Sanatın müze ve galerilere sığmadığının, sokaklara taştığının en güzel göstergesi bence rengarenk ’mural art’ların süslediği binalar, yollar, duvarlar.
Kimi zaman düşündüren kimi zaman güldüren bu rengarenk duvarlar çoğu zaman şehirlerin simgesi haline de geliyor.
İşte fotoğraf çektirmeye doyamayacağınız arka fonlara ev sahipliği yapan dünyanın ‘mural art’ yani duvar sanatı ile ünlü şehirleri:
Günümüzde rengarenk görüntüsü ile Berlin fotoğraflarında en sık gördüğümüz arka fonlardan biri olsa da, Berlin Duvarı’nın üzerindeki ‘mural art’lar aslında bir insanlık dramını konu alıyor.
Berlin’de birbirinden güzel mural art tasarımları ile süslü onlarca duvar ya da bina bulabilirsiniz.
Her biri bir sanatçının elinden çıkan bu süslemelerin en popülerlerini Ritter, Brandenburg ya da Dom kapıları başta olmak üzere Berlin’in bir çok noktasına görebilir, hikayelerini dinleyebilirsiniz.
Berlin’in sokaklarına renk katan süslemelerden biri de neon pembeye boyanmış, kanala açılan pembe borular.
Her köşesinden sanatsal bir renk çıkan bir şehri keşfetmek istiyorsanız Berlin, en keyifli alternatiflerden biri olacaktır.
Berlin’de Görmeniz Gereken 20 Yer
San Francisco ve mural art denildiğine akıllara ilk olarak bir dönemin efsanesi ‘Çiçek Çocukların’ çıkış noktası ‘Haight Street’, “Mission District” ve “Castro” geliyor.
Meksikalıların yoğun olarak yaşadığı açık hava sergisi tadındaki Mission District’e giderseniz bol bol duvar fotoğrafı çektikten sonra kendinize en güzelinden bir taco ziyafeti çekmeyi de ihmal etmeyin derim.
Her ne kadar son zamanlarda Lizbon denilince akıllara ilk olarak o efsane tatlı ‘Belem Turtası’ ya da nam-ı diğer ‘Pasteis de Nata’ gelse de Lizbon’un en dikkat çeken özelliklerinden biri de şehrin sokaklarını, binalarını süsleyen rengarenk duvarları.
Lizbon sokaklarında dolaşırken insanı çokça düşündüren bolca sosyal mesaj içeren pek çok mural art görebilirsiniz.
Özellikle küresel ısınmanın etkilerine dikkat çeken ‘Mutsuz Panda’ resmi Lizbon’un en bilinen mural artlarından sadece biri.
Dünyanın en meşhur sokak sanatçılarından biri olan Bansky’nin memleketi Bristol için sokak sanatı denilince İngiltere’de akla ilk gelen şehir diyebilirim.
Her yaz düzenlenen ve dünyanın pek çok ülkesinden genç yeteneği buluşturan sokak sanatları festivali ‘Upfest’te, Bristol sokakları adeta bir açık hava müzesine dönüşüyor desem yeridir.
Bedminster ve Southville, Bristol’de rengarenk duvarları en sık görebileceğiniz mahallelerden sadece ikisi.
Siz de keyifli ve renkli yaz festivallerinin izini sürenlerdenseniz Upfest’e de bir şans verin derim.
Upfest zamanı veya sonrasında Bristol sokaklarında gezerken fotoğraf çekilmeye doyamayabilirsiniz demedi demeyin.
Adı pek fazla bilinmese de Angoulême, Fransızlar arasında ‘çizgi roman başkenti’ olarak anılıyor.
Angoulême’e giderseniz şehrin duvarlarını süsleyen resimlerin kahramanları ile bir arada kendi mizanseninizi yaratarak farklı ve yaratıcı pozlar verebilirsiniz.
Avrupa Görsel Sanatlar Okulu’na da ev sahipliği yapan, tuval havasındaki binaları ile beğeni toplayan bu güzel şehri seyahat planlarınız arasına mutlaka alın derim.
Ummadık köşelerden ansızın karşısınıza çıkan resimler ile süslü binalar arasında dolaşmak isteyenlerin favori destinasyonlardan biri de Buenos Aires.
Buenos Aires’te duvarları süslemek için sadece bina sahibinden izin almak yeterli, bu yüzdendir ki Buenos Aires’te neredeyse her bina, her kapı bir sanat eseri havasında.
‘Mural City’ olarak da bilinen Buenos Aires’te duvar resimlerini ilgi alanlarına göre görmek isteyenlere özel turlar düzenlendiğini de söylemeden geçmek olmaz.
Siyah beyazdan renkliye, sosyal mesajlıdan politiğe pek çok farklı duvar sanatı ile karşılaşabileceğiniz şehirlerden biri de Brezilya’nın kalbi Sao Paulo.
İnsanı hayaller alemine sürükleyen duvar sanatları ile Sao Paulo, uzak diyarları keşfetmek isteyenlerin favori destinasyonlarından biri.
Sao Paulo’ya gidip renkli duvarların izini sürmek isterseniz gezinize ilk olarak şehrin bohem mahallesi olarak bilinen Vila Madelena’dan başlayın derim.
Bu rengarenk caddeyi keşfetmek isteyenlere özel yürüyüş turları (walking tours) düzenlendiği de aklınızda bulunsun.
Politik ya da hüzünlü hikayesi olan mural art süslemelerinden çok uzakta Melbourne’ün duvarları.
Genellikle popüler kültür temalı mural artlarla süslü Melbourne sokaklarında gezerken Nusret’in o meşhur ‘saltbae’ pozunun resmedildiği bir duvarla da karşılaşabilirsiniz benden söylemesi.
Montreal sokaklarını süsleyen resimlerin pek çoğu siyasi içerikli olsa da politik mizahın etkisi de görülüyor.
Montreal’de sadece binalar ya da duvarlar değil yollar bile ünlü sanatçıların elinden çıkma resimler ile süslü.
Montreal’in kimi caddelerinde gezerken başınızı yerden kaldıramazken kimi sokaklarında gezerken binaların tepelerini izlemekten kendinizi alamayacaksınız.
İlki 2012 yılında düzenlenen Mural İstanbul Street Art Festivali’nin de etkisiyle İstanbul’daki renkli duvarların sayısı gün geçtikçe daha da artıyor.
Özellikle İstanbul’un en tarihi semtlerinden biri olan Kadıköy Yeldeğirmeni Mahallesi‘nin sokaklarında gezerken semtin dokusuyla bütünleşen resimlerin süslediği duvarlara hayran oluyor insan.
Bana sorarsanız birbirinden güzel mural art’ları keşfetmeye önce İstanbul’dan başlayın ve ilk fırsatta kendinizi Yeldeğirmeni’nin sokaklarına atın derim.