Kategoriler Lezzet Durakları

Yöresel Ramazan Lezzetleri

Ramazan demek bolluk ve bereket demek, geleneksel yemeklerle donatılmış iftar sofralarında açılan oruçlar demek.

Eski Ramazan geleneklerini yaşatmanın, kalabalık sofralarda bir arada oruç açmanın keyfi de tadı da bir başkadır. Geleneksel yemeklerin ağırlıklı olduğu iftar sofralarında her yörenin, her ilin kendine has öne çıkan bir lezzetli vardır.

Gelin, özellikle Ramazan’da mutfaklarda daha çok pişen, illeri ile özdeşleşen bu yöresel yemeklere ve onların hikayelerine bir göz atalım.

Gaziantep

Yuvarlama

Gaziantep’te kurulan iftar ve bayram sofralarının baş tacıdır yuvarlama. Halk ağzında yuvalama da denilen bu yemek özellikle bayramlarda her Anteplinin sofrasında olur. Çünkü Antepliler için en klasik anne yemeğidir yuvarlama.

Tadının sırrı yoğurdunun güzelliğinde saklıdır.

Genellikle şehriyeli pilav ile servis edilen nohutlu, etli, pirinçle yapılan ve yemeğe de adını veren yuvarlamalı bu lezzet Gaziantep Mutfağı’nın en kıymetlilerdendir.

Hatta o kadar değerlidir ki hakkında şiir bile yazılmıştır.

Ali Nazik

Ali Nazik nam-ı diğer Alenazik en bilinen Gaziantep lezzetlerinden biridir.

Adının nereden geldiğinde dair pek çok farklı rivayet olan bu yemeğin pişirme yöntemleri de farklılık gösterir. Kimi kavrulmuş kıyma ile yaparken kimi kuşbaşı etle yapar. Kimi kıymayı veya eti pişirirken içine domates biber ekler kimi eti saf hali ile kavurur. Restoranlar da ise evlerde pişenden oldukça farklı hazırlanır.

Genellikle yoğurtlu patlıcan söğürmenin üzerine zırhla çekilmiş kıyma şiş kebap konulur ve servis edilmeden önce üzerine biberli kızgın yağ gezdirilir.

Yemelere doyamayacağınız bu enfes lezzet Antep kurulan iftar sofralarının olmazsa olmazlarındandır.

Antep Kurabiyesi

https://www.instagram.com/gazianteppasta27/?utm_source=ig_embed&utm_medium=loading

Anne kurabiyesi tadındaki enfes Antep Kurabiyesi bir Ramazan geleneğidir. Ramazan Ayı boyunca ve Ramazan Bayramı’nda bu kurabiyeyi misafirlere ikram etmek değişmeyen Antep adetlerindendir.

Üzeri yeşil altın da denilen fıstıkla süslü, sade yağlı, ağızda dağılan bu kurabiye eskiden sadece Ramazan Ayı’nda pastanelerde ve baklavacılar da satılsa da şimdi her an bulabilmek mümkün.

Evde yapmaya vakit bulamayan Antepliler bu kurabiyeyi baklavacılardan ya da pastanelerden alarak Ramazan boyunca misafirlerine ikram etme geleneğini hala sürdürüyorlar.

Antakya

Mahluta

İftar sofraları çorbasız Antakya sofraları da ‘mahluta’sız olmaz. Antakya Mutfağı’nda mahlutanın yeri çok başkadır.

Bildiğimiz klasik çorbalardan farklı olan mahluta, kimi zaman iftar sofrasındaki böreklere, katıklı ekmeklere eşlik ederken kimi zamansa içine doğranan ekmek ile ana yemek olarak sofraların baş tacı olur.

Ana malzemesi kırmızı mercimek olan mahlutanın içinde ayrıca pirinç, soğan ve limon suyu var.

Kimyon ve pul biberin tat verdiği mahluta sadece iftar sofralarının değil bayram sofralarının da en güzel başlangıçlarından.

Tepsi Kebabı

Kalabalık iftar sofralarının, bayramların ve özel günlerin vazgeçilmezlerindendir tepsi kebabı. Özel tepsilerde pişirilen bol maydanozlu, domatesli, patatesli, biberli, sarımsaklı ve tabi ki salçalı bu enfes kebap sofraya da piştiği tepsi ile getirilir.

Özellikle kalabalık iftar sofraları için özel geniş tepsilerde pişirilir çünkü Antakyalılar için ortaya konan tepsi paylaşmayı, birliği ve beraberliği temsil ediyor.

Haytalı Tatlısı

Nişastadan yapılan muhallebi ve gül şurubunun muhteşem birleşmesinden doğan Antakya Mutfağı’nın en sevilen Haytalı tatlısı iftar sofralarının da vazgeçilmezlerinden.

Sıcaklarda buz parçaları veya dondurma ile servis edilen bu tatlı iftardan sonra iç baymayan, ferah bir tatlı isteyenlerin ilk tercihlerinden.

Rengini gül şerbetinden alan Haytalı pembe rengi ile iftar sofralarına renk katıyor.

Adana

Analı Kızlı Çorbası

İftar sofraları çorbasız olmaz. Her yörenin kendine has bir çorbası vardır. Adana’nın ki de oldukça doyurucu ve lezzetli olan Analı Kızlı Çorbası.

İçinde küçük içli köfte, bulgur ve nohut bulunan çorba eskiden komşularla bir arada yapılır birlikteliğin ve yardımlaşmanın önemini temsil edermiş.

Günümüzde çoğunlukla herkes kendi evinde yapıyor olsa da hala iftar sofralarının vazgeçilmezi.

Related Post

Bir de küçük bir bilgi çorbanın içindeki iri köftelerin anneyi, küçüklerin ise kızları simgelediği söylenir.

Balıkesir

Höşmerim

Höşmerim tatlısının ilk olarak Orta Asya’dan göçen yörükler tarafından yapıldığı söylenmektedir.

Peynir tatlısı olarak da bilinen Höşmerim Balıkesir’de iftar sofralarının aranan tatlılarındandır.

Birçok geleneksel yemeğimiz gibi höşmerimin de bir hikayesi var. Rivayet odur ki askerden dönen eşine yoksulluk nedeni ile özel bir tatlı yapamayan kadın evde bulunan peynir, irmik ve şekerle bir tatlı uydurur ve eşine ikram eder. Eşinin fikrini merak eden kadın ‘Hoş mu erim?’ Diye sorar ve ardından bu tatlı höşmerim olarak mutfağımıza giriş yapmış olur.

Gümüşhane

Siron

Siron, incecik açılan yufkaların rulo şeklinde sarılarak katlanması ve ardından doğranarak kurutulması ile elde edilen hamura deniliyor.

Siron yemeğini hazırlarken bu kuru yufkalar sıcak et suyu ile ıslatılıyor ardından üzerine kurut ya da sarımsaklı yoğurt dökülüyor.

Son dokunuş olaraksa naneli biberli kızgın yağ gezdiriliyor.

Tadına doyamayacağınız bu lezzet Gümüşhane’deki iftar sofralarının en aranan yemeklerinden.

Pestil ve Köme

Gümüşhane denilince akla ilk gelenlerin başında eskiden evlerde çerez niyetine yapılan, şimdilerde ise ünü Türkiye sınırlarını aşmış pestil ve köme geliyor.

Dutun kazanlarda kaynatıldıktan sonra ceviz ve fındık ilave edilerek özel bezlerde kurutulması ile elde edilen pestil ve köme Gümüşhanelilerin olmazsa olmazlarından.

Şeker kullanılmadan, duttan elde edilen şıra ile yapılan pestil ve köze iftar sonrası çay keyfinizin en güzel ve en sağlıklı eşlikçileri arasında ilk sıralarda yer alıyor.

Siirt

Büryan Kebabı

İlk olarak Evliya Çelebi’nin Seyahatname adlı eserinde yer aldığı bilinen Siirt’in Büryan Kebabı iftar sofralarının en sevilen yemeklerindendir.

Büryan, lezzetini el değmeden kendi yağı ve suyu işe pişirilmesinden alır.

Yemeğin esas adının kuzunun bir yanından yapıldığı için ‘Biryan’ olduğu da söylenmektedir.

Pidenin üzerinde servis edilen bu lokum gibi etin Siirt Mutfağı’ndaki en güzel eşlikçisi perde pilavıdır.

Perde Pilavı

İçindeki her bir malzemenin ayrı bir anlamı olan Siirt’in meşhur perde pilavı iftar sofralarının olmazsa olmazlarındandır.

Rivayete göre gelinine el açması yufka ile kaplı pilavı ikram eden kayınvalide gelinine evinde olan sıkıntıları ve sorunları sır gibi saklaması, ailesine belli etmemesi gerektiği mesajını vermektedir.

Pilavdaki pirinç taneleri bolluk ve bereketin, pilava tadını veren badem erkek torun, dolmalık fıstıklar ise kız torun hasretini simgeliyor.

Kuş üzümü sağlığı, acı ve tatlı baharatlar ise hayatın acı tatlı yanlarını temsil ediyor.

Tekirdağ

Yağlı Çörek

Nohut mayasından ramazana özel hazırlanan yağlı çörek Ramazan Ayı boyunca, Tekirdağ sokaklarında seyyar arabalarda, simit tezgahlarında satılıyor.

Tekirdağlılar bu enfes çöreği genellikle beyaz peynir veya kaşar peyniri ile birlikte tüketiyorlar.

Tekirdağlılar, nohut kokan bu çöreği o kadar seviyorlar ki şehir dışında oturanlar kargo ile gönderilmesi için sipariş bile veriyor.

Pofur pofur kabaran bu yağlı çörekler Tekirdağ’ın iftar sofralarının yıldızı.

Rize

Laz Böreği

https://www.instagram.com/naliakaradenizmutfagi/?utm_source=ig_embed&utm_medium=loading

Bakmayın adının börek olduğuna kendisi aslında muhteşem bir tatlı. Sadece Rize’de değil tüm Karadeniz’de iftar sofralarının en sevilenlerinden.

Peki nasıl ortaya çıkmış bu tatlı börek? Rivayete göre gelin kaynanasına çok kızgındır ve bir şerbet kaynatıp kaynanasının üzerine dökmek ister ancak sonrasında kıyamaz ve bu şerbeti yaptığı böreğin üzerine döker. İşte tadı dillere destan Laz Böreği’de böylece ortaya çıkmış olur.

Görünüş itibari ile baklavaya benzese de incecik açılmış kat kat yufka arasında muhallebi vardır ve üzerine şerbet gezdirilir.

Ilık ılık geldiğinde yemelere doyamayacağınız bu tatlı Karadeniz’deki iftar sofralarının olmazsa olmazı.

Van

Keledoş

Çökelek, mercimek, buğday, et nohut ve mevsimine göre farklı otlar ile tatlandırılarak yapılan Keledoş Van’da iftar ve bayram sofralarında en sık rastlanan yemeklerdendir.

Geçmişten günümüze gelen ve özellikle kalabalık ailelerde sofralarının yıldızı olan keledoş genellikle koyun eti kullanılarak yapılıyor.

Paylaş
Sıla Uçan

Saint Benoit Fransız Lisesi, Koç Üniversitesi Tarih mezunuyum. Bir süre kurumsal hayatta çalıştıktan sonra kendi yolumu çizmeye karar verdim ve uçanmutfak adlı blogumu kurdum. Böylece hayatıma en büyük tutkularımdan ve vazgeçilmezlerimden olan seyahat ve yemek ikilisinin serüveninde devam etmeye başladım. Hayallerim ışığım tutkularım ise mesleğim oldu. http://www.ucanmutfak.com