Mustafa Kemal’in 1919’da Samsun’a çıkışı ile başlayan ve Cumhuriyet’in ilan edilmesi ile son bulan Milli Mücadele Dönemi boyunca Atatürk ve yol arkadaşları Anadolu’nun birçok kentine uğradılar. Yeri geldi kongreler düzenlediler, yeri geldi bildirgeler yayınlayarak amaçlarını, ilkelerini anlattılar.
Gelin Cumhuriyet’imizin 97. yılında bu süreçte en önemli kararlara ev sahipliği yapmış olan bizi Cumhuriyet’e götüren şehirlerdeki lezzet duraklarına bir göz atalım.
Liste hazırlanırken belli bir kıstas üzerinden sıralama yapılmamıştır.
Cumhuriyet yolculuğunun başladığı ilk şehir olan Samsun’un mutfağı da tarihi kadar zengin.
Her ne kadar Samsun denilince akıllara ilk olarak meşhur kapalı Bafra Pidesi ve bol tereyağlı kaşar peynirli çakallı menemeni gelse de Samsun’da lezzetini Karadeniz’in hırçın dalgalarından alan balıklarının ve deniz ürünlerinin de tadına bakabileceğiniz birçok balıkçı var.
Samsunlular her zaman der ki en güzel pide harcı evde hazırlanan pidedir. O yüzden ben size Samsun’da bir pideci değil de Karadeniz kıyısında oturup keyif yapabileceğiniz bir balıkçı önereceğim: Pamuk Kardeşler.
Atom, deniz börülcesi, pastırmalı humus gibi taze hazırlanan mezeleri, tereyağında karides, kalamar gibi enfes ara sıcakları, Karadeniz’in altın sarısı mısır ununa bulayarak kızarttıkları balık tavaları veya buğulamaları ile Pamuk Kardeşler Samsun’da balık keyfi yapmak için en lezzetli adreslerden biri.
Samsun’da Bandırma Vapuru ve Milli Mücadele Parkı’nı, Kent Müzesi’ni, Atatürk Anıtı’nı, Gazi Müzesi’ni, Amazon Köyü’nü mutlaka gezin.
Ferhat’ın Şirin’ine kavuşamadığı şehzadeler şehri Amasya aynı zamanda Milli Mücadele’nin de temellerinin atıldığı bir şehir.
Amasya’nın bu tarihi ve kültürel zenginliği mutfağına da yansımış. Amasya’da yöresel lezzetleri tadabileceğiniz birçok restoran var.
Benim önerim Yeşilırmak kıyısında oturarak keyif yapabileceğiniz ‘Amaseia Mutfağı’na bir şans vermenizden yana olacaktır. Üzeri tereyağlı naneli ‘Toyga Çorbası’, muska şeklinde sarılmış ağızda dağılan baklalı dolma ve tabi ki keşkek ‘Amaseia Mutfağı’nda tadabileceğiniz lezzetlerden sadece birkaçı.
Amasya’dan aslına uygun olarak yapılan Saraydüzü Kışla Binası Milli Mücadele Müzesi’ni gezmeden, Saat Kulesi’ni, ve Yeşilırmak kıyısına dizilmiş tarihi Yalıboyu Evlerini görmeden dönmeyin.
Milli mücadele ruhunun atağa geçtiği şehir olan Erzurum denilince çoğumuzun aklına ilk cağ kebabı geliyor. Erzurum’da başka hangi yemekleri yemeliyiz, hangi restoranlara gitmeliyiz derseniz “Erzurum Yemek Rehberi” yazımıza göz atabilirsiniz.
Biraz turistik olmaya başlamış olsa da lezzetli bir cağ kebabı için benim tavsiyem ‘Gel Gör’ün Terminal Caddesi’ndeki şubesine gitmenizden yana olacaktır. Çünkü hemen yanında da kadayıfçı ‘Muammer Usta’ var. Yani bir taşla iki kuş vurabilirsiniz.
Bir gece boyunca tuz, karabiber ve soğanla hazırlanan terbiye karışımında dinlendirilen etler ertesi gün önce büyük bir şişe diziliyor. Hafif pişmeye başladıktan sonra da cağ denilen özel şişlere geçirilerek pişirilmeye devam ediyor. Cağ kebabı yapan hemen hemen tüm mekanlarda olduğu gibi Gel Gör’de de şişler siz tamam diyene kadar teker teker, sıcak sıcak servis ediliyor.
Bir de küçük tavsiye vermeden geçemeyeceğim. Benim gibi cağ kebabının lezzetine kendinizi fazla kaptırmayın ki Muammer Usta’nın çıtır çıtır kadayıf dolmasının da tadına bakabilin.
Erzurum’da Mustafa Kemal’in 3 Temmuz 1919’da gelerek 52 gün boyunca kaldığı Atatürk Evi’ni, Erzurum Kongre Binası’nı, Ulu Cami’yi, Eski Erzurum Evleri’ni mutlaka ziyaret edin.
Gelişen milli mücadele ruhunun giderek şahlanmaya başladığı illerden biri de köftesiyle meşhur Sivas.
Ekmek veya soğan kullanılmadan sadece kıyma ve tuz ile hazırlanan harçtan yapılan yuvarlak Sivas köftesini tadabileceğiniz en lezzetli yerlerden biri de Sivas’ın en eskilerinden olan Kirli Ahmet Usta. Kirli Ahmet Usta’da masaya oturduğunuz anda sıcacık çorba, salata, cacık, ezme ve tazecik pide ikram ediliyor. Ancak bana sorarsanız bu lezzetlerle kendinizi fazla tıkamayın ve enfes köftenin tadına doyasıya varın derim.
Sivas’ta tatmanız gereken yöresel lezzetlerden biri de meşhur kazan simidi. Taş fırında veya gürgen odununun ateşinde pişen bu simidi yemelere doyamayacaksın benden söylemesi. O yüzden birkaç tane de paket yaptırıp yanınıza almayı ihmal etmeyin derim.
Sivas’ta Sivas Kongre Binası Atatürk ve Etnografya Müzesi’ni gezmeden, Çifte Minareli Medrese’yi, Gök Medrese’yi görmeden Sivas’tan ayrılmayın. Hatta vaktiniz kalırsa Divriği’deki Ulucami’ye de mutlaka gidin derim.
Cumhuriyet’in ilan edildiği, Milli Mücadele’nin sona erdiği şehir olan başkent Ankara’da şehrin tarihine yakışır, 60 yılı aşkın zamandır hizmet veren, esnaf lokantası olan Boğaziçi Lokantası’na bir öğlen yemeği için mutlaka uğrayın derim.
İçinizi ısıtacak çorbaları, başta Ankara tava olmak üzere kuzu eti ile hazırladıkları enfes yemekleri ve tabi ki parmak ısırtan tatlıları ile birçok farklı seçenek sunan Boğaziçi Lokantası nerede olursa olsun sulu yemeklerden vazgeçemeyenleri bekliyor.
Ankara’ya giderseniz ise ilk durağınız tabi ki Anıtkabir olsun. Ardından yenilenen Ankara Kalesi’ni, Hamamönü’nü görmeden, Rahmi M. Koç Müzesi’ni, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni gezmeden Ankara’dan dönmeyin.
29 Ekim tatilinde gezilecek yerler için 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Tatili Seyahat Önerileri yazımıza göz atabilirsiniz.