Kuzey Afrika’da yer alan diğer bir ülke de Fas. Uzun bir sahil şeridine sahip ülke, Berbericede ‘El-Magrip’ yani ‘batıdaki yer’ anlamını taşıyor.
Uzun yıllar Fransız sömürgesinde kalan Fas, tarihi ve doğal güzellikleriyle ziyaretçilerini bekliyor.
Afrika’nın en kendine has ülkesi olarak görülüyor. Verimli topraklarının yanı sıra farklı bir kültüre sahip.
Hangi türde pasaporta sahip olduğuna bakılmaksızın Türk vatandaşları, 90 gün boyunca vizesiz şekilde Fas sınırları içerisinde ikamet edebiliyor.
İstanbul’dan Fas’ın bazı şehirlerine direkt uçuşlar düzenlenirken, Türkiye’nin belirli noktalarından da aktarmalı sefer bulabilmek mümkün.
Fas’ın başkenti Rabat, turizm potansiyeli fazla olmasa da gerek kolonyel mimarideki yapıları gerekse gündelik yaşamın farklılığıyla Fas’ta görülmesi gereken şehirlerin başında geliyor.
Şehirde gezilecek yerlerin başında Chellah geliyor. Orta Çağ’dan kalma bu antik kent 2012’de UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmış. Doğasıyla da insanı cezbeden Chellah’ta her yıl ‘Jazz au Chellah’ adıyla bir caz festivali organize ediliyor.
1195’te inşasına başlansa da uzun yıllar boyunca inşası tamamlanamayan Hassan Kulesi ziyaret edilmesi gereken diğer bir yapı. 86 metre olarak planlanan yapının ancak 44 metresi tamamlanabilmiş. Caminin geri kalanı da yapılmadığı için çevresinde yalnızca 200 adet sütun yer alıyor.
Kasbah ise, Rabat’ta bulunan bir Arap mahallesi. 12. yüzyılın başlarında inşa edilen bir sarayla camiye ev sahipliği yapan Kasbah, labirent gibi dar sokaklarıyla ünlü.
Şehirde görmeniz gereken diğer yerler ise şu şekilde; Bilim ve Doğa Müzesi, Çağdaş Sanat Müzesi, Arkeoloji Müzesi, Büyük Camii, Royal Palace, St. Paul Mağarası, Galerie d’Art Nouiga ve Plateforme du Semaphore.
Fas’ın en büyük şehri olan Kazablanka, ‘beyaz şehir’ olarak da biliniyor. Bölgede Hristiyan ve Müslümanların ortak yaşam alanları olduğu için çok sayıda katedral ve camiye rastlamanız mümkün.
Tarihi yapıların oldukça fazla şehir, doğal güzellikleriyle de ön plana çıkıyor.
Şehirde gitmeniz gereken ilk yer, dünyanın en büyük suni limanlarından olan Kazablanka Limanı. Fas’ın en büyük limanı olan Kazablanka Limanı, yıllar boyu ticaretin merkezi olmuş. 3 bin 180 metre uzunluğundaki ana iskelesi ve 1.140 metre uzunluğundaki çapraz iskelesiyle dünyanın neredeyse hiçbir yerinde yaşayamayacağınız bir ana nail olmanızı sağlıyor.
Kazablanka’ya gelip de Korniş Bölgesi’ne gitmeden olmaz. Şehrin en renkli ve hareketli bölgesi olan Korniş, iki yanı palmiyelerle çevrili yürüyüş yolları, tertemiz plajları ve dünyaca ünlü restoranlarıyla ön plana çıkıyor. Fas’ta yüzmek isteyenlerin ideal noktası olan bölgeden hiç ayrılmak istemeyeceksiniz.
Son olarak da dünyanın en büyük 13. camisi olan Hasan Camii’ne gidebilirsiniz. 1993 yılında inşası tamamlanan camide aynı anda 105 bin kişi ibadet edebiliyor. 210 metre yüksekliğiyle dünyanın en uzun minarelerine sahip caminin minarelerinde lazer ışıkları yer alıyor. Bu ışıklar da doğrudan Mekke’yi gösteriyor.
Berberi dilinde ‘Tanrının Ülkesi’ anlamını taşıyan Marakeş, Fas denilince insanların aklına ilk gelen şehirlerden bir tanesi.
Halk arasında ‘Kızıl Şehir’ olarak da kullanılan Marakeş için Kuzey Afrika’nın en egzotik şehri diyebiliriz.
Şehirde gidilmesi gereken ilk nokta Jemaa el Fnaa Meydanı. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan ilk meydan olma özelliği taşıyan Jemaa el Fnaa, eski zamanlarda idamların gerçekleştirildiği yer olduğu için halk arasında ‘Kıyamet Meydanı’ veya ‘Ölülerin Buluştuğu Yer’ adlarıyla da anılıyor.
Gündüzleri sakin bir atmosfere sahip bu meydanda güneşin batmasıyla birlikte müzisyenler, dövmeciler, yılan oynatıcıları, çeşitli seyyar satıcılar ve envaiçeşit sokak lezzeti ortaya çıkıyor.
Majorelle Bahçeleri ise Fas usulü havuzlar ve egzotik bitki türleriyle ziyaretçilere kapılarını açıyor. 1919’da Marakeş’e taşınan ressam Jacques Majorelle’nin dünyanın dört bir yanında getirdiği bitki türleriyle oluşturulan botanik bahçesi, ressamın ölümüyle Fransız modacı Yves Saint Laurent’e satılmış. Laurent’in vasiyeti üzerine küllerinin serpildiği bahçe, günümüzde dünyanın en özel bahçeleri arasında yer alıyor.
Marakeş’te ziyaret edebileceğiniz diğer noktalar ise şu şekilde; Ali Bin Yusuf Medresesi, Marakeş Pazarları (Souks), Bahia Sarayı ve Kutubiye Camii.
Fas’ın kuzeyinde konumlanan Fes, turizm potansiyeli yüksek şehirlerin başında geliyor. Akdeniz’e kıyısı olması ve yaz aylarının sıcak geçmesinin yanı sıra şehirde dünyaca ünlü festivaller düzenleniyor. Ayrıca, tarihi ve kültürel bir tatil planlayanlar için de oldukça ideal bir şehir olarak karşımıza çıkıyor.
Fes’te gezilmesi gereken ilk nokta ise Eski Kent şüphesiz. Şehrin ilk mahallesi olan Medina’da yer alan deri tabakhaneleri ise 14. yüzyıldan bu yana aktif olarak üretime devam ediyor. İnek, keçi, koyun gibi hayvanların derilerinin işlendiği yere ulaşmak için eski şehrin dar sokaklarından geçmeniz gerekiyor. Her anlamda otantik olan yerde yapılan çalışmayı canlı bir şekilde izlemek hatta anı ölümsüzleştirmek tamamen size kalmış.
Fes’in en heybetli yapılarından olan Ebu İnaniye Medresesi, 14. yüzyılda inşa ettirilmiş. Hem eğitim hem de ibadet için kullanılan medresenin en önemli özelliği ise minberinden mihrabına kadar tam anlamıyla bir cami gibi gözükmesi.
Tarihin tozlu sayfalarını karıştırmakla aynı hisse veren Fes gezisinde gideceğiniz diğer bir nokta da Attarin Medresesi. 1325’te II. Ebu Said tarafından yaptırılan bu medrese kusursuz bir mimari anlayışa sahip. Ahşap oymalarından çinilerine kadar ziyaretçilerine hayranlıklarına gizleyemediği bu yapının hemen karşısında ise Qaraouiyine Üniversitesi konumlanıyor.
Şehirde gezebileceğiniz diğer yerler ise şunlardır; Karaviyyin Üniversitesi, Bab Chorfa ve Bab Boujloud, Mellah, Kraliyet Sarayı, Art Naji, Nejjarin Ahşap ve El Sanatları Müzesi ve Bou Jeloud Bahçeleri.