kale olarak adlandırılan Kızıl Kale, sularıyla kaleyi çevreleyen hendekleri besleyen Yamuna Nehri kıyısı boyunca uzanır.

Bugün halk tarafından ‘Eski Delhi’ olarak bilinen, orta çağdan kalma Şahcihanabad şehrinin bir parçasıdır.

Kalenin Babür mimarisinin mimari yaratıcılığını ve parlak bir dönemini temsil ettiği söylenebilir.

Kırmızı Kale, Hindistan’daki en popüler anıtlardan biridir ve Yeni Delhi’deki önemli bir turistik cazibe merkezidir.

2007 yılında UNESCO dünya mirası listesine girmiştir.

Related Post

Hindistan Kapısı

Popüler adıyla Hindistan Kapısı olarak bilinen Hindistan Savaş Anıtı, Yeni Delhi’deki Rajpath boyunca yer almaktadır.

Hindistan Kapısı’nın heybetli yapısı hayranlık uyandıran bir manzara ve Fransa’daki Zafer Takı (Arch de Triomphe), Mumbai’deki Hindistan Geçidi ve Roma’daki Konstantin Kemeri ile karşılaştırılır. Bu 42 metre yüksekliğindeki tarihi yapı Sir Edwin Lutyens tarafından tasarlandı ve ülkedeki en büyük savaş anıtlarından biri.

Hindistan Kapısı ayrıca her yıl Cumhuriyet Bayramı Geçit Töreni‘ne ev sahipliği yapar. Birinci Dünya Savaşı hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, Hindistan Kapısı’na gitmelisiniz. Aynı zamanda mimarlık sevenler için de kaçırılmaması gereken bir yapı.

Birinci Dünya Savaşı ve Üçüncü Anglo-Afgan Savaşı sırasında ölen 82.000 Hint ve İngiliz askerine adanmış olan bu anıtın yüzeyinde 13.300 askerin adı yazılıdır.

Bu yapının temeli 1921 yılında atılmış ve anıt 1931 yılında Hindistan Valisi Lord Irwin tarafından açılmıştır.

Hindistan Kapısı’nın binaları da kemerin tam altında bir tür yapı olan Amar Jawan Jyoti‘ye ev sahipliği yapmaktadır.

1971‘de Bangladeş Kurtuluş Savaşı‘ndan sonra inşa edilen Amar Jawan Jyoti, Hindistan’ın ölümsüz askerlerini sembolize eder.

Zengin tarihi geçmişi ve şaşırtıcı mimarisiyle, Hindistan Kapısı şehirdeki en popüler piknik yerlerinden biri haline gelmiş durumda.

Lotus Tapınağı

Yeni Delhi’de bulunan Lotus Tapınağı, Bahai inancına adanmış bir yapı. Dünyanın en çok ziyaret edilen ibadet yerlerinden biri olan binanın görkemli yapısı beyaz muazzam bir lotus çiçeği biçiminde.

Bu tapınağın tasarımı Kanadalı mimar Fariborz Sahba tarafından yapılmış ve binanın inşası 1986 yılında tamamlanmıştır.

Tapınak milliyeti, dini, ırkı veya cinsiyeti ne olursa olsun herkese açık. Lotus Tapınağı, dünyanın dört bir yanında bulunan yedi Bahai ibadethanesinden biridir.

Tapınağın kompleksine girerken büyüleyici bir giriş kapısına, güzel çiçek bahçelerine ve parıldayan havuzlara rastlıyorsunuz. Tapınak kapılarına uzanan patika yemyeşil çalılarla kaplı ve kalabalığa rağmen bir huzur hissi uyandırıyor. İçeri girdikten sonra büyüleyici mimarisi sizi içsel bir sessizliğe sokacak.

Herhangi bir inancın dini metinlerini okuyabilir ve söyleyebilirsiniz ve dini metinlerin müzikal yorumlamaları tapınak kompleksinde herhangi bir engellemeyle karşılaşmadan söylenebilir.

Bahai Lotus Tapınağı, başkent Yeni Delhi’de mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri. Sadece muhteşem mimarisini değil, tamamen farklı, keyifli bir ortamda yeni bir meditasyon yöntemi de deneyimleyebilirsiniz.

Müzeler

Ulusal Müze

Delhi’deki Ulusal Müze eski eserlerin bulunduğu adeta bir hazinedir. Dans Eden Kız‘ın bronz heykeli, Rahip Başı ve Ana Tanrıça’nın terakota (topraktan) heykeli gibi İndus Vadisi Uygarlığı‘na kadar uzanan eserler mevcuttur.

Ulusal Müze’deki bir başka ilginç sergi de madeni para koleksiyonudur. Bu koleksiyonda Hindistan’ın tarihi 6. yüzyıla kadar uzanan madeni paralar ile gözler önüne serilir.

Müzede ayrıca Buda’nın kutsal kalıntıları da bulunmaktadır.

Ulusal Modern Sanat Galerisi

Ulusal Modern Sanat Galerisi, Jaipurlu Maharajas‘ının eski evi olan Jaipur Evi’nde yer almaktadır.

Abanindranath Tagore, Raja Ravi Verma, Nandalal Bose, Jamini Roy ve Amrita Sher-Gil gibi Hint modern sanat akımının öncüleri tarafından yapılan ve 19. yüzyılın ortalarından başlayan kalıcı bir eser koleksiyonuna sahiptir.

Galeride çağdaş sanatçıların sergileri de düzenlenmektedir.

Ünlü Hindistan Kapısı buradan sadece 10 dakikalık yürüme mesafesindedir.

Parklar, Meydanlar ve Önemli Bölgeler

Hauz Khas Köyü

Güney Delhi’de zengin bir semt olan Hauz Khas, orta çağlardan beri çok iyi bilinen bir yer. Güzel binaların etrafını bakımlı bir park çevrelemektedir.

Gün batımı ve gün doğumu sırasında kalenin manzarası kelimelerle ifade etmekten uzak bir şiirselliktedir. Şehir kültürünün etkisi hissedilse de İslam mimarisinin kalıntılarını bulmak mümkün.

Eski cazibesini muhafaza eden köyün mevcut durumuna bakarak eski Babür yaşamına ilişkin ipuçları edinebilirsiniz. Hauz Khas Köyü’nde yer alan sayısız kafe, bar ve pub canlı gece hayatı açısından da ünlüdür.

Hauz Khas kompleksinde bir su deposu, bir İslami eğitim kurumu, bir cami ve bir türbe de mevcut. Bölgede 14. ve 16. yüzyıllardan kalma kubbeli mezarlar da bulunmaktadır. Tuğlak Hanedanlığı‘nın ünlü bir hükümdarı olan Feroz Şah Tuğlak‘ın mezarı da burada yer almakta.

Hauz Khas günümüzde çok sayıda restoran, sanat galerisi ve butik ile lüks bir bölgeye dönüşmüş durumda. Çevresindeki kafelerde etkileyici yiyeceklerin tadını çıkarabilirsiniz.

Paylaş
Etiketler AsyaHindistan
Sena Özkurt

Çocukluğundan beri atlas karıştıran ve en büyük hayallerinden biri bir gün Avustralya'ya da adım atmak olan bir gezgin adayı. Kültürel devr-i alem yapmak için Boğaziçi'nde Batı Dilleri ve Edebiyatları okudu. Şimdi de seyahatseverleri dünyaya bağlamak için çalışıyor.