Stuttgart Almanya’nın en büyük altıncı şehri olmasının yanı sıra endüstriyel yönden de en gelişmiş yerlerinin başında geliyor. Şehir Baden-Württemberg eyaletinin merkezi. Bu şehirde Mercedes, SAP, Porsche ve Bosch gibi dünya devlerinin üretim tesisleri bulunuyor.
Hem tarihi hem de kültürel yönden fazlasıyla zengin olan Stuttgart’ta çok sayıda müze, saray, kale ve birbirinden canlı caddeler bulunuyor.
Stuttgart’ta gezip görmeye değer yerleri sizler için derledik.
Almanya’nın otomotiv sektöründe en gelişmiş şehirlerinin başında gelen Stuttgart çok sayıda otomotiv markasına ait müzeye ev sahipliği yapıyor.
Bir endüstri şehri olan Stuttgart’taki Mercedes-Benz Müzesi, 2006 yılından beri faaliyet gösteriyor. Bu müzede 130 yıllık bir geçmişe sahip olan Mercedes’in gelmiş geçmiş tüm modelleri sergileniyor.
1500 serginin yer aldığı müzede toplamda 150 adet araç ziyaretçilere sunuluyor.
Müzeyi gezmeye en üst kattan başlamak gerekiyor. Daha sonra sarmal bir görünüme sahip olan binada aşağıya doğru iniliyor.
Pazartesi günleri dışında haftanın her günü ziyarete açık olan müzede Efsaneler, Koleksiyon ve Teknolojinin Büyüsü olmak üzere 3 ayrı sergileme bölümü bulunuyor.
Eğer otomobilin tarihçesine meraklıysanız ve Mercedes’e ayrı bir ilginiz varsa kadın erkek her yaştan insan bu müzede kendisi için bir şeyler bulabilir.
Mercedes Müzesi’ne toplu taşıma kullanarak kolayca ulaşabilirsiniz. Bunun için metroyu tercih ederseniz S1 isimli hattı kullanarak Neckarpar durağında inmeniz gerekiyor.
Schlossplatz üzerinde yer alan Stuttgart Sanat Müzesi 2005 yılından beri ziyaretçilerini ağırlıyor.
Pek çok tarihi bina içerisinde camlarla kaplı kübik bir bina olarak göze çarpan bu müzede toplam 15.000’den fazla sayıda eser sergileniyor.
5000 metrekarelik bir alana yayılan müzede Markus Lüertz, Bertha Frank, Rudolf, Adolf Hölzel ve Otto Dix gibi çok sayıda dünyaca ünlü sanatçıya ait eserleri görebilirsiniz.
Pazartesi günleri dışında haftanın 6 günü ziyarete açık olan Stuttgart Sanat Müzesi’ne saat 10.00 ile 18.00 saatleri arasında giriş yapabilmek mümkün.
Müzede kalıcı sergiler için 6 Euro ve geçici sergiler için de 11 Euro ödenmesi gerekiyor.
Şehir merkezinde konumlanması sayesinde toplu taşıma kullanarak U-Bahn’daki Stadtmitte durağında inerek müzeye kolayca ulaşabilirsiniz.
Stuttgart gezilecek yerler listemizde muhakkak bahsetmemiz gereken bir diğer yer ise Porsche Müzesi. Almanya dünya çapında popüler olan çok sayıda otomobil markasının ana vatanı olarak biliniyor. Söz konusu otomobillerin arasında Porsche gibi son derece lüks ve dünya sosyetesinin peşinden koştuğu markalar da bulunuyor.
Otomotiv pazarının büyük bir kısmını domine eden Almanya’nın sanayileşmede öncü şehirlerinden birisi olan Stuttgart’ta Porsche’nin bir adet müzesi yer alıyor.
Porsche Müzesi, 2009 yılından beri ziyarete açık. Bu müzede geçmişten günümüze kadar üretilmiş olan çok sayıda Porsche ile karşılaşabilirsiniz. Ayrıca piyasaya sınırlı sayıda sürülmüş olan spor ve yarış arabalarını da ilk kez burada görebilirsiniz.
Porsche Müzesi’nde 80 adetten daha fazla sayıda araç sergileniyor. Özellikle araba tutkunların mutlaka görmek isteyeceği bu müzede bir de hediyelik eşya kısmı yer alıyor.
Pazartesi günleri dışında salıdan pazar gününe kadar ziyarete açık olan müzenin giriş saatleri ise 09.00 ile 18.00 olarak belirtiliyor.
Stuttgart gezinizde görmeniz gereken bir diğer yer ise Stuttgart Devlet Doğal Tarih Müzesi. Almanya’da yer alan adet doğal tarih müzesinden biri olan Stuttgart Devlet Doğal Tarih Müzesi her yıl sayısı 100 bini aşan ziyaretçiyle dolup taşıyor.
Müzede ağırlıklı olarak kara ve deniz canlılarına ait fosiller sergileniyor.
Rosensteinpark adlı parkta konumlanan doğal tarih müzesi 2 adet binadan oluşuyor. Sergilerin olduğu binalar birbirinden 15 dakikalık bir yürüme mesafesi uzaklığında yer alıyor.
Löwentor yani Aslanlı Kapı ile Schloss Rosenstein yani Rosenstein Sarayı’ndan oluşan bu müzede mamutların, dinozorların, omurgasız hayvanların ve köpek balıklarının kalıntılarını görebilirsiniz.
Aslanlı Kapı kısmında dinozorlar ile buzul çağından kalma fosiller sergilenirken Rosenstein Sarayı’nda çocukların da fazlasıyla ilgisini çekecek olan günümüzün hayvanlar aleminin sergilendiği biliniyor.
1764 ile 1769 yılları arasında inşa edilen Solitude Kalesi’nin Duke Charles Eugene tarafından yaptırıldığı biliniyor.
Geçmişte bir av köşkü olarak kullanılan bu yapı harika bir konuma sahip. Gerlingen, Leonberg le Stuttgart kentleri arasında yüksek bir mevkideki ova üzerine inşa edilmiş.
1972 ile 1983 seneleri arasında bir dizi restorasyona tabi tutulan kale günümüzde Stuttgart’ın en çok ilgi çeken yerlerinin başında geliyor.
Rococo ve Neo Klasik mimari anlayışla inşa edilen Solitude Kalesi görenleri kendisine hayran bıraktırıyor.
Tarihte pek çok siyasi olaya sahne olan Solitude Kalesi günümüzde her yıl binlerce kişinin ziyaret ettiği bir müzeye ev sahipliği yapmasının yanı sıra bir akademiyi de bünyesinde barındırıyor.
Stuttgart’ın şehir merkezinden 12 kilometre uzakta yer alan Ludwigsburg Sarayı şehrin önemli yerlerinden birisi olarak öne çıkıyor.
Barok tarzda inşa edilen bu sarayın 1733 yılında yaptırıldığı biliniyor.
Devasa büyüklükte bir de bahçesi olan sarayın Almanya’nın en büyük Barok sarayları arasında yer aldığı biliniyor.
Prenses Charlotte ve Prenses Royal gibi kraliyet ailesinin dünyaca ünlü isimleri Ludwigsburg Sarayı’nda defnedilmiş.
18. yüzyıl döneminde inşa edildiği bilinen Yeni Saray Barok mimari tarza sahip bir eser olarak tanınıyor.
Ülkenin Güney Almanya kesimindeki en büyük şehir saraylarından biri olarak öne çıkıyor. Dönemin Almanya’sında hükümdar olan Charles Eugene tarafından tüm dünyaya bir güç göstergesi olması amacıyla inşa ettirildiği biliniyor.
Oldukça heybetli bir görünüme sahip olan Yeni Saray ne yazık ki 2. Dünya Savaşı zamanında fazlasıyla hasar görmüş. Savaşın ardından uzun süreli bir restorasyona tabi tutulan saray günümüzde aktif olarak kullanılıyor. Stuttgart Mali İşler ve Eğitim Bakanlığı’na bu saray ev sahipliği yapıyor.
U şeklinde bir tasarıma sahip olan Yeni Saray’ın 3 katı bulunuyor. Dışının güzelliği kadar iç dekorasyonu da fazlasıyla ilgi çekici.
Toplam 365 odalı bir saray olan bu tarihi bina Dük Carl Eugen von Wuerttemberg ailesinin tüm zenginliğini gözler önüne seriyor.
Tavanları çeşitli işlemelerle süslü olan sarayın odalarında Rokoko ile Klasik tarzda mimarinin etkilerini görmek mümkün.
Her bir odanın ayrı titizlik döşendiği Yeni Saray’ın ihtişamına kapılmak zor olmasa gerek.
Konum olarak Jubilaumssaule Anıtı’nın önünde bulunan Yeni Saray oldukça canlı ve turistlerle dolu bir yerde ziyaretçilerini ağırlıyor.
Şu anda sarayın içerisinde çok sayıda hükümet ofisleri yerleşmiş durumda. Bu sebeple de saray her zaman halkın ziyaretine açılmıyor. İnternet sitesinden takip ederek güncel ziyaret günlerini öğrenebilir ve Yeni Saray’ın içerisine giriş yapabilirsiniz. İçine giremeyecek olsanız bile özellikle akşam saatlerindeki muhteşem aydınlatmasıyla Yeni Saray’ı görmeye gitmenizi tavsiye ediyoruz.
Ayrıca 1991 yılından beri her yıl yaz aylarında Stuttgart Yaz Festivali’nin bu sarayın önünde düzenlendiğini belirtmemiz gerek. Seyahatiniz festival tarihlerine denk gelirse bu tarihi atmosferin gölgesinde keyifli zaman geçirebilirsiniz.
10. yüzyılın son dönemkerine denk gelen dönemde inşa edildiği bilinen Eski Kale geçmişte Stuttgart’ın savunması için kullanılıyordu.
İnşa edilişinin ardından geçen 4 yüzyıl sonra ise Dük Christoph von Wuerttember’in yaşaması için kaleye 3 kanat daha eklenmiş ve Rönesans mimarisini yansıtan tarzda bir adet de saray inşa edilmiştir.
Geçmişte yegâne iken 1746 yılında Carl Eugen tarafından Yeni Kale’nin yaptırılmasıyla birlikte tek olma özelliğini kaybetmiş.
Ne yazık ki eski kale bir büyük çaplı yangın ve de 2. Dünya Savaşı bombardımanına maruz kalmış. Fazlasıyla zarar gören bu yapının günümüzdeki haline kavuşabilmesi için çok sayıda restorasyon çalışmasına tabi tutulduğu biliniyor.
Stuttgart kent merkezinde tam olarak Schllerplatz’ta yer alan Eski Kale turistlerin yoğun ilgisine maruz kalıyor.
1948 yılından beri Wuerttemberg Devlet Müzesi olarak hizmet veren Eski Kale her yıl binlerce ziyaretçiye kapılarını açıyor.
Müzede Taş Devri’nden başlayıp Orta Çağ’a kadar uzanan zenginlikte bir sergi çeşidi mevcut. Burada arkeolojik, kültürel ve folklorik olarak 3 adet sergi teması bulunuyor.
Eğer çocuklu bir aileyseniz burada bir de Junges Schloss adlı çocuk müzesi yer alıyor. Hem kendiniz hem de çocuğunuz için tarih ve kültür keşfine dahil olabilirsiniz.
Pazartesi dışındaki haftanın 6 günü boyunca Eski Kale’yi ziyaret edebilirsiniz. Ziyaret saatlerinin 10.00 ile 17.00 arasında olduğunu belirtmemizde yarar var.
Stuttgart seyahatinizde mutlaka olması gereken yerlerden biri Konigstrasse kentin en popüler caddesi olarak öne çıkıyor.
Stuttgart’ın kalbinin attığı bu cadde günün neredeyse her saati canlı bir yer. Özellikle alışveriş yapmayı seviyorsanız Kral Caddesi tam da size göre.
Caddenin 1.2 kilometrelik bir uzunluğa sahip olduğu biliniyor. Konum olarak şehrin belediye sarayına oldukça yakın olan Kral Caddesi’ne toplu taşımayı kullanarak kolayca ulaşabilirsiniz.
Cadde taşıt trafiğine kapalı olduğu için burada rahatça dolaşabilir, gününüzün büyük bir kısmını burada alışveriş yaparak ve yemek yiyip dinlenerek geçirebilirsiniz.
Stuttgartlıların sosyalleştiği bu caddede günün her saati eğlenen insanları görebilirsiniz. Kral Caddesi’nin üzerinde yer alan kafelere, restoranlara ve butiklere ek olarak bir adet de Königbau Alışveriş Merkezi bulunuyor. Burası için şehirdeki en popüler alışveriş merkezi dersek yanılmış olmayız.
Caddede gündüzü geçirip akşam gece hayatına dahil olmak isterseniz hemen yakındaki Theodor Heuss Strasse’a yönelerek gece kulübü ve barlara gidebilirsiniz.
Kral Caddesi’nde sonra Stuttgart’ın en çok rağbet gören yerlerinden birisi de Saray Meydanı olarak karşımıza çıkıyor.
Stuttgart’ın kent kültürünü ve günlük yaşam akışını görmek istiyorsanız mutlaka bu meydanda bulunmalısınız.
Meydanda yer alan Melek Çeşmesi ile Concordia Heykeli ise önünde fotoğraf çekilmek isteyen onlarca turistle dolup taşıyor.
Özellikle hava güneşliyse Saray Meydanı’ndaki çimlere uzanıp güneşlenen, piknik yapan ve buraya özgü bir lezzet olan hardallı Bratwurst yiyen çok sayıda insanla karşılaşabilirsiniz.
Yeni Saray’ın tam ortasına konumlanan Saray Meydanı esasen geçmişte askeri törenlerin icra edilmesi amacıyla oluşturulmuş olan bir yer.
Stuttgart kent merkezinin kalbinde bulunan bu meydan artık askeri amaçlar için değil tüm halkın kullanımı için varlık gösteriyor.
2. Dünya Savaşı’nda kentin diğer tarihi yapıları gibi Saray Meydanı da fazlasıyla zarar görmüş.
1946’dan 1958 yılına kadar yoğun bir restorasyon sürecinin ardından günümüzdeki haline kavuşan meydan Stuttgart’ın ruhunu en iyi yansıtan tarihi dokulardan biri.
Çevresinde çok sayıda ünlü kafe ve restoranın sıralandığı Saray Meydanı’nda keyifli zaman geçireceğinizden eminiz.
Schillerplatz yani Schiller Meydanı ismini ünlü Alman şair, tarihçi ve filozof olan Friedrich Schiller’den alıyor. Meydan’da Friedrich Schiller’e ait bir adet de anıt heykel bulunuyor.
Konum olarak eski şehir kısmında yer alan bu meydan günün her saati oldukça kalabalık bir yer.
Meydanın çevresinde Stifkirche adlı bir kilise, Altes Schlos yani Eski Saray ve Prinzenbau yani Baden-Wütenberg Adalet Bakanlığı gibi şehir için oldukça önemli olan binalar sıralanıyor.
Cıvıl cıvıl olan bu meydanda haftanın 2 günü kurulan sokak pazarında keyifli zaman geçirebilir ve hediyelik eşya alışverişi yapabilirsiniz.
Loster Maulbronn yani Maulbronn Manastırı 850 yıl önce inşa edilmiş.
Stuttgart’tan 40 kilometre uzaklıkta yer alan bu manastır Almanya’daki en eski manastırlardan biri olarak biliniyor.
Fazlasıyla eski olmasına rağmen manastırın çok iyi korunduğu görünebiliyor.
1993 yılında Unesco Dünya Mirası Listesi’ne giren Maulbronn Manastırı’nın Cistercian rahipleri tarafından inşa ettirilmiş. Bu nedenle de burası tam anlamıyla bir Roma Katolik Sisteryan Manastırı olarak biliniyor.
Gotik tarzda bir mimarisi olan Maulbronn Manastırı’nı mutlaka görmelisiniz.
Manastıra Muhlacker istikametine giden otobüsleri veya treni kullanarak kolayca ulaşabilirsiniz.
1864 ile 1876 yılları arasında inşa edilen bu kilise, Ateş Gölü’nün kıyısında konumlanıyor.
St. John Kilisesi’nin Christian Friedrich von Leins tarafından yaptırıldığı biliniyor.
Gotik mimari eseri olan bu kilisenin kubbeleri ise yarım bırakılmış bir görünüme sahip. Bunun nedeni ise St. John Kilisesi’nin 2. Dünya Savaşı sırasında fazlasıyla zarar görmüş olması.
Neredeyse kullanılamayacak hale gelen bu kilise uzun süre restorasyona tabi tutulmuş. Ancak tamamen yıkılan gotik kubbeler gelecek nesillere savaşın yarattığı yıkımı hatırlatması amacıyla tamamlanmadan bırakılmış.
Stuttgart’ta görmeniz gereken yerlerin başında gelen St. John Kilisesi’ne hayran kalacağınıza eminiz.
Stuttgart Televizyon Kulesi dünya üzerindeki ilk betonarme iletişim kulesi olması ile biliniyor.
Konum olarak şehrin güney kesiminde yer alan Degerloch ilçesinde olan bu kule oldukça ilgi çekici bir görünüme sahip.
1956 yılında 2 senelik bir sürecin sonunda inşaatı tamamlanan televizyon kulesi geceleri ışıklarıyla görenlere ayrı bir görsel şölen sunuyor.
Kulenin tepesinde kırmızı yükseklik uyarı ışıkları ve altında da 3 tane ksenon lambası bulunuyor.
Stuttgart Televizyon Kulesi’nde bir adet de hediyelik eşya dükkanı mevcut.