Bozcaada kac gunde gezilir?
Bozcaada, gezilecek tarihi ve doğal güzellikleri ile doya doya gezmenizi önerdiğimiz bir ada. Bu yüzden Bozacaadaya en az 2 – 3 gün ayırmanızı tavsiye ediyoruz.
Bozcaada yürüyerek gezilir mi?
Bozcaada’da merkezde bulunan gezilecek yerlerin pek çoğuna yürüyerek gidebilseniz de adadaki her yeri yürüyerek gezmeniz çok mümkün değil.
Bozcaada’da arabaya gerek var mı?
Bozcaada’da doya doya gezmek için arabaya gerek duyabilirsiniz. Bunun için araç kiralayabilir ya da kendi aracınızla adayı gezebilirsiniz.
Çanakkale’nin hemen yanı başında, cennetten çıkma bir ada Bozcaada. Hani hep derler ya, “Issız bir adaya düşsen yanına alacağın üç şey ne olurdu?” diye. Eğer düştüğünüz yer Bozcaada ise, yanınıza kendinizden başka hiçbir şey almanıza gerek yok. Çünkü huzuru, güzelliği ve ferahlığı ada sizin yerinize çoktan almış.
Bozcaada, Kuzey Ege’de, Çanakkale Boğazı’nın hemen yanı başında, Türklerle Rumların bir arada huzur içinde yaşadıkları, Türkiye’nin üçüncü büyük adası…
Rumca adı Tenedos olan adanın üzümleri, şarapları ve birbirinden güzel sokaklarıyla meşhur. Adeta masal diyarına benzeyen güzel adayı gelin birlikte keşefedelim.
İçindekiler
Bozcaada’ya ulaşım, Çanakkale’nin Geyikli beldesinde bulunan Gestaş firmasının Bozcaada feribotu ile sağlanıyor. Günün erken saatinden itibaren başlayan seferler sayesinde adaya rahat bir şekilde ulaşım mümkün. Havayolunu kullanacak ziyaretçilerin, Çanakkale Havalimanı’ndan otogara, oradan da minibüs ve servislerle Geyikli beldesinde bulunan feribota ulaşmaları mümkün.
Bir diğer olasılık ise, havalimanından araç kiralayarak Geyikli’ye varmak. Otobüs firmalarını kullanacak ziyaretçiler ise doğrudan Geyikli beldesine giden firmaları tercih edebilirler. Şahsi aracını kullanmak isteyen ziyaretçiler ise, Ezine üzerinden Geyikli beldesine ulaşım sağlayabilirler.
Bozcaada, doğası, denizi ve havası ile tatil yapmak içn en ideal yerler arasında bulunuyor. Belirli tarihlerde yapılan festivalleri ile de sıklıkla kendinen bahsettiren ada, her yaştan ziyaretçiye hitap ediyor. Tabi hal böyle olunca da Bozcaada, konaklama için pek çok farklı seçenek de sunuyor.
Bozcaada’da farklı beklentileri karşılayacak çeşitlilikte otel seçeneği olasa da en çok tercih edilenler genelde butik oteller oluyor. Bölgenin atmosferi ile uyumlu şirin butik oteller; sadece oda, kahvaltı dahil veya yarım pansiyon gibi farklı seçeneklerde hizmetler sunuyorlar. Ayrıca butik otellerin yanı sıra Bozcaada’da konaklamak için kamp tatili yapmayı da tercih edebilirsiniz. Bölgede pek çok kamp alanı bulunuyor. İsterseniz bu alanlardan çadır kiralayabilir isterseniz kendi çadırınızile gelerek sadece alan ücreti ödeyebilirsiniz.
Bozcaada’daki otel seçeneklerini incelemek ve güvenli bir şekilde rezervasyon yapabilmek için linke tıklayabilirsiniz.
Bozcaada denilince akla deniz, kum ve güneş gelse de Bozcaada sadece denize girip sahilde keyif yapacağınız bir yer değil. Tarihi bir ada olan Bozcaada’da pek çok gezilecek yer var. İsterseniz sadece denize girerek isterseniz de dolu dolu ve tam olarak adayı tanıdığınız bir tatil yapabilirsiniz. İşte Bozcaada seyahatinizde gezebileceğiniz yerler.
Bozacaada Kalesi’nin kim tarafından ve ne zaman yaptırıldığı tam olarak bilinmese de Fatih Sultan Mehmet tarafından restorasyonun yaptırıldığı ve 1815’te II. Mahmut tarafından neredeyse tamamen yeniden yaptırıldığı biliniyor. Küçük bir adaya göre oldukça büyük bir kale olmasının nedeni ise Çanakkale Boğazı için önemli bir konumda olması. Zamanında oldukça önemli olan kale şuan misafirlerini ağırlıyor.
Burada Müze Kart geçmiyor. İçeri girerken bilet almanız gerekiyor. İçeride görülecek çok fazla şey yok. Bazen belediye bu kalenin içinde çeşitli konserler düzenliyor. Gideceğiniz döneme denk gelen bir konser varsa bu konseri kesinlikle kaçırmayın deriz.
Dehan’ın notu: Kalenin dışarıdan görünümü ve etrafındaki çeşitli kafe ve publar ise oldukça keyifli. Kalenin içerisine girmek istemezseniz dahi kaleyi yakından görüp etrafındaki mekanlardan birine oturmanızı ve hem dinlenip hem muheteşem manzraların keyfini çıkarmanızı öneriyoruz.
Adanın güneyinde bulunan, bahçesindeki çınar ağacı ve çeşmesinden akan tertemiz suyu ile tarihi Bozcaada Ayazma Manastırı da mutlaka gezilip görülmesi gereken yerlerden. Rum azize Aya Paraskevi adına yaptırılan bu ayazma, adanın en önemli noktlarından biri olarak kabul edilyor. Rumların Aya Paraskevi günü olan 26 Temmuz’da ibadete açılan Bozcaada Ayazma Manastırı’nda bu tarihlerde sofralar kurulur ve şarkılar söylenerek dans edilir. Bu yüzden eğer ziyaretiniz bu tarihlere denk gelirse en azından buraya bir uğramanızı öneriyoruz.
Merkezden Bozcaada Müzesi’ne gitmek için kısa bir mesafe yürümeniz yeterli. Nispeten ufak taş bir bina olan Bozcaada Müzesi, 15 dakika içinde gezebileceğiniz bir müze. Fakat çok keyif alacağınızı söyleyebiliriz. Çünkü burada resmen Bozcaada tarihi saklı. Eskiden Yunanistan ve İtalya Konsolosluğu olarak kullanılan binanın şuan ki sahibi Hakan Gürüney. Kendisi aynı zamanda buraya gelen ziyaretçilerin biletlerini de kesiyor.
Küçük samimi bir müze olan Bozcaada Müzesi, adanın köklü ailelerinin hikayelerinden tutun adanın yemek kültürüne kadar geniş bir skalada birikim içeriyor. Bozcaada’da ilk gezmeniz gereken yer için burayı önermemizin sebebi de tam olarak bu. Bozcaada Müzesi’ni gezdikten sonra adanın tarihine ve kültürüne kendinizi çok daha yakın hissedeceksiniz.
Polente Feneri, rüzgar türbinlerinin bulunduğu bir falez. Fenerin bulunduğu konum, gün batımını izlemek için mükemmel bir yer. Bu yüzden Bozcaada’ya gelen pek çok kişi buraya uğramadan dönmüyor. Günü bitirmek için harika bir yer olan Polente Feneri’ne minibüsle de gidebiliyorsunuz. Minibüsler buraya gelmek için saat 19.30’da kalkıyor. Fakat o saatlerde trafik çok yoğun oluyor. Bu yüzden eğer arabanız varsa buraya gitmek için en az iki saat önceden yola çıkın. Hem trafiğe yakalanmadan yolun tadını çıkarabilirsiniz hem de gün batımını izlemek için çok daha güzel bir konum belirleyebilirsiniz.
Polente Feneri ile ilgili bir başka önemli nokta ise buraya gelirken yanınıza almanız gerekenler. Gün batımını izlerken keyifli bir şekilde yemek yemek isteyebilirsiniz. Yanınıza pizza gibi yemekler ve atıştırmalıklar alabilirsiniz. Ayrıca burada bu şekilde keyif yapmak o kadar popüler ki buraya özel gün batımı paketleri alabiliyorsunuz. Fenere giderken yol üstünde sandalye, masa, tirbüşon ve şarap gibi çeşitli ihtiyaçlarınızı satan kişilere rastlamak mümkün. Buraya vardıktan sonra güzelce yerleşerek ve hazırlanarak gün batımının keyfini çıkarmaya başlayabilirsiniz.
Adanın sokaklarında dolaşmak da en az müze ve ören yerlerini gezmek kadar keyifli. Rum Mahallesi ve Türk Mahallesi birbirine çok yakın mahalleler. İkisini de keyifli bir şekilde gezmenizi öneriyoruz. İkisinde de muhteşem ezgiler taşıyan yerler ve çok güzel yerler keşfedeceksiniz.
Rum mahallesinde, eskilerden olduğu kadar Rum kesimi yok. Ama yinede o kültür adada devam ettiriliyor. Özellikle Rum mahallesinde, Rum kültürüne ait çok güzel tınılar bulmak mümkün. Buralarda şirin kafe ve restoranlara oturabilir, adaya özgü tatları deneyebilirsiniz.
Türk mahallesi ise Rum mahallesine göre daha sakin ve daha dar yapılı bir mahalle. Burada daha çok Türk kültürüne ait mekanlar bulmak mümkün. Burada restoran yerlerinden daha çok konaklama imkanları mevcut.
Rum mahallesine çok yakın olan Meryem Ana Kilisesi’ne de gitmenizi tavsiye ediyoruz. Burası sadece Pazar günleri ayin için açılıyor. Onun dışında kiliseyi ziyaret etmeniz mümkün değil. Ama kiliseyi yakından görmek de oldukça keyifli. Daha sonra ise burada oldukça popüler olan Madamın Kahvesi’ne de uğramanızı öneririz.
Bozcaada seyahatin sırasında gidebileceğin Ayazma Plajı, sıcak günlerde serinlemek ve dneiz kenarında vakit geçirmek için oldukça uygun bir nokta. Bozcaada merkezden kalkan minibüsler ile gidilebilen bu plaja yaklaşık 15 dakikada varmanız mümkün.
Fakat uyarmamız gerekir ki buradaki denizin suyu oldukça soğuk. Bu yüzden uzun süre denizde vakit geçirmenizi önermiyoruz. Serinlemek ve biraz yüzmek için ideal olan bu denizin yanında plajda yanınıza yiyecek ve içeçek alarak keyifli vakit de geçirebilirsiniz.
Rum ve Türk halkının yaşadığı adada, bu iki kültür mutfağının en güzel örnekleri mevcut. Zeytinyağı, ot ve sebzelerin bir araya gelmesiyle oluşan mutfak, hafif ve taze öğün olanağı sunuyor. Kazayağı, radika, ısırgan, cibes, turpotu, şevketi bostan, adada yetişen ve yemeklere sıklıkla konan yabani otlardan birkaçı. Bozcada’da deneyebileceğiniz lezzetleri ise şu şekilde sıralayabiliriz;
Bu güzel adada yukarıdaki harika lezzetleri deneyebileceğiniz çok güzel retoranlar bulmanız da mümkün. İsterseniz Nevreste ve Hasan Tefik Restoran ve Zeytinyağı gibi daha salaş gözüken ama lezzetten ödün vermeyen, isterseniz de Yalova 1940 ve In Vino gibi şık yerlerde Bozcaada’ya özgü lezzetleri keşefedebilirsiniz. Ayrıca domates, incir, gelincik reçellerinden almak için Bozcaadalı Veli Dede’yi ziyaret edebilirsiniz. 1878 yılından bu yana üretim yapan Veli Dede’de, yine adanın lezzetlerine has kurabiyelerinden ve organik üzümlerinden edinebilirsiniz.
Daha fazlası için: Çanakkale Yemekleri ve Çanakkale’de Nerede Ne Yenir?
Adayı ziyaret etmeyi düşünen turistlerin, özellikle hangi amaca göre hareket ettikleri önemli. Eğer denize girmek istiyorsanız, yaz döneminde, temmuz ve ağustos ayları oldukça ideal. Yaz ayları Bozcaada’da nemsiz ve bol rüzgârlı geçtiği için bunaltıcı bir iklim yok.
Bunun dışında kafa dinlemek isteyen ziyaretçiler için ise en uygun zaman aralığı sonbahar. Üzümlerin, incirlerin toplanmaya başlandığı bu zaman aralığında uzun yürüyüşler yapmak, bisiklet gezintilerine katılmak gibi, yapılacak pek çok aktivite var.
Adayı ilkbahar aylarında ziyaret etmek de apayrı bir tat tabii. İlkbaharda doğanın uyanışıyla yemyeşil hale gelen ada, adeta tekrar canlanıyor. Tüm bunların dışında, Bozcaada’da gerçekleşen bazı etkinlikler, ziyaret tarihinizi belirleyebilmeniz için oldukça önemli.
Eylül’ün ilk haftasında gerçekleştirilen bu etkinlikte, bir Ege klasiği olan bağbozumu şenliklerine katılabilir, şarap üreticilerinin elinden çıkma şarapların tadına bakabilir, müzik ve yarışmalarla eğlenebilir, yüzyılların nostaljisini yaşayabilirsiniz.
Dehan’ın notu: Bağ Bozumu zamanında Bozcaada’da olmayı planlıyorsanız, bağ evlerinden birinde kalabilir ve böylece festival ruhunu daha güzel bir şekilde yaşayabilirsiniz.
Daha fazlası için: Sonbaharın En Keyifli Destinasyonları: Bağ Bozumu Rotaları
22-24 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilen ve 2010 yılında ilk defa düzenlenen festivalde, adanın yerlisi kadınlar, adaya has yiyecekleri ziyaretçilerin beğenisine sunuyor. Yöresel yiyeceklerden tatmak istiyorsanız, 22-24 Eylül tarihleri tam size göre.
11-15 Ekim tarihleri arasında düzenlenen festivalde, dünya çapında üne kavuşmuş, çevre konulu filmler görücüye çıkmakta.
Sanat ve çevre duyarlılığını bir araya getiren festivalde, atölye çalışmaları, ekoloji konulu paneller, konserler ve fotoğraf sergileri de bulunuyor.
2002 yılından bu yana süregelen etkinlik, 5 Ağustos tarihinde gerçekleştiriliyor. Etkinlikte, davet edilen ozanların şiirlerini dinleme fırsatı bulabilir, İlyada Destanı tekrar tekrar dinleyebilirsiniz.
Bozcaada’ya gitmişken Çanakkale’yi de gezmek isterseniz, Çanakkale Gezi Rehberi yazımızı okumanızı tavsiye ederiz!