Likya Yolu, Antalya ile Fethiye arasında bulunan ve tarihte Teke Yarımadası olarak bilinen patikaların bir kısmının işaretlenmesi ile oluşturulmuş bir yürüyüş rotasıdır.
1992-1999 yılları arasında çalışmaları yapılan yolun rotasını oluşturan kişi ise, Kate Clow’dur. Çalışmalarını yazdığı kitapla tüm dünyaya Likya Yolu’nu tanıtmıştır ve bu kitap ilk basımından 16 sene sonra ilk kez Türkçe olarak basılmıştır.
Düzenli olarak Kate Clow Derneği gönüllüleri tarafından yollara bakım yapılıyor ve alternatif rotalar üzerine çalışılıyor.
Likya Yolu, dünyanın en iyi 10 yürüyüş rotasından biri olarak kabul edilir. Ayrıca, dünyanın en iyi manzaralı yürüyüş yolları listesinde de adı geçmektedir.
Uzun ve zorlu olan Likya Yolu’nun duraklarının her biri ayrı güzelliğe sahip. Fethiye Hisarönü (Ovacık) ilçesi ile Antalya Geyikbayırı Köyü arasında uzanan 555 kilometrelik bu rotanın kaba taslak durakları şunlar:
Likya Yolu’nu baştan sona yürüyecekseniz, 30-45 gün arası bir zamanda biter. Bir program oluşturup, bazı duraklarda çadır kurup, kamp yaparak mola verebilirsiniz.
Çadır malzemeleri taşıyarak yürümek zor gelecekse; yakınında otel ve pansiyon olan duraklarda da mola verebilirsiniz. Fakat her ihtimale karşı yine de kamp malzemeleri ve çadırla gitmekte fayda var. Çünkü beklenmedik durumlar, planlanmayan molalar söz konusu olabilir ve bunlar, etrafta konaklayacak bir yerin olmadığı bölgeye denk gelebilir.
Bir diğer alternatif ise; belli parkurlar seçip, onları yürümek olabilir. Bunun süresi de parkurun zorluğuna, uzunluğuna ve sizin beden gücünüze göre değişecektir.
Kısa parkur yürüyüşleri için sıkı bir idmana gerek yok fakat tüm Likya Yolu’nu yürüyecekseniz, öncesinde mutlaka idman yapmalısınız. Aksi takdirde, yorucu bir etkinlikten başka bir şey olmaz sizler için.
Likya Yolu’nu baştan sona yürüyecek olanlar bu eşyaların her birini yanlarına almalı. Fakat belli parkurları yürüyecekseniz; yanınıza su, denize girilebilecek bir rotaysa havlu, ilk yardım malzemeleri almanız yeterli olacaktır. Tabi ki, kıyafetleriniz yine yürüyüş için uygun olmalı.
Likya Yolu rotasını doğru yürümek için Kate Clow’un hazırladığı kitabı yanınıza almalısınız. Her yerde telefon çekmeyeceği için dijital haritalar işinizi görmeyebilir.
Yol boyunca belli aralıklarda, taşların üzerine çizilmiş kırmızı beyaz işaretler göreceksiniz. Bu işaretleri takip etmeniz gerekiyor. Bunun yanı sıra, bazı yerlerde işaretin görülmeme ihtimaline karşın, taşların üst üste dizilerek yapıldığı “babalar” denilen kule biçiminde bir işaret de görebilirsiniz.
Zaman içinde işaretler silinebiliyor bu yüzden dikkatli bakmakta fayda var. Uzun süre işaret görmezseniz, yanlış yoldasınız demektir. Bu durumda, en son işaret gördüğünüz yere geri yürüyün ve oradan tekrar, dikkatli bakarak ilerleyin.
Bazı yerlerde kafa karıştıran yol ayrımları olabiliyor. Bu noktalarda kırmızı renkte çarpı işareti göreceksiniz; bu işaret, oradan gitmemeniz gerektiği anlamına gelir.
Trekking batonu, kısa ya da uzun fark etmez tüm parkurlarda yanınızda olsun. İşinizi çok kolaylaştıracağını göreceksiniz. Eğer batonunuz yoksa ya da yanınıza almayı unutursanız, muhakkak yürüdüğünüz yolda bir dal parçası göreceksiniz; onu alın ve yürümeye onunla devam edin.
Profesyonel bir sporcu değilseniz, olası bir düşme, yaralanma ihtimaline karşı; bu yolu tek başınıza yürümemenizde fayda var. En az iki kişilik gruplar halinde yürümek, işleri kolaylaştıracaktır.
Kişiden kişiye zorluk derecesi değişmekle birlikte zor olduğu herkes tarafından kabul edilen parkurlar var. Teke Yarımadası genel olarak yokuş ve eğimden ibaret olduğu için zaten çok az bir kısmında düz yola denk gelebilirsiniz. Fakat bazı rotalar fazla zorlayıcı olabiliyor.
Göynük – Çıtdibi arası, Myra – Finike arası, Beynik – Tahtalı – Yayla Kuzdere arası, Adrasan – Olympos arası ve Çukurbağ Köyü – Phellos arasındaki duraklar; en zor olan noktalar.
Kısa parkurlar yürüme planınız varsa, iyi manzarası olan rotaları tercih edebilirsiniz. Bazılarının yokuşları zorlayabilir ancak ulaşacağınız manzaralar kesinlikle buna değecektir.
Fethiye’deki başlangıç noktası olan Hisarönü’nden (Ovacık) Faralya ve Kabak Koyu’na yürüyebilirsiniz. Babadağ’ın eteklerine uzanan bu yolculuk, manzarasıyla sizleri büyüleyecek.
Kaş – Limanağzı – Üzümlü İskelesi rotası en iyi manzaralı rotalardan bir diğeri. Ayrıca, zamanınızı ayarlayabilirseniz, Limanağzı’nda veya Çoban Koyu’nda biraz rotadan sapıp, denize girdikten sonra yolunuza geri dönebilirsiniz.
Aperlai – Üçağız – Kaleköy rotası, Kaş’ın en popüler tekne turunun da yapıldığı bölge olarak bilinir. Tarihi dokusu bir yana, nefes kesici manzarasından etkilenmemek elde değil. Burada da denize girme imkanınız olduğunu hatırlatalım.
Karaöz – Gelidonya Feneri – Adrasan arasındaki rota, büyüleyici manzaraları duraklardan. Özellikle Gelidonya Feneri için dünyanın en güzel manzaralarından birine sahip olduğu söylenir. Gün batımında buraya denk getirip, çadır kurarak burada kalabilirsiniz. Bu rota üzerinde karşınıza çıkacak olan Korsan Koyu’ndan mutlaka denize girin.
Bunların dışında; hemen hemen her rotada ayrı bir manzara ve güzellikle karşılaşacaksınız fakat spesifik bir rota seçip, onu yürümek isteyenler için bunlardan biri ideal olacaktır.
Tarihi bir yarımadada yürürken, tarihi kalıntılara ve antik kentlere rastlayacak olmak sürpriz değildir. Xanthos, Letoon, Phaselis, Simena, Myra, Phellos, Pınara, Sydma, Pydnai, Apollonia Olimpos antik kentlerine uğrayabilirsiniz. Bunlar rotanın üzerinde ya da paralelinde bulunan yerler.
Fakat bazıları, yolunuzu uzatacak olsa da mutlaka görülmesi gerekiyor. Demre’ye gelince de yine rotadan biraz çıkıp, Noel Baba Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz.
Antik kentlerin bazılarına ve Noel Baba Müzesi’ne giriş için yanınızda Müze Kart taşımayı unutmayın.
Bunların yanı sıra; yol üzerinde bol bol kral mezarı ve çeşitli kalıntılar da göreceksiniz.
Antalya’daki parkurlardan biri olan Tahtalı Dağı’na ve Kaş Çukurbağ’daki Uyuyan Dev Dağı’na çıkıp, manzaranın keyfini sürebilirsiniz.
Fethiye ve Antalya; yaz boyunca çok sıcak olduğu için yürüyüşünüzü asla yazın yapmayın.
Serin ve yormayacak bir havada yürüyüş yapmak için Nisan-Mayıs ile Ekim-Kasım dönemleri tercih edilebilir.
Tüm parkuru yürüme niyetiniz varsa, Antalya’dan mı yoksa Fethiye’den mi başlayacağınıza karar verin. Fethiye’den başlayacaksanız; uçakla Dalaman’a gidip, shuttle servis araçlarıyla Fethiye Hisarönü’ne geçebilirsiniz.
Antalya’dan başlayacaksanız; uçakla Antalya’ya gidip, yine shuttle servis araçlarıyla Geyikbayırı bölgesine geçebilirsiniz.
Şehirlere vardığınız ilk gün dinlenmek isterseniz, her iki başlangıç noktasının da yakınlarında konaklayabileceğiniz tesisler bulabilirsiniz.
Kısa yürüyüşler yapmayı planlıyorsanız, parkura göre ulaşımınızı ayarlayabilirsiniz. Fethiye – Demre arası olan rotalar için Dalaman’a; Demre – Antalya arası olan rotalar için Antalya’ya geçip, oradan seçtiğiniz yere gidebilirsiniz.