Dünyanın en renkli binalarına ve en hareketli şehir hayatına sahip şehirleri.
İçindekiler
Nerede: Kuzey Buz Denizi kıyısında
Gezilecek Yerler:
Svalbad Müzesi
Kuzey Kutbu Müzesi
Svalbard Kilisesi
Barentsburg Pomor Müzesi
Pyramiden
Basecamp Spitsbergen
Galleri Svalbard
Karlsberger Pub
Huset
Yapılacak Aktiviteler: Kızak Turu, tekne gezisi, kuzey ışıkları,
Norveç’in Kuzey Kutbu’na en yakın takımadası Svalbard’da bulunan Longyearbyen, Grönland Denizi ve Arktik Okyanus ile çevrelenmiş. Kuzey Kutbu macerası yaşamak için ideal bir yer olan Longyearbyen, yılın her döneminde misafirlerine farklı aktivite seçenekleri sunuyor.
Dünyanın kuzey ucunda bulunan nadir şehirlerden biri olarak Longyearbyen’da 1000 kişilik yaşıyor.
Kasabanın tek sakinleri de insanlar değil, insan nüfusuna yaklaşacak kadar fazla sayıda kutup ayısı da bu takımadalarda yaşıyor.
İlginç olarak bu adada mezarlık yok çünkü soğuk hava cesetlerin deformasyona uğramasını engelliyor ve yaşayan insanları enfeksiyonlara maruz bırakıyor.
Kasabanın adı “her daim güneşli” olarak çevrilebilir. Gerçekten de bu şehirde güneş yılın neredeyse hiçbir gününde tamamen batmıyor fakat güneş ışınları bölgeyi pek de ısıtmıyor.
Nerede: Güneybatı Polonya, Avrupa
Prag- Yaklaşık 5 saat uzaklıkta
Krakow– Yaklaşık 3 saat 35 dakika uzaklıkta
Berlin-Yaklaşık 5 saat uzaklıkta
Gezilecek Yerler:
Centennial Hall
Pazar Meydanı
Şehir Merkezi
Ostrów Tumski Katedrali
Aziz John Katedrali
Opera Binası
Wroclaw’ın Polonya’nın en büyük şehri olduğunu biliyor muydunuz?
Wroclaw sokaklarında rastlayabileceğiniz kendisi küçük anlamı büyük detay: şehrin her yerine dağılmış cüce heykeller. Bu küçük detayların şehrin neşesini artırdığı ve renki mimariye katkıda bulunduğu kesin. Şehirde 400’den fazla cüce heykelinin bulunduğu söyleniyor. Cücelerin ülkenin tarihine katkısı da büyük, her biri Sovyet yönetimine tepki olarak sokaklara gizlice yerleştirilmiş.
Wroclaw’dan Auschwitz Toplama Kampı’na günübirlik bir gezi planlayabilirsiniz. İkinci Dünya Savaşı’nın en büyük acılarının yaşandığı kamp insanlığın bittiği yerlerden biri.
Yüzyıllar içerisinde Çek Cumhuriyeti, Avusturya ve Almanya’nın kültürel etkisinde kalan Polonya’nın Wroclaw şehri, özellikle 2. Dünya Savaşı sırasında tıpkı ülkenin diğer şehirleri gibi büyük bir hasara uğramış.
Savaştan sonra hızla yenilenen Wroclaw, şu anda hareketli gece hayatıyla ve öğrenci nüfusuyla Avrupa’nın en dinamik şehirlerinden biri.
Savaşın izlerini renkli ve eğlenceli Wroclaw’da fark etmek oldukça zor. Doğu Avrupa’nın en renkli şehirlerinden biri olarak Wroclaw mimarisiyle ziyaretçilerini büyülüyor.
Nerede: Güney İtalya’daki Napoli kıyılarındaki Flegrean Adaları’ndan biri
Gezilecek Yerler:
Başmelek Mikail Manastırı
Liman Bölgesi
Madonna della Pieta Kilisesi
Şehitler Meydanı
Santa Maria delle Grazie Kilisesi
Kale
Yapılacak Aktiviteler:
Plaj Keyfi
Deniz Mahsulleri Tadımı
Tekne Turu
Procida Adası’na, Capri, Ischia, Napoli ve Sorrento’dan düzenli olarak feribot seferleri bulunur.
1994 yapımı İtalyan filmi Postacı (Il Postino) ve 1999 yapımı Hollywood filmi Yetenekli Bay Ripley bu adada çekilmiş.
Napoli Körfez’indeki Procida, 10.000 kişilik nüfusuyla bir balıkçı adasıdır ve İtalya’nın turist kalabalığından etkilenmemiştir.
Sakin bir tatil için tercih edebileceğiniz Procida’da konaklama ve ulaşım seçenekleri limitli.
Günübirlik bir şekilde keşfedebileceğiniz kadar küçük olan Procida’nın en güzel anları ise sakin sabahlarda adanın daracık sokaklarında gezerek, öğleden sonra plajda güneşin tadını çıkararak ve güneşin batışını lezzetli balıkların denenebileceği akşam yemeklerinde yaşanıyor.
Nerede: İtalyan Rivierası’nda bulunan bir bölge. La Spezia şehrinin batısında, Ligurya bölgesinde yer alır.
Milano- Yaklaşık 3 saat uzaklıkta
Floransa-Yaklaşık 3 saat 15 dakika uzaklıkta
Roma-Yaklaşık 4 saat 30 dakika uzaklıkta
Gezilecek Yerler:
Via Renato Birolli, Manarola
Bar La Plancia
Manarola Limanı
Manarola Mezarlığı
San Lorenzo Kilisesi
Yapılacak Aktiviteler:
Nessun Dorma Kafesi’nde Manzara
Marinadaki Kayalıklardan Deniz Keyfi
Tekne Turları
Su Sporları
Fotoğraf Turu
Yamaç Paraşütü
Dağ Yürüyüşü
Şarap Tadımı
Gün Batımını İzleme
Cinque Terre “Beş Toprak” anlamına geliyor. Bölge şu köylerden oluşmaktadır: Monterosso al Mare, Vernazza, Corniglia, Manarola ve Riomaggiore.
İtalya’nın en romantik bölgelerinden Cinque Terre, yüksek kayalıklarla ve üzüm bağlarıyla çevrelenen balıkçı köylerinden oluşuyor.
Cinque Terre, yürüyüş sevenler için muhteşem yürüyüş rotaları sunuyor. Bölgedeki tüm köyleri rahatlıkla ziyaret edebilmeniz için en az 2-3 gününüzü buraya ayırmanız gerekebilir.
Son zamanlarda artan popülerliğininden dolayı, Cinque Terre, özellikle yaz aylarında oldukça pahalı ve kalabalık.
Nerede: Kuzeybatı İtalya’da Ligurya bölgesinde Genova ili’ne bağlı bir belde.
Genova-Yaklaşık 1 saat 15 dakika uzaklıkta
Milano-Yaklaşık 3 saat 15 dakika uzaklıkta
Gezilecek Yerler:
Su Altındaki Hz. İsa Heykeli
Kahverengi Kale
San Fruttuoso Manastırı
Portofino Dağı
Portofino Limanı
Botanik Bahçe
Aziz George Kalesi
Portofino Deniz Feneri
Yapılacak Aktiviteler:
Bisiklet kiralama
Dağ Yürüyüşü
Plaj Keyfi
Bölgedeki birçok liman kenti gibi yüzyıllarca korsan saldırılarına maruz kalmış olan Portofino’ya koylarında çok sayıda yunusa ev sahipliği yapmasından dolayı kasabaya “Portus Delphini”, “Yunus Limanı” adı verilmiştir. Daha sonrasında adın söylenişi değişerek bugünkü halini almıştır.
“I Found My Love in Portofino”, Aşkımı Portofino’da Buldum şarkısıyla ünlenen liman şehri, İtalyan Riviera’sının en romantik yerlerinden biri.
Tatilini burada geçiren ünlüler:
Rex Harrison, Rita Hayworth, Liz Taylor, Richard Burton, Clark Gable, Humphrey Bogart, Ava Gardner, Vittorio Gassman, Marcello Mastroianni, Robert De Niro, Liza Minnelli, Alain Delon, George Clooney, Madonna, Peter Gabriel, Denzel Washington, Ringo Starr, Barbra Streisand, Rod Stewart, Monaco Prensesi Grace Kelly ve ailesi.
Nerede: Venedik Lagünü’nde bir ada
Venedik’ten 1 saat 24 dakika uzaklıkta
Gezilecek Yerler:
San Martino Kilisesi
Calle Galuppi- ana cadde
Yapılacak Aktiviteler:
Cam süslemeler
Dantel
Tıpkı Venedik gibi, Venedik Lagünü’nde bulunan Burano takımadaları da birbirinden güzel kanalları, köprüleri ve sokaklarıyla ün kazanmış durumda. Burano’yu Venedik’ten farklı kılan ise rengarenk binaları, cam işlemeciliği ve adaya özgü dantelleri ile ünlenmiş olması.
Yaz sezonunda Venedik, oldukça kalabalık olabilir. Her ne kadar son zamanlarda ün kazanmış olsa ve giderek daha da fazla turist tarafından ziyaret edilmeye başlansa da, Burano, Venedik’e kıyasla çok daha sessiz ve sakin.
Burano Adası, Venedik Lagünü’nün en kalabalık adası: toplam 2736 kişi adada yaşıyor. Adanın temel geçimcilik kaynakları ise el sanatları ve balıkçılık.
İtalya’daki tek eğik kule Pisa Kulesi’ne ait sanıyorsanız yanılıyorsunuz; Burano’daki San Martino Kilisesi’nin Çan Kulesi de yüzyıllar içerisinde eğilmiş ve adanın en önemli simgelerinden biri haline gelmiş.
Tıpkı Venedik gibi, Burano Adası da iklim değişikliği ve yükselen su seviyelerinden etkileniyor. Özellikle kış aylarında yükselen su seviyesi, adadaki tarihi eserlere ve bu rengarenk evlere zarar veriyor.
Gezilecek Yerler:
Polis Karakolu
Tevfikiye Camiisi
İzzetabad Kasrı
Arnavutköy Tahsiarhis Rum Kilisesi
Akıntı burnu (Mega Revmatu)
Boyalı Köşk Kasrı (21. yüzyılda yapılan kopyası)
Şahane manzaralı sahil yolu
Ayazma
Direk altı Koru’dan şahane Boğaziçi manzarası
Merak eden Çocuk Anaokulu (eski Arnavutköy Özel Rum Okulu)
Kuruçeşme Parkı
Akıntıburnu
Bebek Parkı
Hümayun-ü Abad Camii
Beyhan Sultan Çeşmesi
Yapılacak Aktiviteler:
Kahvaltı
Balık Tadımı
Fotoğraf Turu
Kahve Keyfi
Osmanlı’nın Melekler Köyü
Avrupa Yakası’nın Kuruçeşme ile Bebek arasında kalan sahil semti Arnavutköy, Kandillil-Vaniköy manzarasıyla, sakin ve renkli mahalle yaşantısıyla, tarihi mirasıyla, uzun sahili boyunca sıralanan balık restoranları ve kafeleri ile Arnavutköy, şu an şehrin en büyüleyici semtlerinden biri.
Bir rivayete göre, Fatih’in Arnavutluk bölgesini fethinden sonra, Arnavut yeniçeriler, İstanbul’un bu bölgesine yerleştirilmiştir.
19yüzyıla gelindiğinde ise bu semt, bağ ve bahçelerden oluşan, çoğunlukla Rum ve Musevi nüfusun yaşadığı, bakımlı ve güzel bir köy haline gelmiştir. Mahallede inşa edilen ahşap köşkler sahilden tepeye. doğru genişleyen mahalleyi sarmıştır. Bizans döneminden beri bu küçük köyde çok fazla sayıda ibadethane yer almıştır. 1960’lı yıllardan itibaren ise kazıklı yol inşa edilerek, köyün dar sokakları genişletilmiştir. Fakat bu değişimle görünümü tamamen değişen Arnavutköy’ün yalıları da yalı statüsünü kaybetmiştir.
Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Arnavutköy’den “Ekmeğinin ve peksimetinin beyaz, Yahudilerinin zevk sahibi ve ehl-i saz, Rum Hıristiyanlarının kavmi-i Laz, Cemaat-i Müsliminin ise gayet az” olarak bahseder.
Boğaz akıntısının en güçlü olduğu söylenen ve Boğaz’ın en dar yeri olarak adlandırılan “Akıntıburnu” da Arnavutköy’de bulunmaktadır.
Gezilecek Yerler:
Fener Rum Ortodoks Patrikanesi.
Fener Rum Erkek Lisesi (Kırmızı Mektep)
Ferruh Kethuda Camii.
Sveti Stefan Kilisesi.
Küçük Mustafa Paşa Hamamı
Moğolların Meryemi Kilisesi.
Merdivenli Yokuş
Çıfıt Çarşısı
Sveti Stefan Bulgar Kilisesi
Ahrida Sinagogu
Surp Hreşdagabed Ermeni Kilisesi
Yapılacak Aktiviteler:
Antikacı Turu
Fotoğraf Turu
Alışveriş
Haliç kenarındaki semt, komşu olduğu Fener semti ile beraber farklı inanıştan insanların beraber huzur içinde yaşadığı yerlerden biri.
Sveti Stefan Kilisesi dünyadaki tek demir kilisedir ve İstanbul’da yaşayan Bulgar cemaatinin en önemli sembolüdür. Sultan Abdülaziz, kilisenin kurulmasına, “inşaatın sadece 3 ay sürmesi” koşuluyla izin vermiştir. Bunun üzerine, eşi benzeri görülmemiş bir şekilde, kilisenin malzemeleri Viyana’da demirden döktürülüp, sonra da Tuna Nehri ve Karadeniz üzerinden Haliç’in kıyısına üç ay içerisinde kurulmuştur, haliyle kilise “prefabrik” olarak da adlandırılmaktadır.
Rum Ortodoksluğu’nun merkezi Aya Yorgi Patrikhane Kilisesi de Fener’de bulunuyor. Kızıl Mektep olarak bilinen Özel Fener Rum Lisesi de bölgenin en ünlü mimari yapılarından biri.
Kanlı Kilise ya da Moğolların Azize Meryem Kilisesi, Osmanlı döneminde İstanbul’da kilise olarak hizmet vermeye devam etmiş tek Bizans Ortodoks kilisesidir.
Gezilecek Yerler:
Perihan Abla Sokağı
Ekmek Teknesi
Kuzguncuk Üryanizade Camii
Cemil Molla Köşkü
Marko Paşa Köşkü
Fethi Ahmet Paşa Yalısı
Kuzguncuk Bet Yaakov Sinagogu
Kuzguncuk Haigos Panteleimon Kilisesi
Kuzguncuk Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisesi
Kuzguncuk Bostanı
Yapılacak Aktiviteler:
Kahvaltı
Fotoğraf Turu
Balık Keyfi- İsmet Baba
Sanat Galerisi-Mona Art Gallery
İstanbul’un Anadolu Yakası’ndaki ilk Musevi yerleşim bölgelerinden biri.
Kesin geliş tarihleri bilinmemekle beraber, 17. yüzyıl kaynaklarında Kuzguncuk, bir Musevi köyü olarak adlandırılmaktadır.
18. yüzyıldan itibaren Ermeniler ve Rumlar da bölgeye yerleşmiştir.
Kuzguncuk’un eski adının “Hrisokeramos,” “Altın Kiremit” olduğu düşünülmektedir.
Kuzguncuk adının kökeniyle ilgili görüşlerden biri de eskiden “Kosinitza” adıyla anılan semtin, bu adının bozularak “Kuzguncuk” olduğu şeklindedir.
Evliya Çelebiye göre ise bu ad, II. Mehmed (Fatih) zamanında (1451-1481)buraya yerleşmiş “Kuzgun Baba” adlı bir veliden kaynaklanmıştır.
Kumral Ada Mavi Tuna: Kuzguncuk’ta geçen bir aşk,dostluk ve aile hikayesi. Bir ülke panaroması.
Can Yücel’in Evi: “Ben Kuzguncuk’ta yeşil bir dal buldum, ona tutundum. Kuzguncuk’ta oturuyorum; martılarla aynı katta.”
Zaman olmuştur kİ
Yanar mor zambaklar buğulu gece lambaları
Bir katar kaybolur haydarpaşa garı’ndan
Bırakıp gümüş çığlıklarını tel tel ardında
Ağır ve cefakar bir marşandiz katarı
Kıvamlı bir sessizliğe batmış ıhlamurlar
Yalnız kuzguncuk’taki yalıda
Karanlık bir gazelhan
Yanık yanık bir aşk-i bi-amani söyler
(Atilla İlhan, Söyler Şiiri )
“Perihan Abla” ve Ekmek Teknesi dizileri de Kuzguncuk’ta çekilmiştir.
Kuzguncuk pek çok sanatçıya ve ünlüye de ev sahipliği yapmış yıllarca. Şair Can Yücel, Oktay Rifat, yazar Rıfat Ilgaz, Sevim Burak Kuzguncuk’ta yaşamış sanatçılar arasındadır. Oyun yazarı Göngör Dilmen, oyuncu Uğur Yücel, Hülya Koçyiğit de Kuzguncuk’ta oturmuş sanatçılardan.
Fakat Kuzguncuk şİrin yerdir
Ve kırmızı yazmalar kuruyan boş arsadan
Dünyayı zapta gidecek olan
Pulsuz balıklar gibi çıplak çocukların
Her akşam dinlerdi çığlıklarını Selim…
(Şaban Oğlu Selim İle Kitabı,Nazım Hikmet)
Gezilecek Yerler:
Park Güell
Casa Mila (Le Pedrera)
Casa Batllo (Kemikli Ev)
Yapılacak Aktiviteler:
Tapas
Şarap
Plaj Keyfi
Futbol Maçı
Bisiklet Turu
Tekne Turu
Barcelona, İspanya’nın en çok ziyaret edilen şehri.
Barcelona, dünyanın en büyük şehir parkı olan Parc de Collserola’ya, dünyanın en büyük ikinci stadyumu Camp Nou’ya ve yapımı 200 yıl süren Sagrada Familia’ya ev sahipliği yapıyor.
Barcelona denince akla gelen ilk isim İspanya’da Art Nouveau akımının öncüsü olan ünlü Katalan mimar, Antoni Gaudí. Barcelona’nın renkli mimarisini yaratan kişi olarak Gaudi’nin eserlerinde doğadan izlere rastlamak mümkündür.
Barcelona mimarisini farklı kılan detaylardan biri de, mozaik kullanarak yaratılan eserler. Şehirde mozaik yapıların en önemli temsilcisi yine Gaudi’nin eseri olan Güell Parkı. Park dışında, şehrin kaldırımlarında, binalarda ve yapıların iç dekorasyonunda mozaik süslemelere yer veriliyor. Bu süslemelerin de şehrin rengarenk görünüşüne katkısı tartışılmaz.
Nerede: Buenos Aires’te bir mahalle.
Gezilecek Yerler:
El Caminito Sokak Müzesi
Fundación Proa Sanat Müzesi
Casa Amarilla Askeri Arşivi
Museo Bellas Artes de La Boca Benito Quinquela Martín
Yapılacak Aktiviteler:
La Bombonera Stadium’da Maç
Sokakta Tango Dans Gösterileri
El Teatro De La Ribera’da Tiyatro
Kültür Merkezi
Sanat Galerileri
Buenos Aires’in 45 mahallesinden en ünlüsü: La Boca. Arjantin’in bu en renkli sokağı sadece mimari açıdan değil, kültürel açıdan da zengin bir bölge. Birçok müze, sergi ve sanat gösterisi bu mahallede bulunuyor.
Duvar resimleriyle ün kazanmış şehirde, hayat sokakta yaşanıyor dersek yalan olmaz. Sokaklarda düzenlenen tango gösterilerinin yanı sıra birbirinden etkileyici heykeller de ziyaretçilere sunuluyor. Bu bölgedeki birçok kafenin de içerisi adeta birer müze gibi.
Boca aynı zamanda şehrin en eski limanı. Burada bulunan evler tekne boyasıyla boyanmış ve hurdaya çıkarılmış teknelerin malzemeleri kullanılarak inşa edilmiş.
Boca mahallesiyle özdeşleşen bir isim: Benito Quinquela Martìn
Bölgedeki evlerin tamiratında büyük rol üslenmiş bir mimar olarak Martin adına semtte açılan bir müze ve heykel bulunuyor.
İşte tangoyu dünyaca ünlü yapan şarkı: Caminito. Mahallenin en ünlü caddesine de ismini veren şarkıyı Juan de Dios Filiberto söylüyor. Caminito, “küçük tatlı yol anlamına geliyor.” Boca’nın girişindeki dar sokağın adı da “Caminito”
Nerede:Fas’ın kuzeybatısında
Rabat’a 4 saat
Marakeş’e 7 saat
Kazablanka’ya 5 saat
Gezilecek Yerler:
Ras El-Maa Şelalesi
Cascades d’Akchour
Talassemtane Ulusal Parkı
Jemaa Bouzafa Camii
Yapılacak Aktiviteler:
Medina sokaklarında kaybol
Gün batımını izle
Argan Yağı Alışverişi
Rift Dağları’nda Yürüyüş
Medina kelime anlamı: Arapça’da kent, kent devleti, şehir.
1471’de bir kale yerleşimi olarak kurulan şehir, Kuzey Fas’taki Rift Dağları yamacında bulunuyor. 40.000 kişilik nüfusa sahip olan şehir “Fas’ın mavi incisi” olarak ün kazanmış durumda. İspanya’dan kovulan Museviler ve Arapların yerleştiği bir yer olarak bilinmektedir.
Şehrin mavi rengiyle ilgili birçok rivayet bulunuyor:
Musevi inancına göre mavi renk gökyüzünü, haliyle de Tanrı’yı temsil ediyor. Haliyle mavi rengin uğur getireceğine inanılıyor.
Birçok kişi mavi rengin sivrisinekleri uzak tuttuğuna inanıyor.
Şehirde yaşayan insanların mavi rengin şehrin serin kalmasını sağladığını söylüyor.
Şehrin ünlü şelalesini temsil etmek için şehrin binalarının maviye boyandığına inanılıyor.
Şafşavan kelime olarak, “çift boynuz” anlamına geliyor.
Nerede: Karayiplerde bir ada ülkesi
Florida, Amerika’ya 1 saat uzaklıkta
Gezilecek Yerler:
Capitol Binası
Bacardi Binası
Havana Tiyatrosu
Devrim Müzesi
Güzel Sanatlar Müzesi
Amistad Evi
Valle de Viñales
Trinidad
Che Guevara Anıtı
Yapılacak Aktiviteler:
Puro Yapımını Öğrenmek
Salsa Dersleri
Isla de la Juventud’da Şnorkel ile Yüzme
Guardalavaca Plajları
Cayo Coco’da Dalış
Klasik Araba Sürüşü
Havana, ülkenin en büyük şehri ve başkenti.
1492’de Colombus’un işgal etmesiyle, adanın sömürge tarihi de başlamış olur. 1898’de Amerikanlar tarafından ele geçirilmesine kadar da Küba, bir İspanyol sömürgesi olarak kalır. Küba’nın yöneticileri bu dönemden itibaren Amerikan kontrolü altında hareket ederler. Sömürgecilik döneminden kalma yapılarda klasik mimarinin etkisi görülmektedir.
Havana günümüzde ülkenin en renkli ve en hareketli şehirlerinden biri. Amerikan sömürge döneminde de Amerikan milyonerlerin kumar partilerine katılmak üzere tatiller düzenlediği bir tropik bir tatil beldesiymiş. Amerikan hakimiyetine karşı 1956’da başlayan isyan sonucunda 1959 yılında bağımsızlığını ilan eden Küba, başkent olarak da yine Havana’yı kabul etti.
Küba’da göreceğiniz renkler yapılarla da kısıtlı değil. 1950’lerde ithal edilen çok sayıda Amerikan arabaları Küba’da hala kullanılıyor. Günümüzde nostaljik sayılabilecek Cadillac gibi araba modellerine ev sahipliği yapan Havana, “dünyanın Cadillac başkenti” olarak kabul ediliyor ve Küba’daki insanlar ülkedeki arabalara deyim yerindeyse gözü gibi bakıyor.
“Burada her gün pazar kurulur. Her türlü meyve sebze satılır. Sonra bİrden hafta sonu gelir ve yüzlerce tezgah Portobello Sokağı’nı doldurur. Binlerce insanın oradan antika aldığını görürsünüz.”
Nerede: Batı Londra
Gezilecek Yerler:
Portobello Sokağı
Max’in Evi: 91 Lansdowne Road
Nobu Restoran
Kenwood Evi, Hampstead Heath
Rosmead Bahçeleri
The Lancaster Room, The Savoy
Fairmont Managed Hotel
Yapılacak Aktiviteler:
Kitapçı Turu
İkinci El Eşyalar
Dünyaca ünlü bir oyuncu, Londra’da gezerken Notting Hill’de mavi kapılı bir evde yaşayan ve aynı mahallede seyahat kitapları satan bir kitapçı olan William’a aşık olur.
1999 yapımı “Notting Hill” filminin geçtiği yer Londra’nın batısında bir mahalle. Oldukça prestijli bir mahalle olan Notting Hill’de hem filmin sahnelerini tekrar yaşayabileceğiniz hem de birçoğu kitapçı ve antikacı olan dükkanlarında gezebileceğiniz, renkli binalar arasında kaybolabileceğiniz birçok önemli sokak var.
Notting Hill, aynı zamanda her yıl ağustos ayında bir karnavala ev sahipliği yapıyor. 1966’dan beri düzenlenen karnaval, Notting Hill sokaklarını daha da renkli bir hale getiriyor.
Her cumartesi günü, Portobello Sokağı’nda kurulan sokak pazarında ikinci el eşyalar ve antikalar bulabilirsiniz. 1966 yılından beri de Portobello Sokağı ve çevresinde Portobello Film Festivali düzenleniyor.
William: Ben Notting Hill’de yaşıyorum. Sen İse Beverly HIlls’te. Dünyadaki herkes senin kim olduğunu biliyor; benim annemse benim adımı bile hatırlamakta zorluk çekiyor.
Anna Scott: Ben sadece, bir erkeğin karşısında, sevİlmeyi bekleyen bir kızım.