Keban Barajı, Hazar Gölü, Buzluk Mağarası ve daha nicesi… Doğal güzelikleri, tarihi eserleri ve kaplıcalarıyla karşınızda Elazığ ve gakgoşlar!
Doğu Anadolu Bölgesi’nin hızlıca gelişen şehirlerinden Elazığ tarihin hemen hemen her döneminde önemli bir yerleşim yeriydi, bundan dolayı da kültürel zenginliği büyüleyici cinsten.
“Elazığ’a nasıl gidilir?”, “Elazığ’da sizleri neler bekliyor?” gibi aklınızda oluşacak tüm sorulara cevap olması için bu yazıyı hazırladık. Eminiz ki düşündüğünüzden çok daha fazlası var Elazığ’da.
Belki ilgi alanınız Elazığ tarihinden ve Elazığ’da bulunan müzelerden yana, belki sadece doğal güzelliklerini merak ediyorsunuz, belki gezmeyi düşünüyorsunuz ama bir yandan spor da yapmak istiyorsunuz, belki şehir içinde bulunan dini yapılara büyük ilgi duyuyorsunuz, belki Elazığ Mutfağı’nı bir yerlerde duydunuz ve lezzetlerini merak ediyorsunuz, veya demin bahsettiklerimizin aksine Elazığ’la ilgili çok sınırlı bilgiye sahipsiniz ve öğrenmek istiyorsunuz.
Bu yazımızda Elazığ’la ilgili bilmeniz gereken her bir detayı ince ince işledik, biz elimizden geleni yaptık. Artık sıra sizde, o zaman sizi yazıyla başbaşa bırakıyoruz. Keyifli okumalar!
Keban Barajı altında yapılan kazı çalışmalarında ortaya çıkan tarihi eserlerle birlikte milattan önceki dönemlere ait gümüşler, bakırlar, kalıntılar, halılar, kilimler ve bu tarz eşyalar Elazığ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nde sergileniyor.
Halı ve Kilim Galerisi, Etnografya Salonu, Arkeolojik Eserler ve Sikke Salonu olmak üzere üç bölümden oluşan müzede Hitit, Hurri, Urartu, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı dönemlerinden pek çok eser sergileniyor.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk 17 Kasım 1937 günü Elazığ’a yaptığı ziyarette bu öğretmen evindeki bir odada kalmış.
Günümüzde Kent Müzesi haline gelmiş bu odayı ve Atatürk’ün kullandığı eşyaları birebir görme fırsatını kaçırmayın.
Karşınızda Harput’un minyatürü! 18. yüzyıl sonlarında Harput Antik Kenti’nde inşa edilmiş konağın restorasyon sonrası müze halini almış hali = Şefik Gül Kültür Evi.
Restorasyon kapsamında Harput mimarisine göre yeniden restore edilen, yöresel kıyafetler ve Harput Musikisi’nden eserler barındıran, Harput kültüründen eşyaları ve Harput’un eski fotoğraflarını görebileceğiniz arşivi sergileyen Şefik Gül Kültür Evi’nin size söyleyeceği ve göstereceği çok şey var!
Tarihi milattan önce 8. yüzyıla dayanan Harput Kalesi Harput Tepesi’nde bulunuyor. Tarihi dokusuyla Elazığ’da görülmesi gereken temel yerlerden Harput Kalesi’nin burç ve surları hala ayakta, zamanla odalar, basamaklar ve gizli geçitler eklenmiş.
Bir rivayete göre kale harcı hazırlanırken su yerine süt kullanılmış, bu yüzden kaleye Süt Kalesi de deniliyor.
İç ve dış olmak üzere iki bölümden oluşan kale içinde yapılan kazı çalışmalarından çıkarılan kalıntılara ve eserlere Elazığ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nde denk gelebilirsiniz.
Harput Antik Kenti’nde bulunan Buzluk Mağarası’nın diğer ismi Buzluk Taşı.
Elazığ’da görebileceğiniz en etkileyici doğa ve turizm merkezlerinden Buzluk Mağarası’nda yer altı hava akımı olduğu için en sıcak yaz günlerinde bile doğal buz görülürken kış aylarında da sıcak hava oluşuyor. Bu özelliği Buzluk Mağarası’nı önemli kılıyor şayet dünya üzerinde bu özelliğe sahip çok nadir mağara mevcut.
Türkiye’nin Atatürk Barajı’ndan sonra en büyük ikinci yapay gölü, işte Keban Baraj Gölü!
675 kilometrekarelik alanıyla Keban Baraj Gölü’nde olta balıkçılığı dışında eletrik üretimi de yapılıyor.
Enerji açısından bakıldığında Türkiye’nin ilk büyük yatırımı Keban Baraj Gölü’dür ve şu an ülkece tüketilen elektriğin %8’ini karşılıyor.
Keban Baraj Gölü Elazığ’a 45 kilometre uzaklıkta bulunuyor ve buradan Elazığ’ın Ağın ilçesine, Tunceli’nin ise Çemişgezek ve Pertek ilçelerine feribotla geçiş yapılabiliyor.
Elazığ’daki doğal güzelliklerden bir diğeri kesinlikle Çırçır Şelalesi. Dünyanın en genç şelalesi olarak bilinen şelale Keban Barajı’ndan akan suların dökülmesiyle harika bir manzara sunuyor.
Gürül gürül akan suyu, geniş bahçesi, temiz havası içinizi ferahlatacak, yakınlarında bulunan alabalık tesislerinde yiyeceğiniz balıklarla mideniz size minnettar kalacak. Elazığ’ın bu gizli cennetinde doğayla baş başa kalmaya hazır mısınız?
Özellikle yaz aylarında ve bahar aylarında Elazığ’da görebileceğiniz en güzel manzara için kesinlikle Hazar Gölü’ne gitmelisiniz.
Güneyinde Hazarbaba Dağı’nın bulunduğu Hazar Gölü şehir merkezine 26 kilometre mesafede bulunan tektonik bir göl.
Kamp severler için müjde! Dinlenme tesisleri haricinde kamp alanları bulunan gölde doğayla başbaşa kalacaksınız ve eğer yaz aylarında gidiyorsanız cırcır böcekleri eşliğinde yıldızları seyretme fırsatı elde edeceksiniz.
Sıcaktan bunalan kişilerin rağbetine uğrayan Hazar Gölü Ege ve Akdeniz plajlarını aratmayan bir plaja sahip üstelik.
Güzel bir haber daha verelim, Elazığ’da su sporlarını da rahatlıkla yapabilirsiniz. Hatta adrenalin bağımlıları için paraşütle atlama imkanı da var!
Kışın yolunuz buraya düştü mü müptelası olacaksınız, demedi demeyin! Hazarbaba Dağı’ndaki Hazarbaba Kayak Merkezi Elazığ’da kış turizminin öncüsü.
Yakınlarındaki şehirlerden pek çok yerli turistin istilasına uğrayan bu merkezde kendi kayak malzemelerinizi getirerek veya direkt olarak buradan kiralayarak muhteşem Hazar Gölü manzarasına karşı kayak yapabilirsiniz.
Kar motoruna binerek de çevreyi keşfedebilir, eğer snowboard veya kayak yapmayı bilmiyorsanız uzman eğitmenlerden ders alabilir ve kendinize yeni hobiler katabilirsiniz.
Elazığ ile ilgili bilmeniz gereken en önemli şeylerden biri de şifalı sularıyla ünlü bir şehrimiz olması.
Karakoçan Golan Kaplıcaları romatizma, kadın hastalıkları ve iç hastalıklar başta olmak üzere hemoroid sorunlarına ve cilt hastalıklarına iyi gelen şifalı sularıyla biliniyor ve her yıl yüzlerce ziyaretçiyi ağırlıyor.
Doğal güzelliklerle çevrelenmesiyle adeta huzur ve şifa hizmeti veren Karakoçan Golan Kaplıcaları Tunceli ve Elazığ sınırını oluşturan Peri Nehri üzerinde bulunuyor.
Ne diyor ünlü Fırat türküsü? “Kömürhan Köprüsü Harput’a bakar”! Ama gerçekte Kömürhan Köprüsü Harput’a bakmıyor, olsun. Fırat Nehri’nin iki yakasını bir araya getiriyor, daha ne yapsın Kömürhan Köprüsü?
Bir diğer adıyla İsmet Paşa Köprüsü olan bu köprü Karakaya Barajı yapıldıktan sonra sular altında kalmış. 1986 yılında bir yenilenmeye uğramış ancak aynı ismini taşımaya devam etmiş.
Daha da eskilere gidersek köprünün ilk olarak 1638 yılında Sultan 4. Murad tarafından inşa edildiğini söyleyebiliriz.
Bağdat Seferi sırasında verdiği karar ile yapımına başlanan Kömürhan Köprüsü sultanın ani ölümünden dolayı yarım kalmış, yüzyıllar sonrasında Cumhuriyet döneminde bulunduğu yere inşa edilmiş.
Anlatmaya gerek yok, görüyorsunuz! Karşınızda gürül gürül akan Sori Şelalesi.
Elazığ’ın Alacakaya ilçesindeki Sori Maden Ocakları civarında bulunan Sori Şelalesi’nin ilkbahar aylarında karların erimesiyle birlikte su yoğunluğu artıyor.
Alacakaya ilçesine bağlı Çakmakkaya Köyü’ndeki Demirkapı Hanı yukarıda bahsettiğimiz Kömürhan Köprüsü gibi 1638 yılında yine Sultan 4. Murad tarafından yaptırılmış.
İnşa edilme amacı Bağdat Seferi sırasında Çakmakkaya Köyü’nden geçerek Gülek Boğazı’ndan Karadeniz’e ulaşan kervanların konaklaması olan han Elazığ’da görülmesi gereken tarihi yerler arasında ziyaretçilerini bekliyor.
Son yıllarda ismi rafting gibi su sporlarıyla daha da bilinmeye başlayan Palu ve doğal güzellikleri dışında görülmesi gereken tarihi değeri Palu Kalesi. Kale için zamanında Evliya Çelebi “Göğe baş uzatmış bir kale” demiş.
Tarih boyunca pek çok medeniyetin ayak bastığı Palu ilçesi 7000 yıllık bir tarihe sahip. Bu süreçte Sümerler ile başlayıp Hurriler, Hititler, Asurlular, Urartular ve Persler ile devam eden, Romalılar, Sasaniler, Bizanslılar ve Emeviler’den sonra Abbasiler, Artuklular, Selçuklular, Moğollar, Dulkadir Beyliği ve Osmanlı Devleti gibi birçok devletin misafir olduğu topraklar…
Bu topraklara ayak basmaya davet ediyoruz sizleri, hatta sadece Palu Kalesi’ne değil direkt olarak Palu’ya!
Kaymakamlık tarafından başlatılan proje kapsamında Palu Kalesi yürüyüş yollarından merdivenlere, aydınlatma sistemlerinden korkuluklara kadar yapılan restorasyonlar ile artık daha ulaşılabilir ve bu da kültür turizmindeki önemini artıran bir gelişme tabi ki.
Klasik Osmanlı tipi hamamlardan günümüze kadar ulaşabilen nadir hamamlardan Koca Hasan Hamamı da Elazığ’a yolunuz düştüğünde görmeniz gereken bir diğer yer.
İki giriş kapısı bulunan hamam ılıklık, soyunma ve yıkanma yerlerinden oluşuyor. Batı kapısı oldukça sadeyken doğu kapısı kubbeli ve bir o kadar da dikkat çekici.
Tamamen yıkılmış olan ılıklık bölümünden yıkanma kısmına geçiliyor, soyunma yeri kubbe ile örtülü ve kare planlı bir yere sahip.
Yıkanma yerinde dört eyvan ve ortada büyük bir kubbe bulunuyor, köşelerde de birer kubbeli halvet görülüyor.
Bu tarihi miras Kurşunlu Camii’nin batı tarafında kalıyor.
Üzerindeki kitabeye göre 1906 yılında yaptırıldığı düşünülen Harput Çeşmesi, nam-ı diğer Üç Lüleli Çeşme, Harput ilçesine girince hemen sol tarafta yer alıyor.
Çeşme kesme taşla yapılmış olup eyvanlı bir tipe sahip. Yuvarlak olan eyvan kemeri üzerinde ay – yıldız motifi, kenarlarında ise palmet motifleri bulunuyor.
Harput Kalesi’nin doğusunda bulunan Meryem Ana Kilisesi kaledeki kayalıkları gömülü bir şekilde duruyor.
Diğer isimleri Kızıl Kilise veya Yakubi Kilisesi olan Meryem Ana Kilisesi Elazığ’da görülmesi gereken tarihi yapılardan sadece biri.
Milattan Sonra 179 yılında yapıldığı düşünülen kilisenin en başlarda putperestlerin putlarını saklamaları için inşa edildiği ve sonrasında Yakubi Hristiyanları tarafından kiliseye çevrildiği tahmin ediliyor.
Yöre halkı tarafından kadın hastalıklarına ve sinir hastalıklarına şifa verdiğine inanıldığı için mucizevi kilise ismiyle de anılıyor.
Elazığ’daki en değerli tarihi yapılardan Harput Ulu Camii, aynı zamanda Anadolu’nun en eski camilerinden biri.
Artuklu hükümdarı Fahrettin Karaaslan tarafından 1157 yılında yaptırılan cami iç cami, iç avlu ve son cemaat yeri olarak üç kısımdan oluşuyor ve günümüzde hala ibadete açık.
Harput Ulu Camii’nin minaresi eğik, bunun hakkında farklı farklı rivayetler var. Bazı rivayetlere göre özellikle eğri inşa edildiği düşünülürken bazılarına göre ise depremlerden sonra minarenin eğildiği iddia ediliyor.
Ahşap oymacılık sanatının en güzel eserlerinden diyebileceğimiz Ulu Camii’nin minberi abanoz ağacından yapılmış ve bu nadide eser Harput Kurşunlu Camii’ye taşınmış. Resmen sanat – tarih – din bir arada!
Şahende isimli bir kadının gördüğü rüyadan sonra Harput’un manevi büyüklerinden Beyzade Efendi bir kazı yaptırıyor ve kazıda büyük bir lahit ortaya çıkıyor.
İçinde bir kadın, bir erkek ve iki çocuğun mezarı bulunuyor. Mezarlar açıldığında erkeğin mezarında çürümemiş bir cesetle karşılaşılıyor ve durum Şeyhülislam’a telgrafla bildiriliyor. Gelen cevaba göre de bir türbe yaptırılarak ismine Mansur Baba deniyor.
Bu anlattığımız hikaye bir rivayete dayanıyor tabi ki. Bazı kaynaklara göre de türbedeki mezarkların Artuklu Hanedanı’ndan olabileceği düşünülüyor.
1894 yılında Harput’ta doğan İslam düşünürü Kazım Efendi 1967 yılında vefat etmiş ve memleketi Harput’a defnedilmiş.
Kazım Efendi Türbesi’ne gelecek olursak, daha önce böyle bir türbe görmediğinize eminiz.
Farklı bir mimari tarza sahip türbe özel bir kabristan içinde ve ihata duvarıyla çevrili. Türbenin üzerinde araları açık 5 sütun üzerine oturtulmuş bir kubbe bulunuyor. Kemerlerle kubbeye bağlanmış sütunların bir araya geldiği kubbenin tam alt kısmında demir kafesle çevrilmiş daire şeklinde bir mezar bulunuyor.
Eski hükümet konağının karşı tarafında yani şehir merkezinde bulunan İzzet Paşa Cami 1866 yılında yaptırılmış.
Türkiye’de ilk asansörlü minareye sahip cami seçilen İzzet Paşa Camii Osmanlı mimarisinden izler taşıyor.
Zeminde kütüphane, 115 dükkan ve polist noktası bulunan cami bir külliye olarak hizmet veriyor günümüzde.
Hacı İzzet Paşa Vakfı’nın idare ettiği cami Anıtsal Kültür Varlıkları arasında yerini almış.
Üryan Baba Türbesi
Elazığ’ın Seyitgazi ilçesindeki Yazıdere Köyü’nde bulunan Üryan Baba Türbesi de Elazığ’a gittiğiniz zaman görmeniz gereken dini yapılar arasında.
Üzeri kubbe ile örtülü ve kare planlı Üryan Baba Türbesi ve imareti Osmanlı Devleti zamanında 1511 – 1517 yılları arasında inşa edilmiş.
Elazığ’a gitmeye karar verdiyseniz ilk kısımda anlattığımız gezilmesi gereken yerler haricinde tatil programınızı bu kısımda bahsedeceğimiz aktivelerde bulunacağınızı da hesaba katarak hazırlamanızı öneriyoruz.
Belki anlatacağımız bir festivale gitmeyi gerçekten isteyeceksiniz ama biletinizi çoktan almış olacaksınız, aman diyelim! Sadece festival de değil, zengin yemek kültürüyle sırf iki üç çeşit yemeği tatmak için tatilinizi uzatmayı düşünebilirsiniz, çünkü Elazığ buna değer. Her şey sonrasında “keşke” dememek için…
Doğa kaçamaklarını seven kişilerin bayılacağı bir Elazığ turu için birkaç ulaşım alternatifi bulunuyor elbette.
Doğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan şehrimiz Elazığ karasal iklimin etkisinde olduğu için kış aylarının biraz ağır geçeceğini şimdiden hatırlatalım.
Elazığ’a özel aracınızla gitmeyi planlıyorsanız, İstanbul’dan yola çıktığınız takdirde yolculuğunuz 14 saat sürecektir.
Eğer başlangıç noktanız Ankara’ysa 9 saat içinde Elazığ’a varmış olacaksınız.
Yolculuk süresi Diyarbakır’dan yola çıkıldığında 2 saat iken Malatya’dan çıkış yapıldığında bu sürenin 1 buçuk saat olduğunu görüyoruz.
Elazığ’a özel araç yerine otobüs firmalarının seferleri ile de gidebilirsiniz.
Elazığ’ın en önemli kara yolu bağlantısı Ankara, Kayseri ve Malatya üzerinden Tunceli ve Erzurum yönünde ilerleyen devlet yolu. Bu yolun 156 kilometresi Elazığ sınırlarından geçiyor.
Elazığ’a giden tüm otobüs firmalarının sefer saatlerine ve otobüs biletlerine Elazığ otobüs bileti sayfamızdan ulaşabilirsiniz.
Doğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük havalimanı olan Elazığ Havalimanı’na İstanbul ve Ankara bağlantılı olarak, aynı zamanda bazı büyük şehirlerden direkt olacak şekilde haftanın her günü uçuşlar sağlanıyor.
Elazığ Havalimanı’nda indikten sonra şehir merkezine otobüs veya taksilerle rahatça ulaşabilirsiniz. Daha detaylı bilgi için:
sayfalarımızdan, firma,sefer ve fiyat bilgisi görüntüleyip, ucuz uçak bileti alabilirsiniz.
Ciddi bir demir yolu ağına sahip olan Elazığ’a Ankara – Elazığ arasında Mavi Tren ile ulaşabilirsiniz.
Van Gölü Ekspresi haftada iki gün, 4 Eylül Mavi Treni ise haftada dört gün karşılıklı seferler düzenliyor. Malatya, Gaziantep, Adana ve Mersin’e Fırat Ekspresi’nin haftanın her günü karşılıklı düzenlenen seferler ile ulaşım sağlayabilirsiniz.