Nüfusu 110.000 civarında olan Doğu’nun en sevilen şehirlerinden biri olan Van’ın tarihi M.Ö. 5000-3000 yılları arasında yaşanan Kalkolitik döneme kadar uzanır.
Bölgede M.Ö. ilk devleti Hurrilerin kurduğu araştırmacılar tarafından ifade edilmektedir. O zamanki adı ile başkenti “Tuşba (Van)” olan bu bölge, Hurrilerden sonra Urartular’ın eline geçmiştir.
Urartuların 612’de Medler tarafından yıkılmasının ardından Van, sırasıyla Persler, Makedonyalılar ve Partlar’ın hâkimiyetine girmiştir.
Tıpkı Tunceli bu bölgede özellikle Roma ve Bizans döneminde doğudan gelen tehlike olarak görülen Sasaniler bir kalkan konumunda olmuştur.
Roma yıkıldıktan sonra Bizans’ın hüküm sürdüğü an, Hz. Osman’ın bölgeye gelişi ile Müslüman Arapların toprak parçası olmuştur.
Halifelerin ölümünü takiben sırası ile Emeviler ve Abbasiler tarafından yönetilmeye başlanmıştır. Ancak 1071 yılında Türklerin Malazgirt Savaşı ile Anadolu’nu kapılarını açması ile Van, artık bir Büyük Selçuklu toprağı olmuştur.
Daha sonra çeşitli Türk beyliklerinin de egemenliği altına giren Van, 15. yüzyılda Osmanlı Sultanı Kanuni Sultan Süleyman tarafından ele geçirilmiştir.
Birçok kültüre ev sahipliği yapmış değerli ve vakur şehir Van’ın bu geçmişi hayatının her alanına yansımıştır. En değerli tarihi eserlerden en leziz yemeklere kadar!
Öte yandan, bir Van Kedisi muhabbetidir aldı başını gidiyor. Peki, nedir bu Van Kedisi olayı? Sadece Van Denizi Havzasında yaşayan özel bir tür olan Van kedilerinin gözleri genetik bir bozukluk sonucunda iki farklı renktedir. En şirin olanlar ise bir gözü mavi, diğeri kehribar olanlardır.
Meyve sebze ve et çeşitleri dahil her türlü yiyeceği afiyetle yiyen Van Kedileri, oldukça haraketli ve sadıktır.
Hatta Van 100. Yıl Üniversitesi tarafından Van Kedisi Araştırma Merkezi (VKAM) kurulmuştur bu özel türü araştırmak ve hakkında daha fazla bilgi edinebilmek için. Türü tükenmekte olan bu dost hayvanların arttırılması için çalışmalar yapılmaktadır. Bu amaçla Ankara Orman Çiftliğinde Kedi Evi oluşturulmuştur.
Eğer siz de kedisever ve popüler Van kedilerinin hayranı iseniz, Van Kedisi Araştırma Merkezi ile iletişime geçerek bir Van kedisi sahibi olabilirsiniz.
İçindekiler
Genel olarak çok yeşillik olmasa da Van Gölü civarı zengin bitki örtüsü ile dikkat çeker.
Şu sıralar oldukça popüler olan Van Ekspresi ile tüm gençler Van’a akın ediyor.
Karasal iklimin hâkim olduğu Van’da kışlar oldukça soğuk, sert ve uzundur. Hatta yükseklere çıktıkça bu soğuk dondurucu boyutlara ulaşır.
Şehrin incisi Van Gölü ise bu soğuk havanın yumuşamasını sağlar.
Yazın ise hava çok sıcak olur. Görünen o ki, Van’ın kışı hoyrat yazı bahar bahçesidir.
Kışın kara ve soğuya, yazın ise güneş ışınlarına doyurur insanı Van. O yüzden, siz ne zaman isterseniz o zaman gelin!
Halk arasında Van Denizi olarak da bilinen muhteşem Van Gölü, Tatvan ilçesi sınırları içinde yer alır.
Nemrut volkanik patlaması sonucu oluşan kraterde biriken sular ile oluşan Van gölü oluşmaya başlamıştır.
Hem tatlı hem de tuzlu suyu olan Van Gölü’nün suları sodalı ve tuzludur.
1990’da Arkeolojik Sit Alanı ilan edilen bölge, dünyanın en büyük sodalı gölüdür.
Türkiye’nin de en büyük gölü olan Van Gölü’nde pek çok hayvan türü yaşar.
Yerel halk gölde bir canavar yaşadığına inanırken, birçok kişi bu hikâyenin turist çekmek amacı ile uydurulduğunu düşünmektedir.
Van Gölü sadece doğa harikası değil, aynı zamanda kültürel ve tarihsel olarak da zihin açıcıdır. Urartular başkentini gölün doğu kıyılarında kurarken, gölde geçmiş medeniyetlere dair birçok kalıntı ortaya çıkmıştır.
1305’te inşa edilen manastıra daha sonraki yıllarda şapel ve jamaton eklemeleri yapılmıştır.
Günümüzde büyük bir kısmı tahrip olmuş bu kilise üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda haç planı amaçlandığı ortaya çıkmıştır.
Van şehir merkezinde yer alan Adır Kilisesi, Yaylıkaya köyünde yer alır.
Sizler de farklı yapılar ve kültürler tanımak istiyorsanız Adır Kilisesi ilk ziyaret edilmesi gereken noktalardan biri!
Aşağı ve Yukarı olmak üzere iki bölümü olan kale, Bol Dağı’nın eteklerine inşa edilmiştir.
II. Sarduri tarafından M.Ö. 764-734 yılları arasında tamamlanan kale halk arasında “Sardurihinili” olarak da bilinmektedir.
İçerisindeki hava tapınakları ile benzerlerinden ayrılmaktadır.
Van’ın değerli eserlerinden olan bu kaleyi yazın 08.00-19.00, kışın ise 08.00-16.00 saatlerinde haftanın her günü ücretsiz olarak ziyaret edebilirsiniz.
Çok etkileyici bir görüntüsü olan Şeytan Köprüsü, 20. yüzyıla dayanmaktadır.
Muradiye ilçesine uğramayı düşünüyorsanız bu tarihi köprüyü görmeden olmaz!
Tarihi camiler ile çevrili Van, Süleyman Han Camii ile dikkat çeker.
Minaresinde Osmanlı mimarisinden esintiler olan camiide yapılan kazılar sonucunda harimi de ortaya çıkarılmıştır.
Van Kalesi’nin hemen yanı başında yer alan bu camiiyi, Van Kalesi’ni görmeye geldiğinizde ziyaret edebîlersiniz.
Van’ın en meşhur ilçelerinden biri olan Erciş’te yer alan Kadem Paşa Hatun Kümbeti, bir anıt mezar niteliğindedir.
Günümüzde çok büyük bir kısmı sağlam olan bu camii, 1458’de Karakoyunlular soyundan Büyük Emir Rüstem Bey tarafından annesi Kadem Paşa Hatun adına yaptırılmıştır.
“Warak Wank Manastırı” olarak da bilinen Yedi Kilise, beşli ve ikili olmak üzere iki kısımdır.
Bu kiliseler arasında tarihi olarak en eski olan Aziz Sophia Kilisesidir. 8. yüzyılda inşa edilen bu yapının kimi kısımları tahrip olmuş olsa a görülmeye değer!
Bir diğer kilise ise Aziz John Kilisesi’dir.
Gayet sanatsal bir şekilde işlenen bu kiliseler o dönemde yaşamış Hristiyan kültürüne ışık tutar.
Erek Dağı’nın eteklerine inşa edilen bu manastır, Bakraçlı Köyü’ndedir.
Belki size şaşırtıcı gelebilir ama hemen hemen her ilimizde bir Ulu Camii yer alır. Eski Van şehri olan Tebriz ile İskele Kapısının arasında bulunan bu camii, 14. yüzyıla ait bir eserdir.
Selçuklu döneminden kaldığı düşünülen Ulu Camii, Van Gölü çevresinde hüküm sürmüş I. ve II. Sökmen döneminde yaptırıldığı düşünülmektedir.
Çok büyük bir kısmın tahrip olmadan günümüze ulaşabilen nadir eserlerden biri olan Ulu Camii ibadetlerini yerine getirmek veya sadece tarihi keşfetmek isteyenler için kapıalrının açıyor.
Caminin üzerinde yer alan kitabeye göre, Van Beylerbeyi Köse Hüsrev Paşa tarafından 1567’de inşası tamamlanmıştır.
Mimarlığını Mimar Sinan’ın yaptığı camii, daha sonraki yıllarda aslında sadık kalınarak yenilenmiştir.
16. yüzyıla ait bu camii, maceraperest define avcılarının da dikkatinden kaçmamıştır. Define bulmak ümidi ile 1992’de caminin mihrabını yıkmış olsalar da büyük oranda aslını koruyan camiiyi ziyaret edebilirsiniz.
Manzarası ile muhteşem olan Çatak Suyu’nun üzerinde yer alan Hurkan Köprüsü, Narlı yol ayrımında bulunur.
Daha sonraki yıllarda restore edilen Köprü, romantik geziler için birebir!
Van Kalesinin yakınlarında yer alan Abdurrahman Baba Kümbeti, 19. yüzyıla ait bir eser olduğu düşünülür.
Son yıllarda restore edilen kümbet, Van’ın en önemli ziyaret noktalarından birisidir.
Hoşap’da bulunan Gevirhan Mezarlığı’nın yanı başında yer alan Süleyman Bey Kümbeti, Süleyman Bey tarafından 17.yüzyılın ortalarına doğru yaptırılmıştır.
Süleyman Bey’e ait bu anıt mezar, taş malzemelerden yapılmıştır.
Eski Erciş-Tebriz ticaret yolu üzerinde olan köprünün altından Bend-i Mahi Çayı akar.
13. yüzyılda İlhanlı Devleti tarafından yaptırılmıştır.
Güneybatı kuzeydoğu yönünde olan köprü düz köprüler grubuna girer.
İzlemeye doyum olmayan Hoşap Suyu’nun kuzeyine yaptırılan Hoşap Kalesi, ilk olarak Urartular döneminde inşa edilmiştir.
Osmanlı döneminde ise yörenin önde gelenlerinden Mahmudi Süleyman Bey tarafından 1643’te yenilenmiştir.
Oldukça geniş olan caminin içerisinde cami kalntıları ve köy evleri bulunur.
Mahmudi Süleyman Bey, kaleyi genişletirken, kendisi için Mahmudiye Sarayı olarak da bilinen farklı yapıalr yaptırmıştır.
Farklı dönemlere ait yapıların birarada bulunduğu Hoşap Kalesini yazın 08.00-19.00, kışın ise 08.00-16.00 saatleri arasında haftann her günü üretsiz olarak ziyaret edebilirsiniz.
Van gezilecek yerler listemizin yıldızlarından bir tanesi tabi ki Akdamar Kilisesi! Dünyadan bütün inananları kendine çeken Akdamar Kilisesi, mimarisi ile oldukça dikkat çeker.
Kilisenin hem batısında hem de doğusunda birer kapısı bulunur.
Hristiyanlık ve Yahudilik dinlerinin kutsal kitapları olan İncil ve Tevrat’tan alınan sahneler fresklerde ve kilisenin tabanlarında canlandırılmıştır. Oldukça başarılı olan bu temsillerden bazıları şu şekildedir; Hz. Yunus’un denize atılması, Hz. Meryem ve oğlu Hz. İsa, Hz. Adem ve Hz. Havva’nın cennetten kovulması.
Her cephesinde farklı bir olayın canlandırıldığın Akdamar Kilisesi genel kültürünüzü yüksek bir düzeye getirebilir.
Sürekli tahrip olsa da yallara meydan okuyarak yenilenmiştir.
Sadece Hristiyanlık değil, Orta Asya’ya Türk sanatının da kilisede yer alması, kiliseye kozmopolit bir sıfat yükler.
Bu eşsiz kiliseyi yazın 08.00-19.00, kış aylarında ise 08.00-16.00 saatleri arasında Gevaş ilçesinde her gün ziyaret edebilirsiniz.
Urartu Medeniyeti’ni yansıtan bu eserde Madır Burcu, Analı-kızlı Açık Hava Tapınağı ve Sardurilere ait mezar tapınakları bulunur.
Osmanlı döneminde askeri amaçlar ile kullanılan camii, yazın 08.00-19.00, kışın ise 08.00-16.00 saatleri arasında haftanın her günü ücretsiz olarak ziyaret edilebilir.
Selçuklu mimarisinin hakim olduğu Kızıl Minareli Camiİ, Eski Van’ın doğusundaki Tebriz bölgesinde yer alır.
Üzerinde kitabesi olmadığı için hangi tarihlerde yapıldığı tam olarak bilinmemektedir.
Pizan köyünde bulunan Başkale Pizan Hüsrevpaşa Medresesi, giriş kısmında belirtilen kitabeye göre 1653’te Hüsrev Paşa tarafından yaptırılmıştır.
Halk arasında Örenkale olarak da bilinen medreseyi ziyaret etmek isterseniz Van terminalinden düzenli aralıklar ile minibüsler geçmektedir.
Bahçesaray’ın girişinde bulunan medrese, Mir Hasan tarafından 16. yüzyılda yaptırılmıştır.
Daha sonraki yıllarda yenileme çalışmaları yaptırıldığı için medresenin girişinde iki kitabe bulunur.
Birinde 1737, diğerinde 1858 yılı gösterilmektedir. Her ne kadar yenileme çalışmaları yapılmış olsa da Mir Hasan Medresesi büyük oranda hasar görmüştür.
Başkale ilçesine bağlı Albayrak Köyü’nde konumlanan kilise, Büyük Zap Vadisi üzerinde kurulmuştur.
Alınlık kısmında, yaratıcı ve melekler tasvir edilirken, kilise büyük oranda tahrip olmuştur.
Eski Van’da bulunan Abbasağa Camii’nde kitabe bulunmadığından ötürü hangi zaman aralığında kim tarafından yaptırıldığı kesin olarak bilinmemektedir.
Yapıda taş ve kerpiç malzeme olarak kullanılmıştır.
Günümüzde hala işlev gören camiiyi ziyaret edebilirsiniz.
Çaldıran ilçesinin Kübik köyünde bulunan kümbetlerin kitabesi bulunmadığı için tam olarak ne zaman ve kim tarafından inşa ettirildiği sorusu gizemini korumaktadır.
Bu anıt mezarları ziyaret ederek Van’ın tarihi dokusu hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
Şehir merkezine bağlı Didekdüzü Köyündeki bir adaya inşa edilmiş olan Çarpanak Kilisesi, mimari olarak bölgede yaşamış Hristiyanların kültürünü yansıtır.
Eski Van’da yer alan Tebrizkapı mahallesinde bulunan camiinin minaresi Selçuklu, cami kısmı ise Osmanlı döneminden kalmıştır.
Güzelsu Kalesinin yakınında bulunan Hoşap İçkale Hamamı, soğukluk, sıcaklık ve külhan bölümlerinden oluşur.
1643’te inşa edilen hamamda seyir köşkü de yer alır. Hem aklanıp paklanıp, hem de Van’ın müthiş manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz.
Edremit’te her yıl Şubat aylarında düzenlenen Ayran Aşı Balık Başı Festivali’nde yörenin en leziz yemeklerinden olan ayran aşın doyabilirsiniz.
Çatak ilçesinde her yıl Mayıs ayında düzenlenen Kanispi festivali sayesinde yöresel balın tadına varabilirsiniz.
En sevilen yolculuklardan olan demiryolunu kullanarak Van’a ulaşabilirsiniz. Şehir merkezine oldukça yakın olan tren garı sayesinde kolaylıkla merkeze geçebilirsiniz. İstanbul’dan İran’a kadar uzanan tren seferleri sayesinde Van’a da ulaşmak oldukça kolay ve keyifli! Özellikle arkadaşlarınız ile bir yolculuk düşünüyorsanız tren müthiş bir seçenek olabilir.
Tren biletlerinin internet üzerinden takip edebilir, ister yataklı ister normal koltuklarda seyahat edebilirsiniz.
En kısa sürede Van’da olmam gerekiyor diyorsanız, havayolunu da tercih edebilirsiniz. Van Ferit Melen Hava Alanı sayesinde şehirlerarası uçabilirsiniz. Şehir merkezine 7 km uzaklıkta olan havaalanından gelmek için toplu taşıma araçlarını veya taksiyi tercih edebilirsiniz. En uygun seferleri yakalamak için erken bilet almakta fayda var!
Son olarak bu değerli şehre kendi özel aracınız veya şehirlerarası otobüs seferleri sayesinde ulaşabilirsiniz. Gürpınar-Başkale Yüksekova ve Hakkari üzerinden gelen yolu kullanabilir veya Yüksekova üzerinden İran’a açılan yolu takip edebilirsiniz.
Otobüs seferleri ise her ilden kolaylıkla yapılmaktadır. Biletinizi uygun fiyata alıp terminale vardıktan sonra minibüs ile kısa sürede şehir merkezine ulaşabilirsiniz.
Her gezimizde olmazsa olmaz en önemli şey alışveriştir. Van’ın da yörelerine özgü birçok ürün ve eşya bulunur. Takıya ilgi duyanlar için bakır, kurşun, gümüş ve kükürtden yapılan kuyumculuk eserlerinden sizde faydalanabilirsiniz. En şık ve yöreye özgü kolyeler, bileklikle küpeler, yüzükler ve bilezikleri şehrin her köşesinde görebilirsiniz.
Eşinize dostuna güzel bir hediye almak isterseniz Van’ın yöresel dokumacılıkla yapılan kilimlerinden satın alabilirsiniz. Hatta minder, yastık, hurç, erzak torbası, çuval ve beşik gibi birçok eşyayı da rahatlıkla bulabilirsiniz.
Tamamen yün ipliğinden yapılan bu ürünler teşisiyle eğirdi ipliği ile yapılır. Her renk ürünler mevcut olmakla beraber, her kilimin de kendine özgü bir mesajı vardır.
Van’ın ceviz ağaçları da oldukça meşhurdur. Ceviz ağaçlarından yapılan kalaslar, 6-7 ay süre ile kurutulduktan sonra fırında pişirilir. Yöreye özgü bu ağaçlardan çeyiz sandığı, havan, şekerlik, mumluk, baharatlık gibi çeşitli ürünler yapılır.
Van’ın en leziz sütlerinden yapılan otlu peynir de bir diğer leziz seçenek! Taze otlu peynirleri şehrin her köşesinde bulabilirsiniz. Hem sevdikleriniz hem de kendiniz için dileğinizce yiyebilirsiniz.
Ağzını tatlandırmak isterseniz Van Balı dillere destan!
Doğunun en leziz yemeklerine sahip olan Van’da, tatlıdan tuzluya her çeşit yemek yiyebilirsiniz.
Bunlar arasında ziyaret ettiğiniz beldelerde muhakkak tatmanız gerekenler ise şu şekilde;